Islamci Erol Nasil Cildirdi? tum dunyanin merak ettigi, hepimizi dusunduren buyuk soruya cevap Nasil oldu da "Sade Muslumanlik" yikici bir ideolojiye donustu?Nihat Genc, olaganustu bir anlatimla, felsefi, psikolojik, siyasi, sosyolojik tespitler esliginde gercekleri onumuze seriyor. Roman, bir kisinin, zihniyetin ve toplumun donusumunu arka planiyla birlikte anlatiyor. Cemaat icinde yalnizlik ceken Erol, insan sarrafi Aysun, kibirli ve riyakar Bahri Abi, avanesi Osman, cilveli medya maymunu Nur, dunyanin en mazlum guzeli Dua... obur dunyadan firlatilan cesetler, vicdanin cephanesi, bir saniye suren ask ve ruhsuzlar ile beyinsizlerin hic bitmeyen savasi... -Bir kitabevinde cay icerek sessizce oturan insanlar nicin ve neden canavarlastilar?-Gonul huzuru pesindeyken, nasil hirsli, vahsi kapitalistler haline geldiler? Yakin donemde yasanan kulturel evrimi, siirsel bir hizla, felsefi tespitler ve unutulmaz gozlemler esliginde okuyacaksiniz. -Manevi bir yolculugun rotasi nerede degisip sapiyor?-Hangi yalanlar zinciri, daha buyuk yalanlara ve siddete baglaniyor?-"Hakikati" arayan yoksullar nasil doyumsuzca luks pesinde kosmaya basliyor? Islamci Erol Nasil Cildirdi? zihin acici, surukleyici, heyecan dolu bir roman.(Tanitim Bulteninden)Ince Sayfa 176Baski 2015 Sayfa 130Baski 2016 April Yayincilik
İlk Nihat Genç kitabım. Fırından taze çıktığı ay alıp halsizlikten başka birşey yapamadığım bir Kurban bayramında okudum. İslam dini adına yapılan yanlışları bir roman kahramanının çıldırması yoluyla eleştiren ve bu yanlış yola sapışın sebeplerini psikolojik düzeyde irdeleyen bir roman. Nihat Genç'in tarzı mı bu bilmiyorum ama sanki tek seferde yazılıp bir daha okunmadan, editör elinden geçmeden baskıya verilmiş. Yarım, düşük, nokta virgül kullanmadan uzayan cümleler ve tek cümlelik paragraflar insanı yoruyor. Örnek: "Erol'un Aysun'un patavatsızlıklarına dayanamayıp hiç yorulmadan her defasında onu bir kenara çeker, girip çıkanın bir daha dedikodusunu yapmamasını sıkıca tembihlemesi nafileydi, çünkü dükkandaki uhrevi ilahi konuşmaların bayıltma etkisi Aysun'a işleniyordu, Aysun uslanmaz şekilde: Erol Abi niye bu çocukların gözbebekleri kaymış, ağızlarını dilleri sarkmasın diye mi Bahri Abinin yanında sıkıca kilitliyorlar..." (s. 71).
Bunun karşısında bir samimiyet ve dürüstlük de var kitapta ve güzel tespitler içerip bir de spiritüellik anlayışıma neredeyse birebir denk gelen bir şekilde bitmesi bu karman çorman cümlelere katlanmanın ödülü oldu.
Aslında sanırım kitabın özeti şu; her şeyin uç noktası zararlıdır.
Kitapçıda çay içip sessiz sedasız duran insan evlatları zamanla tanınamaz hale gelirler. Dini konuşmalar iyilikten başlayarak, zamanla can yakıcı bir hale gelir. Erol değişimin tam ortasındadır, şaşkındır. Düşünmeyen, vicdanları birer birer yok olan, değişim gösteren bu insanlara ne olmaktadır?
Nihat Genç’in yine bol küfürlü (buna değinmeden geçemedim ne yalan söyleyeyim küfürleri okudukça rahatladım) farklı farklı insanları gözlemleyip bizlere sunduğu, Türkiye’nin, İslam’ın nasıl bu şekilde değiştiğine kafa yoran bir kitap. Üstü kapalı bir şekilde, üstü sere serpe açık bir şekilde birçok şeyin eleştirildiği bir kitap. Türkiye’nin insan yapısını az çok gözler önüne seren bir kitap. Yeri geldiğinde güldüren, yeri geldiğinde düşündüren (şıklık olsun diye yazmadım bu cümleyi, cidden öyle) bir kitap. Altı çizilecek, vay be! dedirtecek cümlelerle, saptamalarla dolu bir kitap.
Aslında tek yıldız verecektim ancak moralim çok bozuk bir zamanda okuduğum için kimi zaman küfürlerine eşlik ederek, kimi zaman küfürlerine cevap vererek içimdeki öfkeyi boşaltmamı sağladı. Kurgu tepetaklak hızı artan bir araba gibi, en son aforizmatik sözlere çarparak duruyor. Tasvirler, ifadeler en az romanda bahsettiği İslamcı abiler kadar cansız, edebilikten uzak. Yapılan bazı tespitler doğruydu, İslamcıların gelenekten kopması, dünyaya gereksiz bir soyutlama halinde olmaları gibi. Ancak bunları belirtmek için roman yazmasına ihtiyaç yoktu sanki.