Toužíte po šťastných okamžicích, ale ony se zdají být naprosto nedosažitelné? Chcete sdílet nekonečnou hojnost vesmíru a být na něj naladění? Nyní nadešel čas, abyste díky knize Zákon rezonance objevili jednu z pravd – tajemství života: do svého života můžete přitáhnout pouze to, s čím jste v rezonanci – to, co vibruje na stejné energetické hladině jako vy. Jakákoliv vaše myšlenka se zmaterializuje a bude vyzkoušena smysly: myšlenky o kráse a bohatství stejně jako myšlenky o negativitě. Bez výjimek. Zákon rezonance funguje všude a v každé situaci. Autor knihy Zákon rezonance ukazuje na mnoha příkladech a příbězích, jak můžete efektivně dojít k cíli s tím, co si vaše srdce přeje.
son iki senedir bir şekilde hayatıma giren biorezoans seansları sonrasında dikkatimi çeken bir kitap.. sigara bağımlılığım bir şekilde elimi kolumu bağlar hale gelmiş, günlük üç paket düzeyine çıkmıştım.. içmiyor yiyordum sanki ve ağır sigaralar içmekten hem zihinsel fiziksel olarak yorgun düşmeye başlamıştım. azaltarak bırakayım derken daha fazla içer hale gelinen en sıradan süreçlerden birini yaşıyordum işte.. ellerimi mi bağlasam, ilaç mı kullansam derken muazzam bir vaat ile karşıma çıkan biorezonansı denemeye karar verdim ve bingo! toplamda 3 saat sonunda sigara içmeyen biri haline geldim.. üzerinden yaklaşık 1 yıl 10 ay geçti ve hala sigara içmiyorum.. netice itibariyle yöntem bende işe yaradı ve bırakma sürecinin sancılarına maruz kalmadan sihirli bir deneyim yaşadım..
sigarayı bırakmanın ardından her zafer kazanan kulun tadacağı kilo alma süreci başladı; baktım bu durum pek kendi kendine normale dönmeyecek yine biorezonansı denemek istedim. bu sefer gıda intöleranslarına çalışılan bir sürecin sonunda fazla kilolar, ağır metaller, mantarlar, virüslerle vedalaştım.. gıda intöleransı tedavisi, kendi sınırlarımı ya da sınırsızlığımı fark etme açısından yaşadığım en muazzam deneyimdi..
sonrasında da bu kitap bir şekilde karşıma çıktı ve "titreşimlerin gücü adına.." bir bakayım dedim.. benim sağlık açısından deneyimlediğim titreşim tedavisinin daha geniş ve genel yorumlaması diyebiliriz. bu tip alternatif yöntemlere, öğretilere açık olan kişiler açısından ilgi çekici, keyifli bir okuma sunuyor..
27.06.2024 gününden bildiriyorum. Bu kitabın son zamanlarda daha popüler hale gelmesi ile yoruma bakanlara yardımcı olabilir diye düşündüm. Biorezonans ile sigarayı bırakma deneyimimin üzerinden 6 yıl, 4 ay, 24 gün geçmiş ve ben hala sigara içmiyor, ihtiyaç duymuyorum. Bırakmaya çalışan, düşünen, nasıl yapacağını bilemeyenlere bir ilham olur belki..
Bir kitabı büyük bir umutla alıp hayal kırıklığına uğramak... "Ne umdum ne buldum" deneyimi...
