Jump to ratings and reviews
Rate this book

"Öl Dediler Öldüm"

Rate this book
"Şehitler ölmez, vatan bölünmez"...

Türkiye'de son yirmi yılda en fazla işitilen sloganlardan biri bu… Zaten öteden beri üzerinde koyu bir kutsallık hâlesi bulunan bu kavram, yakın dönemde kendine giderek artan bir atıf alanı buldu. Öncelikle "terör şehitleri" bahsinin ağırlığı var burada. 2002 yılında 18 Mart'ın resmen Şehitler Günü ilan edilmesi de şehitlik kavramının kamusal söylemdeki yerini pekiştirdi. Serdar M. Değirmencioğlu'nun hazırladığı derleme, sosyal bilimlerin bu önemli ve tabu konu karşısındaki sessizliğini bozarak, şehitlik mitolojisinin türevlerini ve yansımalarını inceleme amacı güdüyor. Kitapta, şehitlik kavramının farklı dönemlerdeki ve farklı bağlamlardaki kullanımları ele alınıyor: Çanakkale Savaşı, 27 Mayıs… İslâmcılıkta, Alevilikte ve radikal solda şehitlik kavramının yeri ve dönüşümleri... Kitlesel şehitlik turizminin oluşumu... Şehitlik söylemi nasıl yeniden üretiliyor, iktidarın yeniden üretiminde nasıl bir rol oynuyor? Edebiyatta, sanatta şehitlik teması nasıl temsil ediliyor? Şehitlik mitolojisi kamusal alanı nasıl çatışma belleğinin hâkimiyetine sokuyor? Bu temel sorular, yazıların pek çoğunun arka planında kendini duyurduğu gibi, adlı adınca da ele alınıyor. Asker oğlunu kaybeden annelerin deneyimleriyle ilgili, askerlerin şehitlik kavramıyla olan imtihanıyla ilgili, psikologların şehit yakınlarıyla yüzleşmeleriyle ilgili izlenimler, bu çok yönlü ve öncü çalışmayı tamamlıyor. Gülsüm Cengiz, Serdar M. Değirmencioğlu, Bekir Düzcan, Esra Gedik, Can Gezgör, Turgay Gülpınar, Çağdaş Günerbüyük, Rezak Küçükkaya, Asım Öz, K. Eylem Özkaya Lassalle, Bülent Sezgin, Sezai Ozan Zeybek ve Besim Can Zırh'ın katkılarıyla.

407 pages, Paperback

First published January 1, 2014

23 people want to read

About the author

1966’da Ankara Altındağ’da doğdu. Evde geçim, ilkokulda yoksul çocukların yaşam mücadelesiyle tanıştı. Babasının Komotini (Gümülcine) Azınlık Lisesi’ne atanmasıyla sınırlardan, Yunanistan’a korku salan cuntadan ve azınlık yaşamının zorluklarından haberi oldu. İdadi’de iki yıl okudu; Yunanca ve Arapça öğrendi, milliyetçilik ve militarizmin çocuklar üzerindeki etkisini gördü. Ankara’daki ilkokuluna dönünce “geride kalan öğrenci” olmayı tattı. Öğretmeninin ısrarı üzerine anadolu lisesine girdi. Derslerden çok voleybolu sevdi. Okulda işlenmeyen konuları, 12 Eylül’e dek duvar yazılarından öğrendi. Beceriksiz öğretmenlerle, zorbalıklar ve haksızlıklarla, 12 Eylül’ün ürettiği öğretmen türü ile çok mücadele etti; “kötü öğrenci” oldu. Üniversite sınavına dershanede hazırlanmadı; evden aldığı dershane ücretini kitaplara yatırdı. Eğitim adına yapılanlar sonucu okulları değiştirmeyi kafaya koydu. ODTÜ Psikoloji Bölümü’nde okudu ve Gelişim Psikolojisi doktorası yapmaya ABD’ye gitti. Doktora yaparken Detroit’in ölüm kalım mücadelesine tanık oldu. Doktora ardından iki yıl Northwestern Üniversitesi Sosyal Politika Araştırmaları Enstitüsü’nde çalıştı. Eğitim üzerine çalışmalarına bu enstitüde başladı. Çocukların katılım hakkı, medya ve çocuk ilişkisi, çocuk emeği ve gençlik politikaları yanı sıra, siyasi şiddetin çocuklar üzerindeki etkileri üzerine çalışmaları bulunmaktadır. Can Candan ile hazırladığı “3 Saat: Bir ÖSS Belgeseli” 2008’de gösterime girmiş ve büyük beğeni toplamıştır. En son yayınları, dershaneler, çocuklar adına düzenlenen törenler, şehitlik mitinin gelişimi ve etkileri ile borçlanmanın toplumsal etkileri üzerinedir. Ayrıca 2008’den beri her pazar Evrensel gazetesinde çocukları ilgilendiren meseleleri ele almaktadır. Çalışmalarını çocuk ve gençlerin toplumu ve dünyayı değiştirebileceklerine inanarak yürütmektedir.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
3 (30%)
4 stars
7 (70%)
3 stars
0 (0%)
2 stars
0 (0%)
1 star
0 (0%)
Displaying 1 - 2 of 2 reviews
Profile Image for Utopian.
39 reviews37 followers
August 17, 2015
Cesur bir çaba. ResMi söylemlerin boğucu gündelik baskısından uzaklaşıp, özellikle şu günlerde savaşın dilinden uzaklaşmak için okunmalı. Ancak sunuş yazısında belirtildiği gibi Bazı açılardan konuyu ele almada eksiklikler var. Halk Cephesi özelinde yapıldığı gibi PKK için de şehitliğe bakış açısını değerlendirmeye çalışan bir inceleme iyi olabilirdi. Yine Türkiye'de şehitliğin ekonomik yönüne ilişkin değerlendirmeler bulunmakla birlikte makro bir perspektif eksik kalmış. TSK "şehitlerinin" sadece rütbe bakımından değil de etnik köken, inanç ve mezhep bakımından farklılaşanları için şehitliğin nasıl farklılaşarak kurulduğunu görmek de iyi olabilirdi. Ancak Türkiye'de devletin bu konulardaki "hassasiyeti" ve TSK'nın gizliliği araştırmayı epeyce zorlaştırmış olsa gerek. Dolayısıyla anlaşılabilir bu eksiklikler. Kitap ağırlıkla bir psikoloji kitabı. Dolayısıyla siyaseti ve bu konu üzerinden iktidarın kendisini kurma ve yeniden üretme biçimlerini merkeze alan yeni çalışmalara gerek var gibi.
Profile Image for Dizzyblurry.
3 reviews2 followers
Read
June 18, 2015
Sevgili ablam Eylem Ozkaya Lassalle' nin de makalesinin bulundugu bu kitap literature muthis bir katkida bulunuyor.
Displaying 1 - 2 of 2 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.