Eskilerde kaldı medeniyet tasavvurumuzu yansıtan şehirler…
Önce… Daha huzurlu, daha sakin, daha insânî ve daha güvenliydik. Kul hakkı, hizmet, tevazu, merhamet, iyilik, sevgi, saygı, komşuluk, mahalle kültürü, yardımlaşma, olabildiğince az alıp çok verme gibi değerleri konuşmaya gerek duymaz, yaşardık…
Sonra… Bizim olmayan bir medeniyet tasavvuruna özenip onun zihniyetine ait yapılar inşa ettik…
Ve… İçimizdeki değerlerin yerini de kapitalizmin bize “çağın ihtiyaçları” olarak sunduğu cicili-bicili oyuncaklar, nefsânî-bireysel tüketim, hırs, daha iyi bir hayat ümidi ve daha çok para kazanma arzusu aldı…
Halbuki İslam Medeniyeti’nin değerler sistemi bütün insanlık için tek ümit kaynağı!
O zaman düşünmemiz lazım: “Yaradan, bize bir kapı açıp yol gösterdi de biz farkında mı değiliz?”Ve bize, “Haydi bakalım! Şimdi inancınızla ve kapitalizmin size sunduğu biçimlerle çözüme ulaşın.” mı diyor?
Sadetttin Ökten (d. 1942; İstanbul), Türk yazar, emekli öğretim üyesi.
1 Eylül 1942 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1953 girdiği Vefa Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi’ni kazanır. Yüksek inşaat mühendisi olmasına rağmen şehir ve medeniyet, özellikle de İslâm medeniyeti konularındaki entelektüel birikimiyle tanınır. Çeşitli üniversitelerde Bilim Tarihi, Yapı Teknolojisi Tarihi, Kent Kültürü ve Kent Estetiği dersleri vermiştir.
Prof. Dr. Sadettin Ökten Mimar Sinan Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesidir.
Kitap Saadettin Ökten’in konuşur gibi yazması sebebiyle çok güzel akıyor ve ifadeleri çok rahat anlayabiliyorsunuz. Farklı zamanlarda yazılan yazıların birleştirilmesi gibi bir havası vardı (belki de öyledir) çünkü bölümler arasında tekrarlara düşüyordu. Şehrin insanı etkilemesi konusunda, yaşadığınız ve gezdiğiniz şehirlere başka gözlerle bakacağınız bir ufuk açıyor sizde.