Jump to ratings and reviews
Rate this book

Memórias de Montanhas Distantes: Cadernos Ilustrados

Rate this book
«Na verdade, deveria escrever sobre o prazer de inscrever palavras sobre pinturas. E por isso aqui estou, a escrever: entre os 7 e os 22 anos, estava convencido de que seria pintor. Aos 22, matei o pintor dentro de mim e comecei a escrever romances. Em 2008, entrei numa papelaria, comprei dois sacos grandes cheios de lápis, tintas e pincéis, e comecei alegre e timidamente a preencher pequenos cadernos com desenhos e cores. Afinal, o pintor dentro de mim não tinha morrido.»

Há vários anos que Orhan Pamuk escreve e desenha diariamente. Regista os acontecimentos do dia, anota reflexões, dialoga com as personagens dos seus romances... As semanas, os meses e os anos passam, e o autor retoma, completa e desenha incessantemente as páginas que ficaram em branco, entrelaçando textos e desenhos.

Pela primeira vez, o escritor que sonhava tornar-se pintor abre o seu mundo mais íntimo e revela os seus cadernos através de uma seleção pessoal feita entre milhares de páginas. Um objeto belo por si só, um encontro fascinante com a arte, a cultura e as inspirações de uma das vozes mais importantes da literatura.

400 pages, Paperback

First published September 23, 2022

70 people are currently reading
1153 people want to read

About the author

Orhan Pamuk

120 books10.4k followers
Ferit Orhan Pamuk is a Turkish novelist, screenwriter, academic, and recipient of the 2006 Nobel Prize in Literature. One of Turkey's most prominent novelists, he has sold over 13 million books in 63 languages, making him the country's best-selling writer.
Pamuk's novels include Silent House, The White Castle, The Black Book, The New Life, My Name Is Red and Snow. He is the Robert Yik-Fong Tam Professor in the Humanities at Columbia University, where he teaches writing and comparative literature. He was elected to the American Philosophical Society in 2018.
Of partial Circassian descent and born in Istanbul, Pamuk is the first Turkish Nobel laureate. He is also the recipient of numerous other literary awards. My Name Is Red won the 2002 Prix du Meilleur Livre Étranger, 2002 Premio Grinzane Cavour and 2003 International Dublin Literary Award.
The European Writers' Parliament came about as a result of a joint proposal by Pamuk and José Saramago. Pamuk's willingness to write books about contentious historical and political events put him at risk of censure in his homeland. In 2005, a lawyer sued him over a statement acknowledging the Armenian genocide in the Ottoman Empire. Pamuk said his intention had been to highlight issues of freedom of speech in Turkey. The court initially declined to hear the case, but in 2011 Pamuk was ordered to pay 6,000 liras in compensation for having insulted the plaintiffs' honor.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
143 (45%)
4 stars
113 (35%)
3 stars
47 (14%)
2 stars
9 (2%)
1 star
2 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 56 reviews
Profile Image for Sine.
387 reviews474 followers
November 12, 2022
aslında yorum yazılacak bir durum yok: sevdiğin bir yazarın zihnine yolculuk etmek çok güzel. bir de günlüklerin mahrem ve cezbedici bir tarafı var ki bu günlük sayfalarını okurken yaşadığım hissin orhan beyin sevdiğim kitaplarını okurken yaşadıklarımla benzer olduğunu fark edip mutlu oldum. böyle arsız bir temenni olmaz ama ben yine de keşke sevdiğimiz herkesin böyle yaratılarını inceleyebilsek demeden geçemeyeceğim.

bir puanı kötü cildinden kırıyorum insafsızca djhdhsj. okurken ayrıldı ayol.
Profile Image for Lorna.
1,052 reviews734 followers
November 29, 2024
As the book so beautifully says, Memories of Distant Mountains is an invitation into Pamuk's inner world and a fascinating, intimate encounter with the art, culture, and charged political curents that have shaped one of literature's most important voices.

For many years, Orhan Pamuk has kept a record of his daily thoughts and observations, entering them in notebooks and illustrating them with his own paintings. It is in Memories of Distant Mountains: Illustrated Notebooks, 2009-2022, that he combines selections from those notebooks into one volume. It is in this beautiful edition that Orhan Pamuk writes about his travels around the world, his family, his writing proces, and his thoughts and impressions of his native Turkey. One can also read of the seeds of his novels and the ways that the places he visits and the people he encounters inspire his work. But also throughout is writings are the vibrant and colorful paintings of the landscapes that he paints as they surround him and inspire him. This was truly a delightful and inspiring read.

Having long been transported by Orhan Pamuk's beautiful writing, there are many books that I still have to read. He won the Nobel Prize in Literature in 2006. His novel My Name is Red won the 2003 International IMPAC Dublin Literary Award. This beautiful book has been one of my favorites, but I still have a large body of work to enjoy.
Profile Image for Yaprak.
512 reviews184 followers
May 13, 2025
Orhan Pamuk’un beş dakikalık The Met videosunu önerdi bana Youtube. Her zaman ressam olmak istediğini ama bir yazar olduğunu anlatan Pamuk, göğüs cebinden küçük defterini çıkartarak küçük çizimlerini gösterdi. Video devam ederken Uzak Dağlar ve Hatıralar’ı sipariş verdim. Akşam saatlerinde kitap eve geldi. Videoyu tekrar izlerken, kitabın sayfalarını karıştırmaya başladım. Pamuk’un hatıra defterleri, kısa notları ve çizimlerinden oluşan bu kitabı almayı ve okumayı nedense ertelemiştim. Suikaste kurban gitme endişeleri, içtiği mercimek çorbasını yazmasındaki nahifliği, ada vapurunda tanınma endişesi duymadan şapkasını çıkarttığı anı okumak beni çok mutlu etti. Sevdiği kadını izlerken ben Kemal'im, kafası karışık olduğunda ise Mesud'um diyordu...

