Jump to ratings and reviews
Rate this book

Οι τρεις καθρέφτες στα σαράντα δωμάτια

Rate this book
Τρεις διαφορετικές εκδοχές της «Αλίκης στη Χώρα των Θαυμάτων» σε τρία σύγχρονα, διαπλεκόμενα παραμύθια μάς πάνε από τη μια άκρη της γης, την Αμερική, ως τα βάθη της Νοτιοανατολικής Τουρκίας, με ενδιάμεσο σταθμό την Κωνσταντινούπολη. Η «Άλις στη Χώρα των Θαυμάτων» είναι η ιστορία μιας μεγάλης ποπ σταρ στην Αμερική που η φήμη της υπερβαίνει τις προσδοκίες της. Αντικρίζει τον έρωτα στο πρόσωπο ενός εξωγήινου σε απόσταση δισεκατομμυρίων ετών φωτός μακριά από τη γη. «Το ζαχαροπλαστείο με τον καθρέφτη» είναι η ιστορία της Αλιγέ, ταμία του ομώνυμου ζαχαροπλαστείου.
Εκτυλίσσεται στο Πέραν της Κωνσταντινούπολης. Η Αλιγέ κάποια μέρα αποφασίζει να σηκωθεί από το ταμείο για να ζήσει το δικό της παραμύθι. Στο «Βραδινό φόρεμα» ο Αλί μεγαλώνει σε μια λάθος ζωή, σ' ένα λάθος κορμί, στην πόλη Μαρντίν της Νοτιοανατολικής Τουρκίας. Πώς μπορεί ο άνθρωπος να απελευθερωθεί αν δεν γίνει ο καθρέφτης του εαυτού του; «Ο άνθρωπος, μέχρι να δει το δικό του όνειρο, για χρόνια πολλά βλέπει τα όνειρα των άλλων».

