Tüm dünyada ve ülkemizde sağlığa yapılan harcamalar artıyor. Bunu olumlu bir gösterge olarak görebilir miyiz? Sağlık talebinin ne kadarı “ihtiyaç”, ne kadarı “kışkırtılmış” ya da “üretilmiş” talep?
Dünya egemenleri, temel bir insan hakkı olan sağlık hakkını, sermaye birikimi ve kâr sağlamanın aracı haline getirmek için sistemli bir uğraş veriyorlar. 1990 sonrasında Dünya Bankası-IMF telkinleriyle başlatılan bu süreç, özellikle neoliberal AKP iktidarında hızlandırıldı. Özel hastaneciliğin, özel sağlık yatırımlarının teşvik edildiği bu sürece, kamu kaynakları ile destek veriliyor. “Sağlıkta Dönüşüm” adı altında kamu sağlık çalışanlarının ekonomik-demokratik hakları budanıyor, hastane şartları “fabrika” şartlarına dönüştürülüyor. Vergi ve sigorta primi ile sağlığın finansmanına zaten katkıda bulunanlar, cebinden biraz daha sağlık harcaması yapmaya mecbur bırakılıyor. Kısaca sağlığın bir meta, yani alınır satılır bir “şey” haline getirilmesi, ticarileştirilmesi, piyasalaştırılması ile tesis edilen “Kapitalist tıp modeli” hızla hayatımıza egemen kılınmaya çalışılıyor. Bu sürecin Türkiye koşullarında gerçekleşme biçimini sergilemek, yeni mekanizmaları açıklamak ve ortaya çıkardığı sonuçları irdelemek bu çalışmanın ana konusu. İzmir Tabip Odası ve Yordam Kitap’ın ortaklaşa yayınladığı bu kitap, güncel sorulara tatminkar cevaplar veriyor.
August H. Nimtz is Professor of Political Science and African American and African Studies and Distinguished Teaching Professor at the University of Minnesota, USA. He is the author of Marx and Engels: Their Contribution to the Democratic Breakthrough (2000), Marx, Tocqueville, and Race in America: The 'Absolute Democracy' or 'Defiled Republic' (2003), and a number of related articles in edited volumes and journals.
This is the best book to read on Marx and Engels. In 300 pages, Nimtz outlines their entire political practice and how a commitment to real democracy led to and guided the founding of the Communist movement.
Shows how Marx and Engels organized and conducted themselves within broader movements. They werent' just theorists, they were activists. A lesson for todays academic marxists.
Kitap Marx ve Engels’in pratikte devrimci mücadele içerisinde nasıl yer aldığını anlatan, sadece teorisyen değil birer devrimci olduklarını da ifade eden, buna dönük eleştirilere cevap niteliği taşıyan bir kitap. Kitap alıntılarla, derin detaylarıyla ve olaylarla ince ince bu konuyu işlemiş.
Fakat eğer tarihsel olayları ve sürecin nasıl işlediğini derinlemesine analiz etmek gibi bir amaç taşımıyorsanız ya da konu üzerine makale/tez yazmak gibi bir amacınız yoksa yani sizin için Marx ve Engels’in nasıl proleter devrimci mücadelenin temsilleri haline geldikleri özel bir çalışma alanı değilse kitap çok detaylı ve yorucu gelebilir. Daha genel hatlarıyla tarihsel süreci bilmek isteyip spesifik olarak bu konunun damarlarında gezinmek istemeyenler için daha önce okumuş olduğum David Riazanov’un “K. Marx F. Engels Hayat ve Eserlerine Giriş” kitabını önerebilirim.
Benim için çok yoğun ve fazla kapsamlı gelen bir kitap olduğu için, yarısına gelince ve artık takip etmekte güçlük çektiğimi görünce bırakmayı tercih ettim. Kitap detaycılığı bakımından ansiklopedik özellikler taşımakta. Eğer böyle detaylı bir kitap arıyorsanız tavsiye ederim. Fakat benim için D. Riazanov’un kitabı yeterli geldi.