Jump to ratings and reviews
Rate this book

A lomos del tigre

Rate this book
Esta novela es un vívido relato de la vida en el exilio del último gran sultán otomano, así como también una poderosa denuncia de las hipocresías de Occidente. Abdülhamid II gobernó el Imperio otomano durante 33 años, de 1876 a 1909, cuando fue depuesto tras la Revolución de los Jóvenes Turcos y enviado al exilio en Salónica. Ahora, más de un siglo después de aquella fatídica noche del 27 de abril, Zülfü Livaneli da vida a los fascinantes últimos días del sultán derrocado, que precipitaron el colapso del imperio. Basada en las memorias de At?f Hüseyin Bey, médico personal de Abdülhamid y de su séquito en el exilio, esta vibrante novela histórica explora la naturaleza del poder al tiempo que traza un matizado retrato psicológico del hombre que supervisó reformas progresistas pero que llegó a ser conocido como el "Sultán Rojo" por las masacres de armenios durante su reinado.

336 pages, Kindle Edition

First published June 24, 2022

117 people are currently reading
959 people want to read

About the author

Zülfü Livaneli

68 books1,764 followers
Müzisyen, Yazar, Yönetmen, Politikacı.

Tam adı Ömer Zülfü Livaneli’dir. 1946 yılında Konya-Ilgın’da doğan Livaneli, yazarlık kimliğinin yanında saygın bir müzisyendir. Müziği ile birçok ulusal ve uluslararası ödül almış ve eserleri John Baez, Maria Farandouri gibi sanatçılar tarafından yorumlanmıştır. Kültür, sanat ve politika alanında Türkiye’nin önemli isimlerinden birisi olan sanatçı, sanat yaşamı boyunca 300’e yakın besteye ve 30 film müziğine imzasını attı.

Bugüne kadar üç uzun metrajlı film yönetti; "Yer Demir Gök Bakır", "Sis" ve "Şahmeran". Valencia Film Festivali'nde "Altın Palmiye" ve 1989'da Montpelier Film Festivali'nde "Altın Antigone" ödülüne layık görüldü. "Sis", "En iyi Avrupa Film Ödülü"ne aday gösterildi. Sanatçının filmleri Türkiye, ABD, Fransa, Almanya, İsviçre, ve Japonya'da gösterime girdi ve BBC, WDR, İspanya, Kanada ve Japon televizyonları gibi bir çok televizyon şirketine satıldı.

Ekim 1986'da Cengiz Aytmatov'un daveti üzerine Federico Major, Yaşar Kemal, Arthur Miller ve diğer ünlü sanatçı ve düşünürlerin katıldığı Kırgızistan ve daha sonra Wengen, Granada ve Mexico City'de toplanan Issyk - Kul Forumu'nda yer aldı.

Livaneli, Elia Kazan, Jack Lang, Vanessa Redgrave, Arthur Miller, Mikhail Gorbaçov gibi ünlü kişilerle birlikte dünya kültürünün ilerlemesi ve dünya sanatlarının gelişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarda bulundu.

1996 yılında Paris’te merkezi bulunan UNESCO (Birleşmiş Milletlerin Eğitim Kültür Bilim Kurulu) tarafından büyükelçilik verilen sanatçı Livaneli, orjinali ilk kez 1978’de çıkan "Nazım Türküsü"adlı albümde Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları bir araya getirdi.

Sabah Gazetesi'nde köşe yazarlığına yaptı. Bir dönem CHP'den Milletvekili olarak aktif siyaset hayatına da katıldı.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
866 (35%)
4 stars
1,049 (43%)
3 stars
427 (17%)
2 stars
69 (2%)
1 star
12 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 193 reviews
Profile Image for Meltem Sağlam.
Author 1 book165 followers
July 19, 2022
Askeri Hekim Atıf Hüseyin Bey’in tuttuğu günlüklerin, Metin Hülagü tarafından yapılan derlemesine dayanarak yazılmış bir roman. Aslında derlemenin biraz daha düzenlenmiş hali gibi düşündüm. Çünkü sadece bu günlüklerin içeriğindeki bilgilere/olaylara sadık kalınmış, katmansız bir anlatı. Eksik kalmış gibi.

Yazarın neden özellikle tarafsız kalması gerektiğini de anlamadım. Sonuçta bir tarih kitabı değil.

