Ali Fuad Başgil'in bu eseri, yayınlandığı günden bu yana defalarca basılmış ve her nesile ayrı ayrı seslenmiştir. Büyük-küçük her insana verdiği ve vermeye devam edeceği şeyler şimdi olduğu gibi, nesiller boyu da devam edecektir.
Kendisinin de belirttiği gibi "Bu kitap, sadece fikri çalışma atölyesinin genç ve tecrübesiz çırakları için faydalı olabilecek bir rehberdir." Gerçi her ne kadar kendisi böyle söylese de, bu kitap genç ve tecrübesiz çıraklara da rehber olmakla beraber, yaşlı ve tecrübeli ustaların da rehberi olabilecek kıvamdadır.
Özellikle, seçilen konuların ve yazarının dostane üslubuyla bu nadide eser, nesillere daima ilham olabilecek yapıdadır. Yine yazarın deyimiyle: "Geleceğin ümidi olan gençleri, bunalımdan, iradesiz ve cesaretsiz yaşamaktan kurtaracak olan bu kitap; başarılı olmanın sırlarını göstermektedir." Bu doğrultuda güzel de bir rehber olacaktır.
İlkokulu Çarşamba'da okudu. Lise öğrenimine İstanbul'da başladı ve Paris'te tamamladı. İstanbul'da okurken I. Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla beraber eğitimini yarıda kesip 4 yıldan fazla süre Kafkas Cephesi'nde subay olarak görev yaptı. İstanbul'a döndükten sonra bir müddet ticaret ile uğraştıktan sonra eğitimini tamamlamak için Paris'e gitti. Paris'te önce Saint-Barbe Lisesi sonra Buffon Lisesi’ne gitti ve burada lise eğitimini tamamladı. Grenoble Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra doktorasını Paris Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde tamamladı. Daha sonra Paris Edebiyat Fakültesi felsefe bölümü ile Paris Siyasi İlimler Merkezi'ni de bitirdi. Başgil ayrıca Lahey Devletler Hukuku Akademisi'nin derslerine devam edip, buradan da mezun oldu. Yani 36 yaşında yurda üç fakülte ve bir yüksek okul diplomalı hukukçu olarak döndü. Hatay'ın bağımsızlığa kavuşmasından sonra 1937'de Hatay Cumhuriyeti'nin anayasasını hazırladı.
Türkiye'de İstanbul Üniversitesinde uzun yıllar Teşkilat-ı Esasiye Hukuku (Anayasa) dersleri verdi. 1939 yılında ordinaryüs profesör unvanını aldı. 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra Milli Birlik Komitesi tarafından çeşitli üniversitelerden demokrasiye inandıkları için uzaklaştırılan 147'ler listesinde yer aldı. Bir yıl sonra (1961) MBK'nın, 147'lerin tekrar üniversiteye belki dönebileceklerine dair özel kanun çıkarmasına rağmen bunu kabul etmedi ve Adalet Partisi hareketi içerisinde siyasete atıldı.
15 Ekim 1961 seçimlerinde AP listesinden bağımsız Samsun Senatörü seçildi. Cumhurbaşkanlığı'na adaylığını koyması, Em. Org. Cemal Gürsel'in cumhurbaşkanlığında ısrar eden askeri kesimden gelen yoğun tepkilerle karşılaştı. 24 Ekim 1961 gecesi Fahri Özdilek ve Sıtkı Ulay tarafından götürüldüğü Başbakanlık'a bazı Milli Birlik Komitesi üyesi subaylarınca "hayatınızı garanti edemeyiz" denilerek tehdit edildikten sonra Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekildi ve Cumhuriyet Senatosu üyeliğinden de istifa ederek yurt dışına çıktı. Bunu izleyen yıllarda Cenevre Üniversitesi'nde ders verdi, aynı üniversitede Türk Dili ve Türk Tarihi Kürsüleri'ne başkanlık yaptı.
Adalet Partisi'nin %52 oy oranıyla tek başına kazandığı 1965 seçimlerinden sonra Türkiye'ye dönen Prof. Ali Fuat Başgil, 17 Nisan 1967 tarihinde İstanbul'da vefat etti. Kabri Karacaahmet Mezarlığı'ndadır.
Kitabın ismi ve içeriği ilgimi çekti. Gençlere hitap edecek bir kitap. her yaştan kişi okuyabilir ve faydalanabilir ama bizler için daha yararlı olacağını düşünüyorum.
