Ama Sizden Değilim, aynı sokakta yaşayan insanların kesişen öyküleri. Ama Sizden Değilim'de sokak kavramı zamanla bir dünya tablosu oluşturacak biçimde hareket ediyor. Bu öyküler bütünü, aynı anın içinde farklı mekanlarda çoğalan insanların, aynı mekanın içinde farklı düzlemlerin içinden yolları kesişen insanların, birbirlerini anlamaktan uzak, ama "biz" olduklarını sanan, benzer duyguları paylaştıklarında bile bundan bihaber insanların panoraması. Dünyadaki çoğulculuğun panoraması. Ruh halimizdeki çoğulculuğun panoraması. Mizah ve hüznün içiçe geçtiği Ama Sizden Değilim, çeşitli "ama"lar üzerinden ilerliyor.
Nihan Kaya kalemini ve fikirlerini takip etmekten keyif aldığım biri. Standartların aksine düşündüklerini savunmaktan çekinmeyen bir o kadar da nazik sitemlerle derdini aktaran bir kalem. Ürettiği her metinde sizi kendinizi sorgulamaya çeken bir tını var. Yargılamak değil ama bahsettiğim. “Ben olsam ne yapardım?” benzeri bir soru hali. Bir çocuğa nasıl yaklaşıyorum, ona zarar veriyor muyum, ona bir birey gözüyle bakıyor muyum soruları Nihan Kaya’yla hayatıma girdi. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu yazarımız psikanaliz üzerine yüksek lisansını tamamlamış bir kalem. Doktora tezini Yazma Cesareti: Acının Yaratıcılığa Dönüşümü adıyla kitaplaştıran yazarın bu derlemesini okurken de epey mutlu olmuştum.
Ama Sizden Değilim kendisine ait okuduğum ilk öykü kitabı. Öncelikle Eksik Parça Yayınları’nın titizlikle hazırladığı bu eser için editörümüz Demet Çaltepe’ye teşekkürü borç bilirim. Bu arada kapak tasarımı da sıcak tonlarla sürüklüyor bizi yalnız ağacın gölgesine. Bütüne vardığınızda bir roman olarak da görebilirsiniz bu kitabı. Birbirini takip eden akışlarıyla muzip bir tarafı birleştiğinde ortaya güzel bir kurgu çıkıyor.
Ama Sizden Değilim üzerine söyleşilerden kesitler sunulması kitaba yeni bir katman ekliyor. Yazarın sıkı bir takipçisiyseniz ya da sadece merak ettiyseniz bulabileceğiniz metinler bunlar. Fakat öykülerin peşine eklenmesi aslında yazarın yazarken nasıl bir yol izlediği, neyi amaçladığı ve nasıl bir ruh haliyle yazdığı gibi bilgileri de size sunarak öykülere bakışınızı değiştiriyor. Bu tarz son notlar yazmaktan keyif aldığım için beni ekstra mutlu ediyor.
Kitapta on dört farklı öykü var. Öykü kitaplarını incelemek ya da yorumlamak standart bir romana göre epey zorlayıcı. Her okur kendine ait bir pencere üzerinden gözlüyor dünyayı. Bahsi geçen dünyaya okuduklarımızda dahil oluyor elbet. Bu sebeple birkaç tanesi üzerinden ilerlemek yerine kendi hissettiklerime ve düşündüklerime yönelmek daha sağlıklı geliyor bana.
Nihan Kaya’nın kaleminde hüzünlü bir tını vardır. Şimdiye kadar okuduğum kitaplarda gerçekliğin cızırtısını bastıran bu hüznü tanıdım. Bu kitapta bambaşka bir tarafıyla tanıştığım için mutluyum. Her karakterin iç dünyası sadece ona has, her biri özgün. Bu çok öykülü ve karakterli bir kitap için başarması güç bir durum aslında.
Letafet Hanım ve Münasip Bey arasında süregelen soğuk savaşı sevmemek mümkün değil. Ama bu yaşananların arka planında bizlere verilen detayları da gördüğümde ekstra keyif aldım. Eşini özleyen Münasip Bey’in enginardan kereviz yapmaya çalışması veyahut Letafet Hanım’ın erkek bir kediye Pakize adını koyması gibi görmek istediğimiz dünyayı yaşamanın ısrarı beni şaşırttı. Karakterlerin eylemleri etrafındaki insanları çileden çıkaracak bir muziplikteydi. Kimseden yana olmayışları da bu zaten. Anılarımızda yaşayanlar ya da bugüne temas edenler bizlere özgü bir tat aratmıyor mu yaşarken?
Yaşlı insanların perspektifinden sunulan yaşam mücadelesinin zıttı çocuklar üzerinden de aktarılmaktaydı. En çok da onlar canımı yaktı. Eray’ın öyküsünde yetişkinlerin maşası olarak kullanılan çocukların aslında nasıl bir zorbalığa maruz kaldığını görüyoruz. Ki orada da isim tercihinde bir dilemma mevcut. Köpeğin adı sahibine göre Kont lakin ev ahalisine kalırsa Pasaklı.
