Çin’in Yunhai kasabasındaki Grand Hôtel’in ilginç bir çalışanı vardır: Bayan Ming. Yaşlı ve bilge Bayan Ming, tuvalet bekçiliği yaptığı otelde, günün birinde Fransız bir işadamıyla tanışır ve ona on çocuğunun hikâyesini anlatır. Hikâye olağanüstüdür, çünkü Çin’de tek çocuk yasası vardır ve Bayan Ming’in on çocuğu olması imkânsızdır. Kendinden kaçtığı için tüm dünyayı dolaşan Fransız ise yaşlı kadının anlattıklarına inanmasa bile onun hikâyelerinin bağımlısı olur. Zira eşitlik anlayışını Mao’dan, insancıllığını Konfüçyüs’ten alan Bayan Ming’in anlattığı her öykü bir hayat dersidir… Gerçekle yalan iç içe geçmişken Bayan Ming, doğum günü için tüm çocuklarının bir araya gelmesini ister… Artık düğümün çözülme vakti gelmiştir… Eric-Emmanuel Schmitt’ten hakikatin acımasızlığı, hayallerin çılgınlığı üzerine şiirsel bir roman…
Eric-Emmanuel Schmitt is a Franco-Belgian playwright, short story writer and novelist, as well as a film director. His plays have been staged in over fifty countries all over the world.
Çok çabuk biten ama ardında kocaman bir gülümseme bırakan bu tatlı kitabı en sevdiklerimin arasına yazdım hemen. Ayrıca Bayan Ming'i tanımayı çok isterdim. :)
"Hakikat, bizim en fazla hoşumuza giden yalanın ta kendisidir, öyle değil mi?"
hiç hesapta yokken birden okuma isteği duyduğum ve bitirince içgüdülerime güvenmem gerektiğini anlatan bir kitap oldu. "İnsanlar neden hakikati kaldıramaz? Birincisi, çünkü hakikat onları hayal kırıklığına uğratır. İkincisi, çünkü hakikat genelde çıkardan yoksundur. Üçüncüsü, çünkü hakikatin asla doğru görünümü yoktur- yalanların çoğu çok daha iyi hazırlanmıştır. Dördüncüsü, çünkü hakikat yaralar."
یک تاجر فرانسوی در چین در ورودی دستشویی هتل با زنی که مامور دستشویی هست طی مدت اقامتش در چین آشنا و هم صحبت میشه. و طی این صحبت ها خانم مینگ که همون مامور دستشوییه براش از ده فرزندش تعریف میکنه اون هم در حالی که در چین داشتن بیش از یک فرزند جرم به حساب میاد. در بین صحبت از فرزندانش خانوم مینگ توصیه های اخلاقی و نصیحت هایی هم میکنه که بعضا میتونه قابل توجه باشه. در مجموع داستان جمع و جور و جالبیه.ه
99 странички, побиращи толкова емоции и човешки съдби. В няколко кратки глави се поставят редица екзистенциални въпроси и читателят е оставен сам да прецени коя е неговата истина. Затрогваща книга.
Госпожа Мин има 10 деца във време, в което Китай поставя забрана пред семействата относно раждаемостта. Позволено е само едно дете. При следващата бременност, жената е задължена да абортира. Възможно ли е тогава тя наистина да е родила 10 деца? Читателят трябва да реши дали да й повярва. А има ли значение каква е истината, когато тя е толкова преходна, раняваща и лична. Защото истината винаги е лична. Няма абстракна истина. Дали? Отново - въпрос на избор, на потребност и на вяра. Госпожа Мин разказва за всяко от децата си. За неговите характер, ценности, привички. За всичко, на което са я научили като родител. Няма значение дали ще повярвате на думите й. Само това, което стои зад думите, има някакво значение.
"Раждаме се братя по кръв и се разграничаваме заради възпитанието". "Да върши човек забележително дело е по-важно, отколкото да бъде забелязван". "Дъще, ако срещнеш стойностен човек, опитай се да приличаш на него, ако срещнеш посредствен, търси неговите недостатъци у себе си". "За да убие госпожа Мао, значеше първо да убие своята вътрешна госпожа Мао". "Дърветата са обратното на хората: колкото повече растат, толкова повече търсят небето". "... действителността трае кратко, а споменът за нея пребъдва".
niçin niçin niçin böyle farklı ve yaratıcı şeyleri türk edebiyatında okumuyoruz diye hayıflanarak bitirdiğim roman. kısacık ama nasıl güzel kurulmuş... bitince yaşam hakkında bayağı mesaj verdiğini hissediyorsunuz ama okurken hiç rahatsız etmiyor, yani kör gözüm parmağına tarzı değil. tek kötü yanı, yine doğan kitap ve yine üstünkörü çeviri.
