“Bir gün karşılaşacaksın. Geçen onca yıl, aslında neyi beklediğini, yüreğin çaresizce sızladığında anlayacaksın. Beklediğinin ‘O’ olduğunu anlamayacaksın önce. Yüzyıllardır tanıyormuşsun hissi doğacak yüreğinde. Hep seninleymiş̧ ama yokmuş̧ gibi. Gözlerine baktığında, kendini asırlardır orada yaşıyormuş̧ gibi hissedeceksin. O gelmeden önce hayatın yolunda seyretse de onca yıl ‘hiç̧’ olduğunu anlayacaksın. Asıl aradığının ‘kendin’ olduğunu onun gelişiyle anlayacaksın.”
İnsan, sonsuz birliğin koynundan bir kıvılcım olarak kopar ve dünyaya gelir. O birliğin gizi, kalbindeki kara bir lekede gizlenir. Yaşam, bir gün o saf birliğe dönene kadar bilinmezlikle seyreder. Tekâmül denilen bu birliğe dönüş için tevafuk-i vesileler gereklidir.
Buda’nın doğduğu topraklara merak salan Süveyda, olduğu topraklarda o gize ulaşır. O saf birliğe döner. Konya’da aşkını o bedene yerleştirir. Beşerî aşk, ilahi aşkın dünyaca tecelli ettiği halidir. Önce can olur, sonra gam, sonra da kocaman bir hiç.
Katmandu’ya uzanan yoldan Agra’ya ulaşan, Konya sokaklarında sonsuzluğa eren bir aşk hikâyesi... Evrenin gönderdiği mesaj misali yeniden ve yeniden karşısına çıkan, ama hayal ama gerçek bir “aşk”. Önce can olan, sonra gam, sonra da kocaman bir hiç.
Kitap, iç huzurunu bulmak için uzun bir yolculuğa çıkan Maya’nın ruhsal aydınlanma ve kişisel dönüşüm hikayesini anlatıyor. Son dönemde, bu tarz kişisel gelişim kitaplarının çoğu bir baş karakterin yolculuğu üzerinden ilerliyor ve Maya gibi kahramanlar da genelde şehirli, modern, yaşamla ilgili sorgulamaları olan kadınlardan oluşuyor (bkz. Piraye-Can Borcu). Bu kitapta da Maya’nın arayışı, onun içsel çatışmalarını ve bu süreçteki dönüşümünü ilgi çekici bir şekilde ele alıyor. Maya’nın hikayesini sonuna kadar ilgiyle takip ettim.
Kitap, maneviyat arayışında olanlar için oldukça etkileyici; Rumi’nin öğretileri ve diğer ruhsal düşünceler, metin boyunca birçok alıntı ve derin mesajla sunulmuş.
Bununla birlikte, birkaç noktada daha iyi olabileceğini düşündüğüm detaylar da var. Örneğin, Maya’nın karakteri biraz daha derinlemesine işlenebilirdi; onun duygu ve düşüncelerini daha yoğun yaşayıp hissedebilseydim hikayeyle daha güçlü bir bağ kurabilirdim. Ayrıca, final kısmı biraz hızlı ilerlediğinden, sindirilmiş bir kapanış beni daha çok tatmin ederdi.
Kitabın sonunda, bir etkinlik aracılığıyla yazar Bilge Uzun ile sohbet etme fırsatımın olacak olması, kitabı okumam için bana ayrı bir motivasyon kaynağı oldu. :)