Şaşırtıcı olmayan bir biçimde ilham fakat şaşırtıcı olacak şekilde huzur veren bir yanı var bu kitabın. Birinin gizlice günlüğünü okumanın verdiği haz da keza. Pamuk'un eserlerini okumuş benim gibi okurların yine benim gibi bekletmemesini arzu ettiğim bir kitap Uzak Dağlar ve Hatıralar.
Profile Image for Metin Celâl.
Author 33 books126 followers
October 3, 2022
Orhan Pamuk’un yeni kitabı Uzak Dağlar ve Hatıralar resimli defterlerinden seçmelerden oluşuyor. O “hatıra defteri” olarak tanımlamış ama çok daha farklı ve özel defterler bunlar. Orhan Pamuk, on dört yıldır, 2009’dan beri her gün küçük not defterlerine notlar alıyor ve resimler yapıyormuş. Her zaman elinin altında duran, aklına gelenleri not ettiği, kayda geçirmek istediği görüntüleri, özellikle manzaraları çizdiği defterler bunlar. Romanlarını kaleme alırken yorulduğunda, sıkıldığında, dertlerini paylaşmak ya da kafasını dağıtmak istediğinde bu defterlere başvuruyor. Bir resim çiziyor, birkaç satır yazıyor. Resimle, yazıyla notlar tuttuğunu söyleyebiliriz.
Orhan Pamuk’un çocukluk hayali ressam olmakmış. Yedi yaşından yirmi iki yaşına dek resim yapmış. Kimse görmesin diye de defterlere yapıyormuş resimleri. “22 yaşında içimdeki ressamı öldürdüm” diye yazıyor. Yazar olmaya karar veriyor ve romanlar kaleme almaya başlıyor. Kaleme almak terimi önemli. Orhan Pamuk bilgisayar bir yana daktilo ile bile doğrudan ilişki kuran biri değil. Yazdıklarından elektronik aletlere de pek sıcak bakmadığını anlayabiliriz. Akıllı telefon kullanmaya başlaması bile çok geç olmuş. Bütün bunları defterlerine aldığı notlardan öğreniyoruz. Romanlarını da elle yazdığı, defterler kullandığını biliyoruz. Yani yazıyla, kalemle sıkı bir ilişkisi var.
Orhan Pamuk Uzak Dağlar ve Hatıralar’ı defterindeki binlerce sayfadan yaptığı bir seçimle oluşturmuş. Yani bir yılı oluşturan bir defteri baştan sona doğru okuyamıyoruz. Üstelik seçme yapmakla kalmamış bu seçimi kronolojik olarak da sıralamamış. İlk yirmi sayfa şöyle; 2013, 2016, 2013, 2012, 2019, 2020, 2018, 2018, 2018, 2009. Yani ilk iki sayfada 2013’ü okurken izleyen iki sayfada 2016’nın defterinden karşılıklı iki sayfa görüyor ve okuyoruz. Görüyoruz çünkü iki sayfayı kaplayan resimler yer alıyor defterlerde. Resim ve yazı içiçe. Bazen resimlerin üzerine yazıyor, bazen yazıların üzerine resimler çiziyor. Yıllar sonra döndüğü, resimlediği ya da resimlere ekler, müdahaleler yaptığı sayfalar olduğunu da belirtiyor. Bu kısa notları manzara resmine övgü olarak anlayabiliriz. Yazı resim ilişkisi üzerine de düşünüyor. Resmin yazdıklarına katkısını özellikle belirtiyor.
Az yazı çok resimden oluşan bu ilk sayfalarda yalnızlık hissi ile dolu olduğu anlaşılıyor. Yalıtılmış bir yaşamı var. Aldığı tehditler nedeniyle koruma eşliğinde gezmek zorunda olması da bu yalnızlığı iyice artırıyor. Neyse ki aşklar var. Yalnızlığını gidermeye aşkın yeteceğini düşünüyor. İki ayrı yerde notladığına göre eşi Aslı “çok kişisel şeylerini yayınlama” demiş ama Uzak Dağlar ve Hatıralar’ın Orhan Pamuk’un özel hayatını en çok gözler önüne serdiği, söz konusu ettiği eseri olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle az yazı çok resimli sayfaları geçip yazının daha çok yer aldığı ve kronolojiye de dikkat edildiği, yani zamansal olarak birbirini izleyen sayfalarda bu özellik daha da çok ortaya çıkıyor.
Orhan Pamuk Uzak Dağlar ve Hatıralar’ı “hatıra defteri” olarak tanımlamış ama aldığı notlarda pek de hatıraya rastladığımızı söyleyemeyiz. Esas olarak günce olarak tanımlanabilir yazdıkları. Gün içinde yapılanları, anımsananları daha sonra hatırlatacak kısa notlar bunlar. Ancak Hindistan’a olduğu gibi uzun süreli seyahatlere gittiğinde biraz ayrıntılanıyor. Bana Witold Gombrowicz’in Kronos’unu anımsattı. Tabii ki Gombrowicz kadar şifreli değil yazdıkları ama Ahmet Hamdi Tanpınar kadar da açık yürekli değil. Bunda günlüklerin daha sonra yayınlanabileceği düşüncesi etkili olduğu gibi, yapılan seçme de belirleyici olmuş, yani eş sözü bir yere kadar tutulmuş olabilir. Örneğin “Gerhard Steidl (afternoon)” notunun anlamını, içerdiği anıları sadece Orhan Pamuk bilebilir. Neyse ki hep böyle değil notları ama hatıra defteri diyebileceğimiz bir ayrıntı zenginliğine de sahip değil.
Uzak Dağlar ve Hatıralar’ı okuduğunuzda öncelikle Orhan Pamuk’un resim sanatıyla yakın ilgisini gözlemliyorsunuz ama hayatını yazmaya adamış bir kişinin günlerinin nasıl geçtiğine de şahit oluyorsunuz. Diğer işler hep daha az öneme sahip ve roman yazmadan geçirdiği her anı kayıp olarak görüyor. Defterlerde hem bu hali hem de Kafamda Bir Tuhaflık ve Veba Geceleri’nin yazım aşamalarını, yeni roman tasarılarını, Orhan Pamuk’un çizdiği resimlerle destekleyerek romanlarını nasıl kurduğunu geliştirdiğini, değiştirdiğini, esin kaynaklarını, yazım aşamasında karşılaştığı güçlükleri izliyorsunuz ki bu bir yazarın iç dünyasını tamamen açması demektir.
Tabii dünya çapında ünlü bir yazarın günleri, o ne kadar bunu arzulasa da sadece romanıyla başbaşa geçmiyor. Seyahatler, konferanslar, üniversitede dersler, kitap tanıtım turları, röportajlar derken yazmaya vakit kalmayabilir. Üstelik bu kitapta yer alan günlüklerin tutulduğu günlerde bir yandan da Masumiyet müzesini kurma çalışmaları devam ediyor.
Uzak Dağlar ve Hatıralar, Orhan Pamuk’un günlük ve özel hayatını rüyalarına kadar açık yürekle anlattığı, yazarlık sırlarını deşifre ettiği, duygularını, iç dünyasını paylaştığı, büyük bir yazarı tanımak için rehber niteliği olan özel bir eser.
Profile Image for Paul Fulcher.
Author 2 books1,951 followers
December 27, 2024
Memories of Distant Mountains: Illustrated Notebooks, 2009-2022 is Ekin Oklap's translation of Orhan Pamuk's 2022 work Uzak Daglar ve Hatiralar.