Yine de beğendim diyebilirim. Kafa karıştırıcı ve merak uyandırıcı bir metin. Dönemi, öncesi ve sonrası ile daha iyi okuma isteği uyandırdı. Akıcı ve güzel bir Türkçe ile yazılmış, çok emek olduğu anlaşılıyor.
Profile Image for Selin Alper.
153 reviews15 followers
July 22, 2022
Livaneli’nin romancılığında son dönemde keskin bir düşüş olduğunu düşünmekle birlikte, kendisine ve kalemine sevgim ve saygım o kadar çok ki, ve de yine o kadar çarpıcı bir konu seçmiş ki, ‘keyifle’ ve de ‘çok keyifle’ okudum diyebilirim 📚🥰

Osmanlı döneminin 34. padişahı Sultan II.Abdülhamid’in 33 yıllık saltanatı sonrası 3,5 sene Selanik sürgününde eşleri ve çocukları ile olan yaşantısının ve anılarının Doktor Atıf Hüseyin tarafından kaleme alınması, ve bugün Livaneli tarafından bir roman kurgusu ile bu anıların okuyucuya sunulması.

Osmanlı padişahlarının tahttan indirilip öldürülmesi, ya da şehzadelerin tahta çıkmadan yok edilmesi çok daha olası bir son iken, II. Abdülhamid tahttan indirildiğinde öldürülmeyerek eşleri ve çocuklarının bir kısmı ile Selanik’e sürgüne gönderiliyor. Böyle bir dönemde biriken anılar herşeyden öte tarihi belge olarak çok değerli. Abdülhamid’in kızlarından Ayşe Sultan’ın “Babam Sultan Abdülhamid” adlı kitabından bahsediyor Livaneli; bu kitabı da alıp okuyacağım. Önyargısız bir taraftan, devrik bir padişahın anıları, saltanat sonrası sürgünün neticede ‘önce sadece “insan” olan birinin’ ruhunda yaşattığı her türlü duygu ve durum saptamaya değer konular.

Kitapta Osmanlı İmparatorluğunun çöküş dönemine ait çok çarpıcı anılar var. Bu dönemin öncesinde Doğu ile Batı benzer kader ve yaşantılar içerisindeyken Batı ile İslam dünyasının sert hatlarla birbirinden ayrışmaya başlaması, Osmanlı soyunda bunu gören ve kısmen değişimler yapmaya çalışanlar, ancak yine de İslam’ın ve şeriatin hep önde olması sebebiyle köklü değişimlerin yapılamaması, ve çöküşün hızlanması, ve çöküş…

“Annem ölmeseydi bunlar başıma gelmezdi, diye düşündü. Son ihtilal bile. Şu dar-ı dünyada en zor şey annesizlik.”

“Doğar doğmaz kaplanın sırtına koymuşlar beni, şehzadelerin kaderi bu, kaplanın sırtında büyümek; herkesin gözünü kamaştıracak bir kuvvet ve kudret gösterisi, kaplan gibi muhteşem bir yaratığa egemen olma duygusu, yırtıcı hayvanın sırtındaki çelik adalelerin gergin kıpırtılarını bacaklarının altında hissetmek, herkesin korktuğu zalim bakışlı ölüm makinesinin efendisi olmanın verdiği doygunluk, ayrıcalık, üstünlük, tanrılık ama bir yandan da korku. Evet korku. Zaman zaman sırtından aşağı ıslak bir yılan kayıyormuş gibi tepeden tırnağa titreten soğuk bir ürperti.

