Jump to ratings and reviews
Rate this book

Kartal Yuvası

Rate this book
"Kavan, bizlere kadın sanatçı evreninin şiirsel anlatımını vermeyi amaç edinen o büyük öznel-kadınsı geleneğe (Woolf, Barnes, Nin) aittir."
-Lawrence Durrell-

Düş ile gerçeğin, geceyle gündüzün iç içe geçtiği bu roman, yaşadığı dünyanın katı kuralları arasında sıkışıp varlığını sürdüremeyen bireyi anlatıyor. Karşısına çıkan bir iş ilanında kurtuluş arayan başkarakter, geçmişi geride bırakıp gizemli işverenin mekânına, Kartal Yuvası'na doğru yola koyulur. Gelgelelim tropikal bitki örtüsünden, şelalelerden oluşan bu tuhaf diyar, beklentilerini karşılamaktan çok uzaktır.

Günümüzde değeri daha da çok anlaşılarak bir kült figür haline gelen Anna Kavan, yavan gerçekler ile rüya âlemi arasında gidip gelen bu çarpıcı fantezide modern toplumun sahteliğine, acımasız kurallarına, anlamsız kurumlarına ayak uyduramayan bireyi anlatıyor.

"Kartal Yuvası, Kavan'ın rüyalar, fanteziler, hayalgücü ve akıldışının geceye ait dünyalarını keşfetme becerisinin kusursuz bir yansıması."
-Anaïs Nin-

167 pages, Paperback

First published January 1, 1957

3 people are currently reading
364 people want to read

About the author

Anna Kavan

39 books476 followers
Anna Kavan was born "Helen Woods" in France on April 10, 1901 to wealthy expatriate British parents.

Her initial six works were published under the name of Helen Ferguson, her first married name. These early novels gave little indication of the experimental and disturbing nature of her later work. I Am Lazarus (1945), a collection of short stories which explored the inner mindscape of the psychological explorer, heralded the new style and content of Kavan's writing. The change in her writing style and physical appearance coincided with a mental breakdown. During this time, Helen also renamed herself Anna Kavan after a character in her own novel Let Me Alone.

Around 1926 Anna became addicted to heroin. Her addiction has been described as an attempt to self-medicate rather than recreational. Kavan made no apologies for her heroin usage. She is popularly supposed to have died of a heroin overdose. In fact she died of heart failure, though she had attempted suicide several times during her life.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
46 (34%)
4 stars
45 (33%)
3 stars
27 (20%)
2 stars
15 (11%)
1 star
0 (0%)
Displaying 1 - 18 of 18 reviews
Profile Image for ArturoBelano.
100 reviews362 followers
July 25, 2018
"yönetici -- deki malikanesinde yeni bir hayata başlama fırsatı vereceği dürüst bir erkek arıyor. Teknik nitelikler gerektirmeyen işte çalışacak kişiye yeteneğine uygun görevler verilecektir."

Bu ara yaptığım okumalarda yolum hep Kafka ile kesişiyor. Ya yazar Kafka'ya benzetiliyor, takipçisi olarak değerlendiriliyor ya da eserin kendisi Kafkaesk olarak imleniyor. Artık kötü bir pazarlama tekniğinin ötesine geçmeyen bu benzetmelerden, kitap arkası yazılarından gına gelmişken Anna Kavan Kartal Yuvası ile kapımı çaldı, hoş geldi sefalar getirdi.

Bu sefer kimsenin benzetmesine gerek yok, yazar adını dahi Kafka göndermesi ile oluşturarak hayranlığını ve Kartal Yuvası eseri ile benzerliğini en baştan açık ediyor.

Kafka'nın Şato'sunda Tapu Kadastro memuru K' nın peşinde çevresinde dolaştığımız, yolunda derbeder olduğumuz ve fakat bir türlü ayak basamadığımız o müphem alana sokuyor bizi yazar zira Avusturya- Macaristan İmparatorluğunun bürokratik mekanizmasının dışarıda, sisteme dahil etmeyerek bir gizin ardında( o kapının ardında ne var sayın Joseph K ?) değersizleştirip ezdiği bireyi bürokratik kapitalizm içererek, işe koşarak fethediyor( e tabi devir değişti Çelik de değişti) Bu anlamda sistem ve yapılar bütünü Leviathan her halükarda güvencesiz, arafta bıraktığı küçük insanları, ne'liğini bir türlü anlamlandıramadığı varoluşun içinde gerçek ve ötesinin iç içe geçtiği bir iklimde ezmeye, böcekleştirmeye devam ediyor.

