What do you think?
Rate this book
Kayıp Şehir #1
Kimliksiz
SENİ SEVMEKTEN NASIL VAZGEÇEBİLİRİM Kİ? BEN GEÇSEM BİLE KALBİM VAZGEÇMEZ...
Deryal Yiğit, nam-ı diğer Kimliksiz... Kirli geçmişiyle, acımasızlığıyla, kadınlara değer vermeyişiyle bilinen karanlık bir adam... Garip takıntıları ve sadece kendine sakladığı sırlarıyla, kendi çöplüğünden yarattığı krallığında hükümdarlığını süren Deryal'in hayatına Burcu bomba gibi düşmüştü.
Burcu, Deryal'in yeni takıntısı mı, yoksa hayatının yörüngesini değiştirebilecek tek kadın mıydı? Sırları ve çözemediği sorunlarıyla Deryal'in hayatına girmek zorunda kalan Burcu, omuzlarına binen tonlarca yükün arasında aşkı kaldırabilecek miydi?
Deryal Yiğit, nam-ı diğer Kimliksiz... Kirli geçmişiyle, acımasızlığıyla, kadınlara değer vermeyişiyle bilinen karanlık bir adam... Garip takıntıları ve sadece kendine sakladığı sırlarıyla, kendi çöplüğünden yarattığı krallığında hükümdarlığını süren Deryal'in hayatına Burcu bomba gibi düşmüştü.
Burcu, Deryal'in yeni takıntısı mı, yoksa hayatının yörüngesini değiştirebilecek tek kadın mıydı? Sırları ve çözemediği sorunlarıyla Deryal'in hayatına girmek zorunda kalan Burcu, omuzlarına binen tonlarca yükün arasında aşkı kaldırabilecek miydi?
520 pages, Paperback
First published September 1, 2014
14 people are currently reading
227 people want to read
About the author
Selvi Atıcı
16 books95 followersSelvi Atıcı, 1984 Yılında Ordu'da doğdu. Eğitim hayatını İstanbul'da sürdürürken hayatının aşkıyla karşılaştı ve eğitimini tamamlar tamamlamaz evlendi. İki kız ve bir erkek çocuğu annesi olan yazar, 2008 yılından bu yana yazdıklarını sosyal paylaşım platformlarında ve forumlarda paylaşmaya başladı.
İlk kitabı Kimliksiz'le yayın hayatına başladı.
İlk kitabı Kimliksiz'le yayın hayatına başladı.
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 30 of 58 reviews
June 21, 2016
Deryal & Burcu aşkı yüzünden haftalardır beklediğim GREY kitabını bırakıp bu kitaba tabiri caizce gömüldüm, çıkamadım. Christian Grey ‘i Deryal ile aldatıyorum, düşünün o derece adama takıldım… :)
Öncelikle kitabın anlatımına bayıldım. Daha ilk sayfadan beni içine hapsetti ve okurken çok eğlendim. Deryal ve Adem arasındaki muhabbetler, Deryal ‘in Burcu ile ve Adem ‘in de Şirin ile olan atışmaları çok eğlenceliydi. Şiddetle okumanızı tavsiye ederim. Selvi Atıcı artık favori yazarlarım arasına girdi.
Unutmadan Deryal, baştan mükemmel gidiyordun inan beni toz pembe bulutların üzerine çıkardın canım ama ahh be güzelim, zavallı Burcu’ya çok ters bir hareket yaptın. Yani tek bir hatan ile bitirdin, yıktın, mahvettin. Yemin ediyorum o sayfaları okurken sana çok feci sövdüm… Her ne kadar daha sonra yaptığın öküzlüğün farkına varıp durumu toparlamaya, düzeltmeye çalıştın ama yine de olmadı be Deryal, yakışmadı. Gerci Burcu sonra seni affettigini soyledi ama... Ama... :(
-------------------
"Seni deli gibi istiyorum. ”dedi sert bir sesle. ”Buna inanamazsın. ”başını eğip tekrar genç kızın gözlerinin içine baktı. ”Ama sadece bedenini değil, kalbini de istiyorum. Ruhunu da istiyorum."
"Hayatta üç önceliğim var. ”dedi dikkatle sürekli virajlar alan arabadan gözlerini ayırmadan. ”Üçüncüsü; arabalarım, İkincisi; dostum Adem.” ve duraksayıp genç kızın gözlerine baktı. “Birincisi?”diye sordu Burcu fısıltıyla. Ama Deryal bu sorunun içinde Burcu'nun kendi beyninde oluşturduğu cevabı görmüştü. Onun yanılacağını tahmin etmişti. “Onun gözlerinin içine bakıyorum."
“Deryal, ağrıyan omzunu ovuşturmak için vitesten elini çekip ensesine götürdü.
“Omzun mu ağrıyor?” diye sordu Adem. “Evet. ”dedi Deryal. ”Gece kanepede yattım. ” “Yatağına ne oldu? Yandı mı?” Deryal, güldü. “Misafiri vardı. ”Adem’in yüzünde çok nadir görülen bir şaşkınlık ifadesi belirdi. “Anlamadığım bir yer varsa açıkla lütfen. Burcu, senin yatağında yattı ve sen de kanepe de yattın. Öyle mi?” “Evet. ” Adem, başını cama çevirip gökyüzüne baktı çenesini sıvazlayarak. ”Şimdi, gökten meteor yağsa şaşırmam işte.”
Öncelikle kitabın anlatımına bayıldım. Daha ilk sayfadan beni içine hapsetti ve okurken çok eğlendim. Deryal ve Adem arasındaki muhabbetler, Deryal ‘in Burcu ile ve Adem ‘in de Şirin ile olan atışmaları çok eğlenceliydi. Şiddetle okumanızı tavsiye ederim. Selvi Atıcı artık favori yazarlarım arasına girdi.
Unutmadan Deryal, baştan mükemmel gidiyordun inan beni toz pembe bulutların üzerine çıkardın canım ama ahh be güzelim, zavallı Burcu’ya çok ters bir hareket yaptın. Yani tek bir hatan ile bitirdin, yıktın, mahvettin. Yemin ediyorum o sayfaları okurken sana çok feci sövdüm… Her ne kadar daha sonra yaptığın öküzlüğün farkına varıp durumu toparlamaya, düzeltmeye çalıştın ama yine de olmadı be Deryal, yakışmadı. Gerci Burcu sonra seni affettigini soyledi ama... Ama... :(
-------------------
"Seni deli gibi istiyorum. ”dedi sert bir sesle. ”Buna inanamazsın. ”başını eğip tekrar genç kızın gözlerinin içine baktı. ”Ama sadece bedenini değil, kalbini de istiyorum. Ruhunu da istiyorum."
"Hayatta üç önceliğim var. ”dedi dikkatle sürekli virajlar alan arabadan gözlerini ayırmadan. ”Üçüncüsü; arabalarım, İkincisi; dostum Adem.” ve duraksayıp genç kızın gözlerine baktı. “Birincisi?”diye sordu Burcu fısıltıyla. Ama Deryal bu sorunun içinde Burcu'nun kendi beyninde oluşturduğu cevabı görmüştü. Onun yanılacağını tahmin etmişti. “Onun gözlerinin içine bakıyorum."
“Deryal, ağrıyan omzunu ovuşturmak için vitesten elini çekip ensesine götürdü.
“Omzun mu ağrıyor?” diye sordu Adem. “Evet. ”dedi Deryal. ”Gece kanepede yattım. ” “Yatağına ne oldu? Yandı mı?” Deryal, güldü. “Misafiri vardı. ”Adem’in yüzünde çok nadir görülen bir şaşkınlık ifadesi belirdi. “Anlamadığım bir yer varsa açıkla lütfen. Burcu, senin yatağında yattı ve sen de kanepe de yattın. Öyle mi?” “Evet. ” Adem, başını cama çevirip gökyüzüne baktı çenesini sıvazlayarak. ”Şimdi, gökten meteor yağsa şaşırmam işte.”
August 22, 2020
3 ya da 4 puanlık bir kitap olabilirdi eğer kahramanımız sormadan bilmeden etmeden kızımıza sinirlenip ona tecavüz etmeseydi.
Adam pişman oldu, kadın uzun sürse de sonunda onu affetti ama ben affetmedim. Edemedim. Affedeni de yadırgıyorum.
Hem eğer Burcu bakire olmasaydı, acaba Deryal onun masumiyetine inanacak mıydı? Belki de hiç inanmayacaktı ve Burcu da sevdiği adam tarafından tecavüze uğradığı ile kalacaktı.