Şehzadelerin çoğu öldürülmeye yazgılı olarak doğar, diye düşünüyor, bizim ailede, dudağında anasından emdiği süt dururken on sekiz ağabeyi ile birlikte boğdurulan bebeklere rastlanmadı mı, padişah olamayan yüzlerce şehzadenin boyunlarına ibrişim dolanmadı mı? Yaşamasına izin verilenler bile şimşiriğe hapsedilerek, yaklaşan her ayak sesinde celladı bekleyip kelime-i şahadet getirerek yıllarını geçirmedi mi…”
35 reviews
August 15, 2022
Tezimi yazmamak için procrastinate eylerken Kaplanın Sırtında'yı ve böylelikle ilk defa Zülfü Livaneli'nin bir eserini okumaya karar verdim.
Livaneli Abdülhamid'i ne övmek ne de gömmek için büyük çaba sarf etmiş. Atıf Hüseyin Bey'in karakterizasyonunu başarılı buldum, hekim beyin roman boyunca takip edebileceğiniz belirgin bir "arc"ı mevcut.
Değinmek istediğim birkaç nokta mevcut:
231. sayfada Abdülhamid çarşafı kaldırdığını öne sürerek aslında sanıldığı gibi köktendinci bir padişah olmadığını ispat etmeye çalışıyor. İşin aslına bakacak olursak Abdülhamid'in çarşafı kaldırmasının sebebi müstebit kişiliğiyle doğrudan alakalıdır. Abdülhamid, suikastçı erkeklerin çarşaf sayesinde kolaylıkla kadın kılığına girebileceklerine dair aldığı bir jurnal üzerine çarşafı kısa bir süreliğine yasaklamıştır.
Abdülhamid Flora ile ilk konuşmasında ona Fransızca "Êtes-vous français?" diyor. Doğrusunun "Êtes-vous française?" olması lazım.
289. sayfada Atıf Hüseyin Bey, Abdülhamid'in Panislamist bir siyaset güden biri olarak bilinmesine rağmen aslında "Avrupa medeniyeti hayranı" olmasına hayret ediyor. İlk başta Panislamizm ve Avrupa hayranlığı çelişiyor gibi görünse de dönemin seküler münevverleri arasında da Panislamizm destek bulmuştur. (Meraklısı Cemil Aydın'ın çalışmalarına bakabilir)
Hülâsa, Kaplanın Sırtında dönemi ve Abdülhamid'i merak edenler için okunabilir. İmparatorluğun uzun 19. yüzyılında bütün padişahların ve nihayet İTC'nin de acı bir şekilde tecrübe edeceği gibi iktidara gelince herkes bir enkaz devraldığını fark etti. Abdülhamid bu çalkantılı dönemde imparatorluğun ömrünü bir nebze daha uzatmayı diplomasi ile başardı. Sosyokültürel anlamda ise imparatorluk otuz yılı aşkın bir istibdat dönemine mahkum edildi. Bu durumda, Abdülhamid'i nasıl anmalı? Kızıl Sultan mı demeli ona yoksa Ulu Hakan mı? Kaplanın Sırtında bu soruya cevap vermekten çok bu sorunun aslında cevapsız olduğunu kanıtlar nitelikte bir roman olmuş.
Profile Image for Tugrul Tekbulut.
14 reviews
July 16, 2022
Livaneli’nin bu kitabı edebiyat değeri açısından değil çok tartışmalı bir kişiyi ve az bilinen bir dönemi hurafelerden ve söylentilerden uzak bir şekilde anlatması açısından çok kıymetli. Kitap çok kolay okunuyor. Böylece geniş kitleler tarafından okunması ve gerçeklerin ortaya çıkması, sosyal medyanın yaydığı yanlış ezberlerin bozulabilirliği açısından toplumumuza önemli bir olanak sunuyor. Tarih, tarihten ders alınmadıkça tekrar eder. Zülfü Livanelinin bu çalışmayı yapmakla büyük bir hizmet ettiğini düşünüyorum.
Profile Image for Jennie .
297 reviews64 followers
September 15, 2024
Στον κόσμο αυτόν δεν υπάρχει ενδιάμεσο, ή κερδίζεις ή χάνεις. Όσο στέκεσαι στη ράχη της τίγρης, είσαι κυρίαρχος της δύναμης που υποτάσσεται σε κάθε προσταγή σου, είσαι ισχυρός, ευδαίμων΄ αλίμονο όμως: τη στιγμή που θα πέσεις απ' τη ράχη της, η τίγρη θα σε κατασπαράξει αδίστακτα σαν άτυχη γαζέλα που' χει πέσει στα νύχια της. Απαράβατος όρος για να συμβιώσεις με την τίγρη είναι να είσαι κύριος και αφέντης της. Ή είσαι ο κύριος ή το θήραμά της.

Βρισκόμαστε στη Θεσσαλονίκη την περίοδο των Νεότουρκων. Εδώ ο Λιβανελί μας αφηγείται την ιστορία ενός εξορισμένου σουλτάνου, του Αμπντούλχαμιτ του Β’.

Η αλήθεια είναι ότι δεν ήξερα και δεν ξέρω πολλά για τον σουλτάνο αυτό. Παρόλο που ο κοινός κόσμος τον θεωρούσε «δικτάτορα», ο συγγραφέας μας δείχνει λίγο μια προσωπικότητα που μπορεί να μην ήταν έτσι όπως φαινόταν. Τον δείχνει σαν ένα σουλτάνο γεμάτο αντιφάσεις. Ενώ πήγαινε προς τη δύση, πολλά πράγματα που έκανε δεν θα χαρακτηρίζονταν «δυτικά».

Χαρακτηρίστηκε ως «Κόκκινος Σουλτάνος». Αλλά τελικά ποιος ήταν ο Αμπντούλχαμιτ;

...ο σουλτάνος, που παλιά τον σκεφτόμουν σαν έναν ασυνείδητο τύραννο, τώρα μου φαίνεται σαν ένας ασθενής που υποφέρει, ένας φοβισμένος, υποχόνδριος γέρος που αγαπάει την οικογένειά του. Κάπου κάπου ωστόσο, οπωσδήποτε, σκέφτομαι μήπως προσπαθεί να με ξεγελάσει με την περιβόητη ραδιουργία του.

