Cumhuriyet, Türkiye Üçlemesinin üçüncü kitabıdır (birincisi Diriliş, ikincisi Şu Çılgın Türkler).
Objektif bilim insanları Milli Mücadele ile başlayıp Cumhuriyet'le süren bu dönemi Türk Mucizesi diye adlandırıyorlar. Kitapta, Büyük Zafer'den Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna kadarki olaylar yer alıyor. Bir yanda cumhuriyetçiler var, öte yanda bu daha iyi, daha insanca, daha onurlu düzeni istemeyenler. Ders ve ibret verici, uyarıcı bir dönem.
1 Eylül 1930 tarihinde Ankara'da dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Bir süre avukatlık yaptı. Köln Üniversitesi Tiyatro Bilimi Enstitüsü'ne devam ettikten sonra Devlet Tiyatrosu'na dramaturg olarak girdi. TRT'de Merkez Program Daire Başkanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı, Devlet Tiyatrolarında Genel Müdür Başyardımcılığı ve 1983 - 1987 yılları arasında Genel Müdürlük yaptı. 1988-1994 yılları arasında Radyo-Televizyon Yüksek Kurulu'nda üyelik ve başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Uzun yıllar Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'nde (DTCF Tiyatro) kadrolu öğretim görevlisi olarak çalıştı ve Dramatik Yazarlık dersleri verdi.
28 Eylül 1998'de, üstün hizmetleri nedeniyle Anadolu Üniversitesi'nce ve 2007 yılında, mezun olduğu ve uzun yıllar görev yaptığı Ankara Üniversitesi'nce 'fahri doktor' unvanı verilen Özakman, sayısız esere imza attı. Nisan 2002'de Eskişehir Belediye Başkanlığı, açtığı ikinci tiyatroya 'Turgut Özakman Sahnesi' adını verdi. 2006 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Özakman'a Üstün Hizmet Ödülü verdi. 2005 yılında piyasaya sürülen, 50 yıla yakın bir sürenin emeği olan ve Kurtuluş Savaşı'nı romansı bir dille anlatan Şu Çılgın Türkler (Bilgi Yayınevi) adlı belgesel-romanı, cumhuriyet tarihinin en çok satan kitabı oldu. Haftalarca çok satanlar listelerinde ilk sırada kaldı.
Turgut Özakman evli olup, üç çocuğu ve üç torunu vardır.
Bir seri halinde çok keyifle okumaya devam ettiğim serinin ikinci kitabı aslında üçüncü kitabı ancak ben Diriliş Çanakkale ile başlayamadım maalesef ama Cumhuriyet 2 ile tam gaz devam. Bu sefer Şu Çılgın Türklerden farklı olarak özellikle Lozan bahsinde kendini tekrar eden çok ifade vardı. Müttefiklerin ali cengiz oyunları vurgulanmak amacıyla sıkça aynı ifadelerle tekrar edilmiş, Atanın Batı Anadoluda gezdiği yerlerde Milli Kurutuluş coşkusunun vurgusu amacıyla defaten anlatılmış ben biraz anladık artık gibi oldum ama sanırım oldukça gerekli noktalar. Son olarak İpek Çalışlar'ın Latife kitabının dipnottaki eleştirisi çok güzel ve yerinde noktalar içeriyor. Bu kitap zaten şaibeli ve hemen hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan yazılmış bir kitap olmakla bi hayli eleştirildi. Osman Ağa olayı ile bağlantılı bölümü de Özakman tarafından bi kez daha yerin dibine sokulmuş. Son derece tatmin edici. Kitabın son 50 sayfası dipnot açıklamaları, ne büyük özveri olduğuna varın siz kanaat getirin. Bu akıcılıkta bu bilimsellikte ve kaynaklarla süslü eser zor. Herkese hitap etmesi de bundan
