Atilla Atalay’ın İletişim’den çıkan ilk kitabı. “Civciv kutusu ne ki, çok daha acıklı öyküler anlattı zaman... Galeyanlar oldu, linçler sonra... Herkes deli gibiydi... Evet evet, herkes delirmişti sonunda...” Hiçbir yerde yayımlanmamış öyküler, bambaşka “bir” öykü ve H.B.R. Maymun’da yayımlanmış “Sıdıka”lar... Atilla Atalay ile zaman’ın birlikte anlattıkları acıklı ve komik şeyler...
İTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği mezunu olan Atilla Atalay, 1979 Yılından başlayarak profesyönel mizah yazarı olarak çeşitli dergilerde yazılar yazdı. Gırgır, Fırt, Hıbır Mizah dergileriyle birlikte bir süre haftalık olarak yayınlanan Gazete Pazar'da ve Milliyet Gazetesi Kültür Sanat Eki'nde köşe yazıları yazdı. Mizah dergilerindeki köşeleri Eray ve Sıdıka büyük ilgi çekti. Yazıları halen Leman ve Lemanyak Dergileri'nde sürmektedir.
"Sıdıka" adlı tiplemesi Atıf Yılmaz ve Mahinur Ergun'un yönetiminde Show TV için televizyon dizisi olarak çekildi. Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay için yazdığı "Gelecekte İnecek Var" adlı mini TV dizisi ise ATV'de yayınlandı.
Yazıldığı dönem Türk mizahının zirve yaptığı yıllar ve ben etimle kemiğimle o yıllara ait olduğum için bayılmam normal. Sadece Sıdıka hikâyeleri için bile okunabilir ve şu çağda bize dayatılan çerçöpü her satırında cebinden çıkarır.
Şöyle sahilde güneşlenirken gülerek okuyabileceğiniz enfes bir kitap. (Hatta Atilla Atalay'ın tüm kitaplarını plaj çantanıza koyabilirsiniz) Sıdıka bölümünü okurken hep Hasibe Eren ve Füsun Demirel gözümün önündeydi.
Sıdıka yine beni çoook güldürdü ve hüzünlendirdi tabii. Ama artık birkaç kitap sonunda Atilla Atalay’la arkadaş olduk gibi hissetmeye başladım. :) Aşırı keyifli giderken ailesinden ve kendisinden bahsettiği kısımlarda böyle uzun süre görmediğim bir dostumla dertleşiyormuşum gibi geldi. Ne diyorduk: ‘’Durmak lazım, kaya gibi!’’
Geçen senenin son ayındaki keşfim Atilla Atalay'dı. Sıdıka,Yavaş tren derken civciv kutusunu da storytelden dinledim. Ben cidden Sıdıkayı özlemişim. Civciv kutusuda güzeldi. Atilla Atalay'ı keyifli zaman geçirmek isteyenlere kesinlikle öneririm.
"-Hele bi gelsin!... Oyarım o enişte kediyi de bu orostopiği de... Asıl bunda zaten suç... Ev kedisi dediğin, kırar patisini oturur mır mır sobanın dibinde... Ama bizim Topik Hanım kudurdu, mart geldi diye duvarlara sürtünüyor mendebur...
-Saçmalama anne, bütün organizmalarda üremeye bağlı bi cinsel içgüdü var... Psikanalizin babası Fröyd'e göre libido..
-Fröyd deme anneye... Fröydgilin kedisi orosbu diye, cümle mahlukat keranede mi çalışıcak? Bi de adama psikonizin babası diyosun... Ööle baba olmaz olsun... İnsan evvela kendi evladını düşünür de ööle konuşur...." Sıdıka yine çok iyiydi; ama kitaptaki diğer hikayelere yine pek ısınamadım. Neyse ki kitabın yarısından fazlası Sıdıka'ydı:)