Εδώ μας δίνει μια άλλη όψη της εξουσίας και μια άλλη όψη του παντισάχ.

Ένα βιβλίο που δεν μιλάει μόνο για τον παντισάχ βέβαια αλλά και για την εξουσία και τα παιχνίδια εξουσίας και τις ίντριγκες που υπάρχουν πίσω από μια τέτοια εξουσία. Μένουμε με το ερώτημα «Ποιος κυβερνά πραγματικά;»

Μία βιογραφία γραμμένη με μυθιστορηματικό τρόπο που βασίζεται σε πραγματικά γεγονότα (εξορία του σουλτάνου Αμπντούλχαμιτ Β’ στη Θεσσαλονίκη) πάνω σε διαφημιστικά ημερολόγια από φαρμακευτικές του προσωπικού γιατρού του παντισάχ και της οικογένειάς του στη Θεσσαλονίκη. Μικρά κεφάλαια με δυναμική πένα. Σε τραβάει ο Λιβανελί στο κόσμο και στην ιστορία που διηγείται.

Μία μυθιστορηματική βιογραφία που για τους από πάνω αναφερόμενους λόγους, αξίζει να διαβαστεί.
Profile Image for Celine Evren Pattni.
283 reviews5 followers
July 31, 2022
gerici tayfanin o cok sevdikleri padisahlari Abdulhamit gibi olabilmek icin 40 firin ekmek yemeleri gerektigini anlatmis Z. Livaneli. Okunmali!
Profile Image for Volkan Ediz.
68 reviews3 followers
July 7, 2022
Bu sene okuduğum en iyi kitaplardan. Bize çocukluğumuzda askeri oligarşik düzence yeniden yazılmış ve bir millet kurma sevdası üzerine öğretilen yakın geçmişimizi bir de düşmüş bir sultanın gözlerinden görmek ufuk açıcı bir deneyim oldu. Kitabı bıraktığımda aklımda şu cümle belirdi - devlet idaresinde hiçbir şey göründüğü gibi değil. Şiddetle tavsiye ediyorum.
Profile Image for Metin Celâl.
Author 33 books126 followers
July 16, 2022
Zülfü Livaneli “Kaplanın Sırtında”yı II. Abdülhamid ile bu askerî doktorun ilişkisi ve sohbetleri üzerine kurmuş. Doktor Âtıf Hüseyin Bey Abdülhamid ve ailesiyle ilgilendiği yıllar boyunca günlük tutmuş. Tamamı 12 defter olan bu günlükler, Selanik yıllarından başlayarak, II. Abdülhamid'in İstanbul Beylerbeyi Sarayı'na nakline ve orada ölümüne kadar sürüyor. Metin Hülagü'nün yayına hazırladığı ve günümüz Türkçesine çevirdiği günlüklerin ilk baskısı 2003 yılında yapılmıştı.
Günlüklerde II. Abdülhamid’in ve ailesinin hastalıkları, kullandıkları ilaçlar, hastalıklara karşı başvurulan tedavi şekilleri yanında II. Abdülhamid’in sürgündeki gündelik hayatı da ele alınıyor. Neredeyse her gün ziyaretlerine gelen Doktor Âtıf Hüseyin Bey zamanla II. Abdülhamid’in tek sohbet arkadaşı halini de alıyor. II. Abdülhamid ona öncelikle kendi tıbbi tedavi yöntemlerini, kimyasal içerikli ilaçlar yerine kullandığı bitkisel tedavi metotlarını anlatıyor. Zamanla sohbetler derinleşiyor ve II. Abdülhamid esas olarak Avrupa ülkelerine gezileri ve diğer imparatorlarla ilişkileri olmak üzere hatıralarını anlatıyor. Hükümdarlığı sırasında yaşanan çeşitli olaylar hakkındaki kişisel ve siyasî yaklaşımlarını açıklıyor. Dünyaya nasıl baktığını, imparatorluğu nasıl bir anlayışla yönettiğini, düşünce ve inanç yapısını anlatıyor. Duygularının, sevgi ve nefretlerinin nedenlerini açıklıyor.
II. Abdülhamid tarihimizin en tartışmalı kişilerinden. “Ulu Hakan” olarak da “Kızıl Sultan” olarak da isimlendirilmiş, 33 yıllık hükümdarlığı sırasında yaptıkları, kararları bu isimlendirmelerle değerlendirilmiş bir padişah. Onu nasıl değerlendirdiğiniz, nasıl adlandırdığınız günümüz siyaseti içinde konumunuzu da bildiriyor. Zülfü Livaneli “Kaplanın Sırtında”dayı bu durumun bilincinde kaleme almış ve bu şablonların dışında bir II. Abdülhamid portresi çizmeye çalışmış. Sultanı insan olarak ve kişisel hayatına odaklanarak değerlendirmeyi, anlatmayı denemiş. Romanın girişinde “İkinci Meşrutiyet ve Sultan Abdülhamid konusunu ideolojik ve sığ kamplaşmalardan uzak bir biçimde ele alıp, o devrin ruhunu ve zihniyetini yansıtmaya çalıştım” diyor.
