Ergin Altay çevirisi, Barış Özkul'un önsözü, Gündüz Vassaf'ın sonsözü, Yazar ve dönem kronolojisi, Kitaba dair görsellerle.
Dostoyevski’nin bizzat mücadele ettiği parasızlık ve kumar düşkünlüğünü anlatan Kumarbaz, korkunç ve amansız bir saplantının öyküsü.
Dostoyevski’nin ironiyi ve groteski harmanlayarak yarattığı özgün kara mizahın en başarılı örneklerinden olan Kumarbaz, dünyanın her yerinden Roulettenburg adlı kurmaca bir Alman kasabasında bir araya gelen kumar müdavimlerinin hikâyesi. Yazarın kendi kumar borcunu ödemek için bir ay gibi kısa bir sürede tamamladığı bu romanda, kendisinden ilhamla yarattığı başkahramanı Aleksey İvanoviç, karamsarlık ve coşkunun gerilim hattında gidip gelir. Dostoyevski, genç adamın başarısız ilişkileri ve kumara olan düşkünlüğüyle harcanan hayatını anlatırken, onda nesneleştirdiği alınyazısı ve özgürlük ikilemini inceler.
“Dostoyevski, Hıristiyanlık şefkatini, bedenin ve ruhun asaletine adamak yerine insan ıstırabına, günahkârlığına ve düşkünlüğüne, arzunun ve suçun derin köşelerine yöneltmiştir.” THOMAS MANN
“Evet, kimi zaman insan en olmayacak, çılgın bir düşünceye öylesine kapılır ki, sonunda olağan görmeye başlar onu… Dahası var: Bu düşünce güçlü bir tutkuyla birleşirse kaderde olan, kaçınılmaz, gerekli bir şey oluverir insanın gözünde! Belki de önsezinin bir etkisi, iradenin olağanüstü bir zorlaması, kişinin hayallerle kendi kendini zehirlemesi ya da bunlara benzer bir şey vardır bunda…”
“Yaptıklarımı ve düşüncelerimi herhangi bir ahlakı ölçünün ışığında değerlendirmeye karşıyım. Bana başka bir şey hükmediyor.” diyerek edilgen karakterinizin ve tutkularınızın peşinde köle olmanızın üstünü örtemezsiniz Sayın Dostoyevski. Sizi bunca sevmesem bunca okumazdım da bu kitabı, neyse:)