Toplumumuza bir bakalım. Yaşanan gerçek olaylara. Sonra da bu kitaba öyle puan verelim. Bence çok yanlış bunu romantize ederek kapatmak. Tecavüz tecavüzdür. İstediği kadar pişman olsun - affedilmez. Nokta.
Adam pişman oldu, kadın uzun sürse de sonunda onu affetti ama ben affetmedim. Edemedim. Affedeni de yadırgıyorum.
Hem eğer Burcu bakire olmasaydı, acaba Deryal onun masumiyetine inanacak mıydı? Belki de hiç inanmayacaktı ve Burcu da sevdiği adam tarafından tecavüze uğradığı ile kalacaktı.
Toplumumuza bir bakalım. Yaşanan gerçek olaylara. Sonra da bu kitaba öyle puan verelim. Bence çok yanlış bunu romantize ederek kapatmak. Tecavüz tecavüzdür. İstediği kadar pişman olsun - affedilmez. Nokta.
December 14, 2014
Kitabın başına 4, ortasına 3, malum olaya 1, malum olaydan sonra 2, malum olaydan sonraki sonraya 2 ve sonuna da 2,5 veriyorum. Bunların ortalaması da 2.41 çıktıktan sonra 2.5'a yuvarlıyor sonra da onu 3 yıldız olarak işaretliyorum.
April 6, 2018
.
alırız ulan bunu da alırız :D
Aldım.
kapağa bak.
dibim düştü.
bunu burada da söylemek istedim :D
Aldım.
kapağa bak.
dibim düştü.
bunu burada da söylemek istedim :D
May 31, 2017
.
eksiğiyle, gömleğin kırışıklığıyla, ilk göz ağrımız be İLK BE!
eksiğiyle, gömleğin kırışıklığıyla, ilk göz ağrımız be İLK BE!
October 21, 2017
Kimliksiz, uzun zamandır okumayı isteyip sürekli ertelediğim kitaplardan biriydi. Selvi Atıcı'nın kalemiyle Sen kitabı ile tanışmış, uzun süredir okuduğum en iyi kitaplardan biri olduğunu düşünmüştüm. O yüzden de Kimliksiz de beklentim tavan yaptı anlayacağınız. Başlarda gerçekten çok iyiydi, ortalara doğru yine okuduğum en iyi kitaplardan biri olduğunu düşünmüştüm. Ama o son 150 sayfa beni mahvetti.
Kitap aniden gözümde yerlere çakıldı. Ben de öylece izleyiverdim. Karakterler nahif, kurgu muazzam ama öyle bir hareket var ki sona doğru yaklaşırken ne okuduğunuzu, ne yaptığınızı şaşırıyorsunuz. Benim yediremediğim, içime sinmeyen bir olay olduğu içinde Kimliksiz hayal kırıklığı olmaktan ileri gidemedi maalesef.
Ama olsundu, Selvi Atıcı okumaktan asla vazgeçemeyeceğim ben. Sadece yüksek beklentinin azizliğine uğrayıp içime sinmeyen hareketler dolayısıyla Kimliksiz, Kayıp Şehir serisine devam edebilmem için bir adım oldu.
Kitap aniden gözümde yerlere çakıldı. Ben de öylece izleyiverdim. Karakterler nahif, kurgu muazzam ama öyle bir hareket var ki sona doğru yaklaşırken ne okuduğunuzu, ne yaptığınızı şaşırıyorsunuz. Benim yediremediğim, içime sinmeyen bir olay olduğu içinde Kimliksiz hayal kırıklığı olmaktan ileri gidemedi maalesef.
Ama olsundu, Selvi Atıcı okumaktan asla vazgeçemeyeceğim ben. Sadece yüksek beklentinin azizliğine uğrayıp içime sinmeyen hareketler dolayısıyla Kimliksiz, Kayıp Şehir serisine devam edebilmem için bir adım oldu.
March 4, 2021
.
siz yokken biz vardık bu kitabın sayfaları arasında... hey yavrum hey...
(bak 12. okuyuşum olmuş, hâlâ elime verseler Deryal'in ağzını burnunu kırarım. Sonra da göğsüme basar teselli ederim.)
"O benden öte. Çok öte."
siz yokken biz vardık bu kitabın sayfaları arasında... hey yavrum hey...
(bak 12. okuyuşum olmuş, hâlâ elime verseler Deryal'in ağzını burnunu kırarım. Sonra da göğsüme basar teselli ederim.)
"O benden öte. Çok öte."
December 8, 2020
5 gün önce falan bitirdim ama şey... çok aşık olmayınca güncelleme atamadım 😆
October 21, 2017
Bakın cidden, gönül isterdi ki, kitaba beş yıldızı yapıştırayım, uzun uzun alıntılar yazayım ve size Deryal'i ne kadar sevdiğimi anlatmak için paragraf üstüne paragraf yazayım. Ama maalesef, gerçekten üzülerek söylüyorum ki, bu sefer bu olmayacak.
Eğer okuduklarımı ve yorumlarımı biraz olsun takip ediyorsanız Selvi Atıcı'nın kalemini, karakterlerini, olay örgülerini ve anlattığı hikayeleri ne kadar sevdiğimi biliyorsunuzdur. Okuduğum her kitabını sevmiş, hep daha uzun olmalarını ve daha çok okumayı istemiştim.
Ve bu kitapta da her şey çok güzel ilerlerken, kitabı gerçekten sevmişken, Deryal'in yaptığı hata ve bu hatayla kitabın girdiği yol.. Ben bunu affedemem. Burcu affetse bile, ben affedemem. Beni ve kitaba olan hislerimi öyle bir hale soktu ki, ne diyeceğimi bile bilmiyorum.
Bu kitaba bu kadar büyük umutlarla başlamışken, hatta ilk yüzde yetmişlik kısımda bu umutlarım hala yerinde duruyorken sonradan hepsinin kırılışını izlemek... Bir şey söyleyemiyorum bile.
Çok üzgünüm.
"Burcu'm!" Deryal inledi. Onu omuzlarından usulca itti ve yüzüne bakmasını sağladı. "Seni sözlerden bile korumak istiyorum. Bir gün seni korumaya gücümün yetmeyebileceğini düşünmek beni çılgına çeviriyor." Yüzünü avuçları arasına aldı ve yüzlerinin arasında bir santim kalana kadar eğilip, gözlerinin içine baktı. "Her gün, yaşadığım o karanlık geçmişe lanetler okuyorum." Başını öylesine iki yana salladı. "Eğer senin geleceğini bilseydim... Sadece oturup beklerdim. İnan bana, bunu yapardım."
----
"Tarifi imkansız bir şekilde ona aşık olmuştu. Aklının ve kalbinin neredeyse hepsini genç kıza adamış, bir gülümsemesine bakar olmuştu. Bu duruma nasıl geldiğini kendisine sorup durmayı bırakmıştı. Bir şekilde gelmişti işte... Eğer elinden gelen bir şey olsaydı ona böyle bağlanıp kalmayacağından emindi. Bu, onun diğer bağlılıklarından bambaşkaydı."
Ayrıca kitabı Büşra ( @hunharcaokuyankiz ) ile okuduk. Kitabı okurken arada birbirimize yazıp sahneleri değerlendiriyorduk ve bu çok eğlenceli, güzeldi. Umarım beraber daha çok ortak okuma yaparız ❤😍
Eğer okuduklarımı ve yorumlarımı biraz olsun takip ediyorsanız Selvi Atıcı'nın kalemini, karakterlerini, olay örgülerini ve anlattığı hikayeleri ne kadar sevdiğimi biliyorsunuzdur. Okuduğum her kitabını sevmiş, hep daha uzun olmalarını ve daha çok okumayı istemiştim.
Ve bu kitapta da her şey çok güzel ilerlerken, kitabı gerçekten sevmişken, Deryal'in yaptığı hata ve bu hatayla kitabın girdiği yol.. Ben bunu affedemem. Burcu affetse bile, ben affedemem. Beni ve kitaba olan hislerimi öyle bir hale soktu ki, ne diyeceğimi bile bilmiyorum.
Bu kitaba bu kadar büyük umutlarla başlamışken, hatta ilk yüzde yetmişlik kısımda bu umutlarım hala yerinde duruyorken sonradan hepsinin kırılışını izlemek... Bir şey söyleyemiyorum bile.
Çok üzgünüm.
"Burcu'm!" Deryal inledi. Onu omuzlarından usulca itti ve yüzüne bakmasını sağladı. "Seni sözlerden bile korumak istiyorum. Bir gün seni korumaya gücümün yetmeyebileceğini düşünmek beni çılgına çeviriyor." Yüzünü avuçları arasına aldı ve yüzlerinin arasında bir santim kalana kadar eğilip, gözlerinin içine baktı. "Her gün, yaşadığım o karanlık geçmişe lanetler okuyorum." Başını öylesine iki yana salladı. "Eğer senin geleceğini bilseydim... Sadece oturup beklerdim. İnan bana, bunu yapardım."