Kitabı, arka yazısındaki 'hissettiğiniz ya da düşündüğünüz her şey bir rezonans alanı oluşturur', 'kuantum düşünce sistemi' gibi tanımlamaları görünce almak istedim ve yazarın çok daha sağlam fizik temelleri üzerinden ilerleyerek duygu ve düşüncelerimizin kendimiz ve etrafımız üzerindeki etkilerini -teorik olarak- ele alacağını düşünmüştüm. Yanılmışım. Şu "isteyin, olur" trendinin bir parçası yalnızca. 2 yıldızı ise kitapta yer verilen güzel sözler ve onları kendi anlattığı olaylara bağlama becerisine veriyorum, onlar da olmasaydı içerik gerçekten 1 yıldız.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki iyi düşüncenin gücü, mucizevi denilebilecek şekilde gerçekleşen olaylar, enerji dediğimiz şey, kelebek etkisi ... Bunların hepsi - nedeni/nasılı bilimsel olarak kanıtlanmış olsun ya da olmasın- benim de hayata daha farklı açılardan bakabilmemi sağlayan, bana ne kadar az şey bildiğimizi hatırlatan olgular. Ancak beni çok rahatsız eden bir durum var ki o da evren sanki bizim hizmetimizdeymişçesine "bir şeyi çok isteyin, kalpten isteyin, pes etmeyin, o olur" tarzındaki bakış açısı. Her istediğimiz olmak 'zorunda' mıdır?
Diyelim ki kuantum evreninde bu mümkün, diyelim ki bunu kanıtladık, diyelim ki bir şekilde insan hallerimizle bunun nasıl olduğunu anlıyoruz ve hatta diyelim ki bunu yapıyoruz (ilki sonuncusuyla pek de uyuşmayan bir sürü varsayım) öyleyse iki kişinin istediği çakıştığında ne olacak? Ya da aynı şeyi bir çok kişi istediğinde? Mesela bir yarışma var, çok kazanmak istiyorsunuz ama diğer yarışmacılar da istiyor ve bir başkası kazanıyor. Ne yapacağız? İsteğimiz bu evrende mümkün olmayınca diğer paralel evrenlerden seçip beğeneceğiz herhalde. (Umarım orada güzel kitap kulüpleri vardır)
Espritüelliği bir kenara bırakırsak, durum bu değil, olmamalı. Düşünce gücü yadsınamaz ve iyi düşünmenin, iyi enerjinin psikolojik-fizyolojik her açıdan iyi oluşumuz için bir şifa olduğuna ben de inanıyorum. Ancak nasıl işlediğine dair tam bir kavrayışımız olduğuna inanmak bir yana, bunu her isteğe genellemenin doğru olduğuna inanmak epey güç. Henüz kesin çizgilerini çizemediğimiz bir konuda da talimatlar yazmak bence komik. Belki de gerçekten düşünerek "her şeyi" çağırma gücümüz hatta yaratma gücümüz (Orson Scott Card'a selam olsun) vardır, kim bilir? Ama böyle bir gizemin böyle bir dünya düzeninde çözülüp uygulanması oldukça sıkıntılı olurdu diye düşünmeden edemiyorum. (Yoksa... Oluşunu ben mi engelliyorum?)
Katıldığım kitap kulübü için, her sayfasında "buna gerçekten inanan var mı?" diye merak ederek okudum. Yaptığım araştırmalarda gördüm ki, maalesef varmış. Ben zamanımı kaybettim, siz kaybetmeyin diye bulduklarımı anlatayım: Kitap, temelde kabul edilebilir bir fikirle - "Olumlu/olumsuz - ne düşünürseniz, olaylar da bu doğrultuda gerçekleşir. O zaman olumlu düşünmeye çalışmalıyız." - başlıyor. Sonra nedense "vücudumuzu beynimiz değil, kalbimiz yönetiyor" iddiasında bulunuyor. Ardından daha da ileri gidiyor ve diyor ki: "kalbimizin rezonans alanı DNA'yı bile değiştirebilir!" Burada kalsa, "kendi düşüncesi, olabilir" diyip geçebilirdim. Ancak bu iddialarını deney ve araştırmalarla kanıtlamaya çalışıyor. Sorun şu ki; bahsedilen deney ve araştırmalar büyük ihtimalle hiç var olmadı. İyi ihtimalle hiçbir bilimsel değer taşımıyor. Sürekli deneylerinden, araştırmalarından bahsedilen "HeartMath Enstitüsü" temelinde bir enstitü değil. Danışmanlık firması ile network marketing arasında bir yerde. Kitapta atıf yapılan hiçbir araştırmaya ulaşamadım. Yazarın bilimle uzaktan yakından ilgisi yok, eski bir oyuncu. Kitaptan da anlaşılacağı gibi "seminerleri" bulunuyor. Amaç, kitaptan gaza gelip seminerlere katılmanızı sağlamak. Seminerlerle bitmiyor tabi... "Kalbinizle bağınızı güçlendirmek için" 150 USD karşılığında bluetooth bir cihaz da alabilirsiniz.
