Eugenio Borgna bu kitabında insan olma halinin iki yapıtaşını, bekleyişi ve umudu fenomenolojik bir yönelimle ele alıyor. Klinik deneyimlerinin sağladığı içgörüyle ruhun kuytularına nüfuz etmenin yollarını arayan yazar, okuru bekleyiş ve umudun felsefi ve edebi imgeleri arasında umut dolu bir yolculuğa çıkarıyor.
"Sadece günlük hayattaki karşılaşmalarımızda değil, kaygı ve huzursuzluğa kapılmış hastalarla yaşadığımız karşılaşmalarda da ve hatta özellikle bunlarda, sessizlik içinde diyalog kurmanın gizemli anlamını kavramamız gereklidir; bu, onların ne hissettiklerini ve ne duyduklarını, huzursuz bekleyiş ve umutlarının neler olduğunu, hayatlarının ufuklarına inen gölgeleri sezmek amacıyla yapılmalıdır."
Bekleyiş ve umut kitabı benim bir sağlık problemiyle debelendiğim şu günlerde bana oldukça iyi gelen bir kitap oldu. Beklemek ve umut etmek üstüne, özellikle de umut üstüne tam da benim psikolojimi tüm detaylarıyla aktaran, anlaşıldığımı hissetttiğim bir bibliyoterapi okuması oldu diyebilirim. Özgürlük yoksunluğu durumunda, içsel serbestliğin engellere takıldığı bir yerlerde umut ve umutsuzluk başa baş seyir halinde olabiliyor çoğu kez. Sizin hangisinin peşine takılacağınız -bence- tercih meselesi olarak ortada duruyor. Kierkegaard'ın deyimiyle ölümcül olan umutsuzluğa mı, yoksa sizin hayattaki dur noktası olmayan deneyimlerin, sonsuz değişikliğine, dönüşümüne ortak olmaya, buna inanmanıza yarayacak umuda mı kapılmak tercihiniz olurdu? Kimi zaman kendimi olumsuzluk girdabından iterek, dönerek çıkardığımı kabul ediyor, iyi ki umut var diyorum. Kendi özgün yöntemlerimizi keşfetmeye açık olmamız şart. Bugün hastalık olur, yarın bir başka şey. Benim yöntemim bibliyoterapi ve sıklıkla doğayı anımsamak oldu. Hani o dolan, taşan, akan, yıkılan, kök salan, uçuşan, sisle kaplanan ama ardından bir ışık topu gibi güneşini parlatan, her koşulda devam eden doğa... Bu kitapla karşılaştıysanız siz size iyi gelen rehberinizi kısa sürede bulursunuz umuyorun. Hissettiğiniz her duyguyla yüzleşmeniz gerektiğini hatırlatan, umudun ve umutsuzluğun girdabındayken, size kelime kelime ulaşıp yaranızı kanatıp kabuğunu da sarmanıza yardımcı olan bir kitap diyebilirim.
Kitaptan çok faydalı bilgiler edinmeme, olağanüstü tespitleri okumuş olmama karşın, akıcılık konusunda yaşadığı sıkıntı sebebiyle bitirmekte zorlandım. Özellikle son 75 sayfası bitmek bilmedi. Akıcılık ve çeviri kısmındaki sıkıntıyı göze alanlar için okunası bir eser.
Psikiyatri baş hekimi Borgna, zamanın depresyondaki bireyler için anlamını, kaygı bozukluğunu,psikoterapide dinleme ve söylem yöntemlerini ele alıyor. Augustinus görüşü ile bellek, varlık olgularını felsefi temelde inceliyor.
"I’ve heard it in the chillest land - And on the strangest Sea - Yet - never - in Extremity, It asked a crumb - of me."
Borgna dà l'impressione di poter parlare convincentemente di tutto. Una riflessione - fedele al titolo fino in fondo, appassionata, alata e scintillante su speranza e disperazione, da uno dei massimi psichiatri italiani.