What do you think?
Rate this book
Huysuz ve Ruhsuz
İnadına Aşk dizisinin senaristi Nehir Erdem'den yepyeni bir aşk hikâyesi, Huysuz ve Ruhsuz…Savaşamadıkları Tek Şey Tutkularıydı. Bir kadın erkeklere karşı huysuz, aşka karşı acemiyse ortaya büyük bir sorun çıkabilir. Üstelik o kadın hem çok güzel, hem de masumsa bu sorun adamın başına bela olabilir… "Ukala, ruhsuz, kasıntı adam. Sinir bozucu pislik. Bencil, kalın kafalı…" Kalın kafalıdan sonrasını duymayan Yağız sırıtarak mırıldandı."Ben de sana deli oluyorum Huysuz hatun…"Ve bir adam kadınlar konusunda uzman, aşkta ruhsuzsa ortaya büyük bir sorun çıkabilir. Üstelik o adam yakışıklı ve karşı konulmazsa bu sorun çok tehlikeli olabilir.
- GenresTurkish Literature
448 pages, Paperback
First published July 24, 2015
7 people are currently reading
100 people want to read
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 17 of 17 reviews
August 31, 2016
Huysuz ve Ruhsuz, tensel çekimlerine karşı koyamayıp tutkudan büyük bir aşk yaratan Doğa ve Yağız'ın hikayesini anlatıyor.
Doğa, bir iç mimar ve Yağız'ın şirketinin projesi için başvuruda bulunuyor. İlk karşılaşmaları pek hoş olmasa da aralarında yaşanacakların fitilini ateşliyor. İlk anda aralarında cereyan eden çekime karşı koyamıyorlar bir türlü. Tabii her şey yoluna girer gibi olduğunda bir sorun patlak veriyor ve darmadağın oluyorlar. Bu dağılmanın toplama evresini okuyoruz kitapta.
İlk olarak anlatımı beğenmedim pek, fazla yavan geldi. İlahi bakışla anlatılmasına rağmen, bunun imkanlarından yararlanılmamış. Fazla basit ve özensiz geldi. Karakterlerin duygu geçişleri yoktu neredeyse. Birbirlerinden nefret ederken bir anda birbirlerini kıskanmalar, mesafeliyken birden can ciğer olmalar vs. gibi üstünkörü anlatılmış yerler vardı. Ayrıca ben bu kadar argo kelimenin, küfürün kullanılmasını sevmiyorum. Diyaloglarda tamam -ki onlarda bile gereksiz geldi- ama normal paragraflarda küfüre, argoya boğmak özensizlik gibi geliyor bana.
Karakterleri ne sevdim ne sevmedim, nötrüm. Yağız ne istediğini bilen bir adam tamam ama sırf istediğini almak için işi inada bindiren karakterleri sevmiyorum. Yağız Doğa için, istekleri için savaşmadı; istediği kıvama gelsin diye Doğa'yı zorladı resmen. Ayrıca hatalı olmasına rağmen birden üste çıktı falan saçma geldi bana. Doğa'yı bir nebze daha çok sevdim. İlk başlardaki saçma sapan hareketlerine, kendini düşürdüğü durumlara rağmen sonradan toparladı. Her kitapta rastlamadığımız bir kadın tiplemesiydi. Aşkı için gururunu, kendine saygısını yok saymadı ki bu duruşunu sevdim ama genel olarak çok da bayılmadım. En sevdiğim karakter Arda oldu, yalan yok. :D
Akıcıydı, okurken çok zorlanmadım ama çok da etkilenmedim. Okusam da olurmuş okumasam da diye düşündüm. Kurgu, sahneler, karakterler alışılmış olabilir; bu benim için bir eksi değil. Ama yazarın kalemi bu alışılmışlıkların arasında sivrilemiyorsa o kitap pek bir anlam ifade etmiyor benim için. Huysuz ve Ruhsuz da o kitaplardandı.