Ya bu kitap nasıl bu kadar viral oldu gerçekten anlamıyorum. Yanlış anlamayın ben bu vıttırı vızzık şeylere inanırım secret mecret okuduk yani. Bu kadar okuyan ve seveni olunca bende bir şeyler anlatıyo bize bir şey katıyor sandım. Kitap tam olarak şöyle benim yengemin bibisi kanser olmuş ama kabul etmemiş düzelmişşşşş. Benim eniştemin amca oğlu zengin olmak istemiş olmuşşş. Ya bunun zattiri zort zort suresini okuyun hayatınız boyunca çalışmayın diyen tarikatçılardan ne farkı var? Aynı bokun laciverti afedersiniz. Ben maruz kaldım siz kalmayın.
Rezonans alanı yaratmak tüm detayları ile anlatılıyor. Kararsız bir okur olarak başladığım, biraz da elimde süründürüp son 150 sayfayı ise bir anda okuduğum kitap. Tavsiyemdir...
Öncelikle beğendim mi yoksa beğenmedim mi emin olmadığım nadir kitaplardan biriydi. Bazı sayfaları mantıklı gelirken bazı sayfalarını ne saçmalıyorsun diyerek resmen okudum. Düşüncenin ve inancın gücüne inanan bir insanım. Özellikle bu tarz birkaç araştırma yaptığımdan bilimsel anlamda mantıklı bulduğum birçok kısım var. Psikolojik anlamda insan zihninin ve özellikle bilinçaltının çok karmaşık bir yapı olduğunu biliyorum. Hele ki inanç işin içinde girdiğinde olaylar biraz daha karmaşık hale gelebiluyor. Kitaptaki inanırsak kalpten istediğimiz düşünceleri enerji alanımıza çekebileceğimizi ve olma potansiyelini artırabileceğimizi birçok makalelerde de okumuştum. Bu yüzden mantıklı geldi. Ama iş başkasının zihin alanına -manipülasyon hariç- özellikle dna kısmına girdiğinde doğrusu işler benim açımdan sarpa sardı. Motivasyon anlamında doğrusu çok iyi bir kitap diyebilirim ama onun dışına çıktığımızda bende bolca soru işaretleri bulunduğunu -özellikle bu kadar popüler olmasını da göze alırsak- söylemeden geçemeyeceğim.
Tekrar tekrar okunabilir, ya da bir kere okuyup sindirilebilir, uygulanabilir gibi geldi. Sararsa okunacak, sarmazsa bırakılabilecek bir kitap, ben okudum.
Pozitif düşüncenin psikolojik ve fizyolojik olarak etkisi bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçek; tam tersi negatif düşünce ve stresin de insan üzerindeki ruhsal ve fiziksel zararları da aynı şekilde. Aslında bunun da çok basit bir açıklaması var; stres insanların savaş veya kaç tepkisini oluşturan sempatik sinir sisteminin alarm durumunda olması nedeniyle sindirim, boşaltım gibi o an için acil olmayan işlevleri geçici olarak askıya alması ancak bu sürecin uzaması halinde başta ülser, migren, bağırsak problemleri gibi bir çok fizyolojik rahatsızlığa yol açması…
Dolayısıyla tabii ki olumlu düşünelim, bunu kimse inkar etmiyor, ancak sanki koca Evren tüm işi gücü bırakmış “İnsanoğlu benden bir şey istesin de yapayım” diye hazır kıta bekliyor havasında yazılmış bir kitap açıkçası. Bir zamanlar benzer şeyleri anlatan Secret diye bir kitap daha vardı milyonlar satmıştı bu sayede.
