On Üç Sıfır Sıfır, zor zamanların ve mekânların görkemli bir hikâyesi. İçinde, bir diğerini kucaklayan küçük ve etkili anlatılar, canı fena halde yananların sessizliği ve olup bitene tanık olan eşyaların kelimeleri var. Bunların üzerinde ise, Ercan y Yılmaz’ın anlatıyı anlatılanın duygu yoğunluğuyla örtmeyen, soğukkanlı, ustaca tercihleri ve sonuna kadar hızlı bir öykü tekniği. Normal şartlar altında, bir kitabı okura taşırken bu denli ululama ifadeleri kullanmazdık ama eğer bu kitap dile gelseydi, “Ben bir öykü kitabı değilim”, derdi, “Çok fena bir öykü kitabıyım,” derdi. Çok fena, çünkü zaman zaman y Yılmaz’a içten içe kızıyorsunuz, “Anlattıklarınızın şiddeti, nasıl hem bu kadar soğukkanlı biiçimde gerçekçi hem de nasıl bu düzeyde yazınsal kılınabiliyor,” diye.
1982 yılında Batman’da doğdu. Sınıf Öğretmenliği ile Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerini bitirdi. “Beyazı Kirli” öyküsüyle 2009 Gila Kohen Öykü Ödülü’nü aldı, bu öyküyü de içeren On Üç Sıfır Sıfır adlı kitabıyla 2015 Necati Cumalı Öykü Ödülü’ne değer görüldü. Yazıp yönettiği “Vitrin” adlı filmiyle 2011 İstanbul Kısa Filmciler Derneği’nden En İyi Film Ödülü’nü aldı. Öykü Gazetesi yayın yönetmenlerinden. Kitapları: Yürüyen Siyah (2012 Arkadaş Z. Özger Jüri Şiir Ödülü), On Üç Sıfır Sıfır (2015 Necati Cumalı Öykü Ödülü), Biraz Dolaşacağım (öykü seçkisi; 2016), Sahir (roman; 2016).
Günümüzde birçok öykü yazarı var. İnsan çoğunu tanımayabilir.Hepsinin kitabını almak da mümkün değil. O yüzden çoğu yazarı edebiyat dergilerinden takip ediyorum. Öykü Gazetesi'ni takip edenler Ercan y Yılmaz'ın ismini bilir. On-Üç Sıfır Sıfır öykü kitabı Necati Cumalı 2015 Öykü ödülünü aldı. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümdeki öyküler birbiriyle örüntülü. Bu hikayelerde varlığı, varoluş sorunu ele alınıyor. Olayı farklı bakış açısıyla okura yansıtıyor. ( Nesneler gözünden) Sürpriz bozanlık yapmamak için fazla irdelemiyorum. :) Yazar öyküleri içinde bir çok eleştiri de bulunduruyor. Yaşanan çilenin bitmediğini sadece zamanla değişime uğradığını bizlere anlatıyor. 2. bölümdeki öykülerin birkaçında doğduğu topraktaki zorlukları anlatıyor. Anlatılarda Post-Modern edebiyatın nimetlerinden faydalanıyor. (Metinlerarasılık, Üst kurmaca vb. gibi) Ariyeten yazarımız yönetmenlikte yapıyor. Kendi bloğunda bu videolara ulaşmanız mümkün. Öykü dışında romanları, şiirleri de var. Kendisi zaten birçok ödül almış biri. En son romanını Kürtçe yazıp Türkçeye çevrilmiş. Bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Kitabın ilk kısmını daha çok sevdim ama buna rağmen, yine de, hızlıca okuyabileceğiniz güzel bir öykü kitabı. Yazarın diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum. Herkese iyi okumalar!
Kitabın arkasında hikaye kitabı değil muhteşem bir hikaye kitabı olduğunu söylüyor. Bana kalırsa hikaye kitabı değil de kalmalıydı. Rastgele yazılan birkaç nottan öteye birşey göremedim ben. Kötü.
Özellikle ikinci bölümü beğendim. Birinci bölüm her şeyi bağlantılama illetine düşmüş bence ve dil biraz çiğ. İkinci bölümde çağ atlamış yazar. Dil ve üslup olgunlaşmış, güzel tat veriyor.