441 pages, Paperback

First published January 1, 1999

32 people are currently reading
1297 people want to read

About the author

Murathan Mungan

113 books671 followers
21 Nisan 1955 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Mardinli bir ailenin çocuğudur. Babası avukat İsmail Mungan, annesi Habibe Mungan'dır. İlk, orta ve lise yılları Mardin'de geçti; Mardin Lisesi'nden mezun oldu. Mardin eserlerinde sıkça kullandığı mekanlardan birisi oldu. Bu çevrenin taşıdığı farklı kültürel yapıyı, insan olgusunu eserlerine başarılı bir şekilde yansıttı. Yazar, 1972'de Ankara'ya yerleşti. Lisans ve yüksek lisansını Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde tamamladıktan sonra başladığı doktora çalışmasını yarım bıraktı, Ankara Devlet Tiyatroları’nda altı yıl, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda üç yıl dramaturg olarak çalıştı. Gazete ve dergilerdeki ilk yazılarını 1975’te yayımlayan Mungan; yazı hayatı boyunca şiir, öykü, roman, deneme, tiyatro oyunu, sinema yazısı, senaryo, masal, şarkı sözü gibi farklı türlere ait eserler verdi.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
498 (28%)
4 stars
744 (42%)
3 stars
415 (23%)
2 stars
84 (4%)
1 star
30 (1%)
Displaying 1 - 30 of 43 reviews
Profile Image for lastjunkie.
4 reviews
June 18, 2013
Küçük yaşlarda okuduğumdan olsa gerek her satırda çok utanmıştım kitabı ayıp gibi saklardım, bu yüzden olsa gerek aklımda tek kalan şey ''Ali'nin Çükü''
Profile Image for Harmonyofbooks.
501 reviews208 followers
January 31, 2020
"Kimse çıktığı yolda kendisi kalmaz. Yol insanı başkalaştırır."
4/5⭐️⭐️⭐️⭐️
Murathan Mungan hep ilgimi çeken bir yazardı, özellikle de kitap kapaklarının tasarımıyla fakat uzun bir süre yazarın sadece şiir türünde kitapları kaleme aldığını sanıyordum. Bir öneri listesinde bu kitabını görünce ve şimdiye kadar pek fazla okumayı tercih etmediğim "hikaye" türünden bir kitabı olduğunu fark edince okumaya karar verdim. Açıkçası benim kitaba karşı henüz okumadan önce görüşlerim çok farklıydı, yorumlarını okuduktan sonra ise tahmin ettiğiminden çok farklı bir kitabın beni beklediğini anladım. Yazarın bu kitabı üç hikayeden oluşuyor ve ilk hikayede Alice isimli bir şarkıcının bir uzaylı tarafından kaçırılmasını okuyoruz. Özellikle kız kaçırma mevzusunda değinilen cümlelerle yazar beni çok güldürdü. Nasıl bir kurgu, nasıl bir hayal gücü derken çok beğendim. Bir yandan da Amerika'da yaşayan bir genç kızın hayatını çok benzer bir şekilde kaleme alarak hiç sırıtmamıştı. İkinci hikayemizde sıradan bir pastanede çalışan Aliye'nin hikayesini okuyoruz ve bu hikayeyi en az ilki kadar merakla ve akıcı bir şekilde okudum. İkinci hikayede daha ziyade hüzün kırıntıları vardı. Üçüncü hikayede ise doğuda bir şehirde büyüyen Ali'yi küçüklüğünden itibaren okuyoruz. Kitapta yorumlarda görüp tahmin ettiğimden daha çok cinsel içerikli kısım vardı fakat yazar bu kısımlardaki tüm cümlelerini çok ham kullanmıştı. Yani erotik bir romanla zerre alakası olmayan, o kısımdan bile özgün bir kalemle yazılmış ama biraz kulak tırmalayan bir hali vardı üçüncü hikayenin. Yazarın bu kitabını çok büyük bir beğeniyle okumadım ama hikayelerinin bize geçiş şekli sayesinde kaleminin büyüsüne kapıldım. İlk kitabından diğer kitaplarını çok merak ettiğim yazarlar sık oluyor ama Murathan Mungan'ın kaleminde farklı bir merak duygusu hissettim. Belki herkesin okuma zevkine hitap etmeyen bir kalemi var ama merak edenler adına keyifli okumalar dilerim. Ara vermeden bir başka hikaye kitabını okuyacağım, yorumuyla görüşmek üzere..
Profile Image for Hülya.
13 reviews
July 28, 2018
Birbirinin içine geçmiş hikayelerden, ufak bir ayrıntının sayfalar sonra başka bir hikayede yinelenmesinden, havada kalan bir ayrıntı ya da durumun bir sonraki hikayenin kahramanı için anlam bulmasından ve ufak dozda gerçekdışılıktan oldum olası çok keyif almışımdır. Üstüne Murathan Mungan'ın kadınları belki de kendilerinden bile daha iyi analiz edip bunu olduğu gibi yansıtabilmesi daha da güzelleştirmiş hikayeleri. Hikayeler zaman zaman trajikleşse de doğaüstü detaylar karamsarlığa mahal vermeden dengeyi sağlıyor bence. Alice, Aliye ve Ali'nin yaşamları zaman zaman "yok artık!" dedirtse de aslında çok da gerçekler...
Profile Image for Rıdvan.
549 reviews93 followers
January 27, 2019
Kitap üç ayrı hikayeden oluşuyor. İlk iki hikayenin kahramanları kız, üçüncü hikayenin ki ise erkek. İsimler Alice, Aliye ve Ali. Bu çok basit Ali metaforunu hemen kaptınız tabi. Bu gibi basitlikler kitabı da ucuzlatıyor benim gözümde. Bana anlamsız geldi. (Benim farkında olmadığın bir anlamı varsa aydınlatın beni lütfen)
Üç hikayede de ailesini, evini ve mahallesini terkediyor kahramanlarımız. Üçüde önceden fukrayken, evini terkettikten sonra çok zengin ve itibarlı(!) insanlar oluveriyorlar ancak ellerinin tersiyle itip tüm nimetlerden vaz geçip eski hayatlarına dönmek istiyorlar. Fakat kendileri o evden kaçan küçük çocuklar değil artık.
Alice USA ‘de yaşıyor ve ailesini terkedip pornocu oluyor. Sonra albümler çıkartıyor ve zor bir yaşamın ardından meşhur bir popstar oluyor. Derken bir gün uzaylılar tarafından kaçırılıyor. Hayatı boyunca kapısını çalmayan aşk onu bambaşka bir gezegende buluyor. Ve kendisini kaçıran uzaylıyla büyük bir aşk yaşıyor.
Ancak ileri bir gezegende bile farklıysan sevilmiyorsun. Alice’in sevgilisi yok ediliyor. Alice ise dünyaya geri gönderiliyor. Hafızasıyla oynanarak üstelik.
Aliye ise İstanbul’da varoş bir mahalle de fakir bir kız. Bir pezevenk tarafından keşfediliyor. Ve türlü vaatlerle ikna edilip hayat kadınlığı kariyerine başlatılıyor. Çok zengin ve ünlü oluyor ama bir gün ger dönmek istiyor eski mahallesine. Ama artık mümkün değil.
Ali’nin hikayesi ise derler ki Murathan Mungan’ın kendi hikayesi.
Mardin’de köyde doğan bir oğlan. Zor bir çocukluk. İçinde yeşeren farklı duygular. Kendisinin bile anlayamadığı hisler. Bir gün eşcinsel olduğunu farketmesi. Felaket bir baba figürü. Ölümler, intiharlar. İğrenç bir hayat. En sonunda ilkel bir tedavi (elektrik vermişler vücuduna defalarca).
Çok fazla cinsellik var kitapta. Bide bilemiyorum kendini acındırmış gibi geldi bana.
28 yaş
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Aycan Ünal Batmaz.
46 reviews6 followers
August 20, 2014
Murathan Mungan bu kitapla resmen kelimelerin efendisi olmuş. 3 hikayede 3 farklı hayat. Ama beni en çok Ali'nin hikayesi etkiledi, Ali'nin hayatı, Doğu'daki hayat, tuhaf annesi hepsi ayrı güzeldi.
Ayrıca kitabı okumak için en uygun yaşlardayım galiba küçükken okusam büyük ihtimal cinsellikten tiksinirdim, ilerde okusam geç kaldığımı düşünürdüm. Bu kitabı herkes sevmez, bu kitap herkese tavsiye edilmez ama ben Üç Aynalı Kırk Oda'yı okuduğuma asla pişman olmayacağım.
9 reviews
January 16, 2024
***kitabın ilk bölümünü bitirir bitirmez yazdıklarım***


