İmam Gazzâlî’nin, Kur’ân’ın özünden uzaklaşılıp sadece teknik kısmına bağlı kalmaya karşı bir tepki olarak kaleme aldığı Kur’ân’ın Özü: Cevâhirü’l-Kur’ân, alışık olunanın aksine Kur’ân ayetlerinin enikonu incelemesini yapmaz. Gazzâlî’ye göre Kur’ân bir tefsir kitabı değil, bir okuma rehberi ve fihristidir. Gazzâlî, bu eserinde Kur’ân’ı ve Kur’ân’ın derinlerindeki cevherleri, keşfetmeye yönelik bir çağrı ve bu uğurda insanlara yol gösterecek bir rehber olarak görür; mevcut Kur’ân okuma ve incelemelerini, Kur’ân’ın kıyısında dolaşıp derinlerindeki cevherlerden mahrum kalmak olarak tanımlayıp eleştirir. Kur’ân’ın Özü’nün amacı, Kur’ân okumak isteyen insanlara bir Kur’ân bilinci kazandırmaktır. Gazzâlî, bu bilinç doğrultusunda Kur’ân’ın esas hedeflerini saptar ve bu hedeflere dönük ayetleri bulup onlar üzerine yoğunlaşır. İmam Gazzâlî’nin bu çalışması; Müslümanları Kur’ân’ın özüne çağıran, mana ile maksadın incilerine davet eden çok kıymetli bir eserdir. İnsanı, Kur’ân’da tam olarak göremediği güzelliklere, incilere ve cevherlere çeken bu eser; kendini Kur’ânî hakikatlere adamış bir ömrün, istinbatlarla zenginleşmiş bir idrakin, nasiplendiği bunca nimetin şükrünü eda etme çabasıdır.
Gazzâlî, bu kitap ile Kur'ân'ın zahiri ilimlerini öğrenmiş ancak daha derine dalamamış kimselere kendi deyimiyle Kur'an'ın cevherlerini ve incilerini göstermek istiyor.
Oldukça etkileyici bir giriş yazısıyla okuyucuyu Kur'an denizine dalmaya hazırlıyor. Neyi nasıl anlatacağını da en başta, son derece sistematik, kategorik bir şekilde ifade ediyor. Ancak iş bu başlıkların altını doldurmaya geldiğinde ne yazık ki yüzeysel izahlarla karşı karşıya kalıyoruz. Gazzâlî adeta hiçbir anlatmak istemiyor gibi yazıyor. Hatta bir başlıkta tam olarak bunu söylüyor. Bu bahsi anlatamayacağını, hikmeti merak ediyorsa eğer cevabı okuyucunun kendisinin bulmasını söyleyip geçiyor. Gazzâlî'nin bir konuyu uzun uzun açıklamak istemediğinde daha önce açıkladığı kitaplarına yönlendirmesini çokça görmüştüm fakat meseleyi toptan okuyucuya havale ettiğini ilk kez görüyorum.
Bu arada okuyucu yani kitabın muhatabının kimler olduğunu kitabın başında ifade ediyor ve uyarıyor:
"Doğrusu bu kitapları ancak şu nitelikleri haiz olanlarla paylaşmak doğrudur: Zâhir ilimleri pekiştirmiş, benliğini kötü huylardan arındırmak için mücahede yollarına girip sonunda gönlü hoşnut olmuş, dosdoğru yolda istikamet kazanmış, dünyadan alacağı bir pay kalmamış, hakikat arzusundan baş- ka arzusu olmayan; bunun yanı sıra kendisine parlak bir zekȧ, yumuşak bir mizaç ve duru bir anlayış bahşedilmiş olanlardır. Bu kitap eline geçen kişinin, onu saydığımız bu nitelikleri haiz olmayan kişiyle paylaşması haramdır."
Gazzâlî, ayetleri, Kur'an'ın cevherleri ve Kur'an'ın incileri olarak iki gruba ayırıyor. Bu iki gruplara giren seçtiği ayetleri de sıralıyor. Açıklamıyor. Toplamda 225 sayfa olan kitabın 99. sayfasından itibaren sadece meal -Arapçası yok- okuyoruz. Benzer manalar taşıyan ayetleri peş peşe okumak da ne yazık ki biraz bıkkınlık veriyor.
Özetle, Kur'an'ın Özü kitabı, vadettiğini tam olarak vermeyen biraz da okuması sıkıcı bir kitap. Benim böyle hissetmemin sebebi elbette yazarın yukarıda sözünü ettiği hasletlere sahip olmamamdan ileri geliyor olabilir. Ben de zaten burada kitabı umuma tavsiye etmiyorum.
Yine de Kur'an ile meşgul olmak adına güzel bir yolculuktu diyelim.