----
"Tarifi imkansız bir şekilde ona aşık olmuştu. Aklının ve kalbinin neredeyse hepsini genç kıza adamış, bir gülümsemesine bakar olmuştu. Bu duruma nasıl geldiğini kendisine sorup durmayı bırakmıştı. Bir şekilde gelmişti işte... Eğer elinden gelen bir şey olsaydı ona böyle bağlanıp kalmayacağından emindi. Bu, onun diğer bağlılıklarından bambaşkaydı."
Ayrıca kitabı Büşra ( @hunharcaokuyankiz ) ile okuduk. Kitabı okurken arada birbirimize yazıp sahneleri değerlendiriyorduk ve bu çok eğlenceli, güzeldi. Umarım beraber daha çok ortak okuma yaparız ❤😍
October 16, 2017
Öncelikle söylemek istiyorum ki kitabın kurgusunu, anlatımını, duyguların ifadesini çok beğendim. Hislere o kadar girdim ki elimin titrediği, gözlerimin dolduğu çok yer oldu. Açık nokta kalmadan, yeri geldiğinde duygusallıkla, yeri geldiğinde heyecanla okudum.
Ama tabi ki Deryal'e saydırmadan yorum yapmış olmayacağım. :D Psikolojik yapısına baktığımda tepkilerini ve kalıplarını olağan buldum. Zaten çok iyi oluşturulmuştu karakter yapısı, inişleri çıkışları. Ama kitapta öyle bir hata yaptı ki -okuyanlar bilir- bütün romantizmine, hassas yönlerine rağmen en sevdiğim karakterlerden olamadı. Hatta çok kızgın bir şekilde okudum o kısımdan sonra kitabı. Sinirden titrer haldeydim.
Burcu'nun ruh hali de iyi yansıtılmıştı ama ben olsam affetmezdim. :D
Ben Selvi Atıcı'nın Sen, Pinokyo'nun Rüyası kitaplarını okudum, Demir ve Ömer'den sonra Deryal bayağı ağır geldi. Bakalım oğlu bana neler yapacak? :D
Ama tabi ki Deryal'e saydırmadan yorum yapmış olmayacağım. :D Psikolojik yapısına baktığımda tepkilerini ve kalıplarını olağan buldum. Zaten çok iyi oluşturulmuştu karakter yapısı, inişleri çıkışları. Ama kitapta öyle bir hata yaptı ki -okuyanlar bilir- bütün romantizmine, hassas yönlerine rağmen en sevdiğim karakterlerden olamadı. Hatta çok kızgın bir şekilde okudum o kısımdan sonra kitabı. Sinirden titrer haldeydim.
Burcu'nun ruh hali de iyi yansıtılmıştı ama ben olsam affetmezdim. :D
Ben Selvi Atıcı'nın Sen, Pinokyo'nun Rüyası kitaplarını okudum, Demir ve Ömer'den sonra Deryal bayağı ağır geldi. Bakalım oğlu bana neler yapacak? :D
February 22, 2015
Deryal ve Christian Grey'in oyuncak odasını karşılaştırdım da... lksajdklasdlkj
July 24, 2019
Şu an gerçekten ne yazmam gerektiğini şaşırdım. Deryal öyle ince işlenmiş bir karakter ki.. Çoğu Zaman yazarın kalemine mi daha çok hayran kalsam, kurguya mı yoksa karakterlere mi karar veremedim.
Deryal'in geçmişi, Burcu'nun aşkı ve görevi arasında kalması, Yalınay ve Derya'nın aşkı... Gerçekten mest oldum okurken, kimi yerde kalbim çok kırıldı; Deryal'e çok sövdüm, Burcu'ya üzüldüm, Derya ve Yalınay'ın mektuplarının olduğu kısımda zaten...
Adem ve Şirin'in atışmaları çok şekerdiler ve tabiki favorim Adem ve Deryal kısımlarıydı. Adem'in Burcu Deryal'in hayatına girdiğinde yaptığı yorumlarda bir ara kıkır kıkır güldüm.
Selvi Atıcı'nın kalemi gerçekten bir başka..
edit. 24.7.19
Resmen yıllanmış şarap gibi... Her okuduğumda bambaşka bir yönden bakıyorum, bambaşka bir şey öğreniyorum ve görüyorum. Bir kitaptan bekleyebileceklerimin çok üstünde.
Deryal gibi bir faktör var-ki bu aşık olmamın en temel sebebi.
Polisiye var.
Bolca aşk var.
Özlem var.
İnat, gurur, kalp kırıkları,ayrılıklar, kavuşmalar, sevmeler, sevilmeler...
Eeee daha ne olsun.
Çok aşığım valla.
Deryal'in geçmişi, Burcu'nun aşkı ve görevi arasında kalması, Yalınay ve Derya'nın aşkı... Gerçekten mest oldum okurken, kimi yerde kalbim çok kırıldı; Deryal'e çok sövdüm, Burcu'ya üzüldüm, Derya ve Yalınay'ın mektuplarının olduğu kısımda zaten...
Adem ve Şirin'in atışmaları çok şekerdiler ve tabiki favorim Adem ve Deryal kısımlarıydı. Adem'in Burcu Deryal'in hayatına girdiğinde yaptığı yorumlarda bir ara kıkır kıkır güldüm.
Selvi Atıcı'nın kalemi gerçekten bir başka..
edit. 24.7.19
Resmen yıllanmış şarap gibi... Her okuduğumda bambaşka bir yönden bakıyorum, bambaşka bir şey öğreniyorum ve görüyorum. Bir kitaptan bekleyebileceklerimin çok üstünde.
Deryal gibi bir faktör var-ki bu aşık olmamın en temel sebebi.
Polisiye var.
Bolca aşk var.
Özlem var.
İnat, gurur, kalp kırıkları,ayrılıklar, kavuşmalar, sevmeler, sevilmeler...
Eeee daha ne olsun.
Çok aşığım valla.
April 26, 2017
Yazarın kalemini çok sevdim, güzel bir kitaptı, özellikle Deryal ve Adem'in sahnelerine bayıldım :)
Geçmişine ait hiç bir şey bilmeyen bir adam Deryal, sokaklarda geçen zor bir hayatı olmuş, tabiri caizse her pisliğe bulaşmış, hatta elini kana bile bulamış, sonrasında şansı dönmüş ve bir gece kulübü sahibi olmuş adı "Kayıp Şehir" kardeşi gibi gördüğü Adem ile birlikte orayı işletmeye başlamışlar ve herkesin dikkatini çekecek kadar da başarılı olmuşlar , bu nedenle ne düşmanı eksik olmuş ne de belinde silahı, bu arada polisin gözü de sürekli üzerlerinde, Deryal'ın bir açığını beklemişler hep......
Burcu, gece kulübüne geldiği bir gece Deryal'ın dikkatini çekiyor ve ilk görüşte bağlanıyor kıza, ama kızın sakladığı çok fazla sır var ve hiç bir şey göründüğü gibi değil Burcu'nun hayatında, kızın amacı Deryal'a yakın olmak onun hayatıyla ilgili her şeyi öğrenmekti özellikle de işiyle ilgili, kısacası ne yapıp edip Deryal'ın merkezinde olmalıydı, bunun için çokta uğraşmasına gerek kalmadı zira Deryal onu kanatları altına almaya dünden hazırdı zaten, ama kız nedense ergenler gibi tavırlar sergilemeyi tercih etti, giyim kuşam tarzı, saçma sapan inatlaşmaları, çocukça kaprisleri derken adama yaklaşacağım diye yaptığı her hareket gözüme battı, Deryal gibi saplantılı bir ağır abinin yanına yakıştıramadığım bir karakter oldu, birde ben oldum olası sırları olan kadınları sevmiyorum, onunda etkisi var tabi :)
Gelelim o malum sahneye, Deryal kızı o kadar sevdi, o kadar pamuklara sardı ki, fotoğrafları görünce çıldırdı resmen, adeta başka bir boyuta geçti, yapmasaydı iyiydi ama olan oldu ve kıza üzüldüğüm tek sahne de o oldu ...
Finalde Deryal'ın geçmişine ait sırların ortaya çıkmasını sevdim, kim olduğunu, nereye ait olduğunu bilememek onun hayatındaki en büyük eksiklikti, öğrendikleri ile geçmişin sisleri dağılmış oldu ..
