Jump to ratings and reviews
Rate this book

Yerini Yadırgayanlar

Rate this book
Cihan Çakan ikinci öykü derlemesi Yerini Yadırgayanlar’da günümüzün sert atmosferini kırılgan ruhlar ve bıçak sırtı ilişkiler üzerinden anlatıyor. Bir yanıyla taşranın tekinsizliğini yoklayan öyküler bir yanıyla şehrin girdaplarında kol geziyor. Bazen bir âşık, bazen yavru bir kedi, bazen de bir çiçek her an yerini yadırgayanlardan biri olabiliyor.

Cihan Çakan toplumsal meseleleri dert edinirken daha çok bu meselelerin görünmeyen yanlarıyla ilgileniyor. Onun öykü kişileri toplumsal olanın tam içindeyken kendi dünyalarında aşklarıyla, umutlarıyla, hayal kırıklıklarıyla yaşama sancıları çekiyor.

Yerini Yadırgayanlar yalın dili, çarpıcı anlatımı ve katmanlı hikâyeleriyle kendinden uzun süre söz ettireceğe benziyor.

132 pages, Paperback

First published October 30, 2023

14 people want to read

About the author

Cihan Çakan

6 books

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
4 (66%)
4 stars
2 (33%)
3 stars
0 (0%)
2 stars
0 (0%)
1 star
0 (0%)
Displaying 1 of 1 review
Profile Image for Banu Yıldıran Genç.
Author 2 books1,423 followers
Read
February 22, 2024
cihan çakan’ın vapurda gidip gelirken attığı story’lerden bu kitaptaki öykülerin yazılışına da okunan kitaplara da şahidim sanki. sosyal medyayla değişen hayatlarımız hem garip hem güzel, cihan hoca’yı bir sınavda görüp sanki bin yıldır tanışıyormuşuz gibi ettiğimiz muhabbet de…
ilk kitabına dair yazmıştım çünkü orada özellikle taşra öyküleri beni çarpmıştı. bu ikinci kitap “yerini yadırgayanlar”da öyküler daha homojen dağılmış. taşra da var kent de… ama cihan çakan’ın derdini döktüğü satırlar, bir derdi olması ve bunu bağırmadan anlatması çok kıymetli.
her öyküye değinmeyeceğim ama kitabım geneline sinmiş bir ölüm, ölümden sonra yas duygusu hakim. ben artık bu memlekette bu şartlarda neşeli şeyler yapabileceğimize inanmıyorum pek. her öyküye her romana sinen bir yasımız var. barışı ve özgürlüğü savunduğumuz on yıl öncesinden bugüne gömdüğümüz umutlarımızın yası. bu yas duygusu bireysel, toplumsal… her yerde hissediliyor.
ilk öykü “japon balığı” çok güçlü bir metin. hatta hani çok açıklıyorsunuz yazarlar diyorum ya bazen, işte çok açıklama yaptığınızı hissettiğinizde açın bu öyküyü okuyun, kazanın sezdirildiği ama katiyen bir şey söylenmeyen 14. sayfayı hatmedin hatta. benden ödev. az kelime çok duygu. en iyi öykülerden biri bence.
“kısa hayatların hikâyeleri”ni daha evvel okumuştum. aklıma hep “çok fazla acı var” diyen dicle koğacıoğlu geldi okurken. acılara şahit olurken yaşanan anormallikler, zaman ve mekan kaymaları da çok ustaca yedirilmiş metne. toplumsalla bireysel arasında salınıyor.
“gizli anlaşma” ve “peri” birbirine benzer öyküler ama ben ilkini daha çok sevdim. çocuk anlatıcının masallarla kurduğu o korkunç gerçekten kaçış yöntemi, kadınların patriyarkaya karşı koyduğu direnç, kurduğu kardeşlik ve sondaki döngüsellik çok hoş, çok masalsı olmuş.
“iki kız kardeş” yine cihan çakan’ın ilk kitabında da dert ettiği meselelerden. burada da kardeşlerden birinin cinsiyet değişimini, kardeş kıskançlığını, geride kalanın hıncını, taşradaki erkekliği ve her şeyi olanca biçimiyle kabul edebilen anneleri, anneanneleri anlatmış yazar. öyküye sinen gerçeklik can yakmıyor, özellikle diyaloglar çok hakiki ki cihan çakan’ın oyun yazarı da olduğunu bilince bu çok doğal.
son öyküyü de sevdim çünkü ben apartman hikayelerini, her katın ayrı anlatıcı olmasını filan çok severim. bu bilinmezlik, kentteki bu yabancılık çok çekici. “kemal özelçi” de aynen öyle işlenmiş. yalnız dikkat edin minekırıkkanat hanım dava açmasın 😂
onun dışında bazı öykülerdeki şiddet beni kendisine çok inandıramadı ya da öyküye fazla gelmiş gibi. ama genel olarak cihan çakan her koşulda yerini yadırgayanları ustalıkla bize anlatmış.
Displaying 1 of 1 review

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.