1995-1999 yılları arasında yazılmış ve 1999 yılında basılmış olan bu kitap 2 yıldır kütüphamde okunmayı bekliyor. Her kitabın bir zamanı olduğuna inanıyorum. Benim için nihayet bu kitabı zamanı gelmiş olmalı ki turuncu kapağıyla dikkati çekti ve başlayıverdim.
Eğer kitabın kapağı turuncu olmasaydı ve okuduktan sonra bana sorsalardı kapağı ne renk yapalım diye, elbette turuncu derdim. Kitabın havasını yansıtan bir renk seçimi olmuş, kapağının rengine uyumlu olsun diye altını çizerken kullanmak için ben de turuncu kalem seçmiştim ki iyi de oldu. Cümlelerin hüzünlü havasına yakışan bir renk oldu.
Kitap 3 bölümden oluşuyor, ilki alice harikalar diyarında, kahramanımız alice.
Kitabın 25 yıl önce yazılmasında beni şaşırtan şeylerden biri dili oldu. İlk bölümdeki olay Amerika’da geçiyor. Kahramanımız bir Amerikan kadın ve bazı yerlerde olay, durum ya da duygu bazı İngilizce kelimelerle açıklanıyor. Bu durum günümüz sosyal medya dilinde oldukça yaygın olduğu gibi günümüzde yazılan edebi eserlere de yansımış durumda. Ancak 25 yıl öncesinden böyle bir şeyin yapılmış olması beni bir hayli şaşırttı doğrusu.
Kitabın diline dair şaşırdığım şeylerden biri de Türk Edebiyatında alışkın olmadığım bir açık seçikliğe sahip olması. Ya da ben son zamanlarda çok fazla Tanzimat servet-i fünun ve cumhuriyet dönemi kitaplarını okumuş olduğum için çağdaş romandaki bu açık seçiklik alışkın olmadığım bir şey olarak çıktı karşıma bilemiyorum.
Ama bu açık seçiklik insanın gözüne sokulurcasına dozu aşıp rahatsız edici bir şekilde değil de doğal akışın içerisinde verilmişti. Böylece göze batan şey olmaktan çıkıyor ve okuyucu kurgunun akışına bırakabiliyordu.
Birinci bölümün dili hakkında söylemek istediğim bir başka şey de betimlemelerin çok etkili kullanılmış olmasıydı. Seçilen sıfatalar kullanılan benzetmeler ve ele alınan duyguların tanımlanması öyle ustaca yapılmış ki okurken hayran kaldım ve birbirinin ardına aktı gitti sayfalar.
Kurgunun bilim-kurgusuna ek olarak aşkı ele alış ve inceleyiş tarzı da güzel ve merak uyandırıcıydı.
İlk bölümü bir solukta okudum ve ikinci ve üçüncü bölümleri de okuyup arada bir bağlantı kurmak için sabırsızlandım.
İlk bölümde alice bana sık sık Suat Derviş’in Fosforlu Cevriye’sini hatırlattı. Benzer bir geçmişe sahip olan bu iki kadından Cevriye Alice gibi bir star olmasa da o da aşk konusunda Alice ile aynı kaderi paylaşıyor.
Kendilerine el uzatan (yardımla ya da sevgiyle fark etmez) adamlara vurulan ve o adamları kaybettiğinde dahi unutmak istemeyen kalbinde onun aşkıyla yaşamak isteyen bu iki kadın bana nedense çok benzer göründü.

