Jump to ratings and reviews
Rate this book

Babam, Ev ve Yumurta Kabukları

Rate this book
Geldim. Yine. Eve dönmek çocukluğunu geçirdiğin dört duvara dönmek değil sadece, çocukluğunu oluşturan her detayı hatırlamak, o detaylar yerine konulanları hazmetmek, asla değişmeyenler için hayıflanmak, belki de üzülmek. Şimdi, çocukluğumda tahinli çöreğini çok sevdiğim fırının önünden geçerken, saatlerce oynadığım çocuk parkının oto yıkamaya dönüştüğünü fark ederken anlıyorum eve dönmenin sadece duvar yığınlarından, resimlerden, değişmeyen odalardan ibaret olmadığını.


Kendine özgü dil ve anlatımıyla dikkat çeken Fatma Nur Kaptanoğlu, ilk romanı Babam, Ev ve Yumurta Kabukları’nda bir eve dönüş ve hesaplaşma hikâyesini merkezine alıyor. Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin kişinin çocukluğundan, ilkgençlik yılları ve ilk heyecanlarından hiçbir zaman kopamayışı, Bilge’nin kendisiyle, annesi ve en çok da babasıyla giriştiği sessiz hesaplaşmalar üzerinden dışa vuruyor.

Babam, Ev ve Yumurta Kabukları, geçmişin bugünü ne derece derinden sarsabileceği üzerine bir roman.

#reddediş #özgürlük #queer #ev #hesaplaşma #aile

112 pages, Unknown Binding

First published September 4, 2024

3 people are currently reading
240 people want to read

About the author

Fatma Nur Kaptanoğlu

5 books127 followers
6 Haziran 1993 Marmaris doğumlu Fatma Nur Kaptanoğlu, üniversite eğitimini Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde tamamladı. Bununla birlikte NOTOS Oyun Yazarlığı Eğitimi, MARFOD Fotoğrafçılık Eğitimi ve Bahçeşehir Üniversitesi Kısa Film Yönetmenliği Eğitimi aldı. Sanat ve Tasarım Plastik Sanatlar Bölümü'nde yüksek lisans yaptı.

Birçok dergide yazarlık ve editörlük yaptı. 2017 yılında Kaplumbağaların Ölümü isimli ilk öykü kitabıyla okuyucuyla buluştu. İkinci kitabı Homologlar Evi, Eylül 2019'da Dedalus Yayınlarından çıktı. Üçüncü kitabı Ateşten Atlamak, Haziran 2021'de Can Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. 2024'te ise ilk romanı Babam, Ev ve Yumurta Kabukları, yine Can Yayınları etiketiyle çıktı.






Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
139 (38%)
4 stars
111 (31%)
3 stars
80 (22%)
2 stars
19 (5%)
1 star
9 (2%)
Displaying 1 - 30 of 59 reviews
Profile Image for Hulyacln.
987 reviews567 followers
October 28, 2024
‘Ne yaşarsam yaşayayım, hangi kararları alırsam alayım doğup büyüdüğüm yerle garip bir bağım var. Dünya tersine döndüğünde ilk gittiğim yer orası. Biri bir yere çağıracaksa eğer, ilk oraya çağırıyor. Tüm diğer yaşam alanlarım ikame oluyor birden. Her şey zamanı gelince buraya dönebilmek için yaşanıyor. Asla kurtulamıyorum. Doğup büyüdüğüm yer, kızgın demir bir mühür, vücudumun en görünen yerinde, yarası taze değil ama izi tüm açıklığıyla ortada, duruyor. Silinmiyor, üstü kapanmıyor.’
.
Kitap okurken sıkı sıkıya bağlı olduğum bir inanç var: okunacak zamanı, sizin değil kitapların seçmesi. Gidilen yollar, izlenen filmler, kimi zaman bir koku bile o kitaba açıyor kapıyı, kimi zaman da o kitap başka bir kapı açıyor tam ihtiyacınız olduğunda. Dün de öylesi oldu, öğlen başladım Babam, Ev ve Yumurta Kabukları’nı okumaya. İçimde kırılan bir yumurtanın çıkardığı sesle bitirdim.
Meryem’e, ya da yazar kime niyet yazdıysa ona, bir Fatiha okudum.
Babalar ve kızlarını düşündüm.
Sonra gün aktı, yemek yaptım: tavuklu pilav.
Eşime seslendim: yemek yerken bir şeyler izleyelim dedim, üç dört öneri sundu: Kelebekler olsun dedim, bir yerden aşinayım sanki.
Üç kardeş, babalarından gelen telefonla işi gücü bırakıp doğdukları yere gidiyor Kelebekler’de. Barut yiyen tavuklar, uzaya gidemeyen astronotlar, aldattıkça aldananlarla dolu bir film.
Sonra kitaba geri döndüm. Okuyup bitirdiğim kitaba.
Hep bir dönüş oluyor diye düşünüyorum.
Doğduğumuz yere, doğduğumuzda duyduğumuz ilk seslere, bazen ‘öfkeli babaların dönüştürdüğü canavarlar’ olarak..
Toparlayayım: dün bir kitap bir filmi çağırdı, Fatma Nur Kaptanoğlu bunu öyküleriyle de yapmıştı bana: anıları çağırmıştı, derin derin nefes aldırmıştı. 2019 Eylül’ünde Homologlar Evi kitabı üzerine şöyle yazmışım: ‘Öyküleri farklı bir ses algılıyorsam seviyorum. Homologlar Evi’ni sevdiğim gibi. Kaptanoğlu roman yazarsa da seveceğimi hissediyorum.’
Seviyorum Babam, Ev ve Yumurta Kabukları’nı.
Yuva olamadan kuruyup kalan eviyle yüzleşen Bilge’yi de.
.
Kitap kapağındaki kolaj da Fatma Nur Kaptanoğlu’na ait~
Profile Image for Özgür Balmumcu.
249 reviews80 followers
October 8, 2024
Kısa romanlardan, 97 sayfa ve açıkçası üçte biri geride kaldığında da bir miktar tutuk, aksak ilerliyor. Sayfalar ilerledikçe olgunlaşıyor metin. Yerini buluyor. Cümleler oturuyor yerli yerine. Birçokları için tanıdık çok şey barındırıyor içinde. Evi de babayı da iyi anlatmış yazar. Bu açıdan romana tarafsız yaklaşmam zor. Beni avucunun içine aldı çünkü temalarının çoğuyla. Biraz daha derinleşse, biraz daha sürse diye düşünmekten kendimi alamadım.
Profile Image for Best Friend with Books.
168 reviews75 followers
May 10, 2025
Çok acayip bir yerdir baba evi. Gün olur, bırakır gidersin. Bazen bir kimlik arayışı sebep olur buna, bazen bir hayal, bir zorunluluk ya da. Uzaklarda bir yerlerde seni yeni bir hayat bekler; yepyeni kapılar açar, farklı deneyimler sunar sana. Daha özgür hissettirir belki çünkü burada her şey, senin seçimlerinden ibarettir. Biraz da onlarla şekillenirsin. Aradan geçen onca yıldan sonra ne mi olur dersin? Hayat allem eder kallem eder, bir nedenle baba evine geri döndürür seni. Sen ve geçmişte kaçarak uzaklaştığın her şey karşı karşıyasınızdır. Ne yüzleşme ama!

İşte tam da böyle bir hikaye Bilge’nin hikayesi. Eve dönme ve hesaplaşma hikayesi. Babasının ölüm döşeğinde olduğunu öğrenmesiyle yıllar sonra döndüğü baba evinde geçmişiyle yüzleşiyor. Çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını yaşadığı o ev ve mahallede geçmişin defterleri yeniden açılıyor. Çocukluk anıları, ailesine dair hatıraları, kayıpları, itirafları, hayal kırıklıkları ana karakterin (Bilge) ağzından aktarılıyor. Yazarın duygusal ve incelikli anlatımı metne ayrı bir sıcaklık ve samimiyet katıyor. Melankolik bir havada ilerleyen hikaye, duygusal bir şekilde sona eriyor.

Ben kitabı çok beğendim. Beni nasıl bu kadar yakalayabildi inanın bilmiyorum. Sadece isminden etkilenerek (hakkında bilgi sahibi olmadan) satın aldığım bir kitapla bu denli özdeşleşmiş olmak bir tesadüfle açıklanamaz sanırım. O nedenle yeri bende hep ayrı olacak. Lafı fazla uzatmak istemiyorum. Kitabı herkes okusun çok isterim. Geçmişin izlerini takip etmeyi, anılar üzerinden kimliğinizi sorgulamayı seven biriyseniz, bu hikayenin sizde de karşılık bulacağına inanıyorum.