Yazarın kalemi gerçekten çok iyi,sırada serinin ikinci kitabı Pinokyo'nun Rüyası var Ömer bey ile tanışmanın zamanı geldi :)
Geçmişine ait hiç bir şey bilmeyen bir adam Deryal, sokaklarda geçen zor bir hayatı olmuş, tabiri caizse her pisliğe bulaşmış, hatta elini kana bile bulamış, sonrasında şansı dönmüş ve bir gece kulübü sahibi olmuş adı "Kayıp Şehir" kardeşi gibi gördüğü Adem ile birlikte orayı işletmeye başlamışlar ve herkesin dikkatini çekecek kadar da başarılı olmuşlar , bu nedenle ne düşmanı eksik olmuş ne de belinde silahı, bu arada polisin gözü de sürekli üzerlerinde, Deryal'ın bir açığını beklemişler hep......
Burcu, gece kulübüne geldiği bir gece Deryal'ın dikkatini çekiyor ve ilk görüşte bağlanıyor kıza, ama kızın sakladığı çok fazla sır var ve hiç bir şey göründüğü gibi değil Burcu'nun hayatında, kızın amacı Deryal'a yakın olmak onun hayatıyla ilgili her şeyi öğrenmekti özellikle de işiyle ilgili, kısacası ne yapıp edip Deryal'ın merkezinde olmalıydı, bunun için çokta uğraşmasına gerek kalmadı zira Deryal onu kanatları altına almaya dünden hazırdı zaten, ama kız nedense ergenler gibi tavırlar sergilemeyi tercih etti, giyim kuşam tarzı, saçma sapan inatlaşmaları, çocukça kaprisleri derken adama yaklaşacağım diye yaptığı her hareket gözüme battı, Deryal gibi saplantılı bir ağır abinin yanına yakıştıramadığım bir karakter oldu, birde ben oldum olası sırları olan kadınları sevmiyorum, onunda etkisi var tabi :)
Gelelim o malum sahneye, Deryal kızı o kadar sevdi, o kadar pamuklara sardı ki, fotoğrafları görünce çıldırdı resmen, adeta başka bir boyuta geçti, yapmasaydı iyiydi ama olan oldu ve kıza üzüldüğüm tek sahne de o oldu ...
Finalde Deryal'ın geçmişine ait sırların ortaya çıkmasını sevdim, kim olduğunu, nereye ait olduğunu bilememek onun hayatındaki en büyük eksiklikti, öğrendikleri ile geçmişin sisleri dağılmış oldu ..
Yazarın kalemi gerçekten çok iyi,sırada serinin ikinci kitabı Pinokyo'nun Rüyası var Ömer bey ile tanışmanın zamanı geldi :)
October 9, 2014
Yazarı uzun zamandır yayınladığı hikayelerinden duyuyordum ama o şekilde okumayı pek sevmediğim için kitabını çıkardığında merak ettim dilini..
Eh fazla merak genelde iyi çıkmaz bende.. Neyse biraz konusundan bahsedip yoruma geçeceğim :)
Deryal daha 9 yaşındayken sokaklar ile tanışmış birisi. Yemediği halt kalmaz. Hırsızlık, adam öldürme gibi.. Sonra ıslahevine gider.
Askere gittiğinde komutanlarından birisinin abisinin barında çalışması önerilir. Bu önce iplemez. Sonra neyse işi kabul eder. Ve orada yavaş yavaş merdivenleri çıkar.
Barın sahibi öldüğünde de orayı Deryal'e bırakır ve o da işleri gittikçe büyütür.
Tabi yanında dostu Adem'le. Tanışmaları gerçekten çok güzeldi :)
Adem ile birlikte başarılı bir işadamı kimliğine sahip olduğunda mümkün olduğunca her şeyden elini ayağını çekmeye çalışır. Polisler ensesindedir.
Ama bela gelip çatar. O da Burcu :)
Daha da detaylandırmadan yorumuma geçeyim. Öyle aman aman bir beklentim yoktu. Ama tabi hikayelerini okuyanların övgüleri de kulağıma çalındıkça da bu kadarını da beklemiyordum.
Şimdi bu hikaye 510 sayfayı kaldırmamış. Yine yineeeee gereksiz uzatmalarla uğraştırıp duruyorlar okuyucuyu. Sıkıldım.
Ha yazarın dilini gelirsem yalın, gayet akıcı. Ama bir yerden sonra tıkanıyor. En azından benim için.
Mesela öyle bir olay var ki kitapta... Yani o sayfalara kadar hissettiklerini -bazı zamanlarda çıldırtsada- çok güzel bir şekilde karşısındakine yansıtan Deryal'in geldiği o nokta. Dedim kitabı okurken oldu mu yani, ne gerek vardı bu kadar berbat bir şeye..
Favorim Adem ve Şirin bu arada :) Bilmiyorum onlarında kitabı çıkar mı.. Ama olur çıkar ise onların hikayelerinden baya bir keyif alacağımı hissediyorum :)
Son olarak, ben bir annenin daha güçlü olması gerektiğine inanırım. O nedenle Yalınay'a da kızgınım. Senin bir evladın var, ona sıkı sıkı sarılmalı, daha çok sahip çıkmalı ve onu yalnız bırakmamalıydı..
Eh fazla merak genelde iyi çıkmaz bende.. Neyse biraz konusundan bahsedip yoruma geçeceğim :)
Deryal daha 9 yaşındayken sokaklar ile tanışmış birisi. Yemediği halt kalmaz. Hırsızlık, adam öldürme gibi.. Sonra ıslahevine gider.
Askere gittiğinde komutanlarından birisinin abisinin barında çalışması önerilir. Bu önce iplemez. Sonra neyse işi kabul eder. Ve orada yavaş yavaş merdivenleri çıkar.
Barın sahibi öldüğünde de orayı Deryal'e bırakır ve o da işleri gittikçe büyütür.
Tabi yanında dostu Adem'le. Tanışmaları gerçekten çok güzeldi :)
Adem ile birlikte başarılı bir işadamı kimliğine sahip olduğunda mümkün olduğunca her şeyden elini ayağını çekmeye çalışır. Polisler ensesindedir.
Ama bela gelip çatar. O da Burcu :)
Daha da detaylandırmadan yorumuma geçeyim. Öyle aman aman bir beklentim yoktu. Ama tabi hikayelerini okuyanların övgüleri de kulağıma çalındıkça da bu kadarını da beklemiyordum.
Şimdi bu hikaye 510 sayfayı kaldırmamış. Yine yineeeee gereksiz uzatmalarla uğraştırıp duruyorlar okuyucuyu. Sıkıldım.
Ha yazarın dilini gelirsem yalın, gayet akıcı. Ama bir yerden sonra tıkanıyor. En azından benim için.
Mesela öyle bir olay var ki kitapta... Yani o sayfalara kadar hissettiklerini -bazı zamanlarda çıldırtsada- çok güzel bir şekilde karşısındakine yansıtan Deryal'in geldiği o nokta. Dedim kitabı okurken oldu mu yani, ne gerek vardı bu kadar berbat bir şeye..
Favorim Adem ve Şirin bu arada :) Bilmiyorum onlarında kitabı çıkar mı.. Ama olur çıkar ise onların hikayelerinden baya bir keyif alacağımı hissediyorum :)
Son olarak, ben bir annenin daha güçlü olması gerektiğine inanırım. O nedenle Yalınay'a da kızgınım. Senin bir evladın var, ona sıkı sıkı sarılmalı, daha çok sahip çıkmalı ve onu yalnız bırakmamalıydı..
January 28, 2015
İşte benim bir yazar dan beklediğim...Aşk var mı? Var!!! Hem de nasıl aşk!!!
Macera var mı? alasından var!!!
Kurgu var mı? Müthiş bir kurgu yeteneği var!!!
Kalemi ise çok güzel..Kesinlikle severek takip edeceğim bir yazar!!!
Orjinalini ilk okuduğum versiyonundan çok farklı değildi. Bir kaç eklenen sahneleri vardı..
Çok da iyi olmuştu o eklemeler..
Basılmadan önce nette hikayeyi okumuş bayılmıştım.2012 Yılında Kitap AşkıM sayfasın da yayınladığım da çok etkilenmiştim Deryal karakterinden.
Tam da istediğim gibi.Bizden bir yazar bizden karakterler. Çevremizde başımızı çevirdiğimiz de karşılaşabileceğimiz karakterler. Okurken kesinlikle elinizden bırakamıyorsunuz..Aşkı ise sonuna kadar yaşıyorsunuz..Ölümüne...Onunla nefes alıyorsunuz...
http://hulyami.blogspot.com.tr/2015/0...
