Jump to ratings and reviews
Rate this book

Meryem’in Çiçekleri

Rate this book
“Bu dünya yalan zaten; başı kim bilir nerede olan bir ipin ucunu tutmuş, günlerin peşinden koşuyoruz.”
Yıl 1914. Genç hâkim Sinan için İstanbul’dan Diyarbekir’e atandığı yıldır bu. Sırtında onu yetiştiren İttihatçılara gönül borcu yüküyle geldiği bu şehirde bambaşka bir dünyanın ve mücadelenin içinde bulur kendini: Halka korku saçan aşiretler, basılan köyler, şehirlere, köylere, dağlara çöreklenen, yaklaşan tehcirin emareleri. Sinan’ın gözünden planlayıcılar, köyü baskına uğrayınca intikam yemini eden Adis’in suretinde halkların yaşadıkları, ölmenin ve öldürmenin olağanlaşarak önemini kaybedişi… Meryem’in Çiçekleri bu karanlık dönemi, ama en çok da yer yer yırtılan bulutların arasından kendini gösteren ışığı hikâye ediyor: Hiç kimsenin olduğu yerde, olduğu gibi kalamadığı, iyiliğin ve kötülüğün kimliklere hapsolamadığı bir dünya bu.
Abdullah Ataşçı, gerek üslubu gerekse yer verdiği karakterlerle, Bırîndar, Attilâ İlhan Roman Ödülü kazanan Yara Bende ve Heder Ağacı’nın açtığı yolda, sürekli daha ileriye gidiyor. Ona göre pek çok kapısı vardı geleceğin ve bu kapılardan doğruyu, güzel olanı seçmek insana kalmıştı. Ancak insan, tabiattaki en kusurlu canlıydı. Üstüne üstlük kusursuz olduğunu sanacak kadar büyük bir kusura sahipti.

424 pages, Paperback

Published December 3, 2024

16 people want to read

About the author

Abdullah Ataşçı

14 books5 followers
1973 yılında Elazığ'ın Palu ilçesine bağlı Ekrek köyünde doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi Elazığ'da okudu. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesini bitirdi. Ankara'da yaşıyor. İlk kitabı Sığ Suyun Balıkları (2006) ve Vicdan Saatleri (2008) Doğan Kitap tarafından yayımlandı.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
12 (44%)
4 stars
12 (44%)
3 stars
3 (11%)
2 stars
0 (0%)
1 star
0 (0%)
Displaying 1 - 2 of 2 reviews
17 reviews
February 3, 2025
İnsan kötü olmaya görsün, karşısındakini de kendinden zerre farkı olmadığını görmeye körleşiyor.
Abdullah Ataşçı, Meryem’ in Çiçeklerinde bu ülke topraklarının insanına tarihine ve ortak acılarına ışık tutarken, olabilecek en sert, en dikenli konuyu -Ermenilerin yurtlarından edilişlerini- sevgiyle ve ortak acı ile harmanlayıp önümüze koyuyor.
İnsan evladı, tüm etiketlerinden bağımsız, duygudaş olsa da, özünü hırsın, yalanın, kibirin bozduğu gerçeğini bir kere daha bize anlatıyor kitabında.
Profile Image for Fact100.
483 reviews39 followers
October 10, 2025
“Asırlar boyunca insanlara, öldürmenin değil yaşatmanın esas olduğunu hatırlatacak tek şey ağaçlardır.”

Ataşçı'nın, tarihe tanıklık etmiş büyüklerinden yadigar bilgiler ve geçmişe dair kapsamlı araştırmalar ışığında oluşturduğu (ve birbirinin ardılı olan) "Heder Ağacı" ve "Meryem'in Çiçekleri", tarihte yaşanan olaylardan ziyade o dönemde yaşayan insanlara, korkularına ve yaşama mücadelelerine odaklanan, hüzün, acı ve az da olsa, her şeye rağmen umutla çevrili eserler.

"Başkalarının acısını hissetmeyen insan, insan olamaz."

Gerek duygusal yönden etkileyiciliği gerek kullanılan edebi dilin verdiği tat gerekse oluşturulan atmosfer ve karakterlerin okura geçişi bakımından takdir edilesi bu iki eseri, günahıyla sevabıyla düne bakmaktan huzursuz olmayan ve tarafını insandan yana seçmeye gayret eden tüm yetişkin okurlara öneririm.

“Bu dünya yalan zaten; başı kim bilir nerede olan bir ipin ucunu tutmuş, günlerin peşinden koşuyoruz.”
Displaying 1 - 2 of 2 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.