T.
Profile Image for Leylak Dalı.
633 reviews154 followers
September 19, 2024
Bu kitaptan önce bitirdiğim "Nisyan"da çok seven ve sevilen bir baba anlatılıyordu, bir suikast sonucu öldürülmüştü ve acısı yıllar sonra bile sürüyordu. Bu kez tam tersi söz konusu oldu. Katı kuralları olan, disiplinli, sevgisiz ya da sevgisini göstermeyi bilmeyen bir baba var. Romanın anlatıcısı uzun yıllardır görmediği babasının ölüm döşeğinde olduğu haberiyle çocukluk evine döner. Bir iç hesaplaşmanın anlatıldığı kitabı çok severek okudum. Babalar ve kızları, kimi zaman en iyi dost, kimi zaman en büyük düşman...
Profile Image for zep.
75 reviews17 followers
July 10, 2025
bu tarzda okudugum 82.kitap falan
Profile Image for belisa.
1,433 reviews42 followers
November 9, 2024
dili anlaşılır, anlatımı hafif ve kaliteli
sadece konular ve olaylar daha önce sıklıkla kullanılmış konular
psikolojik, felsefi çözümlemeler de çok hafif kalmış
bu metin "ateşten atlamak"tan bir tık ileri
yazar dikkat çekici, ilerlemesini izlemek isterim
Profile Image for Merve Büker.
214 reviews19 followers
January 21, 2025
Son zamanlarda çokça okunan ve övgüler alan Babam, Ev ve Yumurta Kabukları, yazarın ilk romanı. Daha önce üç farklı öykü kitabı yayımlanmış olsa da, yazarla tanışmam bu roman aracılığıyla gerçekleşti.

Hikâye, başkarakterimiz Bilge’nin yıllardır uğramadığı çocukluk evine dönmek zorunda kalmasıyla başlıyor. Babasının birkaç haftalık ömrü kalmıştır; ona bakan ablası yurtdışına çıkmak zorunda kalınca komadaki babasına bakma sorumluluğu Bilge’ye düşer. Eve dönüş ve geçmişle hesaplaşma ekseninde kurgulanan romanda, sık sık Bilge’nin çocukluğuna ve ilk gençlik yıllarına uzanıyoruz. İçindeki sakinleşmiş öfkeyi, onardığı kırgınlıkları ve geçmişe dair yüzleşmelerini okuyoruz.

Ancak, ne yazık ki ne Bilge’yle ne de hikâyeyle bir bağ kurabildim. Yazar, beni Bilge’nin kırgınlıklarına ve yaşadığı travmalara ikna edemedi. Geçmişe ait duygular ve olaylar benim için yeterince derinlikli bir şekilde işlenmemişti. Alt metinlerin zayıf kaldığını düşünüyorum. Üslup da beni etkileyemedi; yazarın oldukça düz ve incelikten yoksun bir anlatımı vardı.

Daha önce binlerce kez yazılmış ve okunmuş bu kurgunun çok daha iyi versiyonlarını okuduğum için bu roman benim okuma tecrübemde ne yazık ki sınıfta kaldı.
Profile Image for Sirin Mitrani.
156 reviews4 followers
December 10, 2024
Bu kadar seveceğimi tahmin etmiyordum. Yazarın evvelki öykü kitaplarını da okumamıştım, beklentisiz giriştim çok da memnun kaldım.
Zaman zaman tekrarlara düşmüş ama yine de zorlu bir baba kız ilişkisini bir ilk romana göre gayet iyi aktarmış.
Tavsiye ederim.
Profile Image for Arzu.
199 reviews41 followers
March 2, 2025
romandan ziyade novella tadında bir metin..

saikler farklı olsa da benzer kırılganlıklarla, benzer bi' ilişki(sizlik) ve benzer bi' sonu yakın zamanda yaşamamdan mütevellit pek de tarafsız değerlendiremeyeceğim bir metin oldu..

bazı kitaplar böyledir ya, bazı insanların kişisel hikayelerine dokunurlar ve sadece o sebepten bile sevilir ve akılda kalırlar..
Profile Image for Oytunla Hayat.
176 reviews7 followers
April 21, 2025
Yazarın ilk romanıymış ve benim de kendisiyle tanışma kitabım...
Çok beklentim olmadan başladım aslında, kısa ve tutuk cümleleriyle iyi ki bir beklenti içine girmemişim dedim ki gümbür gümbür aktı....

