Türk adı ilk kez, VIII. Yüzyıl Çin kaynakları ile Uygur metinlerinde geçmektedir. Bu kaynakların ve araştırmaların bazılarında belirtildiği gibi Türk adı Çin kaynaklarında telâffuz edildiği şekilde, miğfer anlamına gelen Tukiüe kelimesinden mi veya Hun/Kun kelimesinden mi yoksa türü/türe kökünden mi gelmektedir? Bu soruların cevabını bulabileceğimiz Türk Sözünün Aslı adlı eser, Türk Dil Kurumu tarafından günümüz yazım kurallarına göre yeniden düzenlenmiştir.
Hüseyin Namık Orkun (15 Ağustos 1902, İstanbul – 23 Mart 1956, Ankara), Türk tarihçi, dilbilimci.
Türklük, Türkçülük ve Türk dünyası hakkında eserler vermiştir.
1902 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Ortaöğrenimini Nişsantaşı Sultanisi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü bitirdikten sonra Budapeşte Üniversitesi Felsefe Fakültesi’nde Türkoloji öğrenimi gördü. Gyula Németh'in öğrencisi oldu. Türk soyunun yirminci yüzyılda yaşamakta olan kolları hakkındaki Türk Dünyası adlı eserini, Budapeşte'de yazdı (Eser, yurda döndükten sonra Türkiye'de 1932'de basılmıştır).
1930'da öğrenimini tamamladı ve Gazi Eğitim Enstitüsü tarih öğretmenliğine atandı. Gazi Eğitim Enstiüsü'nde, Polis Koleji’nde, Devlet Konservatuvarı, ve Tıp Fakültesi’nde uzun yıllar Türk Tarihi ve İnkılap dersleri verdi.
Öğretmenliğin yanı sıra Türk dili ve tarihi üzerine araştırmalar yaptı. Yayınları arasında Türk efsaneleri ve destanları, Türk boyları ile ilgili araştırmalar, Türklük ve Türkçülük ile ilgili düşünce yazıları, yayın eleştirileri ve tanıtmaları yer alır.
1944'te Irkçılık-Turancılık davası'nda yargılandı; bir yıl hapishanede yattıktan sonra beraat etti. Hapishaneden çıktıktan sonra sağlık sorunları yaşayan Orkun, 1956'da Ankara'da hayatını kaybetti.
Kitap adından da anlaşılacağı üzere bir soruya kısa ve net bir cevap vermek için yazılmış. Şu alıntı ilgi çekici :
"Macarlarda da aynen görmekteyiz: Macar efsanesine göre Macarlar Hunor ve Moger adlı iki kardeşin neslinden türemişlerdir. Moger'in neslinden Macarlar, Hunor'un neslinden de Hunlar çıkmıştır. Bu suretle iki kavmi bir araya getirip o ismi taşıyan iki kardeşten çıkarmak bu iki kavinin müşterek yaşamasının hatırasından başka bir şey değildir."