Veyahut kardeşler arasında yapılan ayrımcılığın çocuğa etkilerinin işlenişi de hüzünlü bir tarafa sahipti. İhtiyacın olanı verdiğini düşünen bir ebeveynin ne kadar da yanılma payına sahip olduğunu gözler önüne seren bir tutumu vardı öykünün. Son olarak Duvar öyküsü ve onun arkasında birçok aymazlığı barındıran okul ismini bırakacağım çocuklara dair. Yine yetişkinlere has zorlamaların sonucu duvarların arasında sıkışmış hisseden bir çocuğun mutlu bir çocuk olacağı hayaline kapılmak da ancak bizler için mümkündür.
İhtiyaçlarımız, kırgınlıklarımız, umutlarımız, direttiğimiz doğrularımız bizleri yabancı kılıyor bir yandan da muallakta bırakan bir kesişime sahibiz etrafımızdakilerle. İşte bu yüzden Ama Sizden Değilim diyoruz. Biliyoruz ki benzerliklerimiz var lakin yine de farklıyız yaşar ve yaşatırken. Yasımızı tutarken, arayışlarımız sürerken, dünyayı tanımaya çalışırken aynı çileyi tadıyoruz çoğu zaman. Yaşam seçeneklerle dolu bir ilerleme hali. Kimseden olmak zorunda değiliz. Bize has bir lezzeti var acısında, mutluluğunda, yalnızlığında. Bırakalım böyle kalsın, petunyalar yetiştirelim çiçekleri sevmezken.
Nihan Kaya aslında son derece acıklı durumları ve yalnız insanları öylesine güzel ve sevimli bir şekilde anlatmış ki, kitap hiç bitmesin istedim, bazı yerleri kıkırdayarak okudum. Hikayeleri birinci tekil şahıs ağzından dinliyor olmamız da samimiyeti artırmış. Huysuz ihtiyarın kıymetli "petunyası" hiç aklımdan çıkmayacak. :) Aslında petunyası olmasa bu dünyanın dertlerine bir dakika daha katlanmaz ya, neyse...
Daha önce okuduğum Nihan Kaya kitaplarından farklı sanki, onun yazdığını bilmesem o diye düşünmezdim. Dili biraz daha farklı diye sanırım. Kısa kısa öykülerden oluşan kitap bir miktar roman gibide, çünkü bağlantıları var peşpeşe okununca roman okur gibi geliyo. çoğu neşeli görünen ama kitap sonundaki röportajlarda belirttiği gibi hüzün de barındıran öyküler. Başkaldırı Nihan Kaya kitaplarında hep var, seviyorum onun bu tarzını. Ama sizden değilim cümlesi tam da onu yansıtıyor. Herkesten farklı, kalıpların dışında düşünmesi ve yerleşmiş düşünceleri kabul etmemesi en sevdiğim yönü. Sevdim kitabı, sevmediğim yok zaten.
Açıkcası bu kitabini daha önce duymamıştım storytelde görünce başlayayım. Kısa kısa birbirine bağlı öykülerden oluşuyor ve geniş bir yelpaze insan manzaraları barındıyor. Kesinlikle aaa işte tanıdığım A aynı bu diyebileceğiniz bir kitap. Tamam ama öyle iz bırakıyor mu yani şuan mübarek kadınları dinliyorum onun kadar değil kalemi biraz burda yoğun deģildi mizahın ve dramın harmanlandığı kolay okuyabileceğiniz - ki kendisi de öyle ifade etmiş- bir kitap elinizde varsa okuyun bir şey kaybetmezsiniz
Kitapta en çok komedi unsurlarını ve kısa format denemelerini sevdim. Beğenmediğim noktaları ise bazı anlatıların bana fazla yüzeysel gelmesi. Özellikle depresyon ile ilgili hikayelerde bu şekilde hissettim. Bir de pasaklı öyküsünde hayvana şiddetin bir komedi unsuru olarak aktarılması beni rahatsız etti.
Birbirinden farklı ve birbiriyle bağlantılı öykülerden oluşuyor kitap. Kitaptan çok en arkadaki röportaj sayfaları daha çok dikkatimi çekti. Kitap da ayrıca güzel bu arada. Elinizde varsa hemen başlayabilirsiniz.
Nihan Kaya okumaya kurmaca olmayan kitaplarından biriyle başlamayı düşünüyordum aslında ama kısa öykü sevdiğimden ve kendisi de bu kitap için "en eğlenceli ve okuması en kolay kitabım" dediğinden Ama Sizden Değilim ile başlamaya karar verdim.
Beklediğimden biraz farklı çıktı açıkçası. Okuması kolaydı evet, ama eğlenceli miydi tartışılır. Gerçekten de mizah ile acının iç içe geçtiği bir kitap bu. Öykülerde ailevi ve toplumsal baskı, ikiyüzlülük, yas, depresyon, ölüm gibi temalar işleniyor fakat o mizahi dil alttan alta hep hissediliyor ve zaman zaman gülümsetiyor insanı. Kaya'nın çok iyi bir gözlem yeteneği olduğunu düşünüyorum, özellikle karakterlerin iç sesleri ve diyalogları çok yerinde ve doğal geldi bana.
Kitapta 14 öykü yer alıyor, en sonda ise Kaya'nın iki ayrı röportajından sorular ve cevaplar var. Kendisi ile yeni tanışıyorum ama gördüğüm kadarıyla kafası bir değişik çalışıyor. Elimde bir kurmaca kitabı daha var, onu da okuduktan sonra diğerlerine geçeceğim.