Lâle Müldür tüm şiirleriyle Yapı Kredi Yayınları'nda! Lâle Müldür, son kitabı Saatler / Geyikler'den sonra, şimdi de tüm şiirleriyle okur karşısında: Toplu Şiirler, ilk basımı 1988 yılında yapılan Uzak Fıntına'dan, Ahmet Güntan'la birlikte yayımladıkları Voyıcır 2'deki (1990) Sarartı / Safran'a; Seriler Kitabı'ndan (1991) Kuzey Defterleri'ne (1992); Buhurumeryem'den (1994) "Divanü Lûgat-it-Türk'e (1998), Lâle Müldür şiirinin geçirdiği aşamaları toplu halde gözlemleyebilme imkânı sunuyor. Saatler / Geyikler'de doruk noktasına ulaşan Lâle Müldür lirizminin izlerini sürebilme imkânının yanı sıra şairin ilk şiirlerinden başlayarak şiirinin ayrılmaz özelliği olan çağrışım zenginliğinin kaynaklarına inebilme şansı da sağlayan Toplu Şiirler, Lâle Müldür okurları için olduğu kadar tüm şiirseverler için de gerçek bir panorama niteliğinde.
1956'da Aydın'da doğdu. Liseyi Robert Kolej’de bitirdi. Şiir bursu alarak Floransa’ya gitti. Türkiye’ye dönerek birer yıl ODTÜ Elektronik ve Ekonomi bölümlerine devam etti. 1977’de İngiltere’ye gitti: Manchester Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden lisansını, Essex Üniversitesi Edebiyat Sosyolojisi Bölümü’nden master derecesini aldı. 1983-1987 yılları arasında Brüksel’de yaşadı: Ressam Patrick Clays ile on iki yıl evli kaldı. 14 Aralık 2002’de beyin kanaması geçirdi, iki ay hastanede yattı. İlk şiirleri 1980’de Yazı ve Yeni İnsan dergilerinde çıktı. Gösteri, Defter, Şiir Atı, Oluşum, Mor Köpük, Yönelişler, Sombahar ve kitap-lık dergilerinde birçok şiir ve yazısı yayımlandı. Bir dönem Radikal gazetesinde yazdı. Şiirlerinden bazıları (“Destina”, Yeni Türkü) bestelendi ve filmlerde kullanıldı. Şiirlerinden bir seçki Water Music adıyla Dublin’de (Poetry Ireland, 1998), Fransız ressam Colette Deblé’nin resimleri üzerine yazdığı şiirler Fransızca olarak Ainsi parle la Fille de pluie (Yağmur Kızı Böyle Diyor) adıyla Fransız Enstitüsü’nde, 2008’de ise Donny Smith’in çevirdiği yine bir seçme şiirler kitabı (I Too Went To The Hunt Of A Deer) Türkiye’de yayımlandı. Yurt dışındaki birçok toplantıda Türkiye’yi temsil etti; Amerika’da yayımlanan Türk şiiri antolojisinde “80’lerde başlayan krizi aşan bir şair” olarak anıldı. Ultra-Zone’da Ultrason ile 2007 Altın Portakal Şiir Ödülü’nü aldı.
"Şaman fiziksel olmayan boyutlara da ulaşabiliyordu çünkü evrenin yapısı holografikti. şamanın etrafındaki tüm madde 'kapana kısılmış ışık'tı." (s.410)