“Şu an yaşadığımız gezegenin ne zaman yok olacağını kim bilebilir ki? Gökbilimcilerin tahminlerine göre bu gezegenin sonu, başka bir gezegenle çarpıştığı ve her şeyin duman gibi boşluğa dağıldığı o ân olacak. Gökbilimciler, mevzubahis olayın milyarlarca yıl sonra gerçekleşeceğini söylüyorlar. Bu düpedüz bir yalan. Yaşadığımız dünyanın sonu çok yakın; sadece on dakika sonra! Bunu tüm ciddiyetimle söylüyorum...”
Japon bilimkurgusunun öncüsü kabul edilen Cuza Unno yazarlık kariyerine 1928’de başladı. Başta Jules Verne olmak üzere Batılı yazarlardan esinlenen Unno, kendisinden önce Japon edebiyatında örneği görülmeyen robotlar, çok boyutlu varlıklar, görüntülü konuşma, uzay seyahatleri gibi konulara hikâyelerinde yer verdi.
Zaman zaman görünmez olan bir adam, yaşadığı gezegenin sonunun geldiğini bilen ve son sözlerini evrene duyurmak isteyen bir fizik profesörü, gerçek ile rüya arasında bir hayat, gezegen kolonizasyonu hakkında bir tartışma ve bin yıl sonraki dünyaya sıradışı bir yolculuk bu özgün derlemede kendine yer buluyor.
Unno Jūza or Unno Jūzō (海野 十三, December 26, 1897 - May 17, 1949) was the pen name of Sano Shōichi (佐野 昌一), the founding father of Japanese science fiction. He was born to a family of medical doctors in Tokushima city. In 1928 he opened his writer’s career with The case of the mysterious death in the electric bath (Denkifuro no kaishijiken).
During the Pacific War he wrote a great number of science-fiction novels, remaining in Tokyo throughout the air raids.[1] Japan’s defeat in World War II was for him a hard blow, and Unno spent the last years in his life in a deeply prostrated state.
Unno's scientific work was influenced by that of Nikola Tesla.
The captain, Okita Juzo of Space Battleship Yamato was named so as a tribute.
Japon bilim kurgusunun kurucusu kabul edilen Unno (1897-1949) yaşadığı zamanın ilerisinde bir yazar. Kitap 5 öyküden oluşuyor 1 öykü dışında hepsini sevdim. Benim için 4 puanlık bir kitap oldu. Japon klasiklerini topluyorsanız okumanızı öneririm.
Yazar ilginç fikirlerle yola çıkıyor ama ne yazık ki kurguda yeterince derinlik bulamadım. Bilimkurgu yönü teorik olarak cazip olsa da, hikaye anlatımıyla bütünleşmiyor. Karakterler yüzeysel, anlatım ise zaman zaman fazlasıyla dağınık geldi.
Yazıldığı dönemi düşününce, türü açısından cesur ve yaratıcı bir deneme yapıldığını kabul etmek gerek. Yazar batılı bilim kurtugu yazarlarından özellikle Jules Verne’den etkilendiğini açıkça ifade ediyor. Benim de bu kitabı merak edip, özellikle okuma sebebim buydu... Ancak, Jules Verne’in kitaplarında gördüğümüz bilimsel derinlik ve kurgusal tutarlılık bu kitapta pek yok.
Farklı ve dönemine göre iddialı bir kitap olsa da, ne duygusal ne de entelektüel anlamda beni tatmin etti.
İçerisinde beş farklı kısa hikayelerden oluşan bir kitap. İlk hikaye olan “Dört Boyutlu Adam”ı okurken aklıma H.G. Wells’in Görünmez Adam isimli romanı geldi. Tabi bu çok ufak bir anlatı olduğu için o romanla karşılaştırılamaz bile ama ben sevdim. Diğer hikayeler de çok hoşuma gitti. Çok tatlı bir kitap bence. Hikayeler ve yazarın anlatım şekli hoşuma gitti.
b*kkkkkkkkkkkkkkkkk gibiydi. Daha önce klasik bilim kurgu görmemiş olsam dahi güzel olduğu hakkında yorum yapmam mümkün olmazdı. En kötüsü? “Gezegen Kolonizasyon Teorisi” aptal bir “bilim adamı” ve çok daha aptal “yardımsız kadın”. “Seni özleyeceğim dünya…” GERÇEKTEN ÇATLAĞIN BİRİ TARAFINDAN KAÇIRILIRKEN SON TEPKİN BU MU??? AYRICA NİŞANLI OLDUĞUN GERÇEĞİ DE DEĞİŞMİYOR. CİDDEN BU KADAR ÖNEMLİ Mİ BİR ERKEĞİN ONAYI A*K. SENİN GİBİ 2 NÖRON KADINLAR YÜZÜNDEN TOPLUM KAFASINDA BÖYLE ÇİZİYOR KADIN İMAJINI (yani senin gibi kadınların ve beyin gelişimini neandertallerden öteye götürememiş ve bu dünyada sadece (belki) kas gücü olarak var olabilecek erkeklerin katkılarıyla. Ama düşününce sen de onlardan biri tarafından yazıldın günün sonunda.). Kitabın hangi yılda yazıldığı ummmmrumda dahi değil, herhangi bir hayatın anlamını çözdüğünü sanan burjuva ucube bir züppe tarafından herhangi bir dönemde çıkarılabilecek bir kitap ve hangi dönemde yazılmış olursa olsun kitaptaki rahatsız edici milyon tane unsurdan dolayı etkileyici olmayacak. Oldukça ince ve görece zaman almayan bir kitap olmasına rağmen dolandırılmış ve zamanım çalınmış gibi hissediyorum.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Kitabı okurken 100 sene önce yazıldığını göz önünde bulundurmak lazım. Unno, tıpkı Verne gibi vizyoner bir zihinmiş. Özellikle Vasiyet Yayını ve Gizemli Kırık Yansımalar'ı çok beğendim. Diğer hikayeler biraz yarım kalmışlık hissi veriyor açıkçası. Özellikle son hikaye sanki bir roman olarak yazılsaymış daha iyi olurmuş. Böyle biraz aceleye gelmiş gibi olmuş. Zamanının çok ötesinde düşünen bir yazarmış, beğendim.
A collection of short sci-fi stories. They move between dreams and reality and explore humanity and the future state of the world, questioning war and human nature.
Honestly, I didn’t enjoy it much. The stories are extremely short—more like outlines or sketches for novels than standalone tales. Each has a beginning, middle, and end, but they feel incomplete. If these were expanded into full novels, they could have been truly compelling.
1850-1950 arasındaki yüzyılda yazılan bilimkurgu eserler gerçekten inanılmaz. Bu vizyon, bu öngörüler. Bu kitap da okuduğum ilk Japon bilimkurgu kitabı oldu. 2.Dünya Savaşı öncesi yazılmış ama anlatıma baktıığınızda bazı öyküler 2000lerin başında kaleme alınmış gibi, sadece anlattığı değil, anlatım tarzı da öyle. Gerçekten şaşırtıcı, bu yüzden puanı 3 değil de 4 yıldız
yazıldığı dönem için büyük konseptler öne sürülmüş ve hala da ilgi çekici bakış açıları var ama hepsi yarım yamalak ve bitmemiş hissettiren kısa hikayeler