Yürüyüşe çıkmış gibi değil de belli bir yere ulaşmaya çalışır gibi hızla yürüdüğümü fark ediyorum. Demirciler Çarşısı'na yaklaşmışım. Bir an durup bunun ne anlama gelebileceğini düşünüyorum. Ayaklarım neden beni buraya sürükledi? Yıkılan ve yerine yenilerinin yapıldığı evlerle yıkılmayı bekleyen evlerin bir arada bulunduğu sokağın başında duruyorum. Yıkılmayı bekleyen evlerin harap duruşu geçmişten geleceğe uzatılmış sızlayan ince bir damar gibi. Duvar dibinden yürümek bizim ailenin adım atmaya başlayan çocuklarına öğrettiği ilk kuraldır. Duvar dibinden yürüyerek çarşıya giriyorum.
Eylem Ata Güleç'in üçüncü öykü kitabı Yanımda Kal, okuru etkisi ömür boyu süren bağların kurduğu bir saklambaç oyununa davet ediyor. Oyun, kendini dünyaya, yaralanmaya açanların uyumsuz bir ritimde tökezlemelerini, düşmelerini ve birbirlerine sarılarak yeniden kalkmalarını takip ediyor. Eylem Ata Güleç'in yazını duvar aralarından kısık gözlerle bakan kertenkelelerde, içine saklanılan aynalı dolaplarda, iğde ağaçlarının altında bulduklarıyla güçleniyor.
Eylem Ata Güleç 1981 yılında Diyarbakır’da doğdu. Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Kimya Öğretmenliği okudu. “Boşlukta Büyüyen” adlı ilk öykü kitabı 2016’da yayımlandı. Bu kitaptaki öykülerden bazıları “kitap-lık”, “Notos”, “Sözcükler” dergilerinde çıktı.
Yanımda Kal, Güneydoğu’da şekillenen, kadınları merkeze koyan ve birbirini doğuran dokuz öyküden oluşan bir derleme. Öyküleri tek tek düşünmektense bütün olarak görmek daha doğru. Birbirine bağlı öykülerden oluşan derlemeler bazen fazla “tasarlanmış” hissettiriyorlar okurken. Burada ise o kadar doğal şekilde ekleniyorlar ki hayran olmamak elde değil. Yanlış anlaşılmasın sadece iyi kurulmuş olmalarından bahsetmiyorum aynı zamanda duygu olarak da birbirleriyle temas halindeler. En çok da bunu sevdim sanırım. Kaygı, yalnızlık, boşluk hissi, şiddet, ayrımcılık vs. hepsinden bir şeyler görmek mümkün. Üstelik yazar tüm bunları ele alırken şaşırtmaya, etkilemeye çalışmıyor. Ne oluyorsa kendiliğinden oluyor ki öykülerin bir diğer büyük gücü de burada yatıyor. Kitaba dair sevdiğim bir başka unsur da aslında hayli politik meseleler anlatmasına rağmen bunu bağırmadan yapması oldu. Yani okuyucuya bırakılan büyük bir alan var. Anlatılanı dramatize etmektense böyle anlatınca etkisinin çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. Yazarın bir öyküde giriştiği biçimsel bir deneme de var. Bunu da takdir ettim doğrusu. Uzun lafın kısası, Yanımda Kal bu sene okuduklarım içinde en sevdiğim öykü kitaplarından birisi oldu. Yazarın önceki kitaplarını okumak için de sabırsızlanıyorum.
Kitapta dokuz öykü var ve hepsi farklı tarzlarda yazılmış ama birbirini tamamlayan birliktelikte hikayeler içeriyor. Hikayelerin hepsinin temelinde kadınlar var. Pek çok açıdan okuyucunun ortaklık duyacağı duygular bulacağını düşünüyorum. Ben zaten hep sıralı okumayı tercih ederim ama karışık okumayı denemeyin bile diyeceğim bir kitap oldu. Eylem Ata Güleç’i üçüncü kitabıyla tanımış olmaktan üzülsem bile okuyacağım iki kitabı daha olduğu için sevinçliyim.
Bu sene okuduğum en güzel kitaplardan biri olabilir. Dokuz iyi öykü, öykülerin kaleme alınışı, konu seçimi, yazarın üslubu, hikayeleştirme gücü, öykülerin bütünlüğü ve kitabı bitirip baktığımda okur olarak tatmin olma hissime tam puan. Kalemine yüreğine sağlık Eylem Ata Güleç!