Bir de çok, çok fazla yazım yanlışı vardı. Bir yerde art arda o kadar bağlaç hatası yapılmış ki sinirlerim bozuldu. İlk yarıda bu kadar yanlış gözüme çarpmadı. Sanki yarısı kontrol edilmiş, kalan yarısı olduğu gibi basılmıştı. Ayrıca günlük konuşma dilinin yansıtıldığı yerler vardı. "Yapıcam, edicem, gidiyo, geliyo" gibi. Bunlar da hoşuma gitmedi.
Doğa, bir iç mimar ve Yağız'ın şirketinin projesi için başvuruda bulunuyor. İlk karşılaşmaları pek hoş olmasa da aralarında yaşanacakların fitilini ateşliyor. İlk anda aralarında cereyan eden çekime karşı koyamıyorlar bir türlü. Tabii her şey yoluna girer gibi olduğunda bir sorun patlak veriyor ve darmadağın oluyorlar. Bu dağılmanın toplama evresini okuyoruz kitapta.
İlk olarak anlatımı beğenmedim pek, fazla yavan geldi. İlahi bakışla anlatılmasına rağmen, bunun imkanlarından yararlanılmamış. Fazla basit ve özensiz geldi. Karakterlerin duygu geçişleri yoktu neredeyse. Birbirlerinden nefret ederken bir anda birbirlerini kıskanmalar, mesafeliyken birden can ciğer olmalar vs. gibi üstünkörü anlatılmış yerler vardı. Ayrıca ben bu kadar argo kelimenin, küfürün kullanılmasını sevmiyorum. Diyaloglarda tamam -ki onlarda bile gereksiz geldi- ama normal paragraflarda küfüre, argoya boğmak özensizlik gibi geliyor bana.
Karakterleri ne sevdim ne sevmedim, nötrüm. Yağız ne istediğini bilen bir adam tamam ama sırf istediğini almak için işi inada bindiren karakterleri sevmiyorum. Yağız Doğa için, istekleri için savaşmadı; istediği kıvama gelsin diye Doğa'yı zorladı resmen. Ayrıca hatalı olmasına rağmen birden üste çıktı falan saçma geldi bana. Doğa'yı bir nebze daha çok sevdim. İlk başlardaki saçma sapan hareketlerine, kendini düşürdüğü durumlara rağmen sonradan toparladı. Her kitapta rastlamadığımız bir kadın tiplemesiydi. Aşkı için gururunu, kendine saygısını yok saymadı ki bu duruşunu sevdim ama genel olarak çok da bayılmadım. En sevdiğim karakter Arda oldu, yalan yok. :D
Akıcıydı, okurken çok zorlanmadım ama çok da etkilenmedim. Okusam da olurmuş okumasam da diye düşündüm. Kurgu, sahneler, karakterler alışılmış olabilir; bu benim için bir eksi değil. Ama yazarın kalemi bu alışılmışlıkların arasında sivrilemiyorsa o kitap pek bir anlam ifade etmiyor benim için. Huysuz ve Ruhsuz da o kitaplardandı.
Bir de çok, çok fazla yazım yanlışı vardı. Bir yerde art arda o kadar bağlaç hatası yapılmış ki sinirlerim bozuldu. İlk yarıda bu kadar yanlış gözüme çarpmadı. Sanki yarısı kontrol edilmiş, kalan yarısı olduğu gibi basılmıştı. Ayrıca günlük konuşma dilinin yansıtıldığı yerler vardı. "Yapıcam, edicem, gidiyo, geliyo" gibi. Bunlar da hoşuma gitmedi.
February 3, 2016
Klasik Nehir Erdem işte. Harika olmaması mümkün mü?
