Jump to ratings and reviews
Rate this book

Geçmişten Geleceğe Türkiye

Rate this book
4 yıl 9 ay tutuklu kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Mustafa Balbay'ın hapiste yazdığı son kitap, kendisiyle yaptığı uzun söyleşiden oluşuyor.
Balbay bu kitabında 80 ülkeye yaptığı gezilerin anılarına 33 yıllık gazetecilik birikimini katarak Türkiye'nin tarihine, bugününe, geleceğine ilişkin düşüncelerini paylaşıyor.
Kitapta ülke sorunlarını dile getiren gazeteci Balbay'dan ülke sorunlarına çözüm arayan politikacı Balbay'a geçişin izlerini bulacaksınız.
(Arka Kapak)

224 pages, Paperback

First published January 1, 2014

6 people want to read

About the author

Mustafa Balbay

58 books16 followers
Mustafa Ali Balbay 8 Ağustos 1960, Burdur doğumlu, Türk gazeteci, siyasetçi, yazar.

24. Dönem İzmir 2 . Bölge milletvekili, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi, Cumhuriyet Gazetesi Yayın Kurulu üyesi, Cumhuriyet Gazetesi eski Ankara Temsilcisi, Cumhuriyet Gazetesi'nin baş sayfasında Gündem adlı köşenin yazarı olan Balbay’ın gezi, inceleme, siyaset ve çocuk edebiyatı alanında 29 kitabı vardır.
6 Mart 2009 da hükümeti düşürmeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklandı. 5 Ağustos 2013'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında 34 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. 9 Aralık 2013 tarihinde tahliye edildi, 10 Aralık 2013 tarihinde milletvekili yemini ederek göreve başladı. TBMM 24. ve 25. Dönem İzmir milletvekilidir.

Balbay, evli ve iki çocuk babasıdır.

Ergenekon davası
Balbay, 1 Temmuz 2008 sabahı Ergenekon soruşturması kapsamında Ankara'daki evinde gözaltına alındı. Balbay'ı evinde gözaltına alan polisler tarafından Balbay’ın evinde yapılan aramanın ardından bilgisayarına el konuldu ve kendisi sivil polislerin eşliğinde evden çıkarılarak gözaltına alındı. Susma hakkını kullandığını belirten Balbay, 5 Temmuz 2008 günü mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Balbay, mahkeme çıkışı yaptığı açıklamada kendisini "terör yaralısı" hissettiğini belirtti.

Mustafa Balbay, 5 Mart 2009 Perşembe günü sabahı, Ergenekon soruşturması kapsamında ikinci kez gözaltına alındı. 6 Mart 2009 günü çıkarıldığı mahkeme tarafından hükümeti düşürmeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklandı. Balbay’ın hükümeti düşürme teşebbüsüyle suçlaması bilgisayarından elde edildiği ileri sürülen ve “darbe günlüğü” diye anılan notlara dayanır. Balbay’a atfedilen bu günlüklere dayanarak Balbay’ın İlhan Selçuk ve diğer Cumhuriyet Gazetesi yazarları ve bazı komutanlar ile birlikte 2000-2005 yılları arasında askeri darbe planları yaptığı iddiası ortaya atılmıştır. Günlüklerin bir bölümü 16 Mart 2009 günü tempo24.com.tr internet haber sitesinde yayınlanmıştır. 24 Mart 2009 günü avukatı aracılığıyla bir açıklama yapan Balbay, kendisine ait olduğu ileri sürülen günlüklerle ilgili olarak, "Medyada tartışılan şekilde bir günlüğüm yoktur. Birbirinden farklı notlar montaj yapılarak birileri tarafından işlenmiş, yorumlar eklenmiş ve tahrif edilmiştir" dedi.
6 Mart 2009'da beri Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Balbay, Ergenekon davasında hükümeti ve meclisi ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlamasıyla yargılanmakta ve 28 Şubat 2011’den bu yana bir hücrede tutulmaktaydı. Balbay, 9 Aralık 2013 tarihinde tahliye edildi.
Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilciliği görevi, 12 Nisan 2010 tarihinde, tutukluluk hali ileri sürülerek Utku Çakırözer'e devredilen. Balbay, kitap yazmayı ve köşe yazılarını ve kitap yazmayı cezaevi koşullarının elverdiği ölçüde sürdürür.

Milletvekili seçilmesi
Balbay, 12 Haziran 2011'de yapılan genel seçimde Cumhuriyet Halk Partisi'nden aday oldu ve İzmir 2. Bölge milletvekili seçilmiştir.

Tahliye girişimleri
Milletvekili seçilmesinin ardından tahliye talebinde bulunan Balbay'ın talebi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi.
"3. Yargı Paketi" olarak bilen “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İlişkin Dava Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı”nın TBMM'den geçip yasalaşmasından hemen sonra 5 Temmuz 2012 günü tahliyesini tekrar talep etti, bu talep de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. 9 Aralık 2013 tarihinde tahliye edildi.