These are edited extracts from journals Pamuk kept over the period 2009-2022, combining paintings with words, although as he explains sometimes the painting camesfirst and the words "months, sometimes years, afterward", and sometimes vice versa.

I should really write about the pleasures of inscribing words over paintings. So here I am, writing: Between the ages of 7 and 22, I thought I was going to be a painter. At 22, I killed the painter inside of me and began writing novels. In 2008, I walked into a stationery shop, bought two big bags of pencils, paints, and brushes, and began joyfully and timidly filling little sketchbooks with drawings and colors. The painter inside of me hadn’t died after all. But he was full of fears and terribly shy. I made all my drawings inside notebooks so that nobody would see them. I even felt a little guilty: surely this must mean I secretly deemed words insufficient. So why did I bother to write? None of these inhibitions slowed me down. I was eager to keep drawing, and drew wherever I could.

I should create an EXHIBITION—ANTHOLOGY—OF PAINTINGS INSCRIBED WITH WORDS . . . featuring examples from every culture around the world. OF COURSE FINDING ALL THESE EXAMPLES . . . and selecting the best ones will take time.

I started writing in this notebook in 2009. I didn’t just write about my day and my thoughts. Sometimes my hand would start drawing of its own accord. There was a page for each day. I would try to keep the writing and drawings small so that they would fit. But some days a single page wasn’t enough to contain all the incidents, words, and images I wished to record. From 2012 onward, I began to write and draw even more, filling two notebooks every year.


description
(larger version here)

As can be seen from this illustration, the reproduced notebook is in the middle of each page, with an English translation of the words in, often quite empty, white space around it. This format actually comes over from the Turkish edition, which also reproduced the words in type, although the Turkish reader does have the advantage of choosing, if they wish, to decipher the handwriting.

The entries are not in chronological order, as Pamuk explains in another entry:

At the heart of this book there is a dream I’d had before I ever started writing and drawing in these notebooks. I have managed to make sense of some parts of the dream, but others I still don’t understand.

I was watching the dream unfold as if it were the view outside my window when I suddenly woke up, afraid … To help me understand that dreamscape, I have arranged the illustrated pages of this book not in CHRONOLOGICAL but in EMOTIONAL order.


which can make for a frustating read when, say, the novel-in-progress discussed in two consecutive entries refers to different books. A Strangeness in My Mind - Kafamda Bir Tuhaflık (2014) and Nights of Plague - Veba Geceleri (2021) - are the two novels Pamuk primarily discusses, although The Red-Haired Woman - Kırmızı Saçlı Kadın (2016) - was also written during the period, reflecting the lengthy gestation period of the first two novels (Pamuk's idea for Nights of Plague comes in 2011) and the shorter one for the latter (The Red-Haired Woman was essentially written in 2015). I've taken these latter comments from a chronology at the end of the book which I think would more usefully have been placed at the start.

Only occasionally do world 'events' intervene to give any sense of time - this one of the more trivial entries, from July 2018 and referring I think to England-Colombia in the World Cup Last 16: Football’s been ruined. I won’t watch anymore. There was a match on television this evening. Just a bunch of people endlessly passing the ball around midfield. England could’ve scored 10 if they’d wanted to. They stopped after the first. (although if so one wonders if Pamuk switched off before the dramatic late equalizer and the valedictory penalties).

It's hard to avoid the fact that this is something of a vanity project, from a writer conscious of his status as a Nobel Prize winner (2006) and a major world literary figure. The Times review comments "Like opening the back of a Swiss watch, Memories of Distant Mountains reveals the inner workings, and oversized ego, of an immensely talented writer. It is an enthralling, maddening and challenging read — each page visually enchanting and arresting." and Dwight Garner in the New York Times asks, rather too harshly: "Is Orhan Pamuk’s “Memories of Distant Mountains: Illustrated Notebooks, 2009-2022” the most embarrassing book published in modern times by a recipient of the Nobel Prize in Literature? Or is it just an innocuous, rainbow-hued collection of tree, boat, city, sea and mountain paintings, overlaid with text, that might look good on a coffee table?" Garner leans to the former, although the latter, itself damning with faint praise, feels more on point.

Pamuk clearly sees this work as more artistic than purely literary, with the paintings at its heart - suggesting that his peers for a similar dialogue betweeen image and text are Cy Twombly, Raymond Pettibon and Anselm Kiefer, as well as historically William Blake, although Pamuk's art feels like that of a writer painting.

And this work should be best seen in the context of the multi-media nature of Pamuk's impressive artistic project, which includes the Museum of Innocence project (a novel The Museum of Innocence, a real-life museum in Istanbul (in early 2016 Pamuk visits London to set up a replica of Museum of Innocence at the Courtauld Gallery, which I was lucky enough to visit), a non-fictional art catalogue The Innocence of Objects) and, with Grant Gee, a film documentary.

Indeed the trials and tribulations of creating the museum dominate the entries from the appropriate period. Although the strongest theme that emerges is that of the titular distant mountains, beyond which memories lie, and views of which provide him with inspiration, and also of islands, in the Bosphorus and elsewhere, where many of his novels were written.

In Changir I see DISTANT MOUNTAINS before me. If a person who is looking at a view finds their eyes drawn to mountains in the distance: 1. They may have visited those distant mountains before, or may even have once lived in the village behind the range. That's how I feel when I look out at the Princes Islands from Istanbul, remembering my happy days there. 2. Or perhaps the distant mountains may be part of a landscape we have never traveled to. We are always dreaming and wondering about what we might find there ...

description

And the book teases other novels that Pamuk is yet to write, notably The Tale of the Painters, based on 252 paintings, which seems to have been in gestation for the entire length of the journals, and The Card Players, which he was working on as the journals end in 2022.

Worthwhile for Pamuk completists, and a nice book for ones shelves, coffee table or bathroom window, but not entirely successful. 3 stars.
Profile Image for Fact100.
483 reviews39 followers
December 4, 2024
"Dünyada olmak güzel ama ruhumda, kanımda bir huzursuzluk var."

Orhan Pamuk, seveninden çok sevmeyeni, pek tabii, okuyanından çok okumayanı olan ve görüşler ne olursa olsun, gerek ulusal gerek uluslararası mecrada taşıdığı önem inkâr edilemeyecek bir edebi figür.

"Gece kalabalık. Nehir karanlık. Geceyi içimde görüyorum."

Başarıya giden yolda, şüphesiz, yazarın büyük resmi görerek gerekli tuşlara basmayı bilen tutumunun etkisi var. Yeteneğin ötesinde, bir vizyon ve disiplin.

"Her günün bir anlamı olmasını istemek de bir hata… Anları yaşıyoruz, zaman geçiyor ve hayatımız dediğimiz hayal yavaş yavaş tükeniyor."

