Âşık olmak, çoğu insanın yaşamındaki duygusal açıdan en heyecanlı, en coşkulu, en karmaşık, en derin ve en önemli deneyimlerden biri. İnsanların tarih boyunca aşk iksirlerine, büyülere, fallara ve dualara başvurarak aşkın esrarını çözmeye ve denetlemeye çalışmalarına bu nedenle şaşmamak gerek. Uzun yıllardır çift terapisti olarak çalışan Ayala Malach Pines, Âşık Olmak'ta bu eşsiz deneyimin kapsamlı bir çözümlemesini yapıyor. Romantik aşkın kodları nelerdir? Çiftleri birbirine çeken nedir? Engeller aşkı kamçılar mı? Aşkın gözü gerçekten kör müdür? Zıt karakterler birbirini tamamlar mı? Kadınların ve erkeklerin aşktan beklentileri nerelerde benzeşir, nerelerde ayrışır? Kızlar babalarına, erkekler de annelerine mi âşık olur? Aşkı bulmak herkes için mümkün müdür? Âşık olma ihtimalini artırmanın yolları var mıdır? Uzun süreli ilişkilerin sırrı nedir?
Kitap bu gibi soruların cevabını ararken, mitolojiden edebiyata, resimden sinema ve eğlence dünyasına kadar geniş bir yelpazeden seçilmiş örnekler ışığında, kime neden ve nasıl âşık olduğumuz sorusunun izini sürüyor. Klinik, sosyal ve endüstriyel psikoloji alanlarında uzman olan Pines, âşık olmayı bilinçli ve bilinçdışı boyutlarıyla ele aldığı kitabında, coğrafi yakınlık, uyarılma, zamanlama, güzellik, benzerlik gibi değişkenlerin kişilerin âşık olma sürecinde oynadığı rolleri irdeliyor. Yazar, kapsamlı bir araştırmanın sonucu olan bilimsel bulgularını klinik deneyiminden gözlemlerle birleştirirken, akıcı anlatımıyla hem konuya akademik açıdan ilgi duyanlara hem de aşkı anlamak ve bulmak isteyenlere eşsiz bir kaynak sunuyor.
Aşık olma mefhumunu akademik olarak ele almaya çalışan bir kitapla karşı karşıyayız. Kitabın kurgusu ve kaynakçası da kitabın bu özelliğinin hakkını verir nitelikte. Yazarın en temel önermesi romantik seçimlerin bilinçli olduğu. Bilinçsiz olduğumuzu sandığımız bir çok çekim unsurunu bilinçdışı kontrol etmenleri ile ilişkilendiren yazar, üzerinde çalışmamız halinde bu seçimlere anlam verebileceğimizi savunuyor.
Kitabın girişinde varoluşsal anlam arayışı ve romantik aşk ilişkisini irdeleyen yazar, batılı laik toplumlarda insanların eskiden dinden bekledikleri bazı ihtiyaçları -hayata bir anlam katması ve amaç sunması- gibi artık romantik aşktan karşılamayı umduklarını bir alıntıyla açıklıyor. Hatta dindar olmayan kişiler için romantik aşkın tek "ilahi" deneyim olabileceğini. Kitabın sonunda da bu girişi tamamlayacak şekilde insanın hayatına değer katma arzusunu iş ve aşk arayıcılığıyla gerçekleşirme ihtiyacını ve bu iki alandan birinde işler yolunda gitmediğinde bıkkınlığın ortaya çıkmasını tartışıyor.