Tabii bu bakış açısına en uygun kaynak Doktor Âtıf Hüseyin Bey’in günlükleri olmuş. Yaşamı hakkında pek fazla bilgi olmadığı söylenen Doktor Âtıf Hüseyin Bey’in Selanik’te görev yapan bir Tabip Binbaşı olarak İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin üyesi olduğu düşünülebilir. Zaten II. Abdülhamid’e doktor olarak atanacak biri dönemin iktidarını ellerinde tutan askerlerin çok güvendiği biri olmalı. Zülfü Livaneli de Doktor Âtıf Hüseyin Bey’e böyle bir muhalif kimliği çiziyor ve II. Abdülhamid’in karşısına oturtuyor. Onların sohbeti sırasında sultanın kendi anlatımından yaşamını, aldığı kararların, verdiği emirlerin nedenlerini öğreniyoruz. Diğer yandan da Âtıf Hüseyin Bey’in itirazlarıyla da olayların II. Abdülhamid’in bakışı dışında nasıl algılanıp yorumlandığını da okumuş oluyoruz. Yani anlatım tek yanlı olarak kalmıyor. Ama sonuç olarak Doktor Âtıf Hüseyin Bey görüşlerini değiştirmese de II. Abdülhamid’e daha olumlu bakmaya başlıyor. Yazar olarak Zülfü Livaneli’nin de böyle baktığını düşünebiliriz.
Herkesi, her şeyi kuşkuyla karşılayan, çok dikkatle tahlil eden, her an bir tehdit, saldırı bekleyen II. Abdülhamid de zamanla Doktor Âtıf Hüseyin Bey’e güveniyor, ondan yaşamına yönelik bir tehdit gelmeyeceğine inanıyor. Tabii Doktor Âtıf Hüseyin Bey’e uzun uzun kendinden ve yaşamından söz etmesinin bir nedeni de hakkındaki bilgilerin kendi ağzından bir şekilde yazıya geçmesini sağlamak da olabilir. Çünkü, daha önce, yine Selanik’te sürgündeyken anılarını yazdırmak istediği ama engellendiği de biliniyor.
“Kaplanın Sırtında” tarihi gelişmeleri takip ederek I. Balkan Savaşı’nın başlayıp düşmanın Selânik’e yaklaşması üzerine II. Abdülhamid’in İstanbul’a nakledilmesiyle son buluyor. II. Abdülhamid, İstanbul’dan gönderilen Alman sefâretine ait Loreley savaş gemisiyle 1 Kasım 1912’de getirilerek Beylerbeyi Sarayı’na yerleştirilmiş.
Zülfü Livaneli adeta bilimsel bir çalışma yapmış. Sadece Doktor Âtıf Hüseyin Bey’in günlüklerine bağlı kalmamış, konuyla ilgili ulaşabileceği tüm kaynakları incelemiş. Kitabın sonunda uzun bir kaynakça var. Prof. Ali Yaycıoğlu metinle ilgili katkılarda bulunmuş. Prof. İlber Ortaylı, Sırrı Süreyya Önder, Prof. Taner Timur, Zafer Köse, Ali D. Cevlan ve Ozan Bilge kitabı okuyup görüşlerini bildirmiş. Derdim yine de anlaşılmaz diye düşündüğünden olsa gerek kitabın sonuna bir karekod koyup Sırrı Süreyya Önder’le yaptığı 49 dakikalık söyleşiyi dijital ortamda okura sunmuş.
Zülfü Livaneli “Kaplanın Sırtında”da Sultan II. Abdülhamid’e önyargıların, alışılmış klişelerin dışında, sultanın bakış açısını da kavrayıp yansıtarak bakmayı deniyor. “Kaplanın Sırtında” roman olduğu göz ardı edilerek II. Abdülhamid’i nasıl değerlendirdiği, sunduğu gibi açılardan tartışılacak, çok konuşulacak bir metin
Profile Image for Cihan.
135 reviews15 followers
September 4, 2023
Belli aralıklarla yaptığım Livaneli okumalarım arasında üst sıralarda kendine yer buldu “Kaplanın Sırtında”. Hani bir numaraya yerleşemiyor belki, o da kendisinin romancılığında ufak bir düşüş sezinlemem kaynaklı. Ya da ben daha az etkilenir oldum. Önceki okuduğum kitaplarının güzelliği sağ olsun.