***ikinci bölümü okur okumaz yazdıklarım***

Kitabın ikinci bölümü Aynalı Pastane’ye geçtiğimizde ise başkahramanımız, aliye karşılıyor bizi.
aliye alice’den farklı olarak daha hüzünlü geliyor bana. Daha yalnız. Alice en azından kısa bir süre de olsa sevilmenin ve sevmenin mutluluğunu tatmıştı. Aliye ise yalnızca cebini doyuran doyumsuz bir hayatta yapayalnız. Kendisini bu yola çeken dost bildiği insan da bu yalnızlığını körüklüyor.
Kitabın kurgusunun gerçekliği ile gerçeküstülüğü o kadar güzel harmanlanmış ki.
Hayatın iğrenç yüzünü hayatın gerçekleri olarak bize yansıtan yazar bir yandan da kurguya kattığı bilim-kurgu oyunlarıyla gerçeküstücü bir göz kırpmış okura.
Okumak hoşuma gitti doğrusu.


****üçüncü bölümden sonraki yorumum***


İlk bölümde hoşuma giden ve beni şaşırtan belki de sarsan şeyler ikinci bölümde daha etkileyici bir biçimde karşıma çıkmıştı. Üçünce bölümde ise Ali’nin hikayesi ile birlikte duygularım arap saçına döndü. Kitaptan defalarca kez nefret ettim ama defalarca da sevdim kitabı. Bazı yerlerin gereksiz uzatılıp kendini tekrara düşerek midemi kaldırıp beni kitaptan tiksindirecek denli etkileyici olması yazarın gülü kalemine ve hayatın acı ve kötü gerçeklerine bağlı doğrusu.
Evet Ali2nin neden öyle olduğunu anlatmak isteyen yazar cinselliği bir sapkınlık olarak ele almış(bence) ve bir şeyleri defalarca kez söylemiş gözümüze sokup, belki de boğazımıza parmak atarcasına midemizi bulandırıp okuduklarımızdan tiksindirmeyi başarmıştır. Ali’nin kustuğu yerlerde benim de ciddi manada kusasım geldi. Üçüncü bölümde birçok yeri okumakta çok zorladım kitabı bıraktım, sayfaları atladım falan. Ama cesaretimi toplayıp yeniden okuduğumda ve midemi kaldıran kısımları geride bırakıp kitap yeniden beni etkileyen heyecana kavuşunca özellikle ikinci bölümle bağlantı kurulan yerleri yeniden keyifle okumaya devam ettim.
Vay be diyerek bitirdim kitabı.
Uzun zamandır böylesine bana her duyguyu tattırıp etkileyen bir kitap olmamıştı. Yalnız güzel oluşuyla değil iğrenç oluşuyla da beni etkilemeyi başaran bir kitap.
Yazar duyguları ve durumları betimlemekte, hikayeleştirmekte çok başaralı. Altını çizmekten kendimi alamadığım birçok satır bunun kanıtı olarak sayılabilir.

***

ileride kitabı sindirip yeniden yorum olarak bir şeyler eklemek isterim..
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Fulya.
544 reviews197 followers
June 22, 2019
Mungan'dan en son Kırk Oda'yı okudum, herhalde bir on sene falan olmuştur. O dönemden beri bir daha karşılaşmadık kendisiyle. Geçenlerde bu kitabı kütüphanede gördüm, içini biraz karıştırınca ilgimi çektiği için aldım. Kitabı bölümlere ayırdım. Üç ayrı novellayı hakkını vererek okumaya çalıştım. Aralarından en çok Aynalı Pastane'yi sevdim. Oradaki zaman, kimlik, varoluş krizi o kadar iyi anlatılmış ki, kitabı satın alıp ara ara bir tek Aynalı Pastane'yi tekrar tekrar okumayı planlıyorum.

İlk novella Alice Harikalar Diyarı'nda ilginç ancak tahmin edilebilir bir öykü. Daha doğrusu hali hazırda bilim kurgu seven birisi olayın olası bir sanal gerçeklik olduğunu rahatlıkla düşünebilir. Çünkü gerçek olamayacak kadar iyi her şey. Black Mirror yapımcılarının oldukça ilgisini çekecek bir hikayeymiş aslında. Üçüncü novellaya da bir şekilde bağlanması iyi bir bağ kurmuş aslında kitap özelinde.