“Asla pes etmeyin, kalpten isteyin, mutlaka gerçekleşecektir” gibi cümleler sürekli tekrarlanmış; tabii ki pes etme, iste, çaba göster de, her istediğin olacak diye bir şey de yok. Hem ayrıca senin istediğin şey başkalarının isteği ile çakışıyorsa o zaman nasıl çalışıyor bu rezonans kanunu, bunun da bir cevabı yok. (Örneğin piyango kazanmak, kendi tuttuğu takımın galip gelmesi vb.).
Yazar yazdıklarını okuyup işe yaradığını iddia eden kişilerin mektuplarına da yer vermiş kitabında; örneğin ev alabilmek için borsadaki hisse senetlerinin artması için dua eden sonra ertesi gün hiç sebepsiz yere hisse senetleri artıp ev alan birinin yazdığı mektup gibi. Adam ertesi gün 1 saat içinde fırlayan Wolkswagen hisselerini 5000 euro kar edip satmış sonra hisseler yine düşmüş. Aman ne harika bir olay, o sırada zarar eden binlerce insan bu kitabı okumamış ne yazık ki…
Bunun dışında mesnetsiz, sağlam temellere dayanmayan, ispatı olmayan bilgiler de var kitapta; örneğin duyguların beyinden değil kalpten geldiğini ve bilimin yanıldığını iddia ediyor. Bunun aksini ispat eden binlerce makale, veri ve bilim insanı varken kitabın savı ve dayanak noktası temelden çürük durumda. Kişisel ilgi alanım yüzlerce nöroloji kitabı okumuş biri olarak kitabı maalesef çoğu yerde acı bir gülümseme ile okuduğumu da ifade etmem gerekiyor.
Benzer mantıkla yazılmış, piyasada kişisel gelişim kategorisindeki pek çok kitabın yaptığı gibi, bilimsel gerçeklere ters düşmeden pozitif düşüncenin gücünü anlatsaydı okurlara faydalı olabilirdi, ama bu haliyle din tüccarlığından pek farkı yok. Gerçi biraz din tüccarlığı (özellikle Hristiyanlık) da var içinde, o da ayrı bir tartışma konusu.
"geleceğimiz şu an mevcut ama sayısız versiyonlar halinde."
Kitaba ilk başladigimda okudugum diğer spirituel kitaplardan cok farki yok hatta onlarin gerisinde kalmis diye dusundum. Cunku bu konuyla ilgili en az 10 kitap okumusumdur ama bu kitabin avantaji şu oldu: okumuş oldugum kitaplarin hepsinden birer parca iceren özet niteliginde gibiydi. Bir de çok yormuyor. Her gece rahatlamak ve huzur bulmak uykuya dalmak için okudum. Size (spirituel kitaplari hatmedenlere) bilmediginiz bir sey anlatmiyor ama rahatlatiyor.
Cok fazla alintiladigim yer oldu. Bir dost ile sohbet etmek gibiydi. Bilimsel arastirmalar her ne kadar diger spirituel kitaplar kadar inandirici gelmese de kaynakça eksikligi hissetsem de yatistirici ve motive ediciydi.
Nasıl titreşirsen hayatında öyle titreşir... Düşüncelerinin, hislerinin, ve inançlarının, hayatında ne kadar güçlü dönüştürücü etkilerinin olduğunu, sana sık sık hatırlatacak, inanılmaz motive edici bir başucu kitabı...
Das Buch ist in zwei Teile geteilt. Im ersten Teil geht es um die Theorie und im zweiten Teil geht es um die praktische Umsetzung anhand konkreter Übungen. Zwischendurch und am Ende ist natürlich auch viel Eigenwerbung dabei, sei es für seine Bücher, Seminare, Homepage oder sonst was.