Ölmek üzere olan bir babayla hesaplaşma gibi gözükse de içsel bir hesaplaşma hissiyatı bıraktı bende... Tahayyül etmem çok zor bu kadar sevgisiz bir aile ilişkisini aslında... Attan düşeni ancak attan düşen anlarmış derler ya o misal, benim için olgunlaştırması zor oldu biraz... Buna rağmen kelimeler vurdu devirdi her defasında.

Kocaman sarıldım Bilge sana ♥
Profile Image for Zeynep Saatli.
22 reviews2 followers
May 16, 2025
Konudan ve anlatılam aile çatışmalarından dolayı çok çabuk çiğ bir anlatıma gidebilecekken baştan sona gayet içten, süsten uzak bir ili vardı. Hüzne, yasa, anne-baba sorunlarına yönelik beylik lafların olmayışı da beni sevindirdi. Hatta bir yerde bu bir arthouse film olsaydı şöyle olurdu gibi bir yorum vardı, gülümsetti beni de. Ve en önemli detaylardan biri de lezbiyen temsili olması. Aile ilişkisine bu durumun nasıl yansıdığına çok başarılı şekilde değinilmiş. Ayrıca kitapta sık sık çocukluğa dönülmesi ama hikayenin asla kopmaması beni epey etkiledi. Konu ağır olmasına rağmen dil de bir o kadar hafifti.
Profile Image for Sahiden35.
279 reviews13 followers
September 23, 2024
Çarpıcı, acıtıcı, bu coğrafya üzerindeki babalar kadar sahi.
Profile Image for bilge.
6 reviews1 follower
September 20, 2025
This was PERSONAL.

Bilge isimli queer bir kadının aile eviyle yüzleşmesini anlatan bir kitabın karşıma çıkması inanılmaz bi tesadüf oldu… Bonus olarak bir de aile evinde okudum, tadı süper çıktı vallahi. Ben yazmışım gibiydi. Çok etkilendim.
Profile Image for nil.
43 reviews2 followers
May 5, 2025
bu kitabı kapattığınızda, hayatının sadece bir kısmını okuduğunuz bir insanın tüm hayatına tanıklık etmiş gibi hissediyorsunuz. Tolstoy’un Anna Karenina’da söylediği o meşhur cümle geldi aklıma:
“bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin ise kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.”
bir aile, bir baba, bir insanın hayatını mahvetmekte ne kadar “başarılı” olabilir? bir anne, tüm sessizliğiyle bu yıkıma nasıl ortak olabilir? ve biz, tüm bunlara neredeyse ilk elden şahit olurken, aslında bu hikâyenin bize o kadar da uzak olmadığını fark ediyoruz.
ama canı en çok yakan şey, bu acının içinde hâlâ saklanan minicik umut. insan bazen “artık yetti” dese de, üstünden yirmi yıl da geçse, o umut sanırım hiç bitmiyor. ve işte yazar tam da bunu öyle zarif, öyle dokunaklı bir şekilde işlemiş ki... okurken sadece bir hikâyeye değil, bir yaraya, bir suskunluğa, bir çırpınışa tanık oluyorsunuz.
"babam, ev ve yumurta kabukları", sadece bir kitap gibi değil, bastığınız yerin ne kadar ince ve kırılgan olduğunu fark ettiğiniz bir duygu zemini gibi.
Profile Image for mythosonlyb.
202 reviews
July 1, 2025
Aslında kitabın konusu çok tanıdık. Çünkü bu hikaye, mesafeli ve cezalandırıcı babalarla onların gölgelerinde solup gittiği için silikleşmiş annelerin, bu ev ortamında birbirinden uzaklaşarak büyümüş kardeşlerin queer bir anlatımı.

Bilge, ölüm döşeğindeki babasıyla ilgilenmek için büyüdüğü eve geri dönüyor ve o sırada geçmiş anıları, acıları, kalp kırıklıklarını da yeniden hatırlayarak bizlere aktarıyor. Bir videoda “Burası infantile ebeveynlerin ülkesi.” denmişti. Okurken bu sözler zihnimde canlandı. Ben de çok sık çocukebeveyn lafını kullanırım. Gerçekten içinde çocuksu dürtülerle ağlayan, öfkelenen, saldıran ebeveynlerin yanında büyümeye çalışmak, kendi kanatlarının rengini tanımaya çalışmak çok zor. Burada da Bilge kendi olmayı seçerken ailesini geride bırakmak zorunda kalıyor. Ayrışma, özgürleşme gibi değil de özgürleşebilmek için tamamen kopmak zorunda kalmak sanki.
1 review2 followers
October 7, 2024
Tüm kitaplarını severek okudum ve yeni kitabının roman olduğunu duyduğumda daha büyük bir heyecanla aldım. Tüm heyecanıma oldukça değdi. Kalemine emeğine sağlık. Bir solukta okudum o kadar çarpıcı ve gerçekti ki okuduklarım, etkilenmemek mümkün değildi. Yolu açık olsun :)
1 review
September 16, 2024
Very beautiful points about life have beden touch,it makes you aware of the subtle emotions and lines there may be in ordinary life.