Abdülhamid, ve saltanatta geçen koskoca 33 sene. Devamı sürgün, hapis, esaret. Tarih bilgim sınırlıdır, nedense doğru eserlerden gerekli bilgiyi alamayacağıma inancımdan kaynaklı. Ancak Livaneli’nin araştırmalı yazımı aktarılanlar sayesinde inanarak anlamamı sağladı bahsedilenleri. Hatta şu var, neresi kurgu neresi gerçeklik arada kaldım birkaç noktada. Bu da nispeten düşündürdü üstünde.

Beyni çokça yoran bir kitap değil, onu rahatlıkla söyleyebilirim. Arada dinlenmeye ihtiyaç duyduğunuzda başvurabileceğiniz bir kitap. Ancak, tarafların savaş ortamına, padişaha, kararlarına yaklaşımı konuların okuyucu tarafından da mantıklı değerlendirilmesinde yardımcı oluyor. O yılların coğrafyasında ülkelerin duruşu sanki belli ölçüde hiç değişmemiş. Üzücü mü? Okuyanın sempati ölçütlerine göre değişir.

İçlerinde okumadıklarımın olmasıyla da beraber, tüm Livaneli eserlerini okumak gayem hala devam ediyor. Kaplanın Sırtında da çokça kasvet, yer yer empati gerekliliği, biraz da tarihin işaret ettiği kaçınılmaz zulümlere nedenli ışık tutmalar söz konusu. Sonunda ne hissediyorsunuz? Ben, karışığım.
Profile Image for Gökhan Ö..
8 reviews1 follower
October 26, 2022
güzel bir livaneli kitabı olmuş.

2. abdülhamit'in selanik sürgününde doktorunun aldığı notlar ve dönemin olaylarını kullanarak bir olay örgüsü yaratılmış. 33 yıllık iktidarın ardından abdülhamit'in yaptıkları, yapamadıkları vs olaylar olabildiğince objektif bir biçimde aktarılmış. ayrıca kitabın 2. bölümünde tamamen abdülhamitin ağzından 33 yılın olayları anlatılmış.

dönemi daha iyi anlamak isteyenler için iyi bir kaynak kitap olarak da düşünülebilir.

kitap yazılırken çok emek verilmiş.
763 reviews95 followers
January 1, 2025
This novel about Sultan Abdulhamid II, who reigned the Ottoman Empire from 1876-1909, is straightforward historical fiction.

The author has done his homework and presents the interesting facts in an attractive narrative. As another reviewer put it: all tell, little show. There's nothing wrong with that, it's just that I have been spoiled with authors like Alvaro Enrigue and Laurent Binet who go one step further and give history their own dazzling twist.

Still, the life and character of the paranoid sultan is interesting enough in and of itself and the novel is full of fun little anecdotes and factoids about his life and politics.

The novel starts in 1909 when the Abdulhamid II is deposed and exiled to Thessaloniki, being kept under house arrest with his harem. A doctor, sympathetic to the Young Turks, is appointed to oversee the family's health and the sultan 'uses' the doctor to make sure his own perspective and narrative on his reign are documented. This raises interesting questions about the sultan's reign: was it as terrible as the people believe and the media portrays it to be, or did Abdulhamid have limited options and act in the interest of keeping the declining Empire together?

3,5
Profile Image for Seden.
31 reviews
November 10, 2025
II. Abdülhamid’in tahttan indirildikten sonra Selanik’e sürgüne gönderildiği dönemde, doktoruyla yaptığı konuşmalardan esinlenerek yazılmış tarihi bir romandı. Keyifle okudum.
Profile Image for Natalia K.
41 reviews
January 18, 2025
Although On the Back of the Tiger dragged a bit at times, I still give it 5 out of 5 and wholeheartedly recommend it. Zülfü Livaneli is a wonderful storyteller, and once again, I had the delightful feeling that someone was telling me a story.

No, it’s not like having Dostoyevskiy or Dreiser read to you—it’s more like listening to a tale that beautifully encapsulates the history of the last 50–70 years of the Ottoman Empire. Livaneli weaves personal touches into his characters—the exiled sultan, the loving young wife, the doctor, —all while grounding them in historical events. The story reflects solid research and presents multiple perspectives on the political complexities of a time when many empires were falling.

This book left me pondering some important questions: Were many of the sultan’s decisions outrageously bloody, or were they simply the lesser evil? By the end, I not only gained insight into the Ottoman Empire but also a clearer chronology of events in the region and their connections to the West.