Ich finde das Gesetz der Anziehung grundsätzlich spannend, aber die Art wie das Wissen vermittelt wurde hat mir nicht so zugesagt. Ich mochte weder den Aufbau noch den Schreibstil des Autors. Besonders gestört hat mich auch, dass er es zwanghaft wissenschaftlich darstellen möchte, aber kaum Quellen nennt. Das Buch hat am Ende 18 Fußnoten. Und das bei mehr als 200 Seiten. Ich bin keine Naturwissenschaftlerin, aber für mich wirkte es wiederholt so als wären quantenphysikalische Erkenntnisse aus Kontexten gerissen worden. Auf Biegen und Brechen wird das Gesetz der Anziehung als wissenschaftlich eindeutig und unbestreitbar dargestellt. Man kann beispielsweise mal die Homepage des sehr viel zitierten Heartmaths Institute besuchen, um sich einen eigenen Überblick über die Seriosität seiner Quellen zu verschaffen.
Letztendlich finde ich, dass es eher eine Philosophie statt Wissenschaft ist. Immer wieder deutet er selbst auch an, dass man es selbst erleben muss um davon vollends überzeugt sein zu können. Man sagt nicht umsonst der Glaube versetzt Berge oder der berühmt-berüchtigte Placebo Effekt funktioniert auch - ich glaube schon daran, dass Gedanken sehr machtvoll sein können. Aber Manches bezeichnet er selbst als unglaubliche Erkenntnisse und solange die Kredibilität nicht mindestens mit vernünftigen Quellenangaben nachgewiesen wird, bleibt es für mich nunmal unglaublich. Ich find es ganz nett, wenn man dran glauben möchte und dem ganzen mal eine Chance geben mag. Einiges fand ich auch überzeugend, insbesondere da manches auch psychologisch erklärbar ist. Ich finde also nicht alles aus dem Buch völlig unbrauchbar. Aber als wissenschaftlich oder als universelle Wahrheit würde ich es nicht bezeichnen können. Für mich war es ein netter Einblick und ich finde den Gedanken interessant, dass jeder Mensch absolut schöpferisch ist aber ob ich deswegen jetzt anfangen werde Wünsche ans Universum zu senden? Es wäre gelogen zu sagen ich hätte nicht mal dran gedacht, aber die erste Voraussetzung dafür ist volle Überzeugung.. bereits da würde es bei mir scheitern.
Bu kitabin bir yanini sevdim diger bir yanini ise hic sevmedim. Bence kitaptaki bilimsel oldugu soylenen kisimlar ve verilen ornekler sacma sapan. Bana hic inandirici gelmedi, yani dusunce gucuyle cocugunuzun curuk olan disini beyazlatmak.. bilemiyorum, cok kafam almadi. Yazar sanki bilimsel ornekler verirsem daha inandirici olurum diye dusunmus ki, akla mantiga cok da sigmayan ornekler vermis. Ama kitabin diger bir tarafi var ki, o da genel olarak son bolumlere denk geliyor, icindeki iyimseri ve kotumseri disari cikarmana yardim ediyor. Hayatindaki dengeyi bulmak icin nasil bir yol izlemen gerektigi ile ilgili verdigi alistirmalar ve tavsiyeler uygulanabilir ve uygalandiginda sonuc alinabilecek nitelikte. Ben denemeye basladim bile. Ama tum bunlar icin mantik disina cikmaya gerek yoktu kanimca.
Öncelikle belirtmeliyim ki, kitap oldukça kötü. Kitap bilimsellikten ve realiteden bir hayli uzak. Bahsedilen deney ve araştırmalara dair herhangi bir referans verilmiyor. Yazarın okuduğu ve yorumladığı kadarıyla fikir sahibi oluyorsunuz (tabii gerçekten bahsedilen araştırmalar varsa). Yazarın bazı anlattıklarına kendi düşüncesidir deyip saygı duysam da bazı iddia ettiği durumlar gülünç geldi(bunlara kendisinin bile inandığını sanmıyorum).
Özetle belirtmek gerekirse, bu kitap çok açık bir şekilde vakit kaybı. Ben, bir arkadaşımın ısrarlı tavsiyesi üzerine okumak durumunda kaldım. Sizin okumanızı tavsiye etmem.