This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Hayrullah M..
96 reviews2 followers
November 25, 2024
Baba sevgisini yeterince görememiş bir kız çocuğunun, ölmekte olan (karakterin tabiriyle 'yarı ölü') babasıyla olan iç hesaplamasını okuyoruz. Romanda babanın komada olmasından kaynaklı bir tek taraflılık hakim ve bu da adalet duygusunu zayıflatıyor. Anlatı, karakterin monologları üzerinden ilerliyor. Yumurta kabukları gibi metaforlar, edebi olarak doyurucu. Yine de derinleştirilememiş hikaye nedeniyle 3 yıldızı hakkettiğini düşünüyorum.
Profile Image for Öykü.
29 reviews2 followers
July 26, 2025
Kısa bölümlerden oluşması, sade yazım tarzıyla çok kolay okunabilecek bir roman olduğunu düşünmüştüm fakat bana ağır gelen temalar olduğu için elimde sürünüp durdu. Sanki kitabı açmamla etrafım negatif duygularla sarmalanıyormuş gibi geldi. Neyse ki kısa bir roman inat edip bugun bitirdim. Bunlar benden kaynaklı sebepler yoksa bir günde okunup bitecek bir kitap. Bazi mantik hatalari var. Zaman olarak hatalar var gibi geldi. Baba kendi icinde cok çelişkili. Kimse tamamen iyi ya da tamamen kötü değildir dusturuyla yazılmıştır belki bilmiyorum ama babanin tavirlari cok celiskili geldi. Bir gun kizlari icin deniz temizlerken obur gun suratlarina bakmiyor. Cocukluklarinda baba evden gitsin istiyolar ama babanin kotulugune dair somut bir sey yok. Anne ve baba iliskisinde de yuzseysel bir seyler okuyoruz fakat ic kismi gormuyoruz. O konu da muammada kaliyor. Bunlara rağmen yazarın vermek istediği depresif hava kitap boyunca gayet guzel verilmiş, çarpıcı bir kitap.
Profile Image for Neslihan Cangöz.
211 reviews14 followers
April 2, 2025
İyi bir novella. Anne kız ilişkileri, yaraları üzerine çok okuduk ama baba-kız üzerine daha az yazıldı sanki. İşte bu küçük romanın derdi bu ve derli toplu, sade bir dille, romantize edilmeden yazılmış. Okunsun isterim.
Profile Image for Emrah Gölbaşı.
11 reviews
October 16, 2024
Baba-kız arasındaki kırılgan, hassas ve kopuk bir ilişkiyi ele alan bir roman. Eve dönüş ve geçmişle hesaplaşma hikayesi, romanı sadece bir ilişki betimlemesi olmaktan çıkarmış ama baba ile kızın arasındaki mesafe net ve derinlikli işlenmemiş hissi verdi bana. Özellikle babanın roman boyunca "yaşayan ölü" olması ve geri dönüşlerde ona yeterince söz hakkı verilmemiş olması da buna yol açmış olabilir. Ben karakterlerle ve özellikle Bilge ile bir bağ kuramadım maalesef.
Profile Image for DOK.
37 reviews
March 2, 2025
yeryüzünde daha önce anlatılmamış bir hikaye olamayacağını bilsem de Türk edebiyatında baskıcı baba, silik anne, cinsel tercihini açıklayınca reddedilmiş çocuk ve bunun eve geri dönmek zorunda kalınca yaşadığı yüzleşmeleri okumaktan biraz sıkıldım artık. ayrıca bunu teorik zeminde tartışacak kadar bilgim olmasa bile okur olarak bence bu kitap bir roman değil uzun öykü.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Esra ÖZATALI.
16 reviews
December 6, 2024
BABAM EV VE YUMURTA KABUKLARI

FATMA NUR KAPTANOĞLU

Herkese Merhabalar Benim Sevgili Dostlarım.

