Balca Zorlu, çocuk yaşta tanık olduğu bir kaybın izlerini hiçbir zaman silemedi.
Adli tıp uzmanı olarak, hayatını ölülerin ardında bıraktığı sessiz sırları çözmeye adadı. Ancak tıp fakültesine başladığı dönemde Ulusal Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatından gelen gizli bir teklif, onu karanlıkta görev yapan bir gölgeye dönüştürdü.
Yedi yıl boyunca yalnızca yazışarak iletişim kurduğu, kimliğini bilmediği bir istihbarat uzmanıyla birlikte çalıştı.
Seslerini duymaları, yüzlerini görmeleri, gerçek isimlerini öğrenmeleri yasaktı.
Sadece görev notları, şifreli cümleler ve zamanla kelimelerin arasına sızan yasak bir yakınlık vardı.
Balca, dışarıdan bakıldığında sıradan bir hayat yaşıyor gibiydi. Ta ki bir yaz tatilinde, ailesinin yanına dönene dek.
Abisinin denizci arkadaşıyla tanıştığında, geçmiş yedi yılın gölgesi aniden karşısına dikildi. Onu tanımıyor olmasına rağmen Ali Cihan Gencer’de her şey olması gerekenden fazla gibiydi.
Gerçekle kurgu arasındaki çizgi silinirken, Balca hem görevini hem de kalbini sorgulamak zorunda kalacaktı.
Çünkü bazen bir yabancı, en derine dokunan kişi olabilir. Ve en büyük sırlar, en tanıdık yüzlerin ardına gizlenir.
Kızıl Gerdan benim yazarla tanışma kitabım ve kesinlikle güzel bir başlangıç yaptığımızı düşünüyorum. Yazar bir istihbarat örgütünün ortasında güzel bir aşk hikayesi işlemiş. Bunun yanında karakterlerin mesleklerini unutmaması bunu gösterecek şeyler yapması da çok hoştu. Özellikle Balca karakterine bayıldım. Derinlikli, güçlü ve hedefinden şaşmayan bir kadın karakterdi. Ali Cihan ise sevdiği kadının isteklerine saygılı, her daim onun yanında olan bir erkek karakterdi.
Kitapta en çok sevdiğim şeylerden birisi aslında basit görünen bir olayın düşündüğümden daha büyük ve karmaşık bir şey çıkmasıydı. Zaten olayın katmanları açıldıkça heyecan da bir o kadar yükseldi ve bunun merakı ile de hikaye çok güzel bir şekilde ilerledi.
Balca ve Ali Cihan'a böyle veda ederken ikinci kitaptaki çiftimizin hikayesini heyecanla bekliyorum.
Başları fena değildi ama ortalarına doğru maalesef baymaya başladı kitap. Hani tam bir ana örgü olsaydı keşke ana karakterin motivasyonu maalesef hiç geçmedi bana. Aşkları da böyle damdan düşer gibi oluverdi.