Kendini kütüphane memuru sanan ama saçma bir kura sonrası daktilocu kızlar dünyasında ömür tüketen kahramanımız bir gazete ilanı ile kendini başka yerlere benzemeyen gizemli bir dünyada bulur. Varlığı meçhul kurtarıcı ( Beni rezil biçimde sömüren küstah bir zorbanın emrinde çalışmak zorunda değildim. Ama onun karşısına korkmadan çıkmam gerektiğini bildiğim halde, sürekli aşağılanmanın verdiği moral bozukluğuyla kendimi savunmaya cesaret edemiyor, başka kimsenin beni işe almayacağını düşünüyordum neredeyse ) yöneticisine gönülden bağlı ama o yöneticiye bir türlü ulaşamadan, ne iş yapacağını bilemeden beklemektedir. Bu belirsizlik hali zaten öncesinde hiçleştirilmiş, tükenmiş, güvenini yitirmiş kahramanımızı günden güne bitirmekte, gerçeklikle ilgili son bağlarını da koparmaktadır. Kavan'ın yetkinliği kahramanın halet- i ruhiyesini, hezeyan ve sayıklamalarını, bunalım ve sahte umutlarını o saçmanın içinde çok gerçekçi verebilmesinde yatıyor biraz da, metnin içindeyken bu saçma hiç de olmazmış gelmiyor insana.

Kafka'nın huzursuz insanlarına bir türlü rahat vermeyen o sonsuz girdabın içinde boğulur Kavan'ın kütüphanecisi, tek başına ve ne olduğunu anlamlandıramazken. Keşke biz de bu metni okuduktan sonra anlamlandıramaz ve çöpe atsaydık, bu neyin kafası diye. Lakin hikmetinden sual olunmaz bürokratik mekanizmalar canavarının tam kalbinde yaşarken bu saçmanın altında ezilip büzülmeyi biz anlamayacaksak kimseler anlamaz zaten.

" hayatı istikrarsızlık temeli üzerine kurulu hale gelmiş olan ben, hayatı boyunca tek bir an güvensizlik yaşamamış olan bir adamla gerçek bir temas kurmanın mümkün olabileceğini nasıl düşünmüştüm ?"
Author 2 books461 followers
February 2, 2022
"Bir an hafifçe başım döndü, ama çabuk geçti, geride ne gerçeklik duygusu ne de şaşkınlık kaldı. Bir dağ parçalara bölünmüştü, o kadar. Dağların davranışlarıyla değil, bir an görür gibi olduğum, birbiriyle ilişkili örüntülerin birleşmesiyle ilgileniyordum; bütün uyuşmazlıkları uzlaştıran, bütün çelişkileri çözen bu ahengi bir anlayabilsem, beni mutlak bilince ve mutlak kavrayışa ulaştıracak, her şeyi açıklayacak ve evrenin gerçekliğiyle tanıştıracaktı." (s.111)

Malumlarınız olduğu üzere; Roza Hakmen kötü bir kitabı çevirmez. Gerçekten önemli olmayan, edebi değeri zayıf bir kitaba elini sürmez. En sevdiğim üç beş çevirmenden birisi olduğu için, öncelikle ona övgüyle başlamak istedim yorumuma.

Bu kitap, yukarıda verdiğim alıntıda özetlenebilecek bir ruh halinin kağıda dökülmüş hali. Edebiyatta kadın yazarların hakkının yeterince verilmediği göz önünde bulundurulduğunda; kadın yazarlarca yazılmış en iyi eserlerden birisi olduğunu da düşünmekte haksız sayılmam.

Kitabın bende yarattığı hissiyat; Tatar Çölü'nün yaşattığına benzerdi. Doğru kelimeyi kullanmış olayım; insanı tüketen bir ruh hali aslında. Çağdaş toplumun dinamikleri tarafından sürekli öğütülen bireyin; bu dinamiklere uyum sağlayamayıp bir o yana bir bu yana savrulup gitmesi ve bu sebeple de baş dönmesiyle birlikte gerçeklikle bağlarını yitirmesi de diyebilirim.

Kitabın en güçlü olduğu yanın duygusal tasvirler olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Kişilerin ve özelde de baş karakterimizin yaşadığı ruh haleti öyle başarılı tasvir edilmiş ki adeta karnımda kramp varmış hissiyle okudum. Yazar aynı başarıyı mekan tasvirlerinde de göstermiş. Kartal Yuvası insanda kasvet uyandıran, çağdaş bir Ortaçağ Kalesi adeta. Bunun yanı sıra, bir tablonun insanda yaratabileceği derin hezeyanları da başarıyla tasvir ettiğinden, hiç görmediğimiz bir silüetin varlığıyla biz de ürperdik okurken.

Kitaptaki yan karakterlerin birbirleriyle iç içe geçmiş varoluşlarının yazarın kasti çabası neticesinde bu şekilde kalıba döküldüklerini düşünüyorum. Zira yazar kitapta gerçekliğin altını oyarak okurda da bir karkas kancasında asılı dururcasına sırt ağrısı yaratmak istemiş.

Bu kitap bir klasik olmayı hak etmiş, insanı yer yer yoran, fakat sonunda bittiğinde insanın karnında bir kramp bırakan bir kitap olmuş.