"Uzak Dağlar ve Hatıralar", Pamuk'un çalışma programına, gündelik alışkanlıklarına, pek de bilinmeyen resim sevgisine ve düşünce dünyasına yönelik kapsamlı bir anı çalışması.

"Manzarayı güzel kılan şey konusu değil verdiği duygudur."

"Uzak Dağlar ve Hatıralar", tıpkıbasım bir kitap olduğu için, yazar tarafından yapılan resimler ve bireysel mizanpaj tercihleri, oldukları biçimde okuyucuya ulaşabiliyor. Kitap, yazarın düşünce dünyasından (filtreli) kesitler aktarma noktasında da genel olarak memnun edici olsa da yer yer ilgi çekicilikten uzak ayrıntılarla aksıyor.

"Kitapları dünyayı hatırlattığı için değil unutturduğu için severiz."

"Uzak Dağlar ve Hatıralar", yazarın hususi notları ve resimlerinden yapılan bir derlemeden ziyade kitaplaştırılma hedefiyle gerçekleştirilen özel bir üretim. Bu durum da, eserin içtenlik kısmını (bana göre) zedeliyor.

Basım biçimiyle ilgili olarak beni rahatsız eden şu hususu dile getirmek isterim: Yayınevinin özel bir eser biçiminde lanse ettiği kitabın, (büyük boy bir karton kapak bile olsa sözün gelişi) cildinden ayrılıp dağılmaması için ciddi çaba göstermek gerekiyor.

Uzun lafın kısası, yazarın kendisi gibi bu eser de okuyucu kitlesini ikiye bölecek cinsten olduğu için, bu anı projesini, sonuna kadar Orhan Pamuk diyen okurlara öneririm.
Profile Image for Özlem Güzelharcan.
Author 5 books345 followers
November 30, 2022
"Dünya bir metin olmadan, yazılacak bir şeyin işareti haline gelmeden yaşaması zor bir yer."

Pamuk'un 14 yıl boyunca bir ajandaya yaptığı resimler ve romanlarıyla, gezileriyle, iç sıkıntılarıyla ilgili tuttuğu notlar, yazdığı cümleler.. İmrenerek, çoğu zaman kıskanarak çevirdim sayfaları. Cümleler genelde edebi değil, daha çok şuraya gittim, şununla görüştüm, şunu yaptım şeklinde ama olsun, baskı öyle şahane ki kitabın kendisi başlı başına bir şahaser olmuş.
Profile Image for İrem Hira Yuca Vurucu.
227 reviews68 followers
November 10, 2025
Orhan Pamuk hep tartışmalı bir figür oluşuyla anılıyor, ne zaman konusu geçse çok tepkili insanlar duyuyorum, yakınlarımda da var. Kendi adıma henüz en meşhur romanlarına sıra gelmedi , ben lisedeyken çıkan kitaplarını okumuş ve sevmiştim. Ama nerede bir röportajına rastlasam donup kalıyorum, ilham alacak bir dolu tarafı olduğunu düşünüyorum. Sanata yaratmaya dair konuştuklarından mutlu oluyorum. Tam öyle bir kitap bu, gerçekten bir nefeste bitirdim neredeyse. Herkese göre değil, ama bir yazar nasıl üretir,nasıl yazar, merak eden kim varsa okusun isterim. Ya da bir yokuşun başında, nefesi yetmeyip duraksamak zorunda kaldığında.. bunun tüm yaratanların başına geldiğini hatırlaması gerekince açıp baksın. Ben öyle yapmayı düşünüyorum.
Profile Image for Tuna Turan.
408 reviews57 followers
January 20, 2025
Orhan Pamuk kesinlikle bir dahi aynı zamanda da müthiş bir ressam. Günlüklerine yazdığı günlük kesitler, rüyalar, seyahat notları, düşünceleri, romanlarını nasıl kurguladığını anlatan bir günce aslında bu. Biraz da kişiye özel bir günce. Bunları bizlerle paylaştığı için çok şanlısıyız. Şimdi kitapta bahsedilen kitapları basıp kurguladığı gözü ile tekrar okumaya çalışacağım.

Müthiş bir zeka.

Yeni kitaplarını da sabırsızlıkla bekliyoruz. Bahsettiği gibi kurgularsa ömrü yeter inşallah ustanın.

Kalemin dert görmesin.
Profile Image for Emir Kaymakoglu.
169 reviews17 followers
September 25, 2022
Saf ve düşünceli romancımız Orhan Pamuk'un yeni yayımlanmış bu resimli güncesini 2 günden kısa bir sürede okudum. Bu kitapta Pamuk'un biraz mahremine, biraz düşüncelerine, çizdiği manzara resimlerine bakarken çokça da roman yazma/kurma sürecine şahit oluyoruz. Güzeldi, beni tatmin etti, ki ben zaten Orhan Pamuk'un yazdıklarını sevmeye teşne bir okurum. Daha çok yaz Orhan, vasatları kafana da az tak Orhan, aklındaki romanları yazmaya devam et Orhan!
Profile Image for Nur.
43 reviews1 follower
August 8, 2024
Bir yazarın dünyasına yolculuk sadece yazdığı kitaplarla değil, kaleme döktüğü kelimelerle değil, defterine çizdiği resimlerle de oluyormuş.
Profile Image for GONZA.
7,428 reviews124 followers
March 18, 2024
I taccuini di Orhan Pamuk sono pieni di disegni e di frasi molto belle. Non é un romanzo, ma chi ha letto i suoi libri puó trovarci dei corollari interessanti cosí come scoprire molte piú cose di quelle conosciute generalmente sullo scrittore turco premio Nobel.
Profile Image for isa.
307 reviews8 followers
December 23, 2024
read for work, whateva but kind of pretty.
Profile Image for Bilge Kütükçü.
22 reviews1 follower
November 7, 2022
Resim ve yazının mükemmel birlikteliği olan bu kitapta yalnızca Orhan Pamuk’un kişisel dünyasına tanıklık etmekle kalmıyor, onun romanlarını, yazarlık ve resim sanatını, manzaraları, gemileri, dağları, ve tabi ki İstanbul’u daha iyi tanıyoruz.