Tahliyesi
Anayasa Mahkemesi, Mustafa Balbay'ın adil yargılanma ve uzun tutuklulukla ilgili başvurusunu değerlendirerek, haklarının ihlal edildiğine karar verdi. Bu kararın ardından Mustafa Balbay'ın avukatı, hemen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahliyesi için başvurdu. Talebi değerlendiren mahkeme Anayasa Mahkemesi'nin kararına uyarak tahliyesine karar verdi ve 9 Aralık 2013 tarihinde Mustafa Balbay tahliye edildi.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
5 (45%)
4 stars
3 (27%)
3 stars
3 (27%)
2 stars
0 (0%)
1 star
0 (0%)
Displaying 1 - 2 of 2 reviews
2 reviews1 follower
July 22, 2016
Kitabı geçen yaz okudum. Bu değerlendirmemin üzerinden geçeceğim kitabı elime tekrar alınca, üzerinden geçeceğimi bilerek kabataslak yazdım.
Her kitap sonuna gelmeyi hak etmediği için, bitirmiş olmam bile bu kitabın bir değerini yansıtıyor. Şimdi megalomanlığı bir kenara bırakırsak, ilk defa bu türde bir Türk'ün yazdığı bir kitabı okudum. Daha önceden düşünüyorum öyleyse vurun'a başlamış, tek oturuşta uzun sayfalar ilerlemiştim. Ama bitirilmeyi haketmemişti o.
Kitapta Balbay'ın gezi yazıları var ve bu yazılarda içgörüler var. Öyle wikipedia'da aratsan zaten bulacağın değersiz bilgiler yok. Bunu örneklendireyim. Düşünüyorum öyleyse vurun böyle değildi. Muhtemelen ilhan selçuk'un yazarlığı zamanında internet erişiminin olmayışından kaynaklı bu durum. Çünkü gödel escher bach da öyle, eski.
Ayrıca, düşünüyorum öyleyse vurun'dan daha uzun yazılar var ancak her bölüm yine kısa. Bu da, ele alınan konuda çok detaya inilmesine engel oluyor. Deneme yazma ve okuma kültürüne batılılar kadar aşina olmadığımız için bu muhtemelen. Mesela, Hackers & Painters'da daha uzun denemeler var. Daha uzun bölümleri daha dar bir kitle dikkatini toparlayarak okuyabilirdi tabi. Yani, bu kısalık, okuyucunun ağzına, arkadaşlarına gün içinde anlatabileceği laflar veriyor. Bu sayede Balbay halktan kopmuyor. Ama bir akademisyen kadar derin olamıyor. "Ne yazık ki" demiyorum çünkü, bilginin halka yayılabilir olması da, en az akademik çevreler tarafından bilginin yaratılması kadar önemli.
Düşünüyorum öyleyse vurun ile Balbay'ın bu kitabının başka bir ortak noktası daha var: veri azlığı. Batılı denemeleriyle, gazete tespitleriyle ilgili en ciddi ve cahillerin takdir edemeyeceği kadar önemli bir farklılık bu. Bizde ülkecek, veri tutma, depolama alışkanlıkları/bilinci filan yok. Kendi ülkemizin arşivleri bile yok bir yangında yanıyor, yok kağıt geri dönüşümüne gönderiliyor falan filan. Ama şuanda vurguladığım, bundan bir adım fazlası. Bir çok branşta, dünya'daki tek kayıt amerikan enstitülerinin tuttukları; en yeni ülkelerden birisi ama yeniliğine tezat olarak en çok kayıt onlarda var, sanki en çok yaşayanlar onlarmış gibi. Buna örnek verebilirim:
Balbay'ın onlarca kitabı var. Madem enerjin var o zaman daha az kitap yaz da hangisini okuyacağımızı bilelim demiştim bu kitaptan sonra başka kitaplarına bakarken. Bence deneme yazarlığı fabrikasyon gibi olmamalı. Ama öyle de zilyon tane yazar var zaten, kitap sayısının fazlalığına bakmak Balbay'ın yazarlığını azaltmaz. Balbay belki böyle sık kitaplar çıkararak okuyucularının daha güncel kalınmasını sağlıyordur. Son cümlemi kurarken sesli düşündüm sadece.
Yer yer, Balbay'ın duygusal lafları var. Mesela, . Şimdi bu söz, retorik ile bilim arasındaki fark gibi. bilim kesin bilme peşinde koşar. retorik de, doğru olsa da olmasa da insanları etkilemek.
Bu duygusallığı, gezi zamanında oluşan umuda bağlıyorum.
Kitabın içindeki hemen hemen hiç bir şeyi, aradan geçen bu 1 yılda hatırlamadım. Yani kitabı kapattıktan sonra etkileyiciliği devam etmemiş. Bu da kitabın bir eksiği sayılabilir. İşte, bu kadar çok kitap yerine daha az sayıda ve 'temel' kitaplar yazıyor olsa belki daha akılda kalıcı olabilirdi.
Üslübum biraz saygısız oldu sanıyorum, kendisi belki baba diyeceğim yaşta bir adam, üslübumu yeniden gözden geçirmeyi düşünüyorum zira klavyeden şövalyelik taslamak kolay. Ama hakaret etmediğime göre, böyle eleştirebilmiş olmam da değerli takdir edersiniz ki.
Genel olarak, televizyonda gördüğümüz tartışma programlarına kıyasladığımızda, kaliteli. Bunu açarsam eğer; "doğru olduğumu söylemek için basbas bağırmak zorunda değilim". Yani, bugünlerde doğru olduğunu kim daha çok bağırıyorsa onu haklı gösteren bir algılayış oluştu televizyon programlarımızda sanki. İşte, kaliteli olmaktan kastettiğim bu, Balbay uygar bir yazar.
Profile Image for Özgür Baltat.
184 reviews18 followers
January 20, 2015
Mustafa Balbay'ın sonu belli olmayan bir tutukluk döneminde yazmış olmasına rağmen, karamsarlık taşımayan kısa denemelerini içeren bir kitap. Ağırlıklı olarak gezi yazıları, ve insanlarla olan canlı diyaloglarını içeriyor. Türkiye'nin tarihten gelen ve karakterini oluşturan bazı sorunları ve bunlara günü birlik değil, uzun vadeli çözüm önerileri ve stratejileri olması gerektiğini vurguluyor. Atatürk'ün bu sorunları nasıl isabetle öngördüğünü de yeri geldikçe belirtiyor. Son kısım Gezi Parkı heyecanını yansıtıyor.
Displaying 1 - 2 of 2 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.