Cumhuriyet . Mondros ve Sevr'den istediklerini elde edemeyen İtilaf Devletleri🚩 şanslarını bir kez de #mudanya da deneyecek. Ankara'dan yola çıkan galip komutan İnönü ve İstanbul'dan deniz yoluyla gelen🚢 İtilaf Devletleri temsilcileri deniz kıyısındaki yalıda🏯 masaya oturacaklar. 10 günden uzun süren görüşmeler sonunda savaşı bitirecek ateşkes imzalanacak.✒ Fakat muhtemel barış #lozankonferansı nda görüşülecektir.🃏 . Konferansa başdelege olarak yine İnönü düşünülür.👏 Görüşmeler için İnönü yıllar sonra çizme👢 yerine iskarpin giymeye başlayacaktır. Görüşmelere İstanbul hükümetinin de davet edildiğini öğrenen Ankara, Padişah'ı etkisizleştirmek için 1 Kasım 1922'de📆 saltanat ve hilafeti birbirinden ayırıp saltanatı kaldırır. Böylece yüzlerce yıl sürmüş bir gelenek son bulur.🚫 8 ay sonra, 24 Temmuz 1923'de Ankara hükümeti Lozan'dan istediğini alır. Görüşmeler devam ederken Zübeyde hanım vefat eder,😞 Gazi evlenir,😊 İzmir'de iktisat kongresi📈 toplanır... Ağustos'da, Meclis başkanlık seçiminde Gazi, 197 oyun 196'sını alır. İnönü'ye sadece 1 oy🔴 çıkar. Aylarca İnönü'ye oy verenin Gazi olduğu söylentisi dolanır kulislerde.❓ Eylül'de son kalan İtilaf Devletleri askerleri💂 de Anadolu'yu terk etmeye başlar. 15 Eylül Karaağaç, 21 Eylül Bozcaada, 22 Eylül Gökçeada, 6 Ekim İstanbul boşaltılır.🚢 13 Ekim Ankara başkent kabul edilir.📌 28 Ekim'de Gazi, İnönü, Okyar, Özalp ve birkaç ismi daha Çankaya'ya akşam yemeğine🍖 davet eder. Sohbette "Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz" der.☝ . Cumhuriyet'in ilk kitabı Mondros Mütarekesi ile Cumhuriyet'in ilanı arasındaki bir yıllık süreci⌚ anlatıyor. #millimücadele ve #cumhuriyet i merak edenler mutlaka okumalı.👌 . #bilgiyayınevi #diriliş #şuçılgıntürkler #cumhuriyet #türkiye #kitap #kitaptavsiyesi #kitapyorumu #kitapönerileri
Atatürk'ün büyük bir deha olduğunu kanıtlamak adına yaşanan bazı olaylar kasten gözardı edilmiş, hatta cumhuriyetin bazı kurucu kadroları kaprisli çocuksu ergenler olarak resmedilmiş. Çok büyük saygısızlık. Latife Hanım bile Atatürk'ü "eş"i olarak gördüğü için (yani sıradan bir karı koca ilişkisinden farklı olarak daha fazla saygı göstermesini beklemiş) eleştirilmiş. Adeta bir masal, bir destan. Bu şekilde yazıldığı için de karikatüre dönüşmüş.
Yine de öğretici yanları var, cumhuriyetin kuruluş ilkelerini, tam bağımsızlığın ne anlama geldiğini güzel ifade ediyor. Muhakkak dipnotlardaki Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi açılış konuşması okunmalı.
“Cumhuriyet Türk Mucizesi” Turgut Özakman’ın Türkiye Üçlemesi’nin (Diriliş, Şu Çılgın Türkler, Cumhuriyet 1-2) üçüncü kitabı.
İlk kitap “Diriliş” Çanakkale Mücadelesi’ni, ikinci kitap “Şu Çılgın Türkler” Kurtuluş Savaşı’nı anlatıyor.
“Cumhuriyet Türk Mucizesi 1.kitap “ 28 Eylül 2022’de hemen Kurtuluş Savaşı bitiminden başlıyor ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar geçen dönemi anlatıyor. Mudanya Mütarekesi ve Lozan Andlaşması ile ilgili detayların ağırlıklı olarak yer aldığı kitapta ayrıca içerde mecliste gelenekçiler ile cumhuriyetçilerin çekişmeleri, saltanatın kaldırılması, Ali Kemal’in yakalanması, Vahidettin’in kaçışı, Atatürk’ün Latife Hanım ile evliliği gibi konular da ele alınıyor.
Kitap tarihi gerçekleri belgelere dayalı olarak anlatan bir dönem romanı. Çok ciddi bir araştırma ürünü. 440 sayfalık kitabın son 50 sayfasının dip notlardan oluşması verilen emeği gösteriyor.
Akıcı ve kolay anlaşılır bir dille yazılmış. Dönemi öğrenmek için kolay bir okuma arayanların ilgisini çekecek bir kitap. Ben de beğenerek okudum. Şimdi sırada serinin son kitabı olan ve Cumhuriyet’in kuruluşundan Atatürk’ün ölümüne kadar geçen süreyi (1923-1938) ele alan “Cumhuriyet 2.Kitap” var.