Orhan Pamuk’la manzaralar, hatıralar, renkler, görmek ve İstanbul üzerine benzer düşünceler paylaştığımızı görmek güzeldi.
201 reviews1 follower
July 23, 2023
Aşırı beğendim, şaşkınım! Pamuk’un zihninde gezdim resmen, romanlarını nasıl kurguluyor, yazarken neler yaşıyor, “Nobel’li yazar” kimliğini nasıl taşıyor, ruhundaki dalgalanmalar.. Bittiğinde kalakaldım, inanılmaz etkileyiciydi.
Profile Image for Yokain.
23 reviews
July 7, 2025
bana tahmin edebileceğimden çok daha fazla ilham veren ve etkileyen bir seçki oldu. tabii orhan pamuk burjuva olmasaydı daha çok beğenebilirdim kitabı hahahah
Profile Image for Heidi Burkhart.
2,770 reviews61 followers
November 5, 2025
Just beyond me to understand how such a brilliant writer could write such a boring diary.
Profile Image for Manel Cano.
69 reviews1 follower
March 17, 2025
Bellísimo y muy original. Desconocía el gusto de Pamuk por pintar en sus diarios. Pensamientos varios, muy entretenido.
Profile Image for Demet Oflaz.
10 reviews
October 22, 2022
Bir yazarı yakından tanımak hoş bir duygu bence :) En özelini açmış, ben beğendim. Su gibi aktı kitap hem farklı ülkeler gezdim hem de Orhan Pamuk'a karşı olan birkaç önyargımı yıktı diyebilirim ;)
Profile Image for Ayshim.
362 reviews10 followers
January 19, 2025
Yazının, yalnızca olguları sıralayan ve bu yüzden de aşırı siyasi oluveren sert bir yanı var; seviyorum aslında yazmayı…

Kitapları dünyayı hatırlattığı için değil unutturduğu için severiz…

O an resim yapmak sanki gördüğüm dünyanın şeyleri arasına karışmak gibi bir şey.

Joseph Conrad’ın hatıra defterine havanın bugün güneşli olduğunu yazmasını seviyorum. Bazı rüyaları sürekli yeniden görüyor ve yazıyor. Ama gördüğümüz rüya ile kelimelerle anlatılan rüya aynı şey midir? Rüyalar ekpharasistik değildir. Rüyalar anlatılamaz, hissedilir.

Bütün bu manzara sol yanımdan bir ışık gibi içime işlerken ben masamda oturuyordum. Daha çok vakit vardı. Yazacak, çizecektim.

Bir duygu bir renk olmuş, her yere yayılmıştı.

Yazı yazmadığım, roman yazmadığım bu üç ayda tama anlamıyla bir romancı olduğumu anladım. Roman yazmak—Benim için—dünyayı, resmin gösterdiğinden daha derin bir şekilde hissetmek demek.

Ne kadar ruh halim varsa o kadar da kişiliğim var. Her yeni ruh halinde yeni bir insan oluyorum. Ve yeni bir insan olunca eski düşüncelerimi tanıyamıyor, onlara hayret ediyorum… düşüncelerimin odak noktası şu ara ne kadar çok değişiyor. Demek ki sürekli başka biri oluyorum.

Ayrıntılarıyla yazılmış bir gün hakkında bir sayfa bir şey yazarsam bana daha yaşanmış, daha gerçekmiş gibi geliyor.

İçimde kara karanlık düşünceler. Hatıralar ruhumda köpekbalıkları gibi
Resim yapma isteği tıpkı cinsel istek gibi, aklımda ruhumda sanki böyle bir şey hiç yokmuş gibi yaşarken birden içimde yükseliyor ve o zaman hemen kaleme boyaya sarılıyorum.

Manzarayı bir muamma gibi resmedebilme hüneri, dünyanın içine gizlenmiş öteki alemi sezmeye dayanır.

Yaşamak görmektir.

Bir hayat bir dizi resimden mürekkeptir.

mavi dağlar, bilmediğim tepeler, uzak hatıralar, sisli kıvrımlar, hiç gitmediğim yerler… Ama hatırlıyorum…
bir keresinde, bir romanı düşlerken geçmiştim bu yerlerden

Rüzgârda gürültüyle hışırdayan dalların ve yaprakların arasından kelimeler ve harfler çıkacak diye uzun bir süre bekledim.

buraya
çizdiğim
Ermioni
yolu, zeytin
ağaçları her şey
bana çocukluğumu
Bayramoğlu-Gebze
tepelerinin eski halini
hatırlattı. cırcırböcekleri,
Ağustos sıcağı, boş yollar, uyuk-
layan meydanlar, sıcak, akşam evde
yedik.

En büyük mutluluk romanın içinde kaybolmak. Kahramanlarla sürekli birlikte yaşamak.

Gece kalabalık. Nehir karanlık
Geceyi içimde görüyorum.

Bence klasikleri yararı için değil, şiiri, eski şeylerin devamı olduğumuz duygusunu hissetmek için okuruz.

Kitapları önce bir resim bir sahne olarak canlandırıyorum gözümün önünde. Başka türlü romanı hayal edemiyorum… hayal etmeme yardım edecek yerlere ve manzaralara gitmem gerekiyor. Böyle bir manzarayla karşılaşınca kafam kendiliğinden yazmak istediğim romanı gördüklerim ile yani manzara ile birleştirmeye başlıyor. Her manzarada olmuyor bu. Bazı manzaralar yalnızca resim yapma isteği veriyor.

MEMNUNUM YENİ ROMANIMDAN. DÜNYADA KİMSENİN ANLATMADIĞI BÜYÜK 10 MİLYONLUK ŞEHİR HİKAYESİ…

Hayal gücü, yaşadıklarımı yan yana getiriyor yalnızca.

Şehri metne, metni şehire dönüştürmek işim.

Rüyalar kelimelere indirgenemez.

Bugün 1970’lerin İstanbul’unu ve siyaseti kim hatırlıyor?

Bir boş sayfaya bakarak yaşadığımı ve boş sayfaya bakmaya kendimi sürekli zorladığımı bazan unutuyorum. Bütün bu zahmetten sonra hayal gücüm çalışırsa birdenbire boş sayfa canlanıyor…

Türkiye haberlerini okumak her zaman boğucu ve moral bozucu. Hem ilkenin geleceği açısından…hem de düzeysizlik, bayağılık, cehalet ve saldırganlıktan oluşan çirkin gazete dili, aklımı, hayallerimi kirlettiği, bütün bu sert ve berbat siyaset dünyası ruhumu kararttığı için böyle.

Yetenekli, akıllı, okumuş… başarısından emin ama gene de bir Türk olmanın yalnızlığı…

Aşağıda, kayaların, sisin, denizin birbirine karıştığı manzarayı görmek içimdeki korkuları, dünyanın ve insanların kötü yanlarını bana unutturuyor. Manzaraya bakmak beni mutlu ediyor.

Sıradan eşyalardan şiir çıkarmak en zoru. Hayal gücüm yavaşlıyor ve günlük hayatın sıradanlığı işi zorlaştırıyor.

Roman yazmadığım son dört ayda yazmayı romantikçe, şekerli bir şey olarak hatırladım. Özlediğim için. Ama gerekli ve tatsız bir bölümde takılmak yazmanın zorluğunu hemen yüzüme vurdu.

Manzaraya resim gibi bakmak yanlış. Resme manzara gibi bakmalı.