İkinci novella Aynalı Pastane, Aliye'nin hikayesi, aynalarla ilgisi en fazla olan karakter de o. Aynanın her iki yanıyla da ilgileniyor çünkü. Harika bir köprü hikayesi ve diğer iki novellayı da birbirine ince ince bağlıyor. Aliye'nin öyküsü olmasa bu kitap kendinden yoksun olurmuş.

Son novella Gece Elbisesi, Ali'nin hikayesi, ¨Ali'nin çükünün¨ ve yer yer rahatsız eden kör gözüm parmağıma seksin öyküsü. Ali aynanın öteki tarafını istiyor, kendisinden ve hayatındaki her şeyden tiksiniyor. Erkekliğinden, babasından, annesinden, Mardin'den, Oya'dan, her şeyden nefret ediyor. Aliye olabildiğinde mutlu ama en sonunda da hayal kırıklığından o da kaçamıyor.

Tüm kitap kendinden kaçış ve hayal kırıklığı üzerine kurulu. Mungan'ın Türkçesi o kadar güzel ki, okudukça okuyasınız geliyor. Dile doymak mümkün değil. Müteşekkirim. Kendi dilimde bunları okuttuğu için.

Profile Image for Bihter Özkıranartlı.
36 reviews1 follower
May 20, 2024
Notlarıma baktığımda hatırlamak istediğim bazı cümleler var bu kitaptan;

- Saklanmanın en iyi yolu fazla görünmektir, biliyor musun? Herkes seni gördüğünü sanır, sen de rahat edersin. Kasada oturan kız gibi! Herkes kasadaki kızı görür, ama kimse tanımaz.
-Uzun yolculukları besleyen şeyin küçük yolculuklar olduğunu anlatıyor Aliye’ye. Yol arkadaşlığı, dünyanın en zor arkadaşlıklarından biridir, diyor. Kaç kişi yol arkadaşı kalabilir hayatta, bir düşünsene!
- Her şey, herkesin içinde olur, dedi. Sorun, yalnızca görmeyi kabul etmek sorunudur.
- Bu memlekette bir tek şeye güvenebilirsin: Unutkanlığa!
- Gümüş sahibi olmayanlar, gümüşüm karardığını bilmez, demişti Süryani kuyumcu. Onlar gümüşü hep ay kadar parlak sanırlar.
- Kimse çıktığı yolda kendisi kalmaz. Yol insanı başkalaştırır.

Merakla okudum, Murathan Mungan’a sevgilerimle…🖤
Profile Image for Erkam Evlice.
34 reviews34 followers
January 25, 2015
Murathan Mungan'ın edebi gücü ve ustaca cümleleri alamet-i farikayı oluştursa da, muhteviyat açısından benzer müspet kanaatlerde bulunmam güç.

Alice Star'ın öyküsüne parantez açmak isterim. Yazarın bu öyküde yarattığı az detaylı bilim-kurgu mitosu, bu janraya ilgi duymayan birisi için "yavan bir uzay masalı" olarak algılanabilir. Ancak öykünün sonlarına doğru, uzaylı formuna getirdiği bakış açısıyla derinliğini ve felsefi altyapısını açığa vurarak, Stanislaw Lem'in Solaris'ini anımsatan bir sorgulamaya tutuşuyor. Çünkü insanların yaygın algısına göre uzaylılar, insanların uzaydaki çarpık ve deforme izdüşümlerinden ibarettir.

Ayrıca öykünün büyük bir bölümünün geçtiği uygarlığın, teknolojik açıdan son derece ileri seviyede olmasına rağmen 40'ların modasına ve kaplamalarına sahip olması da akla steampunk akımını getiriyor.
Profile Image for EGe.
142 reviews62 followers
August 31, 2013
Alice Harikalar Diyarında, Aldous Huxley- Cesur Yeni Dünya'nın içine aşk serpistirilmis hali gibi. Bir androidle yaşanan aşk; zavallı Alice...

Aynalı Pastane: İki hikaye arasında ne kadar büyük bir uçurum var. Mungan'ın tarzını beğendim. Bu hikayesinde ilginç kahramanlar barındıyor. Aseksüel bir danışman, farklı zaman dilimlerinde gezinerek etini satarak sınıf atlayan bir kadın...Kadın-erkek-cinsellik-güzellik bir farklı mana alıyor bu hikayede.

