Soylu kökenden gelmediği halde, çarpıcı güzelliği ve zekası sayesinde Bizans'ta imparatoriçelik tahtına çıkan ilk kadın: Teodora... Mahalleleri, mozaik gibi renkli insanları ve yüreğinin attığı hipodromun inanılmaz dünyasıyla Konstantinopolis, yani İstanbul...
Yazar Tessa Korber, romanında bir yandan Bizans'ın büyüleyici imparatoriçesinin çalkantılı yaşam hikayesini, diğer yandan ruhları bu toprakların izleri silinmeye yüz tutmuş mekanlarında gezinen insanların, uzansak yakalayabilirmişiz gibi yakın duran bir tarihte yaşadıklarını anlatıyor.
Fildişinden oyulmuş zarif bir heykele benzeyen yüzü, derin bakışları, parıltılı siyah saçlarıyla gizemli; zekası ve gücüyle etkileyici bir kadındır Teodora. Tüm hedeflerine ulaşır; hatta daha fazlasına... İmparatoriçe olduktan sonra inançlarına ortak olduğu Monofizitleri destekler, kadınları koruyan yasalar çıkarır, sınırsız servetini vakıflar, kiliseler ve manastırlar için kullanır. Kendi konumunu inanılmaz güçlüklere rağmen büyük bir dirençle koruyan Teodora, tek bir şeye yenik düşer: Aşka. Yaşadığı tutkulu aşk onu ölümcül bir tehlikenin içine sürükleyecektir...
Byzanz, 500 n. Chr.: Theodora Augusta, die spätere Kaiserin von Byzanz, wird geboren. Die Mutter weiht ihre Tochter in den uralten, geheimen Glauben an die große Göttin ein, die wegen ihrer Gebärfähigkeit Herrin über alles Leben ist. Der Vater hingegen führt Theodora in die christianisierte Männer-Welt ein und zeigt dem faszinierten Mädchen das gefährliche Leben der Großstadt. Von Kindesbeinen an kennt Theodora die uralte Macht der Frauen ebenso wie die Gewalttätigkeit ihres nun von Männern dominierten Zeitalters. Sex und Gewalt -- sie wird sich beides zu Nutzen machen...