"Kadınlar büyük dayaklarla değil, önce binbir aşağılanma, ufacık, neredeyse görünmez çiziklerle kanatıla kanatıla tükeniyor." 🌸 Son zamanlarda okuduğum en iyi novellalardan biri. Özellikle yeni çıkan Türk yazarların, Türkçe kitapların arasında parlıyor. Benim de Eylem Ata Güleç iletanışma kitabım oldu Yanımda Kal. Ankara’da kaldığım süreçte o kadar çok aradım ki kitabı anlatamam. 🌬 Birbiri ile bağlantılı dokuz öyküden oluşan kısacık bir kitap. Ama öyle kısa olduğuna aldanmayın. Sizi içine çekiyor ilk öyküden itibaren. Her öyküdeki karakter diğerinde karşınıza çıkıyor. O kadar iyi kurgulanmış ki! Ve öylesine doğal ki! 🍒 Kadınları da erkekleri de okuyoruz. Çocukları da. Bu topraklarda yaşanan, acıtan, kanatan ne varsa kitapta mevcut. Son derece de politik. Bu politikliği akışta estiriyor sadece Güleç. Kör göze parmak sokmuyor. Ajitasyona girmiyor. Ama içine işletiyor insanın. 🖤 Gerçekten iyi bir kitap. Tavsiyemdir. Okuyun.
Not: 3.5 Birbirine uzaktan bağlantılı 9 öykü. Göze sokulmadan, alttan alta verilen çeşitli politik ve sosyal mesajlar. Kitabın bütününde, karakterlerin yansıttığı bir "tamamlanamama" hissi. Kadınlar, erkekler, çocuklar... Negatif olarak, yazarın anlatım biçimindeki deneyselliği, beni hikayeden biraz uzaklaştırdı diyebilirim. Fakat kurgu açısından çok başarılı.
Yanımda Kal dokuz öyküden oluşuyor. Her biri kendi içinde bağımsız gibi dursa da, karakterlerin izleri birbirine değiyor. Bu geçişli yapı, kitabın dünyasını içten içe genişletiyor. Her hikâye, bir diğerinin gölgesini taşıyor.
Kitabın merkezinde kadınlar var. Anlatılanlar, terk edilme, yalnız bırakılma, görülmeme, bastırılma gibi duyguların içinden geçiyor. Bu karakterler birer kahraman değil. Hayatları çoğu zaman çıkışsız, güvencesiz, savunmasız. Yine de her biri, bir şekilde hayata tutunmaya, yok olmamaya çalışıyor. Bu, büyük bir özgürleşme arayışından çok, pes etmemek için gösterilen bir direnç. Kalabilmek, kendiliğindenliğini koruyabilmek, unutulmamak, yok sayılmamak için sürdürülen bir varlık hâli.
Kitabın arka planında Doğu’nun konuşulmayan ama duyulan sesi var. Öyküler açıkça politik bir bağlam sunmuyor. Ama o coğrafyanın yorgunluğunu, kırıklığını, bastırılmış belleğini hissettiriyor. Karakterlerin, ilişkilerin, evlerin, suskunlukların içinde hissedilen bu ağırlık, her hikâyeye eşlik ediyor. Anlatılan sadece bireysel bir hayat değil; kolektif bir suskunluk da… Politik olan, söylenmeden ama eksilmeden orada duruyor.
Anlatım yalın, süssüz, dikkatli ve incelikli; gösterişsiz ama sahici. Anlatıldığı yerin ağırlığını taşıyor. Yanımda Kal, büyük iddialarla değil, sessiz bir ısrarla yerini kuruyor. Bizim coğrafyamızdan öyküler okumak istersen okuyabilirsin.
çok incik cıncık edersem 4.75⭐️ de diyebilirim ama gönlümden kopan puanlama bu... çok çok çok uzun zamandır görmediğim ama hasretinden yanıp tutuştuğum kan kardeşime yeniden kavuşmuş gibiydim bu kitabı okurken iyi ki kitapçıya girip bu kitabı seçmişim, yazarın diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum resmen kısacık ama tokat gibi yüze çarpan bir metin, okurken hissettirdiklerinden dolayı kolay bir metin diyemesem de elimden düşürmek de istemedim asla yine yeniden iyi ki 🩷
Bu yıl okuduğum en keyifli öykü kitabıdı. Birbiriyle kesişen hikayelerden oluşan kitapları genelde pek sevmem ama daha ziyade kesiştirmeden hikayelerin yan karakterleri başka hikayelerin ana karakteri. Olayların, durumların politik tahlili satır aralarından çıkıveriyor bazen hiç göze batmadan. Serkeftin.
Eylem Ata Güleç, sadece dili yok sayılan bir halkın değil hepimizin hikâyesini yazıyor. "Uzak Değil"i okuduğumda böyle hissetmiştim. "Yanımda Kal" yine benzer şeyler düşündürüyor bana. Mağduriyetlerine teslim olmayan insanları anlatması ise ayrı bir güzellik.