Hic kitap okuyamadigim bir donemden oldugum icin, kisisel gelisim kitaplarini tekrar okumak istedim. Su an herkesin cogunlukla Instagram'da kullandigi cumleleri gorunce etkilenemedim. Ama kitap onceden yayinlandigi icin ve cabucak okuyabildigim icin bu puani veriyorum.
Etkileyici bir anlatım bir solukta bitenlerden. Üzerine düşünmeye ve uygulamaya yönelik pek çok söylem barındırıyor. Uygulayıp gerçekliği test edilebilir. Yazar da düşüncelerini yaşanmış olaylardan alıntılarla desteklemeye çalışmış güzel akıcı bir anlatım. Beni etkileleyen cümle '' İstediğiniz kişi olabilseydiniz kim olmak isterdiniz? Ve sizi bundan alıkoyan nedir?''
evet psikoloji moral cok önemli ya da etrafındaki insanların duygu durumlarının seni etkilediğine de kesinlikle inanıyorum. ama bu kadar iste bunlari uzun uzun söylemis evet doğru eee sonra diye okudum sonrasi yoktu bence. ve kaynak gösterdiği bilimsel (süpheli) makaleleri arastırmalari falan yakmak istedim cünkü hepsi ya güvenilmez ya da eskiydi. en azından akıyor diyordum sonlara doğru o da olmadi ittirerek okudum ben cidden. kitabin bir numarali hateri olmak icin adayliğimi koyuyorum kfkcjjxjkdksk ben de safsata yazmıssın diye mektup göndereceğim yazara
Çok güzel Bir kitap hayatta mutsuz olmamamız için aslında hiç bir neden olmadığını , hayatta pozitif bakmanın yöntemlerini anlatıyor. Çok akıcı dili sade güzel bir kitap. Tavsiye ederim herkes okumalı
This entire review has been hidden because of spoilers.
Hiç yıldıza gerek bile yok, bildiğiniz "Secret"'in yeni bir hali... Örnekler zırva, bilimsel dediği her şey saçmalık, hiç bir kaynak, makale yok... Kaynak gösterdiği şeyler varsa da, otoritenin adı geçiyor diye doğru kabul görülmesi gerektiğini düşünüyor, bir kanıt bildirmemiş ya da bildirdiği makale bunu söylemiyor. Yazar tamamen uydurduğu "Rezonans Kanuna"' na göre cımbızlamış, sakatlamış düşünceyi, bir kaç popüler bilimsel kavramı almış, çarpıtmış ve kanun diye sunmuş... Okumaya değmez ama siz bilirsiniz...
Kitabın ismine ve notuna bakıldığında popüler dilek, istek yönetimini anlatan kitaplardan gibi görülebilir. Ancak kitap da göze çarpan sipiritüel diyebileceğimiz bi çok konunun bilimsem bağlantılarını kurmuş olması. Duyguların, düşüncelerin yönetiminin önemini anlatıp bunların hangi mekanizmaları devreye sokarak yaşamı yönetir hale geldiğini çok iyi betimlemişler. Sanırım ben bi kaç tane alıp hediye edeceğim. Hayatınızın iplerinin elinizde olduğunu yeniden farketmek için okunmalı..
İste ve olsun. Olmuyorsa? Yeterince istememişsin demektir. Herhalde kanserli hastalar yeterince istemedikleri için ölüyorlar. Anneler yeterince istemedikleri için hasta çocukları iyileşmiyor. Gazzeliler barışı yeterince istemedikleri için bombalanıyorlar herhalde. Böyle iste ve olsun tarzı kitaplar nasıl da her defasında çok satıyor inanamıyorum. Bir de bilimselmiş gibi yazmıyorlar mı? Küfür ettirecekler illa. Tövbe tövbe
Anlatılanların birçoğuna katılsam da, kendini çok fazla tekrarlaması ve bilimsel örneklemelerle ilgili referans vermemesi bir noktadan sonra kitabı benim için okunması keyifsiz bir hale getirdi.