Ay Çarpması’yla başlayan Esnaf İşi Aşk’ın sıcacık serüveni, Güneş Tutulması’yla son sürat devam ediyor.
Fatih’le yaşadığı yüzleşmede öğrendikleri, Nil’in dengesini altüst etmiştir. İçinde uyanan kaosa rağmen Nil, sevdiklerinin üzülüp incinmesini istemediğinden, tutulma gecesi ve sonrasında olanları kimseyle paylaşamaz fakat Fatih’in yaptıklarının cezasız kalması düşüncesine de katlanamamaktadır. Misilleme yapmakta kararlıdır ancak atacağı her adımda gizlilik esas olacaktır.
Ne var ki esnafların çok iyi bildiği üzere, evdeki hesap çarşıya uymaz.
Mahallede kaynayan dedikodu kazanları, sinsi görücüler ve Bursalılara dadanan arsız hırsızlar üçgeninde işler sarpa sarmaya başlar. Fatih’in öfkeyle kalkıp zararla oturmasıyla kalbinde ansızın filizlenen kitap sevgisi ve Kürşat’ın kendi kişisel hesapları da kargaşayı körükler.
Ay’ın gölgesi Dünya’nın üzerine düştüğünde Güneş ortadan kaybolur ve aydınlık aniden karanlığa gömülür. Gökyüzüne bakan insan hem korkar hem de büyülenir. İnsanı insan yapan da çelişkileri değil midir zaten?
Doğru zannettiği yanlışları, tutulmamak için çırpındığı açmazları vardır insanın. Kusursuzluğun tuzağına düşmeyip kendisiyle barışabildiğinde, kalbinin kapıları aralanabilir ancak.
Güneş tutulması, okurları aile bağları, arkadaşlık ve aşk üzerine gürültülü patırtılı komik bir yolculuğa davet ediyor.
Bursa'da doğan Sezen Aksın, Koç Üniversitesinde Endüstri Mühendisliği Bölümü’nü bitirdikten sonra Berlin'e yerleşmiş, Humboldt Üniversitesinde Ekonomi ve İşletme Bilimi alanında yüksek lisans yapmıştır. Ardından yine aynı üniversitenin işletme kürsüsünde doktorasını tamamlamıştır.
Hâlen Berlin'de eşiyle birlikte yaşayan yazar, akademik çalışmalarına devam etmektedir. Liseden itibaren fantezi, bilim kurgu, aksiyon ve romantizm türlerinde hikâyeler yazmış, çeşitli ödüller kazanmıştır. Akademik hayatına paralel, farklı türlerde farklı hikâyeler anlatmaya devam etmeyi amaçlamaktadır.
Esnaf İşi Aşk serisinin ikinci kitabı olan “Güneş Tutulması”, ilk kitabın sıcak, samimi ve içten havasını korurken bu kez daha gölgeli, daha içsel bir temaya odaklanıyor. Küçük bir esnaf mahallesinde geçen, yer yer komik, yer yer hüzünlü ama her daim hayatın içinden bir aşk hikâyesi anlatılıyor. Fatih ve Nil'in aşklarında ikinci perde sancılı geçiyor. Kürşat, ikisinin arasındaki yakınlaşmayı hissediyor ve kardeşi Nil ile yakın arkadaşı Fatih sonunda yakalıyor. Bu aşkın önündeki en büyük engel olmak için elinden geleni yapıyor. Fatih ve Nil'in aşkı bu kez daha ciddi sınavlardan geçiyor. Sadakat, güven, geçmişin yaraları ve kişisel hesaplaşmalar hikâyenin merkezinde yer alıyor.Kürşat, geçmişinden dolayı Fatih'e bir türlü güvenemiyor. Sezen Aksın’ın kalemi yine sade, samimi ve diyalog odaklı. Karakterlerin konuşmaları doğal, iç sesleri ise daha da derin. Esnaf kültürüne özgü deyimler, günlük dil ve mahalle sıcaklığı anlatımı canlı tutuyor. İlk kitaba göre daha fazla içe dönük anlatımlar, ruhsal çözümlemeler dikkat çekiyor. Sıcacık bir mahalle, gölgeli bir aşk ve her şeye rağmen umuda tutunmak… Kitap , günlük hayatın içinden ama duygusal derinliği yüksek bir roman. Gerçek bir aşk romanı değil, gerçek bir hayat romanı... Bakalım serinin üçüncü kitabı ne zaman çıkacak ve hikaye nasıl devam edecek. Bekleyip göreceğiz...
This entire review has been hidden because of spoilers.
Ay Çarpması'nın ikinci kitabıyla birlikte, kitabın wattpadde yayımlanan bölümlerinin sonuna gelmiş bulunuyoruz.(Yasaktan sonra yeni bölüm geldiyse bilemem.) Benim genel olarak sevdiğim tatlı bir kurguydu. Kitabın içerisinde bilgilendirme vermek amacıyla yazılan bazı kısımlarda sıkılıp atladım yalan yok ama bir amcanın uludağ ile ilgili efsaneyi anlatmasını okudum o kısım ilgimi çekti. Kısacası bazen atlayarak okusam da genel anlamda keyif aldım. Wattpadin yokluğunda ilaç gibi geldi diyebilirim. Devamını da okumayı istiyorum çıktığında.
**SPOİ**
Çiftimiz nihayet sevgili olduktan sonra Kürşat'ın (kızımızın abisi) türlü engelleriyle karşılaşır ancak yine de ayrılmazlar ve bir şekilde abimiz de onay vermek durumunda kalır. (yengemiz saolsun) Bu kısımları zaten okuduğum için beni asıl heyecanlandıran kısım kitabın sonundaki epilog yani üçüncü kitabımızdan bir fragman. Nil çalışma hayatına atılıyor, Fatih içten içe kıskanıyor Kürşat hafif hafif ayrılsınlar diye uğraşıyor. Bu ilişkinin sonu nereye gidiyor?
Bu kitapta Fatih'in biraz daha naif, Nil'inse biraz daha cesur oluşunu okumak yani karakter gelişimlerini görmek beni hoşnut etti. Her şey birden bire gelişmedi bir süreye yayıldı bence bu da kurgunun gerçekçi hissettirmesini sağlayan güzel bir etmendi.
Çok çok çok güzel. Ama tek bir yere takıldım romantizm çok az. Onun dışında favori serilerim arasına kesin girecek.
reread: yazar gelecek kitaptan bir alıntı paylaştı ben de dayanamayıp tekrar okudum. O kadar çok seviyorum ki bu seriyi. Üçüncü kitap istek değil ihtiyaç.