What do you think?
Rate this book


256 pages, Hardcover
First published January 1, 1973
ben! diye bağırdım bütün gücümle. sonra adımı tekrarladım birkaç kere. ben, burada gizli bir mezhebin kurbanı olarak bir saksı çiçeği gibi kuruyup gidiyorum. ben, çiçeklere bakmasını bilmediğim gibi, kendime bakmasını da bilmiyorum. ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim. bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum. insanların düşmanlara da ihtiyacı vardır. (dostlarının değerini bilmek için.) işte tek başıma yıkılmış durumdayım.

düşünme! dedim kendi kendime, düşünme. düşünmeyi bile bilmiyorsun. önündeki işe devam et: birbirine benzemeyen fotoğraflarını yapıştır yanyana, bir işi de sonuna kadar götür. ölmezsin ya.
belki de ölürdüm. belki de ölmemek için, hiçbir işin sonuna kadar gitmiyordum. böyle küçük çalışmaların üst üste eklenmesiyle doluyordu zaman. ben de kelimeleri birbirine yapıştırarak yaratıyordum zamanı. (bunu nerede okumuştum acaba? ne yapayım? aklıma gelenlerin içinde hangilerini okumadığımı bulmak için her şeyi okumaya girişemezdim ya.) peki, nerede kalmıştım? yarım bıraktığım işlerin neresinde kalmıştım? bunu da bilemez miydim? bir liste yapmalıydm bunun için de. aman yarabbi! yapmam gereken ne kadar çok iş vardı! iyi ki şu mektubu almıştım. yapacak bu kadar çok işimin olması birden sevindirdi beni: yapmasam da önemli değildi; yapacak işlerim vardı ya. acaba, yarım bıraktığım kitapların kaçıncı sayfasında kaldığımı hatırlayabilecek miydim? acaba, bir zamanlar şu ay meselesi yüzünden sevmediğimi düşündüğüm tabiatı, sever gibi olmuş muydum hiç? acaba, ağaçtan, ottan ya da uçamayan böceklerden filan bir yerden sevmeğe başlamış mıydım? bir yerden sevmeye devam edebilir miydim? çünkü sevmek yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. ya hiç sevmemişsem bugüne kadar? bir kitaba yeniden başlamak gibi, sevmeye başlamak pek kolay sayılmazdı herhalde.