Kitabın ilk kısmı romantik seçimi etkileyen faktörler hakkında. Bu kısmı okurken romantik seçimlere dair duyduğumuz bazı yaygın söylemlerin arkaplanını ve birbiriyle ilişkisini okuyoruz. Kendi ilişkierinizden ve çevrenizdeki ilişkilerden seçimleri yönlendiren bir çok ipucu bulacaksınız bu bölümü okurken. Benim açımdan birinci kısımdaki ilginç bulgulardan biri sevdiği birini kaybeden, bir kazadan kurtulan, yeni bir işe başlayan kişinin aşık olma olasılığının artmasına ilişkin kısımdı. Araştırmacı bunu yüksek fiziksel ve duygusal uyarı durumlarının aşık olmaya daha açık bir zemin hazırlaması ile açıklıyor. Bir diğer ilginç bulgu ise romantik seçimlerde partnere atfedilen niteliklerin gerçekte o partnerde hayal edilen düzeyde olmasa dahi, zamanla partneri o hayal edilen kişi olmaya sevk etmesi (yüreklendirmesi). Bu kendini gerçekleştiren kehanetlerin gücü olarak tanımlanıyor ve araştırma sonuçları ile açıklanıyor. Bu anlamda sevgilerinin birbirini idealize etmesi yapıtıcı bir boyut kazanıyor. Birinci kısmın son bölümünde yazar romantik seçimlerde cinsiyet farklılıklarına ilişkin evrimsel, toplumsal kurgu kuramı ve psikanalitik kuramlar hakkında bilgi veriyor. Yazarın da dediği gibi bu kuramların hepsi meseleyi başka bir yerinden yakalıyor.
İkinci kısımda bilinçdışı seçimler; bağlanma kuramı, Freud'un romantik aşk kuramı, Mahler'in nesne ilişkileri kuramı, Jungcu kuram ve evrimci bakış ile açıklanıyor. Bir çocuk psikanalisti tarafından önerilen "bağlanma kuramının" romantik ilişkilerdeki bağlanma kuramı ile ilişkilendiriliyor. Freud'un romantik aşk kuramı ve bilinen psikanalitik bulgularına ebeveyn ve romantik seçimler ilişkisini açıklamada yer veriliyor. Bireyin çocukluk acıları etrafında dönecek şekilde bireysel tutumlara çekim duyması ve saplantılı ilişkiler yaşaması nesne ilişkiler kuramı ile açıklanıyor. Jungcu kuramla bilindışı seçimin kolektif yanı evrimsel kuramla da beynimize mühürlenen deneyimler açıklanıyor. Yazar kitapta bu kuramlara ilişkin eleştirilere kısaca değinse de yeterli değil. Örneğin "bağlanma kuramının" romantik seçimle ilişkisi yazarın da belirttiği gibi anneyi neredeyse tüm romantik ilişkilerin geleceğinden sorumlu tutuyor. Kitapta yer yer feminist psikanalistlerin karşıt görüşlerine yer verilmiş olsa da bence bu kitabın feminist psikologların karşıt görüşlerinden daha fazla beslenmesi bugünün kadınına daha çok yardımcı olurdu. Bu kısımda sunulan kuramlara yönelik eleştiriler hakkında okuma yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Üçüncü kısımda ise son kısma değin kurulan romantik seçimlerin bilinçli ve bilinçdışı alanının yansıma sahası olması tezi üzerinden çiftlerin ilişkilerindeki seçimlerini anlamaları, ilişki örüntülerini anlamaları ve bu seçimleri ile üzerini örtmeye çalıştıkları sorunlara karşı farkındalık kazanmalarının bireysel gelişimlerini tamamlamak için yarattığı fırsat tartışılıyor. Ve son olarak aşk ve iş seçimleri arasındaki ilişkiye yer veriliyor.
Özetle, aşık olma sürecini akademik bir disiplinle ele alması açısından tavsiye edebileceğim bir kitap. Aşkın ve romantik seçimlerin oldukça kaderci bir biçimde ele alındığı, ilişkilerin sonucundan karşı tarafın ve Allah'ın sorumlu olduğu bir kültürden beslenen bizlere romantik seçimlerin bilinçli tercihler olduğunu anlayacak bir okuma yapmanın faydalı olacağını düşünüyorum.
Interesting and insightful. The book sheds light on the circumstances that affect why we fall in love and the background experiences that shape our preferences and choices in mates. In other words, it does as the title suggests and attempts to address why we choose the lovers we choose, from a psychological perspective. The book is by no means comprehensive; it mainly recommends areas and experiences in your life to reflect on as possible sources of deep attachment or strong attraction. It does not provide a categorical answer to the "why" in its title, for instance in the form of studies on brain activity or physiology or genetics, revealing certain people are hard wired to choose certain mates with certain physiological or anatomical characteristics or genetic makeup. It doesn't evaluate chemical phenomena or blood work or body shape, and doesn't divide people into categories or assign compatibilities. Neither does it offer evolutionary perspectives on the phenomenon of falling in love. Love remains--by and large--a mystery, as it should be. But the book is, nevertheless, insightful, providing lengthy (though not definitive) explanations for the inner workings of the human mind and the possible factors which may ripen someone for the experience.