October 13, 2014
Oldukça değişik bir kitaptı. fena bir başlangıç yapmasada sonradan tuhaflaştı.Kadına yapılan ve toplumda kanayan bir yara olan kötü bir durumun aşk, kıskançlık, adı her neyse diye sunulması saçmalığın dik alasıydı. o kısımdan sonra okumak istemedim ama hadi neyse devam edeyim dedim. bir süre sonra iyice sıkıldım. iyi başlangıcının hatırna 2. bazı kırmızı çizgileri, kaliteli bir okuma alışkanlığı olanlara hitap etmeyebilir.
January 25, 2015
Ah Deryal ah... Sonra Hanife niye gerçekçi bakmıyorsun (ki külliyen yalan) niye bakayım ki ha? Niye?!
February 11, 2016
Ağlamaktan içi çıktı,ama bir türlü şu kitabın güzelliğini kabullenemedi dersiniz.
August 13, 2018
İlk okuduğumdan bu yana Kimliksiz için basılı hale gelmesi yönünde isteğim büyüktü. Yazarın konuyu ele alış şekli karakterleri oluşturması kendine has üslubundan dolayı sevmiştim. Her farklı kitabında da faklı hikayeleri farklı bakış açısı ile sunuyor okuyana. Bir tablo oluşturuyor, uzaktan bakarken kusursuz görünümünün aksine köşeleri çatlaklarla dolu bir tabloyu okuyanın eline tutuşturuyor. Ve diyor ki satırların arasında, ben kusurları olan karakterler yazıyorum, yaşadıkları kusurlu hayatta sadece sevgileri kusursuz. Bunu farklı yorumlayıp karakterleri kusursuz gören var ama olsundu. Yazarın söylediği ile anlaşılan şey arasındaki farkı nasılsa gerçek okur görürdü.
“Yazarı nasıl tanıdım?” kısmına geçecek olursam şayet, kitaplar aracılığıyla oldu yine. Ortak tanıdıklar bir araya getirip onu okumamı sağladı. Sonrası kendiliğinden geldi, öyle samimi ve içten ki! Ama ona tutulmam Kimliksiz kitabıyla olmadı. Zaten ben okumaya başladığım zaman kitap yayında değildi, rica minnet sevdiğim bir arkadaşım 'hikaye' halini PDF olarak bana ulaştırdı. Okuyup yine hönkürerek ağlamıştım. Az sitem de etmedim yazarımıza. Benim kalbime işleyen satırların temeli “Neden” kurgusunda atıldı. Okuduğum satırların alakasız şekilde farklı bağının olmadığı bir tanıdığın yakınının yaşamış olan hikayesini dinlediğimde de ayrı bir sarsılma yaşamıştım. Bu kurguları bizler kurgu diye okurken birileri bu hayatı gerçekten de yaşıyor olma ihtimali de varmış.
Kimliksiz... Deryal, Deryal’in Burcu’su, Adem, Şirin ve diğer tüm karakterler.
Hikaye halindeki Kimliksiz ile basılmış halindeki (genişletilmiş baskıda farklar da mevcut) Kimliksiz arasında hem deneyim farklı vardı hem de eklenen sahneler. Özenilmiş ve düzenlenmiş haliyle okurların ellerine ulaştı Kimliksiz.
Deryal, namı değer Kimliksiz, ona bu lakap boşuna takılmamış. Kimsesiz geçen çocukluğunun getirisi belki de ya da ıslah evinde ona takılan isim, ama hayatını sürdürecek bir kavram halini de almış Kimliksiz. Zorlu bir hayatı olmuş. Annesini çocuk yaşta kaybetmiş, kimsesi yokmuş işte, bir kimliği bile yokmuş. Bu isim ondan takılmış. Kötülüğe de bulaşmış Deryal, kendini temiz koruyabilmiş mi o tartışılır fakat himayesi altına aldığı tek birine bile zarar getirtmemiş. Kötü bir adam da olsa içinde iyilik varmış işte. Adam dövmüş, öldürmüş belki de. Hırsızlık da yapmış. Kitabı okuyan kişiler bu kötü olan şeyleri göz ardı ederken (ki bunlar da ciddi kötülük) yaptığı affedilmez tek bir hata ile bileti kesiliyor.
Hayatına Burcu adında bir kadın giriyor. Hayatında İlk defa birine karşı kalbini korumadan açıyor Deryal, Burcu'yu çok seviyor. Bağlanıyor ki ama nasıl, takıntı derecesinde hemde. Gözünü üstünden ayırmasa razı gelecek türden. Ama bir şeyler var Burcu'da. O şeyleri farklı yoruyor, işin iç yüzünü kadına olan bağlılığı yüzünden göremiyor belki de. Sonra o affedilmez hata yanlış anlaşılma sonucunda geliyor. Can yakıyor ama nasıl 🙈
Her iki karakterin de psikolojik sürecini okuyoruz kitapta. O yaşanılan kabus sonrasında iki karakterin de duygu dalgalandırmalarını yeniden yeniden görüyoruz. Çekilen ızdırabı acıyı hissediyoruz. O çaresizliği. Sonrasında zaman geçiyor, günler haftalar oluyor. Burcu'nun neden Deryal'in peşine düştüğü ortaya seriliyor, kimlikler açık ediliyor. Bundan sonrası merak eden okura kalıyor.
Okursanız şayet.
Ustaca yazımı, akıcı dili, su gibi akıp giden anlatımı, duygu yoğunluğuna saran hikayesiyle kremalı pastadan farkı yok. Sıkmadan, beklettirmeden okunup gitmekte kitap ve öyle kendine bağlamakta.
Her bir karaktere ayrı ayrı bağlanıyorsunuz. Kah gülüp, çoğu yerde kahkaha atıyor, kah ağlıyorsunuz, hem de hıçkırarak...
Bir kere kitabı bitirince boğazınızda bir şeylerin düğümlenmesini hissediyorsunuz. Aşk öyle hissedilir, öyle elle dokunulur oluyor ki nefes kesiyor. Kitaptaki eklenen sahneler... Mektuplara bayıldım, öyle bir aşk, öyle masumluk.... Çaresizlik. İşledi içime, sızlattı kalbimi. Ne desem ki. Yahu bana anlattırmayın, okuyun kitabı ve sizler de o duyguları tadın.
Ellerine, yüreğine ve kalemine sağlık Selvi Atıcı. Mürekkebin kurumasın, ebediyen hep yaz. Sen yaz ki ben okuyayım!
“Yazarı nasıl tanıdım?” kısmına geçecek olursam şayet, kitaplar aracılığıyla oldu yine. Ortak tanıdıklar bir araya getirip onu okumamı sağladı. Sonrası kendiliğinden geldi, öyle samimi ve içten ki! Ama ona tutulmam Kimliksiz kitabıyla olmadı. Zaten ben okumaya başladığım zaman kitap yayında değildi, rica minnet sevdiğim bir arkadaşım 'hikaye' halini PDF olarak bana ulaştırdı. Okuyup yine hönkürerek ağlamıştım. Az sitem de etmedim yazarımıza. Benim kalbime işleyen satırların temeli “Neden” kurgusunda atıldı. Okuduğum satırların alakasız şekilde farklı bağının olmadığı bir tanıdığın yakınının yaşamış olan hikayesini dinlediğimde de ayrı bir sarsılma yaşamıştım. Bu kurguları bizler kurgu diye okurken birileri bu hayatı gerçekten de yaşıyor olma ihtimali de varmış.
Kimliksiz... Deryal, Deryal’in Burcu’su, Adem, Şirin ve diğer tüm karakterler.
Hikaye halindeki Kimliksiz ile basılmış halindeki (genişletilmiş baskıda farklar da mevcut) Kimliksiz arasında hem deneyim farklı vardı hem de eklenen sahneler. Özenilmiş ve düzenlenmiş haliyle okurların ellerine ulaştı Kimliksiz.
Deryal, namı değer Kimliksiz, ona bu lakap boşuna takılmamış. Kimsesiz geçen çocukluğunun getirisi belki de ya da ıslah evinde ona takılan isim, ama hayatını sürdürecek bir kavram halini de almış Kimliksiz. Zorlu bir hayatı olmuş. Annesini çocuk yaşta kaybetmiş, kimsesi yokmuş işte, bir kimliği bile yokmuş. Bu isim ondan takılmış. Kötülüğe de bulaşmış Deryal, kendini temiz koruyabilmiş mi o tartışılır fakat himayesi altına aldığı tek birine bile zarar getirtmemiş. Kötü bir adam da olsa içinde iyilik varmış işte. Adam dövmüş, öldürmüş belki de. Hırsızlık da yapmış. Kitabı okuyan kişiler bu kötü olan şeyleri göz ardı ederken (ki bunlar da ciddi kötülük) yaptığı affedilmez tek bir hata ile bileti kesiliyor.