Şu sıralar her okuduğum kitaba psikolojik analiz yapmaya karar verdim. Aslında sosyolojik analizler daha favorimdir. Ama yüksek dozda empati ruhum ortaya dökülüyor elimde olmadan.

Karakterde acı varsa mideme vuruyor. Mutluluk varsa yine midemde kelebekler uçuyor. Sanki karakterin ruhu ile kendi ruhumu avatardaki o ağaca bağlamış gibi bağlıyorum. Hayatın ve bana okuduklarımın kazandırdıkları diyorum. Şimdi yine enteresan bir eserle geldim. enteresan dediğime bakmayın. Kitabın bence çok okunanlar listesinde başı çekmesi gerekiyor. Yazarımız iyi bir dille kaleme almış. Kısaydı belki ama hayatın en ince ayrıntılarını satırlarına gizlemiş. Eseri Bozcaada’da yazması da, beni ayrıca mutlu etti. Çünkü Bozcaada’nın da bende anlamı hep özeldir.

Gelelim eserimizin ana karakteri, rengarenk ruha bürünmüş, gökkuşağının masumluğunu içinde yaşayan Bilge’ye. Kendini olmak ve yaşamak istediği dünyanın renklerini ailesiyle paylaşmak ister dürüstçe. Ancak renklerini soldurur ve asla destekçi olmazlar. Kim destek olacak ki? Huysuz despot bir baba mı? Ondan korkup ezilen annemi? Yoksa varla yok arasında bağları olan ablası mı?

Bir film sahnesi gibiydi Bilge’nin karanlık geceden gökkuşağına çıkması. Evden çıkıp gittiği vakit henüz yirmisinde bile değilken. Başarır hayata karşı savaşması başarmasına, ancak o kabullenilmeyen içsel olgudan, ailesizlikten bir yanı hep yoksun kalmıştır. Nereye gitse, ne yapsa bu yokluğu içinde her daim taşıyacaktı. Halbuki en çok desteği annesinden beklemişti. Annesi hep gerideydi. Ne yaparsa yapsın öyle bir kadından Bilge gibi cesur yürek nasıl çıktı dersiz?

Velev ki; annesinin ölüm haberi gelince ve bir de bunu vaktinden geç öğrenince, biraz hırslı bir Bilge çıkacak karşımıza. Onun evden gitmesine neden olanlara duvarlar örecek bir Bilge. Özellikle de babasına. Yavrusuna kol kanat germek yerine onu sahipsiz bırakan babasına. Ama işte sağlıkta bir yere kadar bey amca. Düştün mü şimdi kızının kollarına. Bilge’nin babası komalık olma seviyesinde ve başında bekleyen yine Bilge.

Kitap öyle bir ilerliyor ki; soldurulan renkler, her bir ilerleme de kendi rengine kavuşuyor. Kavuşana kadar aslında içten bir savaş hali yaşıyor Bilge. Taa ki hesap kapanana kadar.

Yazarımız Fatma Nur Hanım’ın kalemine ve yüreğine sağlık. Her şey, yağmurdan sonra beliren gökkuşağı gibi masumdu aslında. Çamura bulaştıran yine bizlerdik…

Kitapla ve sevgiyle kalın…
Profile Image for Balkan Şencan.
185 reviews19 followers
February 17, 2025
Kaptanoğlu'nun ilk kitabı okuduğum; ne yalan söyleyeyim, beğenmedim; sebebi ise son derece teknik; bu tür anlatılar ne ilk ne de son kez yazılıyor; kahraman, yıllar sonra bir vesile ile (genellikle ya bir düğün ya bir cenaze ya da yılbaşı, bayram yemeği gibi toplu bir kutlama vb.) çocukluğunun geçtiği yere döner, aradan geçen yıllarda kendisinde biriken şeyler üzerinden döner ailesi ve kendisi ile hesaplaşır; bu tür anlatılarda, yazar, okuyucuya iki konuda söz verir; 1. biz, protagonistin başından neler geçerek ve neden ailesinden uzaklaştığını, bununla bağlantılı olarak olayın antagonist bakışından neden böyle gerçekleştiğini öğreniriz; 2. anlatının sonunda kahraman (protagonist) ya aile büyüğü (antagonist) ya da kendisi ile hesaplaşır; bu anlatıda iki söz de tutulmuyor, bu da okuyucu bakımından bir olmamışlık, eksiklik hissi ile kitabın tamamlanmasına neden oluyor.