"Falling in love" by the American-Israeli Psychologist A.M.Pines is a reference book for all those who are interested in studying the mysteryes of love. It includes detailed scientific research results and provides "the big picture" on the love theme from different psychological perspectives from the last century up to date. I have never found such a comprehensive book on love and I like the professional approach A.M.Pines employes, to face a theme that nearly everyone on earth wants to hear about.
As Helen Fisher said, not many of us walk the path of life without being struck by love. A.M.Pines thoroughly discusses all love-related arguments and provides proven data for each one of them.
If you are interested in "Falling in love" and "how we choose the lovers we choose" then you may find interesting a video I'd like to redirect you to. It's called "The brain in love" and it's an amazing course on love by Helen Fisher. You can find it on Ted talks at the following link: http://www.ted.com/talks/helen_fisher...
z tej książki mogę wysnuć jeden wniosek... najwidoczniej brak mi dobrego gustu 💀
oprócz tego, autorka otworzyła mi oczy na wiele spraw, o których przedtem nie zwykłam myśleć... ba nie przyszłyby mi one do głowy - pouczająca i dająca do myślenia. jednak niekoniecznie w Nas jest problem lol 3.5/5
I guess I liked this book for the very reason so many who have reviewed it gave it a lower rating. I was unaware of most of the studies, and enjoyed reading about them. And just when I began to suspect assigned roles would be its major basis, the author addressed the challenge of evolution in our assumptions of gender expectations and social requirement of their fulfillment.
For me, this book was a quiet trove of information, gently affirming my own loneness, without inspiring loneliness.
الكتاب ده عقبري فعلا. بيحكي عن سيكولوجية الحب. وازاي اختياراتنا وافكارنا عن الحب مرتبطة بشكل كبير بطفولتنا وعلاقتنا مع الاب والام. حقيقي كل سطر في الكتاب مهم ومكتوب بشكل بسيط. جامع بين أكاديمية البحث وبساطة العرض.
İki ülke arasındaki istatistiki karşılaştırmada "ihtiyaç tatmini"nin varyans analizinin %54 ve %60 diye sıralanması neyin ifadesine katkıda bulunur? Böyle sayısal değerlerin kitabın ek kısmına konulması uzmana ve uzman olmayana ne anlatır? 200 sayfa boyunca "O da olur, bu da olur" mantığının işlediği kitap gerçekten bir "seçim" yaptığımızı gösterir mi? Hem kendine benzeyeni eş seçen, hem de kendine benzemeyeni eş seçen insan evladı, kitabın 2. kısmında, yani şu 200 sayfadan sonra, "aslında seçimlerimiz aile ve çocuklukla ilgilidir, hatta bakın çift terapisine gelenlerde aile mevzuu hep açılır, ama elbette ebeveyn dediğin karmaşık bir yaratıktır, o yüzden öyle de etkiler, böyle de etkiler" diye kitabın esas satırlarını okuyan insan evladı; Freud, Jung gibi klasiklerin (fena olmayan) özeti ve Goldner veya Horney gibi postmodern feminist psikanalistlerin eleştirdikleri klasikleri şöyle bir üstünden okuyan insan evladı, ilişkiler hakkında ne öğrenir?
Okurken uykudan uyandığım tek bölüm kitabın Freud ve Jung ile başlayıp atölyenin açıklanmasıyla biten yeriydi. Ondan öncesi gerçekten: her şey gider, hepsi olur kıvamında. Örüntüler olduğunu göstermek için yazılan kısımlar, örüntüleri dağıtıyor. O bütünlük dağıldıktan sonra geçmiş olsun. Ama kaynakçanın belki faydası olur.