Hayatına Burcu adında bir kadın giriyor. Hayatında İlk defa birine karşı kalbini korumadan açıyor Deryal, Burcu'yu çok seviyor. Bağlanıyor ki ama nasıl, takıntı derecesinde hemde. Gözünü üstünden ayırmasa razı gelecek türden. Ama bir şeyler var Burcu'da. O şeyleri farklı yoruyor, işin iç yüzünü kadına olan bağlılığı yüzünden göremiyor belki de. Sonra o affedilmez hata yanlış anlaşılma sonucunda geliyor. Can yakıyor ama nasıl 🙈
Her iki karakterin de psikolojik sürecini okuyoruz kitapta. O yaşanılan kabus sonrasında iki karakterin de duygu dalgalandırmalarını yeniden yeniden görüyoruz. Çekilen ızdırabı acıyı hissediyoruz. O çaresizliği. Sonrasında zaman geçiyor, günler haftalar oluyor. Burcu'nun neden Deryal'in peşine düştüğü ortaya seriliyor, kimlikler açık ediliyor. Bundan sonrası merak eden okura kalıyor.
Okursanız şayet.
Ustaca yazımı, akıcı dili, su gibi akıp giden anlatımı, duygu yoğunluğuna saran hikayesiyle kremalı pastadan farkı yok. Sıkmadan, beklettirmeden okunup gitmekte kitap ve öyle kendine bağlamakta.
Her bir karaktere ayrı ayrı bağlanıyorsunuz. Kah gülüp, çoğu yerde kahkaha atıyor, kah ağlıyorsunuz, hem de hıçkırarak...
Bir kere kitabı bitirince boğazınızda bir şeylerin düğümlenmesini hissediyorsunuz. Aşk öyle hissedilir, öyle elle dokunulur oluyor ki nefes kesiyor. Kitaptaki eklenen sahneler... Mektuplara bayıldım, öyle bir aşk, öyle masumluk.... Çaresizlik. İşledi içime, sızlattı kalbimi. Ne desem ki. Yahu bana anlattırmayın, okuyun kitabı ve sizler de o duyguları tadın.
Ellerine, yüreğine ve kalemine sağlık Selvi Atıcı. Mürekkebin kurumasın, ebediyen hep yaz. Sen yaz ki ben okuyayım!
February 6, 2015
Allah Allaah!!!
Bütün yeni çıkan watpadd kitapları arasında tartışmasız en sevdiğim. Bu kadar mı güzel olur bir kitap. Evet doğru tahmin ediyorsunuz tüm yazı boyunca yazarı ve kitabını öveceğim. kitabı okumadan önce kendime yazarın yeni olduğunu hatırlatıp durdum ama ilk satırdan itibaren bu kitabın Selvi Atıcı'nın ilk değil de sanki 100 kitabının en iyisi olduğunu düşündüm. Ya yazar bizi kandırıyor ve kendisi aslında dünyaca tanınmış bir yazar (çünkü o tat var) ya da ben uzun zamandır böyle yetenekli bir kişi görmediğim için bu kadar şaşırıyorum. Sanırım ikincisi.. ama ilk seçeneği de toptan elemiyorum.
Bütün yeni çıkan watpadd kitapları arasında tartışmasız en sevdiğim. Bu kadar mı güzel olur bir kitap. Evet doğru tahmin ediyorsunuz tüm yazı boyunca yazarı ve kitabını öveceğim. kitabı okumadan önce kendime yazarın yeni olduğunu hatırlatıp durdum ama ilk satırdan itibaren bu kitabın Selvi Atıcı'nın ilk değil de sanki 100 kitabının en iyisi olduğunu düşündüm. Ya yazar bizi kandırıyor ve kendisi aslında dünyaca tanınmış bir yazar (çünkü o tat var) ya da ben uzun zamandır böyle yetenekli bir kişi görmediğim için bu kadar şaşırıyorum. Sanırım ikincisi.. ama ilk seçeneği de toptan elemiyorum.
March 2, 2015
Aşkı, macerayı ve komediyi içinde bulacağınız bir roman. Beni hem güldüren hem de duygulandıran bir kitap oldu Kimliksiz!
Okurken beni hem güldüren hem de merakta bırakan bir kitap oldu Kimliksiz. Özellikle yazarın anlatım tarzına, betimlemelerine, kalemine hayran kaldım. Selvi Atıcı önerebileceğim yazarlar arasına girdi bile. Aynı anda hem eğlenip hem de heyecana kapılmak istiyorsanız Kimliksiz tam size göre. :)
Detaylı yorum blogta: http://hayalperestinzamanyolculugu.bl...
Okurken beni hem güldüren hem de merakta bırakan bir kitap oldu Kimliksiz. Özellikle yazarın anlatım tarzına, betimlemelerine, kalemine hayran kaldım. Selvi Atıcı önerebileceğim yazarlar arasına girdi bile. Aynı anda hem eğlenip hem de heyecana kapılmak istiyorsanız Kimliksiz tam size göre. :)
Detaylı yorum blogta: http://hayalperestinzamanyolculugu.bl...
September 25, 2016
Bu yazar yine gözlerimi sulandırmayı başardı. Ne yapıyor ediyor, bir şekilde gözyaşımı tutamıyoruuum... Kitap okurken kolay ağlayan biri de değilim halbuki... Kurguyla ilgili takıldığım 1 - 2 yer var aslında ama duygularımı kabartmayı başardığı için puan kırmaya el vermiyor içim. Alacağım kitabı seçerken yazar Türk olduğunda 10 kere düşünen biriyim. O yüzden benim yorumlarına güvenen okurlara gönül rahatlığıyla Selvi Atıcı kitaplarını önerebilirim. İçine biraz aksiyon serpiştirilmiş, biraz karanlık aşk kitabı arayanlardansanız kitaplığınızda bu yazarın kitaplarına yer açın derim.
December 23, 2017
SPOİLER RİSKİ!
Ben acayip derecede feminist bir insanım, bunu baştan söyleyeyim. Kadınların, hatta erkeklerin bile, tecavüze uğradığı bir ülkede yaşıyoruz. Damacanayı bile beceren var, bunu unutmayın.
Sen böyle bir ülkede böyle bir kitapta, güya çok aşık olan erkeğe böyle bir sahne yazarsan küfredilir.
Yazara ve burada kitabı çoook ama çok seven okurlara soruyorum:
Eğer Deryal, Burcu'ya tecavüz ettiğinde, o kasıklarına bulaşan bakire kanını görmeseydi ne olurdu? Yine pişman olur muydu yaptığından?
Bu soruyu düşünün. Sırf bu olaydan dolayı severek okuduğum kitaba 1 puan verdim.
May 20, 2017
Kitabın ilk altmış sayfasını okudum ve ardından kitabın sayfalarını karıştırmaya başladım. O iğrenç sahneyi görmem bu sırada oldu.
Deryal Burcu'nun onu aldattığını zannediyor ve ellerini bağlayıp Burcu'ya tecavüz ediyor. Burcu ise sonrasında Deryal'i affediyor.
Bu sahneyi okuyunca kanım dondu. Hareket edemedim. Selvi Atıcı, naif aşkların yazarı nasıl böyle bir sahne yazabilir dedim. Ben Selvi Atıcı'nın kitaplarına hayrandım. Uzun bir zaman boyunca onun diğer aşk kitabı yazarlarından farklı olduğunu düşünerek hata etmişim.
Tecavüz gerçekten bu kadar basit mi? Bir kadının gururunu ayaklar altına almak, bir kadını hiçe saymak bu kadar basit mi? Ve aşk tecavüz kapatmaya yeter mi? Yetmez! Yetmemeli! Deryal gelip özür diliyor ve Burcu ise onu affediyor. Neden? Çünkü çok seviyor. Bu kabul edilemez bir şey. Bu kitabı okuyan binlerce kişi, 'binlerce kadın' bunu nasıl kabul etti, anlamıyorum.
Üstüne üstlük Deryal Burcu'nun bakire olduğunu anlayınca pişman oluyor. Bir kadına tecavüz etmek için bakire olmaması yetiyor mu? Nasıl bir zihniyetin ürünü bu kitap?
Tecavüz'ün ne kadar ciddi bir durum olduğunu ne zaman anlayacağız? Ne zaman bu duyarlılığa erişeceğiz? Ne kadar mide bulandırıcı, ne kadar korkunç bir olay olduğunu ne zaman kavrayacağız? Kendi başımıza gelince mi? O zaman kitabın yazarına sormak gerekir, sen tecavüze uğramış olsaydın bu sahneyi bu kadar kolay yazabilecek miydin? Hayır, yazamazdın. Bir kadının başına gelebilecek en kötü şeylerden biri olan tecavüz bu kadar basit değil!
