Soru sormak insanlığın "mukavvim" bir unsurudur... İnsanın mâ-cerâsı bir soruyla başladı; soru ile muhatap alındık; mesul ve mükellef kılındık. İnsan da bir sorudur; henüz tamamlanmamış, örüntü halinde, tüketilemeyen... Ve en büyük sorumuz: Varlık, insanı var-kılmakla ne demek istiyor? Uğraşımız, bu "denmek-istenen"i tespit etmek, yani manâyı, yani anlamı. İnsanın nihaî devası da bu anlamı bulmaktır; ancak insan için bulmak değil aramak esastır. Aramak, yani yola çıkmak, yani sormak; fakat her yanıtın bir menzili vardır; o menzile varmadan o yanıt nâzil olmaz; çünkü nuzûl, menzile tâbidir...