Doğa ve Yağız'ın hikayesi çok anlamlı, çok etkileyiciydi. Deli Divane'ye göre biraz daha komedi kısmı eksikti, çünkü karakterlerimiz büyük acılar çekti. Ama güldüğüm diyaloglar da elbette vardı, özellikle Yağız'ın Doğa'nın abisi Koray'la olan iki konuşması :D
Doğa öyle güçlü, öyle kendinden emin, gururlu, başı dik bir karakter ki hayran oldum kadına. İleri kısımlarda "Uzattı mı sanki biraz bu meseleyi?" diye düşüncelerim oldu ama her seferinde de durup düşününce hak verdim, kendince önemli sebepleri vardı Doğa'nın. Çok yaralıydı, çok korkuyordu.
Yağız'a gelirsek... O da çok acılar çekti ama bedelini de ödedi. Doğa gayet iyi yonttu kendisini.
Arda desen... Kitaptan fırlayıp çıksın da ısırayım istedim. Zeka küpü, zehir gibi, dünya tatlısı bir çocuktu.
Bir de Yağız'ın kardeşi Yiğit var. Diğer kitaplarda pek tanıma imkanımız olmayan Yiğit'i de bu kitapla tanıdık ve böyle sevimli bir adam olamaz ya. Yağız'ı falan bırakın, Yiğit gibisi var mı? Bu kadar şeker bi adamın nasıl bir aşk yaşayacağını da acayip merak ediyorum. Onun kitabını da okuruz umarım bir an önce.
Okuyun, okutturun...♥
Doğa ve Yağız'ın hikayesi çok anlamlı, çok etkileyiciydi. Deli Divane'ye göre biraz daha komedi kısmı eksikti, çünkü karakterlerimiz büyük acılar çekti. Ama güldüğüm diyaloglar da elbette vardı, özellikle Yağız'ın Doğa'nın abisi Koray'la olan iki konuşması :D
Doğa öyle güçlü, öyle kendinden emin, gururlu, başı dik bir karakter ki hayran oldum kadına. İleri kısımlarda "Uzattı mı sanki biraz bu meseleyi?" diye düşüncelerim oldu ama her seferinde de durup düşününce hak verdim, kendince önemli sebepleri vardı Doğa'nın. Çok yaralıydı, çok korkuyordu.
Yağız'a gelirsek... O da çok acılar çekti ama bedelini de ödedi. Doğa gayet iyi yonttu kendisini.
Arda desen... Kitaptan fırlayıp çıksın da ısırayım istedim. Zeka küpü, zehir gibi, dünya tatlısı bir çocuktu.
Bir de Yağız'ın kardeşi Yiğit var. Diğer kitaplarda pek tanıma imkanımız olmayan Yiğit'i de bu kitapla tanıdık ve böyle sevimli bir adam olamaz ya. Yağız'ı falan bırakın, Yiğit gibisi var mı? Bu kadar şeker bi adamın nasıl bir aşk yaşayacağını da acayip merak ediyorum. Onun kitabını da okuruz umarım bir an önce.
Okuyun, okutturun...♥
April 6, 2016
İlk defa bir Nehir Erdem kitabı okuyorum, sokak ağzı kitap boyunca beni baya eğlendirdi :))
November 23, 2022
Nehir Erdem’in kalemine, karakterlerine bitiyorum. Ayraç kullanmadan biten kitaplardan.
January 17, 2018
wattpad ortamından çıkıp kalite kokan ve kitaplarını iştahla okuduğum sayılı insandan biri nehir erdem! evet, önünde saygıyla eğiliyorum ve başarılarının katlanarak artmasını diliyorum. şak şak şak...
August 12, 2015
3.5/4 ayrılmalarına sebep olan olay çok basit geldi bana çabucak geçiştirilmiş gibi. İlk okuduğum Nehir Erdem kitabıydı ama beğendim.
April 11, 2016
Beklentilerimi karşılamadı. İki Entrika Bir Düğün İsmail çok çok daha iyiydi.
August 5, 2020
Huysuz ve ruhsuz olduktan sonra bizden hayat yaşamasını isterler benim içim öldü ben neyi yaşayacağım artık bilmiyorum.