Bir romanı yazmanın zorluğunu, yazarın çaresizliğini unutmuşum.

Her sabah bir önceki gün yazdığım şeyleri beğenmeme korkusu! Romanın dünyası ne kadar ince! Yazardan çok büyük bir güven bekliyor… inanmasan bile inanmak zorundasın. Yazarın kendi dünyasına inancı, hayal gücün çalışması için şart.
Aklımda roman. Açıl Orhan, açıl denize, suyun içine açıldığın gibi, başka kahramanların hayatlarına açıl. Denizde yüzerken üzerime yağmur değil, başka insanların hayatı ve kelimeleri akıyor sanki. Çarşaflar, kitaplar, hatta roman yazdığım defter ıslanmış.

Roman yazmak, yazdığın romanı sevmek, yaşadığın her şeyi romana koyabilmek… demek…

Roman bitince sanki hepsini bir oturuşta hayal etmişiz gibi geliyor insana. Oysa öyle değil. Bütün bu alemi iğneyle kuzu kazarak, neredeyse tırnaklarımla kazarak düşlüyor, kuruyor, değiştire değiştire kuruyorum.

Bu deftere her şeyi küçük küçük yazan biriyim. Sanki dünyayı buraya saklıyorum. Sanki yaşayamadığım hayatı burada yaşamaya çalışıyorum.

Sinirlenince aklımdaki güzel roman sahneleri soluyor, kafam zehirleniyor: Müze işlerinde kederlendiğim için romana, yazdığım romana yazık oluyor.

Müze bana bir sanat eserinin mutluluğundan çok, bir türlü bitmeyen bir inşaatın mutsuzluğunu verdiği için!

Çünkü “deniz”i görmek, evden, kalın perdelerle güneşten, insanlardan, arabalardan, dükkanlardan – hayattan ayrılmış tozlu mekândan çıkıp hayatın çok daha geniş, derin, eğlenceli ve mutlu bir şey olacağını görmek; görebilmek demek. Bu anlamda “deniz”, ufuk çizgisiyle birlikte günlük hayatta çok uzak kaldığım bir genişliğin, özgürlüğün ifadesi oluyor elbette. Hayallerimde özgürüm ama evin içinde bana bu duyguyu bir tek “manzara” veriyor. Manzara hayata ve hayal gücüne bir davettir de evet…

40 yıldır tanıdığım insanlardan mürekkep bir kalabalık.

Roman çabuk çabuk yazılmalı; yavaş yavaş düzeltilmeli.

Bu boyasız ahşap rengi bana Tarih’in kendisi ve eskilik ve yoksulluk duyguları verir ve İstanbul hayalimin önemli bir parçasıdır.

Hatıra ve Hayal birer an—birer resimdir. Oradaydım ama bir rüyada mı, geçmişte mi bilmiyorum. Şimdiyi geçmiş gibi yağıyorum.

o zamanlar kelimeler resim, resimler kelime idi

hastalıktan ancak hastalar anlar

Açıklanmamış ve ifade edilmemiş pek çok şey vardı. Onları mantıkla değil duygularımla kavrıyordum.
Profile Image for Mehmet Dönmez.
324 reviews36 followers
October 12, 2022
Öncelikle kitap elimde cildinden ayrıldı, Nobelli yazarımıza bu baskı kalitesini reva gören yayınevini Allah gerçekten kahretsin, nasıl olabilir böyle bir şey, inanamıyorum.

Ben kitaptaki sayfalarda ara ara resimler olacak ve daha bütünlüklü bir metin okuyacağım sanmıştım ama daha çok resimlerin yanına alınan notlardan ibaret, biraz kızdığımı hatırlıyorum kitaba ilk aldığımda. Sonrası beklenmedik güzellikte gerçekleşti, o kadar samimi, sıradan ve duygu yüklü ki, onun aslında ne kadar ülkeye toprağa ve sorunlarına bağlı biri olduğunu, yazarken ne kadar zorlandığınıve günlük meseleleri ne kadar kafasına taktığını hayranlıkla hayret arasında bir duygu salıncağında sallanarak okudum. Ayrıca günlük tutmanın sadece tarihe not düşmekle değil, duyguları bir şekilde okula geçirmekle de pekala yapılabileceğini gösteriyor. hayranlarının ve yazarın zihnine girmek isteyenlerin kaçırmaması gereken, yazarın külliyatında çok özel bir yeri olacak bir eser
Profile Image for Seán Coireall M..
86 reviews23 followers
January 20, 2025
The New York Times posed a question. Is Orhan Pamuk’s “Memories of Distant Mountains: Illustrated Notebooks, 2009-2022” the most embarrassing book published in modern times by a recipient of the Nobel Prize in Literature? Up until now, I would’ve said “Klara and the Sun” had that dubious honour. I certainly didn’t need 300 plus pages of repetitive drawings of debatable merit accompanied by dull, repetitive journal entries. Hopefully, Orhan Pamuk goes back to writing novels.
Profile Image for Özgür Atmaca.
Author 2 books105 followers
November 22, 2024
Bir babalar gününde hediye olarak aldığım bu neşriyat, fiziksel olarak kitap hazzını fazlasıyla hissettirirken, kapağını kaldırdığınız anda edebi bir renk festivaline dönüyor. Renklerden kastım mecaz değildi, Orhan Pamuk'un cebinde pastel ve suluboyayla gezdiğini hiç düşünmemiştim..
Bir Orhan Pamuk kitabına inceleme yazmak da hâd aşabilir ama hislerimi de yazmam lazım en azından kendim için aşağıdaki lakırdıyı iliştireyim buraya,

Hem zihinsel hem de sanatsal yolculuğuna davet eden eşsiz bir çalışma. Pamuk, bu kitapla sadece yazının sınırlarında gezinmekle kalmıyor; çizimleri, renk seçimleri ve kısa notlarıyla görsel sanatın büyüsünü edebiyata taşıyor. Bu eser, edebi ve sanatsal bir melezlik içinde bir yazarın dünyaya bakışını resmeden, samimi bir “hatıra defteri” diye düşünüyorum.
Kitaptaki görsellerden bazıları Urbino gibi tarihi şehirleri, bazıları ise İstanbul’un Boğaz manzarasını betimliyor. Pamuk’un anı defterlerinde yaptığı bu çizimler, detaydan çok duyguyu hedef alıyor. Örneğin, pembe, mor ve turuncunun hâkim olduğu dağ manzaraları ya da deniz kenarındaki küçük tekneler, bir manzarayı olduğu gibi aktarmaktan ziyade, o anın duygusal yoğunluğunu yansıtıyor.
Bu çizimler basit hatlardan oluşuyor, ama bu basitlik bir eksiklik değil, aksine bir samimiyet ve doğallık hissi yaratıyor. Hindistan’dan İstanbul’a, dağlardan denizlere uzanan her bir görsel, Pamuk’un zihnindeki bir hikâyenin resme yansıması gibi. Renklerin canlılığı, bir anıyı hatırlamaktan öte onu yeniden yaşamak isteyen bir sanatçının dokunuşlarını hissettiriyor.