Her gün haberlerde izliyor, gazetelerde okuyoruz. Kadınlar tecavüze uğruyorlar. Bu yüzden intihar ediyorlar, tecavüzcüsünü öldürüp hapse giriyorlar. Ya da susuyorlar, bu yükü bir ömür omuzlarında taşıyorlar. Bu kadınların hatırına biraz daha duyarlı olalım. Gerçeğin farkına varalım.
Bu kitabı okuyup bu sahneyi kabul eden insanlara ve bu sahneyi yazan kişiye gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Siz kitap okuyan eğitim almış insanlarsınız. Ülkemin kitap okuyan insanları böyle olmamalı.
Bu sahneyi okuduğumda ne yapacağımı bilememiştim. Kitabı okumayı bırakıp iade edeceğim. Yerine daha okunabilir bir kitap alacağım.
Deryal Burcu'nun onu aldattığını zannediyor ve ellerini bağlayıp Burcu'ya tecavüz ediyor. Burcu ise sonrasında Deryal'i affediyor.
Bu sahneyi okuyunca kanım dondu. Hareket edemedim. Selvi Atıcı, naif aşkların yazarı nasıl böyle bir sahne yazabilir dedim. Ben Selvi Atıcı'nın kitaplarına hayrandım. Uzun bir zaman boyunca onun diğer aşk kitabı yazarlarından farklı olduğunu düşünerek hata etmişim.
Tecavüz gerçekten bu kadar basit mi? Bir kadının gururunu ayaklar altına almak, bir kadını hiçe saymak bu kadar basit mi? Ve aşk tecavüz kapatmaya yeter mi? Yetmez! Yetmemeli! Deryal gelip özür diliyor ve Burcu ise onu affediyor. Neden? Çünkü çok seviyor. Bu kabul edilemez bir şey. Bu kitabı okuyan binlerce kişi, 'binlerce kadın' bunu nasıl kabul etti, anlamıyorum.
Üstüne üstlük Deryal Burcu'nun bakire olduğunu anlayınca pişman oluyor. Bir kadına tecavüz etmek için bakire olmaması yetiyor mu? Nasıl bir zihniyetin ürünü bu kitap?
Tecavüz'ün ne kadar ciddi bir durum olduğunu ne zaman anlayacağız? Ne zaman bu duyarlılığa erişeceğiz? Ne kadar mide bulandırıcı, ne kadar korkunç bir olay olduğunu ne zaman kavrayacağız? Kendi başımıza gelince mi? O zaman kitabın yazarına sormak gerekir, sen tecavüze uğramış olsaydın bu sahneyi bu kadar kolay yazabilecek miydin? Hayır, yazamazdın. Bir kadının başına gelebilecek en kötü şeylerden biri olan tecavüz bu kadar basit değil!
Her gün haberlerde izliyor, gazetelerde okuyoruz. Kadınlar tecavüze uğruyorlar. Bu yüzden intihar ediyorlar, tecavüzcüsünü öldürüp hapse giriyorlar. Ya da susuyorlar, bu yükü bir ömür omuzlarında taşıyorlar. Bu kadınların hatırına biraz daha duyarlı olalım. Gerçeğin farkına varalım.
Bu kitabı okuyup bu sahneyi kabul eden insanlara ve bu sahneyi yazan kişiye gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Siz kitap okuyan eğitim almış insanlarsınız. Ülkemin kitap okuyan insanları böyle olmamalı.
Bu sahneyi okuduğumda ne yapacağımı bilememiştim. Kitabı okumayı bırakıp iade edeceğim. Yerine daha okunabilir bir kitap alacağım.
September 26, 2016
Çok güldüm, çok mutlu oldum, çok kızdım ve göz yaşları eşliğinde bitirdim kitabı. Öylesi bir ikilemdeyim ki yazılacak çok şey var ama cümleleri toplayamıyor ve hatta yazmak istediğime emin olamıyorum. Uykumdan fedakarlık ederek çok kısa bir zaman diliminde okuduğum için duygularımdaki değişim çok hızlı oldu ve ben kitap bittiğinde yorgun düşmüş hissediyordum kendimi. Bu nedenle kitabı güzel veya akıcı veya başka bir sıfatla sınıflandıramıyorum. Sadece okursanız çok değişken bir ruh hâliniz olacağını söyleyebilirim.
Kitabın sayfa sayısı ve yazı puntosunun küçüklüğü göz korkutucu biliyorum ve bazen mevzunun çok uzadığını, gizemli olması planlanan bazı kısımların doğru tahmin etmenize rağmen bir türlü yazıya dökülmemesi sebebiyle sıkıcı olduğunu düşünebilirsiniz; ama sabredin ve okuyun demekten başkası gelmiyor elimden. Kitabı hem çok sevecek hem de sinir olacaksınız.
Kitabın sayfa sayısı ve yazı puntosunun küçüklüğü göz korkutucu biliyorum ve bazen mevzunun çok uzadığını, gizemli olması planlanan bazı kısımların doğru tahmin etmenize rağmen bir türlü yazıya dökülmemesi sebebiyle sıkıcı olduğunu düşünebilirsiniz; ama sabredin ve okuyun demekten başkası gelmiyor elimden. Kitabı hem çok sevecek hem de sinir olacaksınız.
February 22, 2015
Eğer Deryl'ın yaptığı o şey olmasa 5 puanlık bir kitaptı ama o hareket. *-*
Deryal sana yakışmadı be gülüm. -_-
Yine pek ilgimi çekmez diye düşünürken tam tersine sevdiğim ve sonra neler olacak diye sayfaları çabucak okuduğum bir kitp oldu. :)
Deryal sana yakışmadı be gülüm. -_-
Yine pek ilgimi çekmez diye düşünürken tam tersine sevdiğim ve sonra neler olacak diye sayfaları çabucak okuduğum bir kitp oldu. :)
February 8, 2018
Hepinizden özür diliyorum ama bunu yapmak zorundaydım :( :( üzgünüm
August 1, 2012
veee kimliksiz biteeerr :D
Notum : 3,5/5
efendim öncelikle söylemeliyim kikitap beklentimden fazlasını karşıladı :D yazarımız daha körpe ,şimdilik e-kitap olarak çıkarıyo kitaplarını ve şu sıralar face'te yayınladığı bir hikayesi bile var :D
neyse kitaba gelecek olursak yada yok kitaptan önce deryal'e gelelelim biz :D Deryal ; ah ah :D bildiğin tük kıskanç erkeği hatta bilmediğin, nasıl desem kızı utanmasa kendinden bile kıskanacak sol gözü,sağ gözü'nü kıza baktı diye oyacak :P manga'nın ''bir kadın çizeceksin'' şarkısını ona itaf ediyorum yani :p bir kadın çizecek kimseler sevemesin diye gömecek fln :D tam uyar :D
adam mafyavari ,bir kulübü var ama sevkiyat işleri fln da var tırlar vs. , bayaa bi takıntılı şu şekilde açıklayayım; bir bölümde burcu telefonunu açmadı diye tam dört saat boyunca bıkmadan usanmadan arıyor, telefonla akraba oldular o derece kız açmasa bırakacağı da yok :p garip takıntıları var taktı mıtakıyor :)
bir de burcu var ,deryal in burcuM 'u :D gizli polis, polis için deryal kötü çocuklardan tırlarına, gemilerine fln süreki baskın yapıyorar ve birşey bulamıyorlar daha yakınına sızıp bu defa onu yakalamak niyetindeler , ama her şey göründüğü gibi değil niyerlerin arkasında başka niyetler gizli ,neyse burcuyu bu amaçla sivil olarak Deryal'in Ünlü barı KAYIP ŞEHİR e gönderiyolar. tam bu sıralarda kitabın kötü adamı Ogün sahneye giriyor deryal in sevkitak işlerini yapmasını istiyor , kaçak silahçılık ve deryal kabül etmiyor ,ama ogün red i bir cevap olarak görmüyor illa kabul ettirecek güzellikle veya zorla ..
konu biraz klişe gibi görünüyor farkındayım ama aldanmayın konu sayfalar ilerledikçe güzelleşiyor burcu ve deryal, adem ve şirin bu ikililerin atışmaları kitap boyunca bitmiyor ve sizi bağlıyor
işte oralardan kısa bir alıntı;
Kısa bir NOT: Deryal takım elbiseden başka bir şey giymeyen mafyavari adam ,taki kıyafetlerini beğenmeyen bir burcu hayatına girene kadar :))
D: Alış verişe gidiyoruz
Ş: Kime ? ve ne alışverişi?