April 11, 2016
Kitabın kilit bölümleri, zorlama olmasaydı ve mantığıma ters düşmeseydi, tadından yenmezdi, ama yinede çok eğlenceli ve güzel bir kitaptı haksızlık etmeyeyim :))
Doğa kızımız bir iç mimar, aile işinde çalışmak yerine kendini göstereceğini düşündüğü ünlü Korkut Kardeşlerin şirketinde çalışmak istiyor, ilk gün Yağız Korkut ile olan tanışması ve akabinde yaşanan tatsızlık bana biraz zorlama gibi geldi, yani iş başvurusu yaptığın gün patronun odasını dinleyip, son hız içeri dalıp, adama ağzına geleni saydırıp, elini tehdit eder gibi göğsüne dürtüp, üstüne birde adamı kendine aşık etmek, zorlamaların ilkiydi :)
Yağız,aile şirketinde kardeşi ile birlikte çalışıyor, bir tatil köyü projesi var ve doğa'nın çizimleri tamda adamın hayalini kurduğu türden, ilk gün kızın deneyimsizliğinden dem vurup bir iki laf sokunca ki doğa o sırada kapıda kulak misafiri , aralarında yaşanan tatsızlık ve kızın ona haddini bildirmesinden sonra ne hikmetse ışık hızıyla kıza tutuluyor, ertesi gün kızın kapısında alıyor soluğu, tanıdık geldi mi bu sahne :)
Kitabın ilk yarısını okudukça inadına aşk dizisi canlandı gözümde, Doğa bildiğin Defne, kızın erkek kardeşlerini okudukca Çınar ve Toprak geliyor insanın gözlerinin önüne, bazı cümleler neredeyse aynı kullanılmış, zaten kapak fotoğrafı da aynı Yalın :)
"" Bu kısımda spoiler vereceğim dikkat "" :))
Kitabın diğer zorlama kısımları ise , Doğa ve Yağız arasında başlayan aşkın, tamamen saçma sapan bir olay yüzünden bitmesi, hiçbir mantığı yok, sırf yazılmış olmak için yazılmış bir kötü kadın karakteri var ortada , akabinde kızın ortadan kaybolması, hamile olduğunu öğrenmesi ve kimseye haber vermeden doğurması ile üzerinden geçen üç koca yıl, yani kızın ailesi bildiğin taş fırın ailesi, bunca gizliliği nasıl başardın,böyle önemli bir olayı söylememek ne cesaret, bu arada Yağız her yerde kızı arıyor ve hala deliler gibi aşık...
Yukarıdaki saçma kısımları görmezden gelirsek, girişte söylediğim gibi güzel ve eğlenceli bir kitaptı :))
ikilinin birlikteyken geçirdiği zamanları sevdim, aralarındaki aşk güzeldi, Yağız'ın küfürbaz ağzı bile sorun teşkil etmedi, hatta kitabın en eğlenceli kısımlarıydı diyebilirim , aslında Yağız karakterini Doğa'dan daha çok sevdim, adam geçen üç yılın acısını biraz daha çıkarabilirdi bence, zira kız bunu fazlasıyla hak etti.