Cumhuriyet: Türk Mucizesi, büyük bir keyifle okuduğum bir kitap oldu. Özakman'ın yazım dili o kadar güzel ki; sanki benimle sohbet ediyor gibiydi. Kurtuluş Savaşı'ndan Cumhuriyet'in ilanına kadar geçen zaman dilimi anlatılıyor. Okurken daha çok keyif aldığım bir tarih kitabı hatırlamıyorum. Her okuduğum sayfayla Atatürk'ü daha çok özledim. O, bizden ilerde biri. 100 yıl önce de bizden ilerdeydi, 100 yıl sonra da ilerde olacak. Milletine olan sevgisi, gençlere verdiği değer, eğitime verdiği büyük önem... İmkansızı başarması, istese saltanatını ilan edebilecekken ya da kurulu düzeni devam ettirerek rahatça yaşayacakken hepsini elinin tersiyle itip bize cumhuriyeti miras bırakması... Her daim izinde olacağız. Her Türk gencinin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Beğenerek okudum. Dil, son derece akıcıydı. Bir kere başlayınca su gibi akıp gidiyor. Bunda yazarın, kitabın detay seviyesini iyi ayarlamasının payı büyük. Meseleler yüzeysel geçilmemiş ama akademik düzeyde ayrıntıya da boğulmamış. Zaman zaman abartılı bir üsluba kayış var ama neyse ki bunların sayısı fazla değil ve anlatılan olayları göz önüne aldığımızda bu kadarını şahsen göz ardı edebilirim. Şu Çılgın Türkler'in devamı olarak aynı ruhu hissedeceğiniz güzel bir eser.
Her Türk gencinin mutlaka okuması gereken kitap serisinden biri (Diriliş- Şu Çılgın Türkler- Cumhuriyet I-II). Lozan'ı ne şartlarda hangi zorluklarla geçirdiğimizi, siyasi zafere nasıl ulaştığımızı anlatan Turgut Özakman'ın elinden çıkan muhteşem bir eser. Çok akıcı. Tavsiyenin ötesinde okuma zorunluluğu olması gereken bir kitap.
Tarihsel bir takım gerçekleri alarak ve aralarındaki çok sayıdaki boşluğu hayal gücüyle doldurarak, keyifle okunan/dinlenen bir kitap yazmış Turgut Özakman. Ben bu kitabı aslında bir ‘roman’ olarak tanımlamak istiyorum. Ben keyif aldım.
Roman desem değil, tarih kitabı desem değil arada kaldım. Turgut Özakman çok duygulu bir yazar ve bu duygusallığı yazımına da sirayet ediyor. Çocuklar ve gençler için şiddetle öneririm ama ben daha realist daha objektif okumalar seviyorum.
Turgut Özakman'ın her kitabı okunmaya değerdir. Milli mücadele ve kurtuluş savaşı konularında uzman olan sayılı yazarlarımızdandır. Bu kitapta onlarca yeni bilgi edindim.
Türkiye Cumhuriyeti'nin hangi şartlarda kurulup geliştiğini, bir VATAN yaratma ülküsünün ne demek olduğunu anlatıyor. Aynı zamanda Cumhuriyet'e nasıl sahip çıkılmasını vurguluyor.
Her Türk gencinin mutlaka okuması gereken bir başucu kitabı olduğunu düşünüyorum. Çok akıcı bir şekilde dönemin şartlarını, verilen kararları, nedenlerini ve muhalefet bloğunu net bir şekilde görebiliyorsunuz. Uzun bir kitap olmasına rağmen akıcılığı sayesinde kısa bir sürede okunup, özümsenebiliyor.
Serinin diğer iki kitabı gibi, Cumhuriyet-Türk Mucizesi de inanılmaz derecede akıcı bir kitaptı. Gözlerimin dolduğu, tüylerimin ürperdiği anlar olmadı desem doğru söylemiş olmam. Tarihimizi en doğru kaynaklardan ve böylesine gerçekçi bir yazardan okuduğum için çok mutluyum. Kitap genel anlamda, savaş sonrasında süregelen zamanı anlatmaya başlıyor. Lozan süreci özellikle çok etkileyici. Herkese tavsiye ediyorum!
Kitabı üslup, içerik ve tarihi gerçeklik bakımından değerlendirdiğimde şunları söyleyebilirim. Turgut Özakman her zamanki gibi ustalığını konuşturarak üslup ve içerik açısından bir şaheser oluşturmuş. Kitapta anlatılan olaylar içinde tarihi gerçeklik bakımından hiçbir şüphe duymadım. Özellikle İsmet Paşa hakkında yazdıkları beni çok etkiledi. Kitap gerçekten akıcı, kendini okutuyor. Okumamış olanlara tavsiye ederim.