İlk bölümünde biraz sıkıldığım ama ikinci bölümünde “iyi ki de okumuşum” dedirten bir kitap oldu.
İlk bölümünde sıkılma sebebim ise bahsedilen partner seçme yöntemlerinin zaten alenen ortada olması ve bana bilmediğim bir şey söylememesiydi. İlk bölümde sağlıklı bireylerin partner seçimi yaparken bilinçli veya bilinçsiz olarak nelere dikkat ettiğinden bahsediyor; sosyo-ekonomik-kültürel sebepler, güzelliğin etkisi vs. Eh biz zaten bunları biliyorduk.
İkinci kısımda ise bilinçdışı yaptığımız seçimlerden ve nedenlerinden bahsediyordu ki bu kısım kesinlikle benim kitabı alma nedenimdi. Neden hep “yanlış” insanlara çekiliyoruz? Neden ilişkilerimizdeki insanlar farklı olduğu halde aynı döngüde başlayıp bitiyor? Bu tarz sorulara yanıt aradığım için bu kısım beni oldukça tatmin etti. Yüzleştirme yaşadı, bana sorularımın yanıtlarını verdi.
Eğer siz de partner seçimlerinizden mutlu değilseniz, huzurlu, güvenli ve sağlıklı bağlanmak istiyorsanız bu kitaba şans verebilirsiniz. Tabi her psikoloji kitabı gibi bize bir anda bir şeyler gösterip hayatımızı değiştirmiyor ama en azından yol gösteriyor.
İlişkiler üzerine yapılan pek cok araştırmaya dayandırılan, romantik eşlerimizi neye göre nasıl seçeriz?, Herkes aşık olabilir mi? Uzun süreli ilişkilerin özellikleri nedir?, Çiftleri birbirine çeken nedir? gibi soruları yanıtlamaya çalışan bir kitap. Altını ��izdiğim ve 'hiç böyle düşünmemiştim' dediğim çok yer oldu. Tabi bilinen birçok sav da vardı ancak bunların araştırmalarla desteklenmiş olması güzel. Bazen tekrara düştüğünü (veya zaten bildigimiz şeyleri anlattığından öyle geldi) belirtmeden geçemeyeceğim.
How and why we choose dates, mates, and lovers in the 20th/21st century from a psychological and socio-cultural perspective, including clinical examples. Reviews a wide body of academic research conducted on dating and mating. The result is a list of the factors that contribute most to successful pairing -- at the top of the list? Proximity and personality.
Also includes totally fascinating experiments.... for example, two strangers, a man and a woman are brought into a room. The experimenter takes a polaroid of the man and gives him a polaroid of the woman. The woman never receives any photo; the man receives a pre-selectted photo of an "attractive" or "unattractive" woman (i.e., not of the actual woman he is about to speak to). They have a 10-minute conversation, which are recorded and judged for liveliness, warmth, intimacy, sexiness, and sociability. The women who spoke to men who *thought* they were talking to a beautiful woman were friendlier, more open, more flirtatious than the women who spoke to men who thought they were talking to unattractive women.
Also ideas that are obvious once pointed as such as: "Few studies have dealt with the connection between what makes couples fall in love with each other and what causes their later problems, sometimes even their breakup. One of the few, which included 60 married couples, showed that the most annoying trait was often an exaggeration, implication, or the exact opposite of the trait that was first described as the main reason for attraction."
And ideas that are obvious that we don't have the research to back up (well, now you do!): "In an amusing study that was conducted on a large university campus, an attractive young man and woman approached students of the opposite sex and offered to go to bed with them. The offer was accepted by 75% of the male students approached by the young woman and 0% of the female students approached by the man."
Or the obvious to some, but not to others: "Finding a love poem every time you open your mailbox, every time you put your hand in your coat pocket, every time you open a drawer, is not thrilling; it is suffocating. In therapy, when he asked if I wanted to see his poems and I said yes, he brought 682 poems to the next session."
This entire review has been hidden because of spoilers.