Bu arada kitabın en güzel taraflarından biride çok çabuk okunması, cümleler sizi boğmuyor :))
Doğa kızımız bir iç mimar, aile işinde çalışmak yerine kendini göstereceğini düşündüğü ünlü Korkut Kardeşlerin şirketinde çalışmak istiyor, ilk gün Yağız Korkut ile olan tanışması ve akabinde yaşanan tatsızlık bana biraz zorlama gibi geldi, yani iş başvurusu yaptığın gün patronun odasını dinleyip, son hız içeri dalıp, adama ağzına geleni saydırıp, elini tehdit eder gibi göğsüne dürtüp, üstüne birde adamı kendine aşık etmek, zorlamaların ilkiydi :)
Yağız,aile şirketinde kardeşi ile birlikte çalışıyor, bir tatil köyü projesi var ve doğa'nın çizimleri tamda adamın hayalini kurduğu türden, ilk gün kızın deneyimsizliğinden dem vurup bir iki laf sokunca ki doğa o sırada kapıda kulak misafiri , aralarında yaşanan tatsızlık ve kızın ona haddini bildirmesinden sonra ne hikmetse ışık hızıyla kıza tutuluyor, ertesi gün kızın kapısında alıyor soluğu, tanıdık geldi mi bu sahne :)
Kitabın ilk yarısını okudukça inadına aşk dizisi canlandı gözümde, Doğa bildiğin Defne, kızın erkek kardeşlerini okudukca Çınar ve Toprak geliyor insanın gözlerinin önüne, bazı cümleler neredeyse aynı kullanılmış, zaten kapak fotoğrafı da aynı Yalın :)
"" Bu kısımda spoiler vereceğim dikkat "" :))
Kitabın diğer zorlama kısımları ise , Doğa ve Yağız arasında başlayan aşkın, tamamen saçma sapan bir olay yüzünden bitmesi, hiçbir mantığı yok, sırf yazılmış olmak için yazılmış bir kötü kadın karakteri var ortada , akabinde kızın ortadan kaybolması, hamile olduğunu öğrenmesi ve kimseye haber vermeden doğurması ile üzerinden geçen üç koca yıl, yani kızın ailesi bildiğin taş fırın ailesi, bunca gizliliği nasıl başardın,böyle önemli bir olayı söylememek ne cesaret, bu arada Yağız her yerde kızı arıyor ve hala deliler gibi aşık...
Yukarıdaki saçma kısımları görmezden gelirsek, girişte söylediğim gibi güzel ve eğlenceli bir kitaptı :))
ikilinin birlikteyken geçirdiği zamanları sevdim, aralarındaki aşk güzeldi, Yağız'ın küfürbaz ağzı bile sorun teşkil etmedi, hatta kitabın en eğlenceli kısımlarıydı diyebilirim , aslında Yağız karakterini Doğa'dan daha çok sevdim, adam geçen üç yılın acısını biraz daha çıkarabilirdi bence, zira kız bunu fazlasıyla hak etti.
Bu arada kitabın en güzel taraflarından biride çok çabuk okunması, cümleler sizi boğmuyor :))
September 2, 2015
Müptela Yayınları’ndan çıkmış olan Nehir Erdem’in-Huysuz Ve Ruhsuz adlı kitabı, çok içten- samimi bir dille yazılmış akıcı bir kitaptı. Yazar,çoğu yerde argo kullansa da, bu kitabı olumsuz anlamda etkilemiyordu.
Hatta çoğu yerde gülmeme bile neden olmuştu. Kitabın bence tek olumsuz yanı; birçok yerde rastladığım yazım yanlışlarıydı. Umarım ikinci baskıda bu hata düzeltilir.
Şimdi kitaba gelecek olursak; kitapta tatlı cadı diye nitelendirebileceğimiz bir kız var adı Doğa. Doğa el bebek gül bebek büyütülmüş bir kız. Biraz sivri dilli bir hatun.Ve inat mı inat. Abilerinin karşı koymasına rağmen bir gün bir şirkette işe başlayacak ve o şirkette Yağız (adının anlamını hakkıyla veren yağız bir delikanlıyla) ile tanışacaktır.
Ve o tanışma sonrasında yaşanacak olaylar zinciri, sizi tamamen soluk soluğa okuyacağınız bir kitaba esir edecek.
Kitapta; aile bağlarını, arkadaşlık- dostluk ilişkilerini, aşkı, sevgiyi, özellikle iki insan arasındaki didişmeleri, çoğu aman gülerek, çoğu zaman duygulanarak okuyacaksınız.