Gece Elbisesi: Kitabın en ağır hikayesi herhalde budur. Hikaye değil aslında roman diyebilirim. Yanlış cinsiyette dünyaya geldiğini erken yaşta fark eden bir çocuğun hayatını görüyoruz. Karman çorman aile ilişkileri, saklanan sırlar, Doğu'ya gelin gitmiş annesinin çektikleri... Küçük yaşta kendisiyle ilgili keşifleri. Ayrıca Doğu-Batı kavramlarıyla ilgili göndermeler var. Her iki tarafın da aşırılıklarıyla ilgili bir alay görüyorsunuz.
Profile Image for Göksu Oral.
10 reviews3 followers
May 18, 2025
Belki hiç anlamayacağız öldüğümüzü bile anlamayacağız. Yalnızca yok olacağız. Ardımızda kalanlar, bizim öldükten sonra ruh ya da başka bir şey olarak yaşadığımızı düşünecekler. Onlar ölümün hayatı var sanıyorlar. Belki ölümün kendine göre de olsa bir hayatı yoktur. Ölüm, kendini de ölmüştür belki…

Ağaçlara çıkar oturur, günler boyu ağaçlardan inmezdi dedesi. Ali’ye, “Dünya ağaçlardan başka türlü görünüyor, “ derdi.”insan ağaçtayken dünyaya kıyamıyor. İnsanlar keşke ağaçlardan hiç inmeselerdi.
This entire review has been hidden because of spoilers.
2 reviews
April 19, 2020
Murathan Mungan'ı ilk bir şiiriyle tanımıştım. O şiirde yazdığı bir cümle hala aklımda: "Lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu." Ben de onun kitabı için kullanmak istiyorum bu cümleyi. Lirik sözcüğü en çok bu kitaba yakışıyor.
Profile Image for Can Küçükyılmaz.
174 reviews36 followers
September 27, 2016
Kitap, hikaye içinde hikayeler barındıran üç farklı hikayeden oluşuyor. Hikayeleri birbirine bağlayansa aynalar...
Profile Image for Sena.
46 reviews2 followers
October 16, 2018
Aynalı pastane’nin her cümlesini altını çize çize üstüne defalarca düşüne düşüne okudum. Beni en çok etkileyen de o hikaye oldu sanırım. Gelecekte bir gün kitabı elime alırsam yine dönüp dolaşıp altını çizdiğim onlarca cümleyi okuyacağım.

-Alice harikalar diyarında
Yol sevinci ile geçmişi boşaltmanın ıssızlığı yüreğinde yer değiştirerek duygularını belirsizleştirirken, önündeki yolun neler vaat ettiğini bilmemekle birlikte, emin olduğu tek şey, gerçekten ne pahasına olursa olsun, artık bir daha geri dönmeyeceğiydi.
Yaşamı boyunca doğup büyüdüğü yeri kendinde taşıyanlardandı.
Uzay da insanlar gibidir, farklılıkları aynılıklarından kaynaklanır.
Kalbini esirgeyen insanlar, kızağa çektikleri kalplerinin, tatilden ne zaman döneceğini kendileri de bilmezler.
Ama aşk söz konusu olduğunda bilmek yetmiyor, bilmek değiştirmiyor, aşk kendi yasalarını istiyor sizden.
Bazı gerçekler insanlara fazla gelir. Ya da bazı insanlara gerçekler fazla gelir.
Alice’in hayatta ve ayakta kalabilmek için bildiği tek bir şey vardı: çok fazla içine bakmamaya içini kurcalamamaya çalışırdı. Yaşarken her şeyi biraz oluruna bırakırdı. Bir tür kolaycılık ya da sorunlardan kaçmak olduğunu bilirdi bunun. Zaten bunun için kaçardı. Her zaman derdi ‘Ne zaman içime biraz fazla baksam yükseklik korkum depreşir.’
-Aynalı pastane **
En güvenilmez hikayeler, aynalara fazla bakanların başından geçer.
Günün birinde yazdıklarımdan bir perde çekeceğim hayatıma. Herkes kağıt üstüne yazılanları benim hayatım sanacak, ben de hayatımı saklamış olacağım böylelikle. Saklanmanın en iyi yolu fazla görünmektir, biliyor musun? Herkes seni gördüğünü sanır, sen de rahat edersin. Kasada oturan kız gibi! Herkes kasadaki kızı görür, ama kimse tanımaz.
Onun hayal kırıklığı, yaşanan şeylerin sonuçlarından değil. Hiç yaşanmamaktan olmuştu.olayların zaman içinde değiştirdiği insanlarla, olaysızlığın görünmez değişimlerle sinsice değiştirdiği insanları ayırt etmekte maharet sahibiydi.
Donarak ölmek gibidir ruhun çürümesi; için için eksilirsin, yavaş yavaş uyuşursun, hiçbir şey hissetmemeye başlarsın, sonra sen uykuya daldığını sandığında, ölmüşsündür aslında. Ölmüş olduğunu bile bilmemektir bu. Şu meydanlar, caddeler, sokaklar, ölmüş ruhlarıyla yürüyen insanlarla dolu
Yol dediğin nedir ki, geçer gidersin rüzgarlı kızım. Yol değil, yolculuktur önemli olan. Nasıl yolculuk ettiğindir, nerede durduğun, nerede mola verdiğin, ne zaman yoluna devam ettiğin, hangi sapakları kullandığın, hangi dönemeçleri aldığın, ne zaman yavaşlayıp ne zaman hızlandığındır. Kiminle yolculuk yaptığındır.
Profile Image for Çiçek.
140 reviews56 followers
August 26, 2021
Kitap üç öyküden oluşuyor. İlkine baya şaşırdım çünkü ciddi bir kitap okuyabilmek için Murathan Mungan seçmişken bir bilim kurgu öyküsü ile karşılaştım. Amacını tam olarak anladığımı söyleyemeyeceğim çünkü ne diğer kitaplarındaki öykülerine ne de kitaptaki diğer öykülerine benziyor. Resmen bir kızın uzaylılar tarafından kaçırılmasını anlatmış.
İkinci öyküde seks işçiliğine başlayan bir kadını anlatıyor. Bu kitabı hem annem hem Ayşe okumuş ve bu öyküdeki "bekaret kanı olan çarşafları biriktirme" olayını unutamamışlar, ama spesifik olarak bu kısmı beni o kadar etkilemedi çünkü benim hiç kanamam olmamıştı. Kadının eşyalarını "bir yerlerde unutması" cümleleri ilginç geldi bana.
Son olarak Ali'nin hayatının anlatıldığı hikayeler topluluğu öyküyü okurken delirdim. O kadar tuhaf, cinsel içerikli şeyler vardı ki "okey, bunu yazan biri varsa bunu yaşayan biri de vardır, ben çok tuhaf biri değilim o zaman" falan diye düşündüm. Gerçekten çok garip, adeta okurken gözlerini kaçırmak isteyeceğin şeyler yazılmıştı. Bundan hoşlandım.
282 reviews14 followers
June 27, 2020
Üç Aynalı Kırk Oda / Murathan Mungan