Found this at my local high school library and knew I had to get it instantly. Not just for the beautiful angel theme but, what it has to offer is valuable. The book is a good length and an excellent read for those interested in the psychological and sociological perspective of love. It gives an introduction to love dating back to the ancient period and is roughly easy to digest. The book tells stories about people’s experiences and goes into depth on why situations play out the way they do. A lot of the information mentioned was backed up by a significant amount of research as well as tests and theoretic reasoning. One thing I found interesting was how we fall in love with people who resemble our parents. This book helped me understand myself on a deeper level as well as my partner and identify our missing parts that we found within each other. I’m starting college pretty soon and I’m going to be focusing on areas having to do with families so this book works as a bonus for anyone trying to get into the field too! Overall rating, 10/10– I adore books like this.
Sadece aşık olma mevhumunu değil, insanların genel seçimlerini ve motivasyonlarını bilimsel( deneysel) bir perspektiften anlamak için yararlı bir kitaptı. Aşk deneyimi her ne kadar her insan için biricik olsa da, aşık olma motivasyonunun kişisel romantik imgeler, evrim, toplumsal ve kültürel etkiler, anne baba imgeleri, çocukluk dönemi ve bu döneme dair travmalar ile bağlantılı olduğuna dair birçok klinik çalışma ile yapılmış geniş bir anlatım vardı. Psikolojiye ve sosyolojiye ilgi duyanlar okuyabilirler.
İlişkileri derinlemesine inceleyen bir kitap. Anne ve babanın evlilik deneyimi ile çocukla ilişkisinin, çocuğun tüm hayatındaki eş seçimine ve hatta iş seçimine etkimesi süreci en başından ele alınarak açıkca aktarılmış. Zaman zaman zor aktığını hissetsem de çok bilgilendirici buldum
This entire review has been hidden because of spoilers.
Interesting book that quotes a lot of scientific studies. Unfortunately I found the line “let me help you finding love in the healthiest way” a bit silly and I wasn’t too interested in the cases she chose to write about.
IF you are someone from the field, that book would not contribute much to your knowledge. If you are not very familiar with the field, it can be a fun and slightly insightful read.
Can't recommend this book enough for young adults. Knowing the conscious and unconscious forces that are present in the individuals romantic life is so valuable to have some idea on.
Ôi mãi cũng xong. Phần 1 và phần 3 dài một cách không cần thiết, phần 2 về các thuyết của Freud và Jung là thú vị nhất, thiết nghĩ thà đi đọc cha sách của Freud hay Jung luôn đi cho rồi.
okurken çevremdeki ilişkileri kendimce analiz edip çözümlemeye çalıştım. hali hazırda bir ilişkiniz yoksa kitap çok eğlenceli bir deneyim sunuyor okuyunuz okutunuz efendim<3
Kitabın ilk yarısı pek detay verilmemiş araştırma sonuçları nedeniyle zor ilerledi fakat diğer kısmı olan bilinçdışı seçimlerin ifade edildiği bölümleri okumak çok keyifliydi.
Banyak orang percaya bahwa jatuh cinta adalah sesuatu yang terjadi begitu saja-sebuah perasaan spontan yang muncul tanpa alasan jelas. Namun, bagi Ayala Malach Pines, cinta bukan hanya tentang perasaan, melainkan sebuah fenomena psikologis yang dapat ditelusuri dan dipahami. Dalam bukunya Falling in Love, Pines membongkar misteri ketertarikan romantis dengan pendekatan berbasis penelitian, yang tetap terasa dekat dan relevan bagi siapa pun yang pernah (atau ingin) jatuh cinta.
Dalam penelitiannya, Pines menemukan bahwa pasangan yang jatuh cinta cenderung memiliki kesamaan dalam berbagai aspek-mulai dari hobi, pekerjaan, hingga latar belakang budaya. Namun, cinta tidak hanya dibangun dari persamaan. Daya tarik fisik, peran gender, pola asuh orang tua, serta hubungan seseorang dengan orang tuanya di masa kecil juga berperan besar dalam membentuk cara individu memandang dan menjalani hubungan romantis.