Hatta çoğu zaman ikiliye sinirde olacaksınız. Kitabın adı: Huysuz Ve Ruhsuz. Kitap ve ismi birebir örtüşmesine rağmen, ben bu kitaba ikinci bir isim daha buldum o da şu; yanlışlıkla silsilesi yada yanlışlıklar komedyası.
Neden böyle bir ismin aklıma geldiğini ancak kitabı okursanız anlayabilirsiniz, çünkü detay verip, okuma hevesinizi kaçırmak istemiyorum.:)
Aynı zamanda kitabı okurken, eski filmlerden yumurcağın filmleri , o filmler biraz aklıma gelmedi desem yalan olur. Anlayacağınız üzere film tadında bir hikaye idi.
Kısacası, bu kitabı severek okudum. Okumayan ve okumak isteyen kişiler varsa, okumanızı tavsiye ederim.
Öncelikle bu hikayeyi yazdığı için sevgili yazarımız Nehir Erdem’e sonrasında bu kitabı yayınlayarak bizlerle buluşturduğu için Müptela Yayınları’na teşekkür ederim.
Unutmadan bu kitaba bir puan verecek olursam; beş üzerinden dört puan verirdim.
Hatta çoğu yerde gülmeme bile neden olmuştu. Kitabın bence tek olumsuz yanı; birçok yerde rastladığım yazım yanlışlarıydı. Umarım ikinci baskıda bu hata düzeltilir.
Şimdi kitaba gelecek olursak; kitapta tatlı cadı diye nitelendirebileceğimiz bir kız var adı Doğa. Doğa el bebek gül bebek büyütülmüş bir kız. Biraz sivri dilli bir hatun.Ve inat mı inat. Abilerinin karşı koymasına rağmen bir gün bir şirkette işe başlayacak ve o şirkette Yağız (adının anlamını hakkıyla veren yağız bir delikanlıyla) ile tanışacaktır.
Ve o tanışma sonrasında yaşanacak olaylar zinciri, sizi tamamen soluk soluğa okuyacağınız bir kitaba esir edecek.
Kitapta; aile bağlarını, arkadaşlık- dostluk ilişkilerini, aşkı, sevgiyi, özellikle iki insan arasındaki didişmeleri, çoğu aman gülerek, çoğu zaman duygulanarak okuyacaksınız.
Hatta çoğu zaman ikiliye sinirde olacaksınız. Kitabın adı: Huysuz Ve Ruhsuz. Kitap ve ismi birebir örtüşmesine rağmen, ben bu kitaba ikinci bir isim daha buldum o da şu; yanlışlıkla silsilesi yada yanlışlıklar komedyası.
Neden böyle bir ismin aklıma geldiğini ancak kitabı okursanız anlayabilirsiniz, çünkü detay verip, okuma hevesinizi kaçırmak istemiyorum.:)
Aynı zamanda kitabı okurken, eski filmlerden yumurcağın filmleri , o filmler biraz aklıma gelmedi desem yalan olur. Anlayacağınız üzere film tadında bir hikaye idi.
Kısacası, bu kitabı severek okudum. Okumayan ve okumak isteyen kişiler varsa, okumanızı tavsiye ederim.
Öncelikle bu hikayeyi yazdığı için sevgili yazarımız Nehir Erdem’e sonrasında bu kitabı yayınlayarak bizlerle buluşturduğu için Müptela Yayınları’na teşekkür ederim.
Unutmadan bu kitaba bir puan verecek olursam; beş üzerinden dört puan verirdim.
September 22, 2016
KBV #3
(Kurban Bayramı Vurgunları)
Öncelikle kitapla ilgili en genel düşüncemi belirtmek istiyorum: BÖĞĞĞKYY ...