İhtiyacım olan motivasyonu fazlasıyla veren gecenin bir vakti kendi kendime kıkırdamama neden olan inanılmaz sade ve güzel bir kitaptı. Öyle ya bittikten sonra kendimi keşke biraz daha uzun olsaydı diye söylenirken buldum.
Bayan Ming bir çok yönü- özellikle yaşlılara has içtenliğiyle yüreğimi eritti. Okuma hızınız düştüğünde, farklı bir kitap ile birlikte kafa dağıtmak, ruh halinizi dengelemek istediğinizde şans vermelisiniz derim.
Çevirmen ağabeyi ayrıca tebrik ederim. Su gibi aktı vesselam.
Bayan Ming’in Hiç Olmayan On Çocuğu, gerçek anlamda bir oturuşta bitirebileceğiniz ve buruk da olsa içinizi ısıtacak kitaplardan birisi.
Özünde Fransız bir işadamının Çin’deki iş görüşmelerini yapmak için gittiği otelde, tuvaletinin kapısında oturan Bayan Ming ile yaptıkları kısa sohbetlerden temel alan bir kitap. Bu sohbetlerin konusu ise tek çocuk yasasının hala yürürülükte olduğu bir dönem olmasına karşın bayan Ming’in sahip olduğu on çocuğudur. Kitabın sonuna kadar gerçekten var olup olmadıklarından asla emin olmadığınız çocukların kişiliklerini ve hayatlarını okumak kitabın en güzel yanı. Zira ben Fransız anlatıcımızla asla anlaşamadım. Ancak bu kitabı güzel yapan şey konusu değil. Çok kısa, basit cümlelerle oluşturulmuş çok rahat okunan bir kitapta yazarın Çin’in inanç ve devrim konularına dair ince ince izleri yerleştirmiş olması. Özellikle de Kültür Devrimi sırasında en büyük hedeflerden birisi olan ve Çin kültürünün temelini oluşturan Konfüçyüsçülük inancının bu dönemde dahi izlerini koruması ve ilkelerinin insanların hayatına işlenmiş olmasını çok basit bir şekilde aktarmış. Doğu Asya’daki bir kültüre ait böyle bir detayı Avrupalı bir yazardan okumak, bunu varoluşsal soruların globalliği ile birleştirmesi ve bütün bunları okurunu yormayan, basit- sıcak bir hikaye ile yapması kitabın beni en çok etkileyen yönü oldu. Çok severek okudum, herkese tavsiyedir.
جالب بود. اشمیت کلن همیشه حرف میزنه. چه وسط داستان چه نمایشنامه میخاد فلسفه شو قاتی ماجرا کنه. خب این شاید یکم ماجرا و غصه رو نچسب کنه، ولی من شخصن مشکلی با این قضیه ندارم. داستان خیلی جذاب شروع میشه و جالب ادامه پیدا میکنه ولی اخرشو دوست نداشتم.
البته هم شخصیت پیرزن داستان، یک شخصیت خونوک و پرداخت نشده به نظر میومد که از هر فرصتی استفاده میکرد تا یه جمله قصار از خودش در کنه. ما ولی راضی بودیم. بقیه هم راضی باشن خداکنه.
“Oğlum o kadar çok ağlıyordu ki, onunla birlikte odasına kapandım ve onu düşünmeye zorladım:‘Shuang, tatlım, senin söylediklerin var ya, insanlar onları kavrayamıyor, cümlelerin bir yanlış anlamaya neden oluyor.’ ‘Anne, ben hakikatin dışına çıkmıyorum! Neden başka bir şey söylemeli?’ ‘Oğlum, bana sorun şuymuş gibi geliyor: İnsanlar neden hakikati kaldıramaz? Birincisi, çünkü hakikat onları hayal kırıklığına uğratır. İkincisi, çünkü hakikat genelde çıkardan yoksundur. Üçüncüsü, çünkü hakikatin asla doğru görünümü yoktur – yalanların çoğu çok daha iyi hazırlanmıştır. Dördüncüsü, çünkü hakikat yaralar.' ”(s.57)
Lire un roman d'Eric-Emmanuel Schmitt est un moment de réconfort, un moment où les mots m'enveloppent d'une couverture de protection contre le monde extérieur. Ce nouveau roman est une plongée dans la sagesse. Les moments présents qui sont précieux et que l'on doit goûter sans retenue, les rêves qui nous font tenir au jour le jour pour survivre à la réalité qui parfois blesse tant... L'émotion et l'humour sont à fleur de peau tout au long de ce délicieux roman.
konfucyusten maodan alintilarla suslenmis harika bir hayat hikayesi, sicacik bi basucu kitabi. incecik ve kolay okunabilir olmasi sebebiyle bir demlik cay veya kahve alip o cok keyifle kivrildiginiz kosenizde bir saatte okuyup bitirmelik veya benim gibi emzirme aralarinda oturdugunuz koltuktan, lohusa gunlerinizden, bebek kakali ve gazli gundeminizden sizi alip cok baska dunyalara isinlanmalik.
