Çalışmalarını Türk sağının ideolojik ve örgütsel kökenleri üzerine yoğunlaştıran Fatih Yaşlı, bu kitabında, Türkiye'nin tarihi pek bilinmeyen bir siyasi akımını ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Türkçü faşist ideolojinin yeterince irdelenmemiş metinleri arasında tarihi bir yolculuğa çıkan Yaşlı, bir yandan bu ideolojinin kökenlerini, ona özgüllük katan unsurlarını ve farklı veçhelerini ortaya koyarken, diğer yandan nasıl örgütlü bir siyasal harekete dönüştüğü ve MHP'ye neler devrettiği üzerinde duruyor. Yaşlı'nın Türkiye'de "faşizmin imkânları"nı sorguladığı son bölüm ise, Türkçü faşizmin geçmişte kalmış ölü bir ideoloji olmaktan ziyade, yaşayan ve kendisini her konjonktürde yenileyebilen bir niteliğe sahip olduğunun altını çiziyor.
Osmanlı'da Türk milliyetçiliğinin kökenlerinden Kemalizm-Türkçülük ilişkisine, biyo-siyasetin Türkçü faşizm içindeki yerinden anti-komünizmin bu ideolojideki kurucu konumuna kadar pek çok alana dair sözü olan bu çalışma, Türk sağının tarihini merak eden herkes için bir kaynak kitap olma niteliği taşıyor.
1979 yılında Ankara’da doğdu. Lisans eğitimini Gazi Üniversitesi Maliye Bölümü’nde 2001 yılında tamamladı. Aynı yıl İzzet Baysal Üniversitesi’nde siyaset bilimi yüksek lisansına başladı ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde siyasi tarih araştırma görevlisi oldu. 2004-2008 yılları arasında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora yaptı. Doktorasını tamamlamasının ardından İzzet Baysal Üniversitesi’ne dönen Yaşlı, halen bu üniversitede öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Felsefelogos, Bilim ve Gelecek, Birikim, Birgün, Radikal 2 gibi dergi ve gazetelerde çok sayıda makalesi yer aldı. Yaşlı, haftanın iki günü Yurt gazetesinde yazmaya devam ediyor.
Yazarın bazı orjinal metinlere ulaşmak konusunda çaba göstermemesi gerçekten şaşırtıcı. Yer yer "X yazarının bilmem ne kitabında aktardığına göre Y yazarı şöyle yazmıştır" denilerek Y'nin yazdıklarından bahsedilmesi ve bu "Aktaran" kurumunun kullanım yaygınlığı metne olan saygıyı da azaltıyor. Hani aktarılan bir sohbet, deneyim, şahitlik olsa bu durum anlaşılır ama edinilebilecek kitap ve dergilerde yer alan metinlerin ikincil kaynaklardan aktarılması çok da anlaşılır değil benim için.
Milliyetçi Türk sağını anlamak için çok iyi bir giriş kitabı. Türkçü faşizm vurgusu önemli mukaddesatçı Türk-İslam sentezci yapılardan ziyade direkt olarak Türkçü yapılara odaklanılmış. Elbette her kitap zamanının bir ürünüdür 2014 yılında yazılmış olduğu belli oluyor o yönden biraz eksik olduğunu söylemek mümkün ancak tarihsel süreci anlamak açısından başarılı.
Bilinç altındaki Türk düşmanlığının şifrelerini Türk milliyetçi önderlerinden yaptığı alıntılarla bezeyerek sergilemeye çalıştığı vasatın altında bir kitap olmuş.
Son bölüme kadar Türkçülük/milliyetçilik/faşizm ile ilgili sayfa sayısına göre doyurucu denecek nitelikte bilgi veriyor. Son bölüm ise biraz aceleye gelmiş gibi, bütüne pek iyi bağlanamamış, analizler biraz havada kalmış. Ne okumanızı ne de okumamanızı öneririm... İyi forumlar...