2. Yorumum : Kitabın ismi, içeriğiyle o kadar uyumlu ki, okuduktan sonra bunu daha net anladım. Konusu, gençler yani bizler için yazılmış bir kitap. Bir zamanlar genç olan, bizim geçeceğimiz yollardan giden, bizi anlayan bir yazar var karşımızda. Bir insan duygularını, düşüncelerini, sezgilerini bu kadar güzel anlatabilir. Okudukça insanın daha çok okuyası geliyor. Dili akıcı ve anlaşılır. Bazı kelimeleri özellikle Osmanlıca yazıp yanında da Türkçe anlamını vermesi, bizlere ekstradan kelime bilgisi kazandırıyor ve bence bu çok faydalı. Okurken dediğim gibi sıkılmak yok. Hem sayfa sayısı az hem de insanı okumaya yönlendiriyor. Yeni şeyler öğrenmemizi sağlıyor. Konunun dışına çıkmadan bize yol gösteriyor. Son sayfalarda verdiği nasihatler ömrümüz boyunca bize yararlı olacak bir ışıktır. Bizlere yol gösteren bir ışık..
Şahsi fikrim lise ve ortaokul sıralarında okutulacak bir kitap olması yönünde. Ancak okumakta biraz geç kalmış olsam da yeniden uyanışı sağlamak için güzel bir kitap.
Çok iyi niyetle ve samimi olarak yazıldığı her halinden belli olan ve bu minvalde kıymetli olan, gençlere yönelik olmasa da ortaokul ve lise çağındaki çocuklar için rehber niteliği taşıyabilecek olan 1949 basımı kitap. Basım yılına göre değerlendirsek bile kitapta söylenenler binlerce yıl öncesinde filozoflar tarafından ve hatta çok daha eski dini kutsal kitaplarda da geçen malum konular bilgiler. Dolayısıyla 20 li yaşlardan sonra pek bir anlam içerir mi bilemiyorum.
Tüm bunlarla birlikte okumak zaman kaybı mı? Tabiki hayır her türlü okunabilir. Küçük yaşlarda okunursa çok daha kıymetli olur.
'' İnsanın emeğinin karşılığını alacağından ve sosyal hayatta layık olduğu yere gelebileceğinden şüphe etmemesidir, ki buna hukukçular ' Tevzi-i adalet ' diyorlar. ''
Yer yer sıkıcı bulsam da temel bilgilerin olduğu güzel bir kitap. Kısa bir zaman diliminde okunabilir. Tamamını bitirdiğimi söyleyemem ama sondaki kanunlar okunmalı diye düşünüyorum. 🙏
Bazı kitaplar vardır. İnceliğini görünce "Bu kitaptan en fazla ne kadar eş öğrenebilirim ki?" diye aklınızdan geçer. Fakat okumaya başladığınızda cümlelerinin derinliğinde boğulmamayı zor başarırsınız. James Allen'in 'As a Man Thinketh' böyle bir kitaptır. Ali Fuad Başgil'in bu kitabı da işte böyle bir kitap.
Özellike başarı ve irade üzerine uzun araştırmalar yapan birisi olarak Ali Fuad Bey'in yıllar önce aynı konular üzerine kafa yormuş olduğunu görmek beni memnun etti. Başarıyı getiren prensipler olarak sunduklarının bir çoğunu kendimde daha öncede keşfedip uyguladığımı gördüm. Ne de olsa aklın yolu bir. Benim yıllar boyu deneme yanılma yoluyla keşfettiğim bu yöntemleri siz bu kitabı okuyarak birkaç günde edinebilirsiniz.
Bu nedenle bence başta gençler olmak üzere herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Son olarak bulabilirseniz sadeleştirilmemiş versiyonunu okumanızı tavsiye ederim.
Basım tarihi eski olduğu için şüpheyle başladığım bu kitapta Ali Fuat Başgil hocanın yaklaşık 70 sene önce yaptığı zamansız ve evrensel tespitler, açıkçası beni hayretler içerisinde bıraktı. Son onyıllarda keşfedildiğini ve gündeme getirildiğini düşündüğüm birçok biyolojik ve davranışsal konuların, güzelim Türkçemiz ile o yıllarda kaleme alınmış olması, inanılması güç bir mucize gibi. Kitapta otomatikleşmiş davranışlardan, boş levha’ya, Descartes’in rasyonalizminden, demokratik devletteki adalet duygusunun kişilerdeki çalışkanlığa ve dürüstlüğe etkisine, pratik olarak verimli çalışma ipuçlarından, mutluluğun gizli formüllerine kadar çok geniş bir yelpazede, inanılmaz güzel tespitler ve tecrübeler var. Her Türk gencinin mutlaka ama mutlaka okuması gereken bir kitap bu..