Yani bu kadar cinsel çekim üzerine bir ilişki daha var mı diye sormak istiyorum. Nehir Erdem'in çook sevdiğim hikayelerini Wattpad'de okumuşluğum, fangirllüğünü yapmışlığım var amma ve lakin Huysuz ve Ruhsuz, Doğa ve Yağız bunların arasında değil. Ne yazık ki değil...
Kitabın yarısından fazlası bu ve benzeri cümlelerin üzerine kurulu...
Sokak ağzını kaleme yansıtmasından rahatsız olduğum yerlerde var olmadığım yerlerde var bu yüzden bu konu üzerine konuşmayı es geçiyorum. Küfürlü konuşmalar... Eh onlara da eyvallah dedim.
Peki ben nesini sevdim? Efenim Doğa'nın Yağız'ın yaptıklarına karşılık kararının arkasında durmasını sevmedim, bayıldım. Ama o Arda yok mu, o Arda... İşte en çok onu sevdim ben. Kitabın ennn güzel kısımları onun olduğu sahnelerdi benim için.
Öncelikle kitapla ilgili en genel düşüncemi belirtmek istiyorum: BÖĞĞĞKYY ...
Yani bu kadar cinsel çekim üzerine bir ilişki daha var mı diye sormak istiyorum. Nehir Erdem'in çook sevdiğim hikayelerini Wattpad'de okumuşluğum, fangirllüğünü yapmışlığım var amma ve lakin Huysuz ve Ruhsuz, Doğa ve Yağız bunların arasında değil. Ne yazık ki değil...
"Ufff, kadın çok ateşlisin bee...."
Kitabın yarısından fazlası bu ve benzeri cümlelerin üzerine kurulu...
Sokak ağzını kaleme yansıtmasından rahatsız olduğum yerlerde var olmadığım yerlerde var bu yüzden bu konu üzerine konuşmayı es geçiyorum. Küfürlü konuşmalar... Eh onlara da eyvallah dedim.
Peki ben nesini sevdim? Efenim Doğa'nın Yağız'ın yaptıklarına karşılık kararının arkasında durmasını sevmedim, bayıldım. Ama o Arda yok mu, o Arda... İşte en çok onu sevdim ben. Kitabın ennn güzel kısımları onun olduğu sahnelerdi benim için.
<İ>"Yapmasanaaa, Aydanın annesi çok yayamaş..."
*
"Bana açık açık duygularını açmak bu kadar mı zor? Adam istiyor ve alacak. Bu çok sinir bozucu..."
"Adam salak olunca böyle oluyor işte."
January 16, 2022
sfdasjhdf az önce denk geldim de,
aynı kapak. helal ya aynısına sahip olması taktire şayan.
neyse, bu kitabı da zamanında okumuş olarak diyorum ki, sıradan ve klasik bir nehir erdem kitabı. basit. tatlı. klişe.
(ay niye bu kadar gömdüm anlamadım)
aynı kapak. helal ya aynısına sahip olması taktire şayan. neyse, bu kitabı da zamanında okumuş olarak diyorum ki, sıradan ve klasik bir nehir erdem kitabı. basit. tatlı. klişe.
(ay niye bu kadar gömdüm anlamadım)
December 23, 2015
wattpadden tanıdığım güzide yazarın bir diğer kitabı. sanıyorum kendisine daha önce yaptığım yorumu yineleyeceğim. bu kadının kesinlikle judith mcnaught ile bir akrabalığı olmalı. Komik, romantik daha söylenecek bir söz yok. 2015 kendi tarz kitapları arasında kesinlik üst kalite hatta belki de birinci sırada bu yazarımız var.
October 16, 2015
3-3.5 çiçek kızları daha çok sevmişim ama bu da güzeldi.
November 19, 2015
Wattpadde okumuştum ve çok sönük gelmişti. Ama kitap hali bayağı hoşuma gitti.
April 22, 2016
İnadına aşk dizisindeki karakterler resmen gözümün önündeydi. Beğendim hikayeyi sevimliydi..
Displaying 1 - 17 of 17 reviews