If you enjoy stories that blend historical depth with a personal touch, this book is for you. Livaneli's skill in exploring the human side of history makes it a memorable read.
Profile Image for Mehves.
112 reviews11 followers
July 8, 2022
Objektif yazılmaya üstün gayret gösterildiğini hissettiren bir çalışma olduğunu düşündüm. Kitabın başından sonuna kadar yazarın acaba hangi tarafta olduğunu anlamaya çalışırken buldum kendimi. Neye inanacağını tamamen okuyucuya bırakmış, taraf tuttuğunu veya hangi tarafta olduğunu içtenlikle anlayamazdım -yazar hakkında hiçbir bilgiye sahip olmasaydım eğer. Pandemide aceleye getirdiğini düşündüğüm son kitabıyla uğradığım hayal kırıklığını tamamen sildi götürdü. Tek eleştirim bitişinin ansızın olmasına olabilir, ancak o da bütünlük açısından sırıtmıyor, sadece ben henüz vedalaşmaya hazır değildim.
Profile Image for Dağhan Gokdel.
22 reviews3 followers
July 6, 2022
Kitap bence iyi bir roman olmaktan - Livaneli'nin standartları göz önüne alındığında- uzak. Buna mukabil kitap söz konusu dönem ile ilgili az bilgi sahibi olan okuyucular için harika ve sürükleyici bir kaynak niteliğinde.

Kitabın kanımca en yararlı kısmı ise sonunda yer alan ve bir yüksek lisans tezi usul ve özeniyle hazırlanmış 2. Abdulhamit okuma ve kaynak listesi.
Profile Image for Ezgi Karataş .
81 reviews4 followers
December 24, 2022
Tarihi hatalar, zayıf betimlemeler, kolaya kaçan anlatım. Abdulhamit savunusunu fazla kaçırdığını düşündüğünde hızla bunu aklamak için hamleler. İçinde bulunduğumuz dönemi anlatmak, iktidarın elinden ise bir karakteri almak istemiş Livaneli ama yaptığı çok kaba işçilik.
Profile Image for Başak Çelik.
80 reviews1 follower
September 24, 2022
Çok akıcı, keyifle okunan, oldukça objektif ve pek çok kaynağa dayanılarak yazılmış, döneme ışık tutan bir romandı. Livaneli sonunu da çok güzel bağlamış. Osmanlı tarihine ilgi duyan/duymayan herkese öneririm.
Profile Image for Güney  Yazar.
53 reviews16 followers
July 7, 2022
Payitaht Abdülhamid kıvamında bir kitap. Sürekli kendini savunan sabık padişah... okumasam hiçbir şey kaybetmezdim dediğim kitaplardan
Profile Image for Aykut Karabay.
195 reviews5 followers
December 4, 2023
Livaneli bu kitabında; Sultan Abdülhamid’in 33 yıllık padişahlığına son veren darbeyle tahttan indirilişi ve sonrasındaki 3.5 yıl İstanbul’dan Selanik’e sürgün hayatını kaleme almış. Sürgündeki devrik padişahın iç dünyasını çözümlemeye çalışmış. Vicdan muhasebesi, deliliğe yaklaşan ölüm paranoyaları ve elbette birey, toplum ama en önemlisi de iktidarın kudreti…

Kitabın adını aldığı pasajda Abdülhamidin kendi ifadeleri ile savunmasına yer vermiş;

—————-
“Doğar doğmaz kaplanın sırtına koymuşlar beni, diye düşünüyor, şehzadelerin kaderi bu, kaplanın sırtında büyümek; herkesin gözünü kamaştıracak bir kuvvet ve kudret gösterisi, kaplan gibi muhteşem bir yaratığa egemen olma duygusu, yırtıcı hayvanın sırtındaki çelik adalelerin gergin kıpırtılarını bacaklarının arasında hissetmek, herkesin korktuğu zalim bakışlı ölüm makinesinin efendisi olmanın verdiği doygunluk, ayrıcalık, üstünlük, tanrılık ama bir yandan da korku. Evet,
korku. Zaman zaman sırtından aşağı ıslak bir yılan kayıyormuş gibi tepeden tırnağa titreten soğuk bir ürperti.”

“Ya devlet başa ya kuzgun leşe dünyası bu. Kaplanın sırtındayken her buyruğuna uyan o büyük güce egemensin, güçlüsün, mutlusun; ne var ki sırtından indiğin anda o kaplan seni pençesine düşmüş zavallı bir gazal gibi parçalar…”
——————