Çoğunlukla Türk siyasal hayatındaki yeri ile tanınan Ali Fuad Başgil kitabı gençlere öğüt verici bir kitap olup içinde herkesin ders alması gereken öğütler barındıran da bir kitaptır.
Muvaffak Olma Yolları Tehlikeleri ve Düşmanları Muvaffak Olmanın Şartları Terbiyenin Ruh ve Karakter Üzerindeki Tesiri Muvaffakiyet ve Verimli Çalışma Çalışma Hayatının Umumiyetle Muvaffak Olmanın Kanunları 'adllı 7 bölümden oluşan nasihat verici kitap Ali Fuad Başgil'in yazımında kullanmış olduğu dil ve anlatım özelliklerinden tutun, olayların kurgulanmasına ve işlenişine kadar zamanına uygun tarzda yazılmış olmasına rağmen günümüzde hale geçerli olabilecek öğütlerle doludur.
First of all, I didn't know the Ali Fuad Başgil as an distinguished professor who studied law. The book itself has been start with a very very good starting; I loved the introduction section; first few section. Unfortunately, after on the second half of the book becomes quite boring and sharing his experience as not like a friend but a person who shakes on his finger on your face. Still, it's worth to read and distilled good amount of knowledge has been spread around the book.
Kendi kendime hep düşündüğüm ama akademik ve deneysel anlamda hiç okuma yapmadığım bir konuya değiniyor hocamız; irade. Kitabın sayfalarının azlığı sizi hiç yanıltmasın ben kendi adıma faydalandığımı söyleyebilirim. Fırsatını bulduğum ilk zamanda da yazarın vesilesiyle nice zamandır okumak istediğim Jules Payot-İrade Terbiyesi kitabını okumak istiyorum. Bu kitap benim başucu kitabım olacak nitelikte. Her yıl 1-2 defa okumak lazım. İlkokul ve lise çağındaki çocuklara da önerilebilir.
Herkesin hangi yaşta olursa olsun okuması gereken çok verimli bir hap eser. Kısa ama öz olarak uygulanması kolay nasihatlerin bir derlemesi. Lisede o kadar oku, oku baskısına rağmen bu pek kıymetli eseri ancak şimdi (27) okuduğum için biraz hüzünlüyüm. 10 yıllık bir kaybım var ama zararın neresinden dönülürse kârdır...
Bazen biraz mistisizme ve aşırı idealizme kaysa da yazarın yaşama dair içgörülerine hayran olmamak elde değil. İstediği gibi hayırla yad ediyorum kendisini.
Arxaik söz sayının bir az çox olması(İnternetdə 9-cu nəşrin pdf formatında yayımlanması(hal-hazırda 52-ci nəşr mövcuddur) bunun səbəbi ola bilər) oxuma zamanı yavaşlamalara yol aça bilir. 5-ci bölümün daha faydalı olduğunu düşünürəm.
Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil’in, seminerlerinden sonra yazma ihtiyacı duyduğu bu eserde, gençlere tahsil hayatında ve genel hayatta ihtiyaç duyacakları konulara örnekler vermekte ve bazı analizlerle birlikte öğüt vermektedir. Kitabı okudukça müellifin sanki hakiki mânâda ilmi bilgisine güvendiğiniz bir büyüğünüz olduğu ve onunla sohbete geçtiğini hisseder gibisiniz. Bazı okuyucuların bu eseri başucu kitabı olarak kabullenmesine şaşmamak gerekmektedir. Kitabın bir kısmında müellif tavsiyelerini maddeler halinde sıralamış ve istifadeye sunmuştur. Son kısımda ise dönemin Türkçesinde kullanılan ve şu anda birçoğu terk edilmeye yüz tutmuş kelimelerden oluşan bir sözlük bulunmaktadır. Okuyucularına şimdiden iyi istifadeler dilerim...