Menariknya, buku ini berangkat dari sudut pandang budaya Barat, yang dalam beberapa hal mungkin bertentangan dengan norma-norma di budaya Timur-misalnya, dalam hal hubungan intim sebelum menikah. Namun, inti dari pembahasannya tetap universal: memahami bagaimana dan mengapa seseorang jatuh cinta. Pines tidak sekadar memberikan teori, tetapi juga membuktikannya dengan berbagai studi kasus dari ratusan klien yang ia teliti.
Salah satu temuan yang paling menggugah adalah bagaimana hubungan orang tua dan anak di masa kecil memiliki dampak yang mendalam terhadap hubungan romantis seseorang di masa dewasa. Ketika kebutuhan emosional di masa kecil tidak terpenuhi, dampaknya dapat terbawa ke dalam hubungan percintaan, memengaruhi pola ketertarikan dan dinamika hubungan yang dijalani.
Buku ini memberikan wawasan berharga tentang alasan di balik ketertarikan romantis dan keputusan dalam memilih pasangan. Dengan pendekatan yang ilmiah namun tetap mudah dipahami, Falling in Love tidak hanya membantu pembaca memahami cinta secara lebih rasional, tetapi juga mengajak mereka untuk melihat hubungan mereka sendiri dari perspektif yang lebih luas. Sebuah bacaan yang cerdas, mendalam, dan sangat layak untuk diselami oleh siapa pun yang ingin memahami esensi cinta lebih dari sekadar emosi semata. It's all makes sense and 100% worth reading!
Kitabın konusunu, kapağında da belirtildiği gibi, romantik seçimlerimizi etkileyen bilinçli ve bilinçdışı unsurlar oluşturmakta. Yazar, kitap boyunca "Eş ve sevgili seçimlerimizi neye göre yaparız?" sorusuna cevap arıyor. Üç kısımdan ve on üç bölümden oluşan eser, çok sayıda akademik çalışmaya atıfta bulunması ve aynı konuda yapılmış farklı yorumlara da yer vermesi yönüyle bir bilimsel metin olma özelliğini taşıyor.
Kitabın ilk kısmında eş/sevgili seçimine yönelik yapılmış deneysel ve istatistiksel çalışmalar ile bunların sonuçlarına ilişkin değerlendirmeleri buluyoruz. Freud, Jung, Bowlby, Mahler gibi psikoloji biliminin bugünlere gelmesinde çok önemli roller oynamış kişilerin kuramlarının doyurucu özetlerini içeren ikinci ve üçüncü kısımlar, kitabın okumaktan en çok keyif aldığım ve bilgi açısından beni en çok besleyen bölümleri oldu. Kitabın bu bölümlerinde temel psikoloji kuramlarının yanı sıra, taşınan psikolojik eğilimlerin eş/sevgili seçimlerinde ne gibi roller oynadıklarına ilişkin değerlendirmelere de yer verilmekte.
Yukarıda da anlatmaya çalıştığım gibi, kitabın ilgimi çeken bölümleri, ikinci ve üçüncü kısımlar tarafından kapsanan bölümleri oldu. Bana bildiklerimin dışında çok da yeni şeyler söylemeyen ilk bölümler üzerimde ne kadar büyük bir hayal kırıklığı yarattıysa, çocukluk yıllarımda ebeveynlerimle kurmuş olduğum ilişkilere yeniden bakabilmemi sağlayarak kişisel psikolojik değerlendirmelerimde yeni pencereler açılmasına sebep olan son iki kısım da o ölçüde tatmin ediciydi.
Eğer kendi psikolojik süreçlerinize ve duygusal ilişkilerinize biraz daha hakim olmak amacındaysanız, atıfta bulunduğu çok sayıda farklı eser ile bu kitap sizin için de güzel bir başlangıç adımı olabilir.
Undergrad psychology really does ruin you for any kind of pop science reading. Most of the content in this book I've heard before but Malach-Pines made this interesting because of the variety of quotes about love throughout history and essentially pointing out all the unknown and individual reasons for why people love.
Though I don't like this kind of books, I was pleasantly surprised and actually quite impressed by the analysis of Love she made. Maybe because I could relate to many examples she gives. clear and interesting.
Something interesting that I have read. Good scientific reviews on the topics of romantic love and attractions. I admired the scientists who took on the endeavour to research such intangible topic. Amazingly good read.