Pamuk’un çizimlerinin üzerine düştüğü kısa notlar, esere hem bir kişisel günlük hem de bir edebi metin havası katıyor. “Urbino’nun en parlak zamanında nüfusu 5 binmiş” gibi tarihsel bilgiler, sadece bir bilgi paylaşımı değil, aynı zamanda yazarın mekânla kurduğu özel bir bağın işareti. “Resim yapmak istedim, sadece güzelliği yakalamak için” notu ise, Pamuk’un resim yapma nedenini ve görsel sanatlara bakışını ortaya koyuyor. Bu metinlerde hissettiğimiz şey, bir sanatçının zaman ve mekânla kurduğu derin bağın somutlaşmış hali. Çizimlerin yanındaki notlar, yazarın hayal gücünü ve yaratıcılığını okura açıyor. Kelimelerin gücüyle çizimlerin renklerinin birleştiği bu form, bir sanatçının zihnini daha yakından anlamamıza olanak sağlıyor.

Bu kitap yalnızca bir anı kitabı değil; aynı zamanda diğer eserlerine ışık tutan bir kapı. Kara Kitap’taki çok katmanlı hikâye anlatımı, Uzak Dağlar ve Hatıralar’da bir anı defterinin katmanlarına dönüşüyor. Kara Kitap’taki kaybolmuşluk duygusu, bu eserde görsel bir boyut kazanıyor.
Özellikle Veba Geceleri romanının yazım sürecine dair notlar, bu eseri sadece bir hatıra kitabı olmaktan çıkarıp, bir yaratıcı sürecin güncesine dönüştürüyor. Pamuk’un zihninde bir karakterin nasıl şekillendiğini, bir hikâyenin nereden ilham aldığını bu notlardan öğreniyoruz. Bu yönüyle Uzak Dağlar ve Hatıralar, hem bir yazarın yaratıcı yolculuğunu hem de edebiyatın mutfağını gözler önüne seriyor.
Pamuk’un çizimlerinde geçmiş anıların izlerini görmek mümkün. Ancak bu anılar, sadece geçmişte kalmıyor; bir vizyonun, bir hayalin kapısını aralıyor. “Karıncalarla kaplı bir toprak, uzak dağlar, güneşin batışında parlayan bir gökyüzü” gibi notlar, Pamuk’un bir anıyı nasıl romantize ettiğini ve evrensel bir estetik anlayışla harmanladığını gösteriyor.

Uzak Dağlar ve Hatıralar, Orhan Pamuk’un yazarlığının ve sanatçılığının eşsiz bir buluşması. Pamuk, bu eserle sadece bir roman yazarı olmadığını, aynı zamanda bir görsel hikâye anlatıcısı olduğunu kanıtlıyor. Çizimleri ve notlarıyla bir yazarın yaratıcılığını, gözlemlerini ve duygularını nasıl ifade ettiğini görmek, okur için ilham verici bir deneyim sunuyor.
Profile Image for Eren.
91 reviews5 followers
March 1, 2025
Kitap özeti: Orhan Pamuk resim çizebiliyor, Kiran ile Goa tatili, kelimeler-resimler aynı şeydir, Orhan Pamuk bir rüyasında bir kartal-şahin yuvasında kendi mezarını görmüş, Aslı Akyavaş yazarımızı sırlarını paylaşmamakta uyarıyor, Masumiyet Müzesi'nin inşaatından sıkılan Orhan Pamuk, Kafamda Bir Tuhaflık'ı yazmaktan keyif alan Orhan Pamuk.

Ben de günlüklerimi böyle benim dışımda kimsenin anlayamayacağı birkaç çağrışım yapacak kelime şeklinde yazıyorum, başkası okuyunca nasıl sıkılacağını da böylece görmüş oldum.

Her şey bir yana daha önce böyle bir hatıra defteri okumamıştım, yeni bir deneyim oldu. Ne bekledin de ne buldun diyebilirsiniz: Pamuk'un nereye gittiği, hangi yıl ne yaptığı ya da çizdiği uzak dağlardan ziyade romanlarını nasıl kurduğu, hayat hakkındaki ilginç ve detaylandırılmış düşüncelerini görmek... Ne beklediğimi bilmiyorum, sadece biraz daha derin bir edebî değeri olan bir kitap okumak isterdim.

Bir ara sayfaların büyük büyük boşluklarına dayanamayıp ben de bir şeyler çiziktirdim, benim de kendi anılarımı hatırlamama yarayacak bir bilinç akışı yazı sürecine ön ayak oldu. Fakat bir insanın özgün ve ilgi çekici olması için sadece kendi olması yetmiyormuş, kendini damıtması da lazımmış; onu anladım.

Kalemle okumadığım için hiçbir cümlenin altını çizemedim ama arkadaşlarıma fotoğraflar attım; işaretlediklerimden ilgimi çeken bazı yerler:

s. 368: "CONRAD'ın Latin Amerika'da çok az bulunmasına rağmen bir Latin Amerika romanına girişmesi... Burada edebi ve insani bir sorun var. Başkalarını temsil etme, bilmeyenlere anlatma merakımız ne kadar masum?"

s. 338: bir küçürek hikaye gibi. "Benden önce gidenler, geri dönmediler."

s. 336: "Her an gözlendiğinin bilincinde olduğu için var olduğunu manzaraya baktıkça anlıyordu." Berkeley solipsizmi.

s. 331: "Ama gene de yola çıkmışlardı çünkü bilmek hatırlamak değil, hatırladığını görmektir."

s. 328: "Yeni bir pencere görünce, Manzaraya hazırlanmalı kişi."

s. 306: Pamuk'un çocukluğuna dair ilginç bir hikaye

s. 295: "Arka sayfadan buraya sızan renk, gece odaya sızan ışık, gün boyunca şimdiyi yaşarken, bir yandan da eski hatıralar tarafından dikkatin dağılması gibi bir şey. Hem şimdi var... hem de şimdiden öte başka bir şey... Geçmişin izleri, renkleri hem bu sayfada hem de ötekinde."

s. 278: Şişli Camii ve Pamuk'un çocukluğuna dair ilginç detaylar.

s. 246: "(...) Sonra doğum gününü tebrik etmek için anneme tel ettim. "Hayatta hiçbir şey yapmadığım için üzülüyorum..." dedi. "HİÇBİR ŞEY YAPMAYINCA VAKİT ÇOK ÇABUK GEÇİYOR AMA SAAT İSE BİR TÜRLÜ ilerlemiyor. ÖĞLE YEMEĞİ VAKTİ bir türlü gelmiyor. AŞK-I MEMNU DİZİSİNİ ÜÇ KERE SEYRETTİM..."

s. ?: "Roman bitince sanki hepsini bir oturuşta hayal etmişiz gibi geliyor insana. Oysa öyle değil."

s. 108 ve s. 110: "Ruh tembelliğinden kaçının"

s. ?: Manzaranın içinden doğan güneş

s. ?: Uzak dağlar manzara resminin ayrılmaz bir parçasıdır.
Profile Image for Autumn.
154 reviews
March 19, 2025
★★★

I have never read a book like this one.