İlk kez lisede okumuş olduğum bu eserin 1959 tarihli 2. basımını bir sahaftan edindim ve tekrar okudum. Karakter, irade ve terbiye üzerine bazı tartışmalar ortaya koyan Başgil, çalışmanın esaslarına dair verdiği kısa öğütler silsilesi ile kitabı sonlandırıyor. Çalışmanın uzun erimli ve meşakkatli yolculuğunda, karamsarlık ve tembelliğe düşüldüğünde tekrar tekrar ele alınıp okunması gereken temel bir eser. Kitapla ilgili en trajik olansa, ülkemizdeki sistemsizlik ve eğitim şeklimizin içinde bulunduğu durumdan o zaman da (1959) esefle bahsediliyor olması. En ümit verici olansa, dalkavuklara rağmen namuslu çalışmanın ve hak ederek yaşamanın erdemine tekrar inandırabilmesi.
Pek degerli mütefekkir ve hezarfen denilebilir Merhum Ali Fuad Başgil Efendi bilhassa genclere bir yol pusulasi mahiyetinde yazmis oldugu "Gençlerle Başbaşa" kitabinda, o genclerin muvaffakiyete vasil olma sartlari ve bu yolda her insanin önüne gelebilen tehlikelerden bahsediyor.
Evvela ataletin, kötü yoldasin ve su-i misalin her talibe bir adüvv-ü mübin oldugunu tebyin ediyor müellif ve bu nev' tehlikelere karsi müteyakkiz olmayi telkin ediyor. Iradeyi güzel bir sekilde kullanmayi tavsiye edip, insanin insiyak ve itiyatlarindan bahsettiken sonra, insan huyunun ve micazinin hangi kisimlarinin terbiye edilib edilmeyeceginden bahsediyor. Bu konudaki muhtelif görüsleri, yani bir ferdin terbiye edilme imkanin muhal oldugu fatalizm (cebriyyeye de deginiyor) ve insan karakterinin tümüyle, irsi huylari dahil, degistirebilme görüsünden sonra, kendi görüsünü arz ediyor ve ikisinin de ifrat ve tefrit oldugunu ve bu iki görüsün beyninde olan görüsün daha isabetli oldugunu acikliyor.
Verimli calismanin sartlari sihhatli olma, amili oldugu isin mahbubu olmak ve ayninin usul bilgisini haiz olmak.
Mutlaka her insanin insan olabilme seyahatinde hususan genc yasta okumasi gereken veciz ve pek faideli eserlerden bir tanesi.
Alîm-i Mutlak celle celaluhu merhum müellife ve akrabasina namütenahi rahmetiyle muamele eylesin. Amin.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Bir oturuşta bitirilecek bir kitap için güzel bir seçim. Sanki Üsküdar sahilde oturuyorum da gün batımını seyrederken yanıma uzun siyah paltolu bir adam-başgil- yaklaşıyor ve elindeki çaylardan birini bana doğru uzatarak sohbet havasında geçen bu kitabı konuşuyor. Adından da anlaşılacağı üzere "baş başa" bir muhabbet tadı veriyor.
Kitap başarısızlığın nedenlerinden ve bununla başa çıkma metotlarından bahsederek başlıyor. Ve insanların fıtraten iyi ve kötü huylarıyla birlikte doğduğunu ve doğru yönlendirmeler ile insanın huylarının iyiye doğru geliştirilebileceğinden bahsederek devam ediyor. Ve kulağa küpe olacak nasihatlerde bulunarak sonlanıyor.
İrade bir kas gibi aslında, küçük küçük başlayan hareketler tekrarlandıkça değiştirilmesi zor alışkanlık halini alıyor. İradeyi doğru bir alışkanlığa dönüştürmek çok önemli bu yüzden. Çünkü alışkanlıklarımız sadece bedenimizi değil ruhumuzu da etkileyen şeylere dönüşüyor zamanla.. Hadi bedensel tahribatlar neyse, onlar bir şekilde toparlanıyor da ruhsal tahribatların toparlamak bayağı emek istiyor.
Her ne kadar genele hitap etse de özellikle liseye hazırlanma yada lise yıllarında okunduğunda daha faydalı olacağı düşüncesindeyim. Ama kitap bence daha vurucu olabilirdi. Daha sarsıcı; uyandırma ve harekete geçirme noktasında daha iyi olabilirdi.
Çok değerli ve yaşamında başarılı olmuş bir hukukçunun gençlere başarılı olmak için gerekenler hakkındaki tavsiyelerini okuyoruz. Sohbet havasında akıp geçen, önce iradenin tanımı yapılıp, karakterimiz ve değiştirmenin bizim elimizde olup olmamasına göre kategorilize edilen huylardan bahsediliyor. Bilmediğimiz, hayatın sırrı bu denilebilecek bir şey elbette yok kitapta fakat bunları bazı şeyleri ‘başarmış’ bir insandan duymak daha etkili oluyor. Kitabın tamamını değil ama kısa kısa tavsiyelerle çokça şeye yer verilen son sayfalarını arada açıp okuyacağım.