Üç öykü var kitapta:
1) Alis harikalar diyarında: Alis Star adlı pop şarkıcısı bir masalda kaybolur. Ve bu masal uzayda Votoroqxqua gezegeninde geçmektedir. Aynı ömür içinde ona tanınmış ikinci bir kimlik, ikinci bir hayat olanağı gibidir bu. Bu gezegende soluğunu kesen, bir ayin, bir büyü, bir tansık gibi büyük bir aşk yaşayacaktır.
2) Aynalı pastane : bir duvarı boydan boya ayna olan bir pastanedir bu. Kasiyer Aliye bu pastanenin aynasından görmüştü bütün dünyayı.  Aynanın içinden geçerek yolculuğuna çıkmış ve öyküsüne girmişti.
3) Gece elbisesi : Ali'nin hepsi aynı elbiseyi giyen yüzlerce halası, cinli bir dedesi, yurttaşlık bilgisi kitabında bir resim olan annesi, davavekili bir babası vardı. Hiç babaanne yoktu. Hepsi mezarlıkta oturuyordu ve Ali ıslak düşler görüyordu. Rüya sandığı gerçekle, gerçek sandığı rüya arasında kalakalmıştı.
Alice, Aliye ve Ali'nin büyülü öyküleri
Profile Image for Joy.
544 reviews82 followers
September 9, 2022
Üç bölüm, üç aynadan oluşuyor kitap, dünyaca ünlü bir pop star, bir tezgahtar ve avukat.
İlk hikaye güzeldi ama çok etkilenmedim, hatta biraz yavan bile buldum, aşk acısı çeken uzaylı, çok yaratıcı gerçekten. ikinci hikaye düşündüren anlarla doluydu, insanın asla elindekilerle mutlu olamayacağını da gördük, eh işte dedim, ama üçüncüsü yüreğimi dağladı.
Ben gece elbisesini çok beğendim, hikaye sayfalarca açıldı, bir noktada okuması baya zorlaşan bir hikayeye döndü, bir sayfa okuyup, kitabı kapayıp, şimdi ne yaşandı ya düşündüğüm zamanlar oldu. Ben yazarın her şeyi bu kadar incelikle yazmasına bayılıyorum, yani en büyük günahı bile yazarken, karekteri Kuaförde ağzından kaçırıyor felan. Cinselliktede hiç sakınımı yok, baya açık açık yazmış ama nedense karekterleri düşününce bu açıklık beni rahatsız etmedi. Zira o yazılan uzva çekilen açlık var ortada. Tabii karekter açık açık söyleyecek yapılanı, yapılmak istediğini,
Puanımın çoğunu da Gece Elbisesi’ne verdim.
10 reviews
November 7, 2025
Murathan Mungan'ı ilk okuyuşumdu. Üç hikayeden oluşan bu kitabın ilk iki hikayesini öyle severek okudum ki, kitap ne kadar ağır olursa olsun onu her yere taşıdım ve her fırsatta okudum. Öykü kurma şeklini, metinlerarasılığını takip etmeyi ve dilini ilk kez keşfettiğim bir yazarı sevmeyi sevdim. Belki de ilk iki hikayeden sonraki bu hikaye beni bu yüzden bu kadar sastı. Üçüncü hikayeyi okuyamadım. Beni çok rahatsız etti. Elimden bırakamadığım kitaptan kaçar halde buldum kendimi. Her elime aldığımda belki bir yerden sonra düzelir, seveceğim bir hal alır diye kendimi okumaya zorladım. Zorladım ve bitirdim. Ama kitap bendeki etkisini kaybetti maalesef. Son hikayede belki de benim göremediğim şeyler vardır.