Orhan Pamuk’s journals, scanned on these pages, explore his creative processes, the choice he felt he had to make between writing and art, his desire to craft the perfect character for his novel, and his daily life.

These journals are a testament to how creativity and vulnerability are truly the things that draw people together most, revealing that we have many more similarities than differences.

I really resonated with his thoughts about feeling as if he had to bury the creative path he didn’t pursue in his youth, only to rediscover and cultivate it later in life. I also felt connected with him in his focus on becoming a new and different person, and his recognition that time and circumstance play huge roles in that.

Because I have never read his works, I couldn’t connect with the spreads that discussed his writing process and the evolution of his books. I’m sure if I had that prior knowledge, I would’ve loved being able to compare the finished works to their earlier stages.

Another thing I struggled with was the layout being confusing at times. On some pages the journal scan covered the typed captions, while on others the layout was hard to read via ebook format. I also wish the chronology of the journals was easier to follow because I didn’t like how much jumping around there was.


Thanks to NetGalley and Knopf for the e-ARC!
501 reviews2 followers
April 1, 2024
Posiblemente no es el mejor libro para acercarse por primera vez a Pamuk, pero no deja de ser una forma interesante de conocerlo. Las anotaciones y dibujos hechos en sus cuadernos entre los años 2009 y 2021… pero sin seguir un orden cronológico. Teniendo en cuenta que la organización corresponde al autor, nada que decir, aunque personalmente me resultó difícil encontrar un hilo conductor. Habla sobre todo de las novelas que está escribiendo en cada momento, pero teniendo en cuenta que cada proceso le lleva varios años, los comentarios se reducen sobre todo a “Las noches de la peste” y “Una sensación extraña”, así como a la creación del Museo de la Inocencia. Al no haber leído ninguna de estas obras, sólo puedo disfrutar de la composición conjunta de texto, dibujo y color que ofrece en cada página. Resulta un acierto mantener en la traducción los mismos colores que el escritor utiliza en sus anotaciones manuales, aunque resultaría imposible comprenderlo sin tener al lado la imagen original. Es el conjunto de cada doble hoja lo que constituye una especie de libro miniado en el el texto es sólo un aspecto más a tener en cuenta. Bonito y delicado, ahora sólo me queda comenzar con las novelas.
Profile Image for Steve.
285 reviews
wish-list
April 15, 2025
Selections from Orhan Pamuk’s illustrated and special notebooks…

Orhan Pamuk has been taking notes and drawing pictures in his small notebooks every day for fourteen years. Pamuk describes and discusses his daily life, current developments, his feelings, and the problems of the novels he is writing on the pages. Sometimes he talks to the characters of his novels, sometimes he tells a dream or a journey, and sometimes he thinks about a landscape painting or happiness. Pamuk adds new colors and words to a picture or text on a page after months or even years have passed. Thus, the notebook pages turn into dense, rich and unique illustrated pages where colors and shapes intertwine with texts and new meanings are explored. While Pamuk organizes this selection, which he calls Distant Mountains and Memories, from the thousands of pages in his notebook, he reveals his life with all its clarity, both in words and pictures, through a dream that is a special memory.

This book will bring Pamuk’s unknown-to-his-readers side as a painter, his daily life, his surprising dreams and experiences to the reader and will shed light on how we can get to know the world-famous writer as a person.

“There is genius in Orhan Pamuk’s madness.”
Umberto Eco
Profile Image for Seda Dincer.
49 reviews9 followers
December 21, 2022
2015 İstanbul Bienali’nde Orhan Pamuk farklı eserleriyle yer almıştı: Defterleri, Bienal kataloğundaki Deniz adlı yazısı ve Masumiyet Müzesi. İstanbul Modern’de sergilenen defterleri kendisini yalnızca kitaplarından tanıyanlar için güzel bir fırsattı. Bienal sayesinde onun resimleri hakkında az da olsa bir fikir edinmiştim. Şimdi ise yazarın belli bir zaman aralığında (2009-2022) kaleme aldığı gündelik yaşayışından ve yaptığı resimlerden oluşan defterden alınan sayfalar kitap haline gelmiş.

Uzak Dağlar ve Hatıralar kitabını okuduğunuzda öncelikle Orhan Pamuk’un resimle yakın ilgisini gözlemliyorsunuz ama hayatını yazmaya adamış bir kişinin günlerinin nasıl geçtiğine de şahit oluyorsunuz. Yazmanın mutluluğu ve yazamamanın huzursuzluğunun Pamuk’un benliğinde yarattığı gerilimi hissediyorsunuz. Defterlerde hem bu hali hem de özellikle ‘Kafamda Bir Tuhaflık’ ve ‘Veba Geceleri’nin yazım aşamalarını, yeni roman tasarılarını, esin kaynaklarını, rüyalarını okuyorsunuz ki bu bir yazarın iç dünyasını tamamen açması demek oluyor. Bunları yayınlatmayı hep düşündüğü için ne derece filtresiz bilinmez ama Orhan Pamuk'un zihninin kıvrımlarında gezmek değişik ve güzel bir his.
Profile Image for Tammy.
149 reviews25 followers
September 13, 2025
felt so much possibility reading this book. the mesmerizing quality of his days and routines: swimming, sun, water, travel, painting, dinners and work on his novel. much optimism but at the same time great privilege. disappointingly, though he mentions hanging out with elif batuman and chimamanda, the books he reads and the works of art and music he refers to are nearly all works of western/white men- in this way not that different from murakami.
also cue his heavy judgement towards the people of edmonton who come to his book signing- "i have no idea when this happened... but i've become the third world, non-western reader's writer.... people asking me to sign arabic, romanian, serbian, spanish editions. iranians, canadians, kurds... people taking photographs and telling me how proud they are of me.... edmonton is right in the middle of canada. it feels like every destitute soul who has managed to find a job in the west has come here." way to be anti-immigrant man.
someday i hope to return to this book to read the turkish text.
Displaying 1 - 30 of 56 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.