D:Bana.Kıyafet alacağız.
A: niye ? Terzin mi öldü?(adem bunu gerçekten inanarak söylüyor)
D:Şirin!! bunun rengi yeşil!?!
Ş:Aslında haki .,Lütfen kendinizi benim kollarıma bırakın.
A:Onun kollarına kaldıysan boku yedin.(deryal e doğru eğilmiş fısıldıyor)
Ş:Ne söylediğini bilmiyorum Deryal Bey, ama lütfen umursamayın .Kendi Ayı postu dışında bir şeyden anlamadığı için bu konu hakkında bir şey bilmediğine eminim.
D:Aldın mı cevabını ? (Ademe söyler)
A: Şeytan neler söylüyor bir bilsen
D:DERYAL , Ş:ŞİRİN ,A:ADEM
Notum : 3,5/5
efendim öncelikle söylemeliyim kikitap beklentimden fazlasını karşıladı :D yazarımız daha körpe ,şimdilik e-kitap olarak çıkarıyo kitaplarını ve şu sıralar face'te yayınladığı bir hikayesi bile var :D
neyse kitaba gelecek olursak yada yok kitaptan önce deryal'e gelelelim biz :D Deryal ; ah ah :D bildiğin tük kıskanç erkeği hatta bilmediğin, nasıl desem kızı utanmasa kendinden bile kıskanacak sol gözü,sağ gözü'nü kıza baktı diye oyacak :P manga'nın ''bir kadın çizeceksin'' şarkısını ona itaf ediyorum yani :p bir kadın çizecek kimseler sevemesin diye gömecek fln :D tam uyar :D
adam mafyavari ,bir kulübü var ama sevkiyat işleri fln da var tırlar vs. , bayaa bi takıntılı şu şekilde açıklayayım; bir bölümde burcu telefonunu açmadı diye tam dört saat boyunca bıkmadan usanmadan arıyor, telefonla akraba oldular o derece kız açmasa bırakacağı da yok :p garip takıntıları var taktı mıtakıyor :)
bir de burcu var ,deryal in burcuM 'u :D gizli polis, polis için deryal kötü çocuklardan tırlarına, gemilerine fln süreki baskın yapıyorar ve birşey bulamıyorlar daha yakınına sızıp bu defa onu yakalamak niyetindeler , ama her şey göründüğü gibi değil niyerlerin arkasında başka niyetler gizli ,neyse burcuyu bu amaçla sivil olarak Deryal'in Ünlü barı KAYIP ŞEHİR e gönderiyolar. tam bu sıralarda kitabın kötü adamı Ogün sahneye giriyor deryal in sevkitak işlerini yapmasını istiyor , kaçak silahçılık ve deryal kabül etmiyor ,ama ogün red i bir cevap olarak görmüyor illa kabul ettirecek güzellikle veya zorla ..
konu biraz klişe gibi görünüyor farkındayım ama aldanmayın konu sayfalar ilerledikçe güzelleşiyor burcu ve deryal, adem ve şirin bu ikililerin atışmaları kitap boyunca bitmiyor ve sizi bağlıyor
işte oralardan kısa bir alıntı;
Kısa bir NOT: Deryal takım elbiseden başka bir şey giymeyen mafyavari adam ,taki kıyafetlerini beğenmeyen bir burcu hayatına girene kadar :))
D: Alış verişe gidiyoruz
Ş: Kime ? ve ne alışverişi?
D:Bana.Kıyafet alacağız.
A: niye ? Terzin mi öldü?(adem bunu gerçekten inanarak söylüyor)
D:Şirin!! bunun rengi yeşil!?!
Ş:Aslında haki .,Lütfen kendinizi benim kollarıma bırakın.
A:Onun kollarına kaldıysan boku yedin.(deryal e doğru eğilmiş fısıldıyor)
Ş:Ne söylediğini bilmiyorum Deryal Bey, ama lütfen umursamayın .Kendi Ayı postu dışında bir şeyden anlamadığı için bu konu hakkında bir şey bilmediğine eminim.
D:Aldın mı cevabını ? (Ademe söyler)
A: Şeytan neler söylüyor bir bilsen
D:DERYAL , Ş:ŞİRİN ,A:ADEM
April 18, 2015
Kitap çok çabuk bitti ve cidden akıcı bir kitaptı. Yazarın kalemi gayet iyidi kitabı sevdim. Her kitapta olduğu gibi bunda da sevmediğim bir kaç yer oldu ama kitabın geneline bakılırsa güzel ilerleyen bir kitaptı.
Deryal, kayıp şehir kulübünün sahibi ve acımasız, kirli geçmişe sahip bir karakter. Hayatı kötü geçmiş, ailesini kaybetmiş, bir çok kez hapse girmiş bir insan. Sokaklarda büyümüş ve ıslah evine girmiş lakabı kimliksiz olan biri. Bir gün kulüpte Burcu ile karşılaşır, onun zor durumda olduğunu ve yaşının küçük olduğunu düşündüğü için onu korumaya çalışır fakat neye bulaştığından bir haberdir.
Adem, Deryal'in en yakın arkadaşı - ademe bayıldığımı söyleyebilirim eheheh- ve sağ koludur. Adem'e göre Burcu, Deryal için sadece bir takıntıdan ibarettir.
Burcu ise ailesini kaybetmiş, sadece kardeşi ve bir amcaya sahip bir karakterdir. Sırları olan ve hayatı zor geçen bir kızdır.
Şirin Derhal'in kulübünde çalışan ve adı gibi şirin bir kızdır. Ben Adem ve Şirin'in atışmalarını, sürekli didişmelerini ve diyaloglarını çok sevdim. Kitabın en sevdiğim yanlarından birisi bu çiftti.
Karakterleri çok sevdim ve kitaba hemen ısındım. Zaten kitaba başladığınız an sizi içine çeken bir kurgusu var. Deryal ve Burcu bir yana Adem ve Şirin karakterlerini de çok sevdim. Bana çok sempatik geldiler.
Deryal'in Burcu'ya duyduğu aşk ve sahiplenme, kötü geçen hayatı, yaşanılan olaylar güzeldi. Ben sadece kitabın sonlarına doğru yaşanan bir olayı çok sevdiğimi söyleyemem ama kitap yinede güzel bir yazım tarzına, kurguya ve sempatik karakterlere sahip. Okuyucuyu içine çeken sıcak bir anlatımı var.
Deryal, kayıp şehir kulübünün sahibi ve acımasız, kirli geçmişe sahip bir karakter. Hayatı kötü geçmiş, ailesini kaybetmiş, bir çok kez hapse girmiş bir insan. Sokaklarda büyümüş ve ıslah evine girmiş lakabı kimliksiz olan biri. Bir gün kulüpte Burcu ile karşılaşır, onun zor durumda olduğunu ve yaşının küçük olduğunu düşündüğü için onu korumaya çalışır fakat neye bulaştığından bir haberdir.
Adem, Deryal'in en yakın arkadaşı - ademe bayıldığımı söyleyebilirim eheheh- ve sağ koludur. Adem'e göre Burcu, Deryal için sadece bir takıntıdan ibarettir.
Burcu ise ailesini kaybetmiş, sadece kardeşi ve bir amcaya sahip bir karakterdir. Sırları olan ve hayatı zor geçen bir kızdır.
Şirin Derhal'in kulübünde çalışan ve adı gibi şirin bir kızdır. Ben Adem ve Şirin'in atışmalarını, sürekli didişmelerini ve diyaloglarını çok sevdim. Kitabın en sevdiğim yanlarından birisi bu çiftti.
Karakterleri çok sevdim ve kitaba hemen ısındım. Zaten kitaba başladığınız an sizi içine çeken bir kurgusu var. Deryal ve Burcu bir yana Adem ve Şirin karakterlerini de çok sevdim. Bana çok sempatik geldiler.
Deryal'in Burcu'ya duyduğu aşk ve sahiplenme, kötü geçen hayatı, yaşanılan olaylar güzeldi. Ben sadece kitabın sonlarına doğru yaşanan bir olayı çok sevdiğimi söyleyemem ama kitap yinede güzel bir yazım tarzına, kurguya ve sempatik karakterlere sahip. Okuyucuyu içine çeken sıcak bir anlatımı var.
January 10, 2016
Genel anlamda beğendim. Bir olay örgüsünün olması çok güzel. Boş bir kitap değildi kesinlikle. Tek bir sahne vardı ki olmasaydı tam puan alacaktı benden. :D
Displaying 1 - 30 of 58 reviews