Mungan okumaya devam edeceğimden eminim. Ama bir daha beni bu kadar zorlayan bir yerde durmaya devam etmeyeceğim.

İlk iki hikayeyi kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Profile Image for Alâ.
56 reviews6 followers
July 30, 2021
Okuması biraz zor olan ve emek isteyen bir kitaptı. Ama bence, özellikle de Türk toplumundaki tabular göz önüne alındığında, kitaptaki öyküler Murathan Mungan'ın bu tabuları eleştirmesinin ve iğnelemesinin bir parçasıydı. Açık açık konuşarak insanı utandıramaya ve rahatsız etmeye çalışıyor gibi hissettim. Cenk Hikayelerinde de olduğu gibi, Mungan kitaplarında "uncanny" bir hissin peşinde ve bence bunu çok güzel başarıyor.
Profile Image for Nagihan Soylu.
21 reviews
April 18, 2024
Başka hayat ve bedenlerde mutlu olacağına inanan 3 kişinin, insana pek de uzak gelmeyen hikayelerini okuyoruz bu kitapta. Özellikle son öykü olan Ali'nin hikayesi kalpte bir iz bırakıp, derin bir nefes aldırıyor insana. Murathan Mungan'ın kalemiyle tanış olanlar bilir ki varoluşsal krizlerin bir numaralı eşlikçisidir kitapları, sonrasında daha büyük bir krizle baş başa bıraksa bile insanı. Bu kitap da benim için öyleydi, biraz tavanı izleyip üçe beşe katlanmış krizimle cebelleşeceğim.
Profile Image for Pınar Özer.
15 reviews3 followers
January 13, 2018
Enteresan bir kitap olduğu kesin. biribine bağlanacak diye beklediğim ama bağlanmayan 3 hikaye.

son hikayede cinsellik detayları biraz fazla abartılmış geldi ve açıkcası rahatsız etti.

iyi ya da kötü diyemeyeceğim enteresan bir kitap.
1 review
April 17, 2021
Günün birinde yazdıklarımdan bir perde çekeceğim hayatıma. Herkes kağıt üstüne yazılanları benim hayatım sanacak, ben de hayatımı saklamış olacağım böylelikle. Saklanmanın en iyi yolu fazla görünmektir, biliyor musun?
https://lacduy-associates.com/linh-vu...
Profile Image for Fırat Diker.
11 reviews1 follower
January 27, 2019
Alice'le ilgili kısmı gerçekten hoşuma gitti. Alice'in hikayesini bilimkurguyla harmanlayıp içine biraz da trajedi ekleyince tadından yenmez.
1 review
Read
August 17, 2019
Murathan Mungan la tanıştığım ilk kitap. Beni oldukça etkilemiş olup tekrar okumayı bile düşünüyorum
6 reviews
August 18, 2019
Murathan Mungan'ın şiirleri dışında yazdıkları biraz yoruyor beni. Neden bilmiyorum. Tam istediğim edebiyat değil gibi. Üç Aynalı Kırk Oda'dan sonra şiir dışı yazdıklarını okumayı bıraktım.
Profile Image for Cansu Varol.
225 reviews92 followers
May 10, 2021
Yarım bıraktım hiç beğenmedim. 3 hikaye vardı sadece ortadaki iyiydi.
1 review1 follower
May 8, 2022
içime sadece dokunmadı hislerimi yatırıp sikti
Profile Image for Mehtap Budak.
41 reviews10 followers
July 24, 2022
İlk hikayeyi beğenmemekle birlikte diğer iki hikaye etkileyiciydi.
Displaying 1 - 30 of 43 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.