Livaneli bu kitabında “oldukça derin” empati geliştirerek Abdülhamid biyografi-roman’ı kaleme almış. Kurduğu bu empati Livaneli’nin politik ve sanatsal duruşundan beklenmeyecek nitelikte Abdülhamid güzellemesi gibi görünmesine de yol açmış…! Yinede Osmanlı Tarihi, biyografi, roman okumayı sevenlere Livaneli’nin nev-i şahsına münhasır diline sahip kaleminden okunabilecek bir roman ortaya çıkmış.
Profile Image for Μαρία Γεωργίου.
Author 1 book25 followers
November 26, 2024
Με την επανάσταση των Νεότουρκων ο έκπτωτος σουλτάνος Αμπντουλχαμίτ, εξορίζεται στην Οθωμανική τότε Θεσσαλ��νίκη, όπου ζει για περίπου 3 χρόνια έγκλειστος με μέλη της οικογένειας του, στη βίλα Αλλατίνη. Εκεί διορίζεται να τον επισκέπτεται και να φροντίζει την υγεία του, ένας στρατιωτικός γιατρός, φίλος της επανάστασης, με ιδεολογικό βλέμμα προς την Ευρώπη και μίσος προς τον έκπτωτο σουλτάνο. Μεταξύ τους αναπτύσσεται αναγκαστικά, μια σχέση, όπου σιγά σιγά ο γιατρός αρχίζει να βλέπει την ανθρώπινη πλευρά του σουλτάνου, προβληματίζεται για τις φήμες που κυκλοφορούν γι αυτόν, κατανοεί την σκοπιμότητα τους, και προβληματίζεται για τα αποτελέσματα της επανάστασης. Σαν να μην άλλαξαν και πολύ τα πράγματα. Πάλι κάποιοι καταπιέζουν κάποιους άλλους.
Profile Image for Yosum.
247 reviews6 followers
November 3, 2022
Livaneli'nin akıcı anlatımı bu kitapta nedense kesik kesik, sıkıcı bir şekle bürünmüş. Yazarın en sevmediğim yanı, diğer kitaplarında da yaptığı gibi, sürekli tarafsız kalmaya çalışması, herkese hak vermesi. Bir süre sonra insan isyan ediyor. Senin bir fikrin yok mu? diye sormak istiyor. Bu eleştirim sadece bu kitaba yönelik değil. Hatta bu kitapta tarafsız kalmaya çalışması anlaşılır bir durum. Fakat diğer kitaplarında da, örneğin Serenad, Huzursuzluk, aynı isyan duygusunu yaşadım.
Profile Image for Eda Naz.
115 reviews8 followers
May 31, 2023
“doğar doğmaz kaplanın sırtına koymuşlar beni”

sultan abdülhamid ve sürgün olduğu dönem hakkında bu kadar objektif bir bakış açısından bilgi edinmek çok hoşuma gitti. zaman zaman padişahla empati kurarken zaman zaman anlattığı şeylerin manipülatif gücünün kuvveti beni çok etkiledi. bence türkiyede yaşayan herkesin okuması gerekiyor.
Profile Image for Bane Cronotse.
120 reviews1 follower
October 15, 2022
Dönemi tek taraflı değil, iki taraftan da anlatan oldukça sürükleyici bir roman. Sadece ihtilalcı subayların tarafından değil; Abdülhamid'in gözünden de bakıyorsunuz olaylara. Abdülhamid'i ve ihtilali, o süreçleri merak edenler için tavsiye ederim.
3 reviews
November 23, 2024
Zülfü Livaneli’nin tarih kaynaklı romanlarından biri , sıkmadan akıcı bir şekilde sultan Abdülhamit’in halledildikten sonraki günlerini anlatıyor. Bazen Abdülhamit bazen karşıtlarının düşüncelerinde dans ettiriyor.
Profile Image for Şebnem Bodur.
12 reviews1 follower
February 9, 2025
“Livaneli dili” diye bir şey var ve o dili okuması çok keyifli.
Soyunda ve tarihinde bağın olan padişahları anlamayı ve içleştirmeyi başarttı bana. Her ne olursa olsun insan olmanın kendine has sancısını öyle derin işlemiş ki Livaneli çok sevdim.
Tarih bazen hislerle anlatılmalı belki de dedirtti…
Profile Image for Burcin simsek.
143 reviews1 follower
July 18, 2022
guzel bir kitap; arastirilmis bilgi var hikaye guzel psikolojik daha cok, donem icin de cok bilgi veriyor ikinci bolumu beni daha cok sardi ama yavas akiyor diger Zulfu Livaneli kitaplari kadar hizli gitmedi yine de bir Livaneli farki var tabi ki
241 reviews1 follower
October 7, 2024
Curioso por la originalidad, relata la mentalidad de un sultán poderoso derrocado y como su médico, que lo consideraba un tirano, termina siendo su confidente
Profile Image for Nacho.
34 reviews1 follower
Read
April 22, 2025
Muy muy muy disfrutado. No sé si es porque nunca había leído nada sobre el Imperio Otomano, o porque está escrito de una manera bastante distinta a lo que suelo leer.
Displaying 1 - 30 of 193 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.