Doğulu 'basit' insandan hayat dersi alarak kendi hayatını değiştiren 'eğitimli ve şirket çalışanı' batılının şablon ve yüzeyel hikayesinden öteye geçemedi bu kitap. Bu basit formülü süsleyecek bir dili veya ilginç öyküleri de yok maalesef. Bardağın dolu tarafı -yine- kısa ve kolay okunur olması.
من ترجمه ی فارسی رو خوندم، ترجمه ی معصومه صفایی راد از انتشارات کتابستان کتاب روانی بود برای مطالعه در زمانهایی که خیلی تمرکز نداری، اینقدر جذاب هست که شما رو از مشغولیت های ذهنیتون جدا کنه و با خودش همراه کنه، داستان هم به جز موضوع بچه که به عنوان محور انتخاب شده، شرح حالی از روزگار نا خوش ماست...
یه تاجر فرانسوی توی سفر تجاریش به جنوب چین با یک پیرزن چین�� روبهرو میشه که ادعا میکنه که دهتا بچه داره. اونم توی کشور چین که خانوادهها فقط حق دارن که یک فرزند داشته باشن. با پیرزنی که مسئول دستشویی آقایون هست رابطهی دوستانه برقرار میکنه و از بین قصههایی که درمورد هر کدوم از فرزندانش تعریف میکنه، درسی برای بهتر ساختن زندگی شخصی خودش پیدا میکنه.
____
«مهربانی کن اما انتظار قدرشناسی نداشته باش.»
«نقطه ضعف داشتن و اصلاح نکردنش، عیبها رو موندنی میکنه. آدم عاقل علت عیب و نقصهاش رو توی خودش پیدا میکنه، آدم دیوونه میندازه گردن بقیه.»
«کنفوسیوس در فکر مردم زندگی میکرد: دفاع از عشق خانوادگی، آیین احترام و مبارزه علیه افراط در تفکرشان ادامه داشت. برخلاف اروپاییان که خرابههای «گالو-روم» - موزه واقع در رم - را در قلب کلان شهرشان حفظ کردهاند اما «سنکا» - فیلسوف رومی - را به فراموشی سپردند، از کلیساهای جامع بازدید میکنند اما مسیحیت را ترک کردهاند، چینیها اما فرهنگشان را روی سنگها جا ندادهاند. اینجا گذشته در روح حال ساخته شده بود، نه فقط رد و نشانی روی یک تکهسنگ بنایی یادبود که در درجهی دوم اهمیت قرار دارند. اولویت حفظ روح معنوی است، محافظت کردن، انتقال دادن، زنده نگهداشتن و سعی بر همیشه تازهبودن آن چون این روح بیشتر از هر بنایی استوار است. حکمت در ناپیداها جای میگیرد. ناپیدایی که در خلل چرخش بیپایانها، بینهایت به نظر میرسد، در حالی که سنگها پودر میشوند.»
اسم جالبی داره کتاب و یه جورایی اسمش از خودِ داستانش هم بهتره! داستان هم یه خوبیش اینه که تا آخرای کتاب نمیتونی مطمئن باشی قضیه از چه قراره. یه نکتهش که یه کم یه جوری بود اینه که خانم مینگ، هِی میون حرفهاش از جملههای کنفوسیوس استفاده میکنه که خب، تو مکالمۀ روزمره یه جوریه دیگه! در مجموع، بدی نبود! :)
Yazarın kalemi o kadar, o kadar, o kadar iyi ki...
Şişmanlayamayan Sumocu'yu okurken sevmiştim ama bunun bir seferlik, rastlantısal bir güzellik olduğunu düşünmüştüm. O kitaba ve o karakterlere özel olduğunu falan. Bu kitabı okurken sevmeyi umuyordum ama bu kadar hayran kalacağımı gerçekten tahmin edemezdim. Doğan Kitap ile pek bağım yoktur, kitabı gazete kağıdına bastığı için de üzgünüm ama çevirmeleri bile minnet hissettiriyor. Aksi halde bu harika kalem ile tanışamazdım, değil mi?