--- SPOILER --- Yazarın kalemi kıvrak, anlatımı iyi; cep telefonu üzerinden sosyal medya mesajları ve sms'ler ile başlarda tutturduğu anlatım tarzı günceli ve okuyucuyu yakalıyor; ilgi çekici; ayrıca yumurta kabuğu metaforu da iyi düşünülmüş (ancak eksik işlenmiş;) zaten kitabı sonuna kadar okutan tek neden de bu; ancak bir okuyucu olarak ben, son sayfaya kadar, babanın ailesine neden böyle davrandığının bir açıklamasını bulmayı bekledim, bu olmadı; halbuki anlatının başından itibaren kimi noktalarda, babanın aslında büsbütün kötü bir insan olmadığı, en azından kızının mezarlıkta kaybolduğu olay bazında, onun da evlatlarını sevdiği belirtiliyor; o zaman okuyucu da ister istemez merak ediyor; evlilik içerisinde ne oldu da baba, anneye ve kızlarına bu kadar yabancılaştı ve kötü davranmaya başladı; onu, böyle davranmaya iten neydi diye; halbuki bu sorunun cevabı verilmiyor; diğer yandan bir noktada, kızın, babasına karşı hissettiklerini onun karşısına geçip, sessiz, hasta haline bile bağırıp çağırıp anlatması, bir katarsis yaşamasını bekledim; bu da olmadı; son sayfada, babası öldükten sonra, karakterin onu alıp bir de fiziki olarak öldürmesi beni tatmin etmedi. ---SPOILER---

Toparlamak gerekirse, iyi bir fikri güzel işleyememiş bir anlatı söz konusu, teknik yönden eksiklerine rağmen, neticede yarım yarım 110 sayfa, iki saatte okunuyor; okursanız bir şey kazanmazsınız, okumazsanız bir şey kaybetmezsiniz; belki bir otobüs yolculuğu için düşünülebilir; artık önümüzdeki maçlara bakacağız.
Profile Image for Sevda Erdoğan.
59 reviews
November 13, 2024
BABAM, EV VE YUMURTA KABUKLARI
Fatma Nur KAPTANOĞLU

𝗕𝗶𝗿 𝘆𝘂𝗺𝘂𝗿𝘁𝗮 𝗸𝗮𝗯𝘂ğ𝘂𝗻𝘂𝗻 𝗵𝗶𝗸𝗮𝘆𝗲𝘀𝗶, 𝘆𝘂𝗺𝘂𝗿𝘁𝗮 𝗸ı𝗿ı𝗹𝗱ığı𝗻𝗱𝗮 𝗯𝗮ş𝗹𝗮𝗿.

On sekiz yaşında ayrıldığı aile evine yirmi yedi yaşından sonra ablası Cansu’dan babasıyla ilgili haberi alana kadar hiç uğramamıştır Bilge. Üç yıl önce annesinin ö.lüm haberini bile üç gün sonrasında almışken, komada olan ve konuşmadığı babasının haberini almak Bilge’yi öyle derinden sarsmasa da görev bilinciyle dönmüştür, huzuru hiç yaşamadığı ama geçmişiyle hesaplaşacağı o eve. Zaten sadece bir iç hesaplaşma olabilir onunki, çünkü babası bilinçsizce, makinelere bağlı nefes alıp vererek öylece yatıyordur koma halinde.
Baskı altında, sevgisiz, katı kurallarla ve kopuk aile bağlarıyla geçmiştir çocukluğu Bilge’nin.
Silik kimliğiyle kızlarıyla yakınlık kuramamış bir anne ve otoritesini her anlamda gösteren bir babayla büyüyen iki kız kardeşin birbirlerine soğuk olmaları da beklenen bir sondur belki ama bu kadar uzak olmaları gerekli midir?
Çektiği o on beş dakikalık bir video zaten birarada olmayı beceremeyen aileyi nasıl da savurmuştur dört bir yana; babası onu bir daha görmek istemediğini söylemiş, annesi her zamanki gibi susmuş, ablası ise tüm oklar Bilge’ye çevrildiği için mutlu ama huzursuzluk çıkardığı için kızgındır. Hiç kimse Bilge’nin duygularını ve nasıl olduğunu merak etmemiştir. Bilge ise şimdi ölmek üzere olan babasının son nefesini bekliyordur sadece bip sesinin duyulduğu o evde.
Benim için etkileyici, keyifli ama bir o kadar da hüzünlü bir okuma oldu ve elimden bırakamadan Bilge ile birlikte onun o özel yolcuğuna eşlik ettim.
Yazarımızın içten, samimi, dokunaklı anlatımını ve yumurta kabuklarının da hikayesini merak ediyorsanız, 𝗕𝗮𝗯𝗮𝗺, 𝗘𝘃 𝘃𝗲 𝗬𝘂𝗺𝘂𝗿𝘁𝗮 𝗞𝗮𝗯𝘂𝗸𝗹𝗮𝗿ı kesinlikle TAVSİYEMdir.
Syf: 112
Profile Image for Maze Demir.
468 reviews7 followers
November 26, 2024
#babamevveyumurtakabukları
-FATMA NUR KAPTANOĞLU