Aslında bu kitap sadece gençler değil kendini genç hissedenler için de aynı zamanda. Çok güzel nasihatlar barındırıyor içinde. "Kendimizi nasıl yetiştirmeliyiz" derken aynı zamanda "çocuklarımıza nasıl birer anne/baba olabiliriz" sorusuna da cevap veriyor. Mutlaka okunması, okutulması gereken bir kitap. Sadeleştirilmiş Türkçe ile nüshası var mı bilmiyorum; ben eski Türkçe kelimelerin içinde bol bol bulunduğu nüshadan okudum. Ancak yine anlaşılır bir dili var.
20li yaşlarda mutlaka okunması gereken bir kitap. Özellikle verimli çalışmanın nasıl olması gerektiğiyle ilgili kısımlar benim için çok faydalı oldu. Uyarı: Maalesef günümüzde birçok kelimeyi kullanmayı bıraktığımız ve günlük konuşmalarımızı çok az kelimeyle geçirdiğimiz için kitaptaki birçok kelimeye yabancılık çekilmesi doğal. Bu sebeple kitabın arkasındaki sözlüğü kullanmanız gerekecek. Anlamını bilmediğiniz tüm kelimeleri söz konusu sözlükte bulabileceksiniz.
Im 15 years old and while reading this book feel so comfortable and i felt i was talking too sweet old man who was thoughtful and knowledgeable without being judged It was like I was chatting over coffee and listening to his advice. I recommend this book
15 yaşındayım ve bu kitabı okurken kendimi çok rahat hisettin sanki hiç yargılanmadan tatlı yaşlı bir adamla tatlı bir sohbetin içine dalmışız ve kahvemizi yudumlarken onun nasihatlarini dinliyormusum gibiydi tasviye ediyorum
Gençlere yol haritası çizmesi açısından güzel bir kitap. Bizim gibilere de çalışma metodları konusunda bilip de unuttuğumuz şeyleri hatırlatması açısından iyi. Özellikle liseliler için faydalı olur kanaatindeyim. Ama bu zamanın liselileri bu kitabı anlayarak okuyabilir mi, okusa sıkılmadan durabilir mi emin değilim.
okuduğum en iyi kitaplardan biri. birkaç gün sonra 20 yaşımı dolduracağım, keşke elime daha erken geçseydi diyorum (15 civarı bence en uygunu). incecik(68), tamamıyla sohbet havasında geçen çok özel bir kitap. hayatı daha anlamlı ve daha başaralı yaşamak isteyen herkese şiddetle tavsiye ediyorum muhakkak okunmalı.
ali fuad başgil'in eşsiz kitabı olan ''gençlerle başbaşa '' kısa ama zengin ve cok değerli tavsiyeler vermesi benim gibi tembel,uyuşuk,üşengeç olan bütün insanların kesinlikle okuması gereken bir kitap.kitabta hayatınıza tesir edecek çok fazla cğmle bulabilirisiniz. ali fuat başgil' in özellikle günümüz gençlerinie bıraktıgı en önemli eser olabilir.bu kitabı okuyoruz ve okutuyoruz.
Gençlik Ve Spor Bakanlığının 2011 senesinde hediye ettiği kitap. Aynı zamanda 100 temel eser listesine de adını yazdırmış. Ordinaryus Profesör Doktor o yaşlarımda kendimce baya önemli unvandı. Neyseki kitapta kürsüden seslenen bir yazar ve gülmez yüzlü protokol ciddiyeti yoktu. Bir abi tavsiyeleri niteliğinde rehber kitap.
Her an Ali Fuat'ın bir yerlerden çıkıp, elini omzunuza atarak sohbete devam edecekmiş gibi bir anlatımı var kitabın. Bilhassa gençler için genel geçer anlamda çok ilgi çekici tavsiyeleri var ancak herkese her yaşta lazım olabileceğini de unutmamak gerek.
Normalde öğüt veren kitaplar sıkıcı olur ama bu tam tersi. Sanki karşımızda Ali Fuad Hoca varmış da sohbet ediyormuşuz gibi. İnce ama tesirli bir kitap. ^^