Konuyu falan anlatmayacağım. Güzel bir dil, düşündürücü bir kalem ve ilginç kurgular okumak istiyorsanız; işte aradığınız kalem. Kesinlikle tavsiyemdir. Kıyabilsem elimdeki diğer kitabını hemen şimdi okurdum, o denli sevdim. Lütfen okuyun ve benim kadar sevin.
Intrigante, questo Schmitt: per me è il suo secondo libro, voglio leggere di più.
Un uomo d'affari francese arriva nella Cina della politica del figlio unico dove incontra la signora Ming, madre di 10 figli. Mentirà? Mentirà! Però ci sono le prove... e poi anche lui ha raccontato una bugia di paternità e lei lo ha scoperto subito... che si fa? La cosa non gli dà pace. Il viaggio finisce e lui torna in Francia, sempre disturbato dal dubbio. La spiegazione arriva nel suo secondo viaggio, e gli scalda il cuore.
Kötü diyemem de bana göre değil diyelim. Uzunca bir hikaye gibi görünse de aslında bir kişisel gelişim kitabı. Hikayeyi iyice uçlara taşımış ve günümüzün modern beyaz yakalısı ile olabildiğine geleneksel bir işçiyle diyalogları arasına Konfüçyüs'ün konuşmalarını yerleştirmiş. Hayat görüşleri arasındaki farkı arttırdıkça sözlerin anlamı daha net anlaşılır diye düşünmüş sanıyorum. Ama bana yüzeysel gedi.
موضوع کتاب هرچند کلیشه ای و تبلیغ خانواده و زندگی خانوادگیه ولی پرداختش خیلی خوبه. عاشق نقل قول های خانم مینگ از کنفوسیوس شدم. فقط ای کاش پایانش جور دیگه تموم میشد
قصه این کتاب چیز عجیب و غریبی نیست؛ اما اصولا قصه برای اشمیت یک وسیله است تا حرفش را بزند. این کتاب هم حرف زیادی برای گفتن دارد. شاید حرف اصلی این کتاب این باشد زندگی ما چیزی به نام رؤیا کم دارد!
میتونم خانم مینگ رو تصور کنم که روی سه پایه دستشویی گراند هتل نشسته و از ده فرزندش حرف میزنه و در این مابین با کلمات قصار کنفوسیوسی بر نفوذ کلامش اضافه میکنه..زنی که بین خواسته ها و قوانین.. خیال و واقعیت گیر افتاده و قراره به خواننده بفهمونه که حتما وجود یک چیز دلیل دوس داشتن اون نیست گاهی امید ها و ارزوهای جا مونده در گذشته عشق و حقایق امروز و فردامون رو میسازه.
Това малко книжле, което се чете буквално за една вечер, ми влезе под кожата и ме влюби! Лек и замислящ, разказан с толкова мъдрост и смирение. Това е роман, към който ще искам да се връщам всяка година, за да си припомням..Кратък, сладкодумен и незабравим. Какво е да си майка на 10 деца? Да познаваш и да разказваш с любов и доза ирония, за всяко от тях? Госпожа Мин е жена, олицетворяваща свободата да мечтаем!
Bayan Ming, Éric-Emmanuel Schmitt ile tanışmama vesile oldu. Bu yılki okuma planımın ‘plansızlık’ olduğunu belirtmiştim ama liste, vs. yapmamama rağmen içten içten “rafta bekleyenleri bitirmeden yeni kitap almayayım” diyordum. Daha Ocak ayının 20’sini göremeden bu yalan oldu tabii çünkü Juliana Bühring’in imza günü için Kırmızı Kedi’ye girmişken kitap almadan çıkamadım. Bayan Ming raftan bana bakıyordu; dayanamadım, aldım kitabı elime. Arkasını okuduktan sonra bir baktım, birlikte kasadayız! Pişman değilim tabii ki; sevimli bir hikâyeydi ama tam beklediğim gibi de çıkmadı…
İltihap nedeniyle Cuma gününden beri diş ağrısı çektiğim ve Bayan Ming’in Hiç Olmayan On Çocuğu’nu antibiyotik, ağrı kesici ve dünyanın en kötü ağrısının da etkisiyle, dişçi sonrasında hâlihazırda sinirliyken bitirdiğim için farklı yaklaşmışımdır belki de, bilmiyorum. Ama Bayan Ming, daha doğrusu Çin’deki iş seyahatinde onun anlattıklarına takan (takıntıdan başka ne denir bilemedim) Fransız iş adamı anlatıcımız biraz gıcık etti beni.