“Bir yumurta kabuğunun hikayesi, yumurta kırıldığında başlar.”

“Ölümün nefreti silip götürdüğü, insanı kendine getirdiği, geride kalanların birbirinin kıymetini bilmelerini sağladığı zırvaları yalan. Ölüm, birini affetmemeyi kafaya koyduğunuzda sizi ve o nefretle bilenmekten ve içinizdeki uçurumları büyütmekten başka bir işe yaramıyor. Nefreti ölümle meşrulaştırıyor kişi. Oh diyor içinden, iyi ki nefret ettim, çok haklıydım nefret etmekte.”

Hayatın her döneminde insan bir kez dahi olsa kayboluşun içinde bulur kendini. Sonrada varoluşunun amacına doğru arayışa çıkar. Korkunun, kayıpların, kim olduğu hissiyatının, belki de kapanmayan defterlerin peşine düşer, ya da düşmek zorunda kalır. Geçmişin bugünleri sarsarabileceği anlar da peyda olur.
İşte bu hikayenin özeti benim gözümde.

Kısa ama açıkça ortada, tüm çıplaklığıyla yüzünüze yüzünüze vuran bir hikaye. Keşke dememek için yaşamaya çalışmak. Olasılıklara tutunmak. Ama geçmişin kapanmayan izleriyle, geri dönülmez anlarıyla kaplı bir hikaye.

Bilge annesini kaybetmiş, yıllar önce doğduğu evden ayrılmış. Özgürlüğünün ve kendini bulmanın yoluna çıkmış genç bir kadın. Kimlik bunalımıyla onu anlamayacağını düşündüğü babasını ve ablasıyla olan yaşamını geride bırakarak kendi yolunu bulmak adına çıkıyor bir yolculuğa. Yıllar sonra onu doğduğu eve geri döndüren ise babasının ölüm döşeğinde olması. Evine döndüğünde onu makinalara bağlı komada bir baba karşılıyor. Ama geri kalan herşey her iz aynı bıraktığı gibi. Çocukluğunun anıları birer birer her gün karşısına çıkıyor. Yeniden bir hesaplaşmaya tutuşuyor. Belki babasıyla, belki geçmişiyle ama en çokda kendisiyle…
Profile Image for Elif Muratoğlu.
30 reviews2 followers
June 7, 2025
Ölümün nefreti silip götürdüğü, insanı kendine getirdiği, geride kalanların birbirinin kıymetini bilmelerini sağladığı zırvaları yalan. Ölüm, birini affetmemeyi kafaya koyduğunuzda sizi o nefretle bilemekten ve içinizdeki uçurumları büyütmekten başka bir işe yaramıyor. Nefrete ölümle meşrulaştırıyor kişi. Oh diyor içinden, iyi ki nefret ettim, çok haklıydım nefret etmekte, bak karım öldü, belki de onun yüzünden öldü, içine attı attı da bir gece uykusunda pes etti.

Kendini iyileştirmek herkes için farklıdır. Karşınızdaki insan kendini her koşulda iyileştirebilen ve kollayan biriyse sizin kendinizce sarf ettiğiniz çabalar görünmez olur. Bir insan sizden herhangi bir konuda iyiyse, siz kendinizi ne kadar geliştirseniz de onun seviyesine gelemediğiniz sürece tatmin olmaz, sizi çabasızlıkla suçlar, sürekli kendini koruması gerektiğini hatırlatır, önemli olanı siz değil de kendisi olduğunu kafanıza vura vura gösterir.

Doğup büyüdüğüm yer, kızgın demir bir mühür, vücudumun en görünen yerinde, yarası taze değil ama izi tüm açıklığıyla ortada, duruyor. Silinmiyor, üstü kapanmıyor.

This entire review has been hidden because of spoilers.
Displaying 1 - 30 of 59 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.