Bazen başımıza pat diye gelenleri, apansız öğrendiklerimize bölsek; bölüm hayret, kalan aşk. İstanbul, Atina, Kuzey Afrika. Dört benzemez karakter, dört benzemez aşk.
Bir eliyle boğduğu için diğer eliyle helva dağıtanlar, sevdiğini yumuşak karnında saklayanlar, bir yere kök salamayınca kökünü kendi içine salanlar, kapıları içeriden kilitleyenler, yarasının üstüne beton dökenler, tüm hak edenlerin kurtuluşa kavuştuğunu sananlar, dümdüz ziyan olanlar, kendini yekten bilmeyen adamlar, namuslarını değil dengelerini korumak için yaşayan kadınlar, büyük bir gürültüyle birbirinden kopan kıtalar ve gerilla deniz kızları...
Çünkü hiçbir şey uzun süre görmezden gelinen acılardan daha güçlü değil.
Çünkü bütün cinayetler kazayla ve isteyerek işlenir.
Pınar Eğilmez’in usta ve akıcı kaleminden şehirli insanın yüzüne çarpmayı bekleyen gerçekler enfes bir kurgunun içine gizlenmiş olarak sizi bekliyor. –Kaan Sekban
Bir insanın aile mirası bazen sadece travmaları olabilir. Pınar Eğilmez’in kalemi sayesinde bir çöküşü bile gülümseyerek okuyacaksınız. – Sinem Sal
Pınar Eğilmez, 1975’te Mersin’de doğdu. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde, İngilizce Mütercim Tercümanlık eğitimi aldı. Takip eden yıllarda, aralıklarla yurtiçinde ve Kuzey Afrika'da bulunan yazar, halen Basra Körfezi’nde yaşıyor. 2017 yılında kendi imkânlarıyla bastırdığı Uçan Tabut adlı romanının ses getirmesi ve kendi okur kitlesini yaratmasını takiben Tanık adlı ikinci romanı ile Doğan Kitap ailesine katıldı. Evli ve Ada'nın annesi.
Pınar hanımın "Uçan Tabut"unu okuduktan sonra bu kitabını ve "Tanık" kitabini da okumaya karar vermiştim. Sonunda bunu okudum.
Bu kitap Uçan Tabut ile bağlantılı. Hikmet (Arif Dede'nin yani heykeltraş Mehmet beyin kurtardığı istismar mağduru alkolik genç) Arif Dede (Mehmet Bey) Füsun ( Mehmet beyin kızı) bütün olaylar bunlar üzerinden ilerlerken Jihan (Mehmet beyin eski sevgilisi)ın hikayesi de giriyor. Gerçekten güzeldi ama içimi dağladı hem Hikmet hem de Jihan... keşke dedim çokca ama hayat işte.