La Fontaine deyince akla hiç düşünmeden iki masal gelir: Karga ile tilki ve cırcır böceği ile karınca. 7’den 70’e herkes bilir sakar kargayı ve tembel cırcır böceğini. Peki ya işin aslı öyle değilse?
Ne kargalar eskisi kadar budala, ne de karıncalar o kadar acımasız. Cırcır böceği ve onun müziği olmasaydı, kavurucu yaz sıcaklarında çalışmak ne kadar zor olurdu düşünebiliyor musunuz? Tilkiye gelince, uzun lafın kısası, aklın kurnazlıktan bin kat daha üstün olduğunu böylelikle anlamış oluyoruz.
Desen kitapları ve John Berger ile yaptığı ortak yapıtlarla adından söz ettiren Selçuk Demirel’den La Fontaine’in masallarına farklı bir bakış. Selçuk Demirel bu defa hem çiziyor hem yazıyor hem de okurlara alışılmadık bir son vaat ediyor.
18 Mayıs 1954’te Artvin’de doğdu. İlk çizimlerini Ankara’da lise öğrencisi iken yayımladı (1973). Daha sonra mimarlık öğrenimine devam ederken, Mimarlık dergisi başta olmak üzere dönemin önemli dergi ve gazetelerinde desenlerini yayınlamayı sürdürdü. 1978’de Paris’e gitti ve yerleşti. Çalışmalarını Paris’ten sürdüren Selçuk Demirel Cumhuriyet, Yeni Yüzyıl, Kitap-lık, P, Artimento (Türkiye); Le Monde, Le Monde Diplomatique, Le Nouvel Observateur (Fransa); The Washington Post, The New York Times, The Wall Street Journal, The American Prospect, The Boston Globe, The Chicago Tribune, LegalAffairs (ABD); Far Estern Economic Rewiew (Hong Kong) vb. birçok önemli dergi ve gazetelerde desenlerini yayımladı. Çalışmaları kitap illüstrasyonlarından dergi ve kitap kapaklarına, desen albümlerinden çocuk kitaplarına, kartpostaldan afişe dek çeşitlilik gösteren sanatçı, Türkiye’de, birçok Avrupa ülkesinde ve Japonya’da kitaplarını yayımladı, kişisel sergiler açtı.