M.B.
Profile Image for Pia G..
438 reviews145 followers
September 16, 2025
bir dağın tepesinde, sislerin arasında saklanmış bir ev var. ve o evde, adını bile bilmediğimiz bir kadın yaşıyor. geçmişi belirsiz, dünyayla tüm bağlarını koparmış biri. tek bildiği şey, her şeyi doktora bırakmak zorunda olduğu. belki orada güvende ancak özgür olduğu pek de söylenemez. doktor’un koruyuculuğu zamanla bir tutsaklığa dönüşüyor. kadınsa ilaçlarla ve korkularla zincirlenmiş, hem kurtulmak istiyor hem de bu zincirlerin güvenliğine sığınıyor.

kitabın alt metinleri bence çok güçlü; kadın bedeni üzerindeki tahakküm, travmanın görünmez yüzü, özgürlüğün bedeli.. her satırda bunlar sorgulanıyor. özellikle final sahnesinde, o boşluğun kenarında, atlayıp atlamayacağını bilmediğimiz an ve o özgürlük mü, yoksa hiçlik mi karmaşası.. harikaydı!

kavan, kendi hayatındaki acıları, bağımlılıkları bu kitabın içine işlemiş ve ortaya hem şiirsel hem de muhteşem bir kitap çıkmış.
Profile Image for Sinem A..
483 reviews292 followers
September 27, 2017
iş hayatında sıkışmış bir kahramanın hikayesi belki çok sıradan bir konu gibi gelebilir.
Ancak bu kadar sıradışı bir anlatımı az görmüşümdür.
Profile Image for Özgür Atmaca.
Author 2 books105 followers
September 28, 2017
Kitabı şu an bitirdim bir şeyler yazıp kafamdaki atmosferini hiç bozmak istemezdim ama yazmazsam da yazara, karaterlere ve çevirmene borçlu kalacakmışım gibi hissediyorum. Aklıma gelenleri hiç düşünmeden sıralayayım.

•Düş, gerçek, kurgu diye teknik ifadelerle ayrıştırmaya kalkarsam haksızlık yapmış olurum çünkü okurken bu keskin ve köşeli kavramlar beni o dünyadan hiç çıkartmadı.

•Sanırım en ilginç olan da bu kadar hacimsiz bir kitapta, yalnızlık yabancılaşma ve aramak üzerine kendi kendini de tüketen harika bir devinimin olması.

•Mekân tasvirlerinin romanın zaman kavramını çok etkilediğini düşünürüm ve bunu Roza Hakmen’den iyi yapanı henüz görmedim.

•Edebiyatın, (Kitabın da yaslandığı temellerden biri olan) basit ve karşılaşılabilir insan hâllerini, sıradan bir anlatıyı hatta anlatılmamışı, kendi florasında özgür bırakarak hangi biçimi alacağını seyrediyor olması…
Profile Image for Nate D.
1,653 reviews1,251 followers
May 29, 2017
Wherever I looked, I encountered the same blank rejection, as though, by rejecting the hand, I had initiated a mass-reaction in my surroundings. With dreadful finality, the room itself was casting me into outer darkness.

A paranoiac anxiety-dream of hypervivid bipolar land forms...

Anna Kavan, a forgotten favorite whose virtues I suppose I can't really shut up about here on GR, wrote a number of exceedingly strange novels starting in the 1940s, culminating in her masterpiece of apocalyptic surrealism, Ice, in 1968. This story of a painter who seeks an escape from the empty monotony of commercial art by accepting an ambiguous appointment at a strange mountain mansion, falls from the center of that inventive period, 1957, around the time she was writing the excellent stories in Bright Green Field. In fact, Eagle's Nest most resembles a more developed form of the long closing entry in that volume, "New and Splendid", along with her earlier Asylum Piece. All of these works show the influence of Kafka's arbitrary and unknowable powers, but the beauty of Asylum Piece, and especially Eagle's Nest, is that they reveal these arbitrary forces, obscure and inescapable, to be as much internal as external. The nightmare of Eagle's Nest is that of an entire world peculiarly bound by crushing regulations imposed by uncertain external sources and seemingly impossible to guess at until a transgression has been made -- but worse, this is all driven foremost by the arbitrary processes of human thought, at turns unreasonably hopeful and bitterly defeatist, which seem bent on pushing the characters inevitably into their crucial missteps. Given the remove Kavan seems to have felt from normal life, this may be an entirely accurate representation of her world view. The result is an uncanny novel that drips with a fantastical menace. Definitely one of Kavan's best and strangest novels; a shame that it's also one of the most severely out of print.
Profile Image for Levent.
60 reviews14 followers
January 8, 2019
Kartal Yuvası'nı, Buz kitabından daha çok beğendim ve daha anlaşılır buldum. Yazarın işlediği konu hala güncelliğini korumakta. İş arayan, işten çıkarılmış birçok insanın psikolojisini çok başarılı yansıtmış. Anna Kavan mutlaka okunması ve yazdıkları üzerine düşünülmesi gereken bir yazar.

Profile Image for Çağdaş T.
175 reviews285 followers
Read
October 8, 2017
Anna Kavan'ı ilk kez okudum. Okuma grubumuzca seçilmeseydi belki uzun süre daha keşfedemeyecektim. Genel olarak kesinlikle beğendim. Okuduğum yorumlarda hep Kafka'ya benzetilmiş. Bence çok daha farklı. Modern zaman kapitalizm eleştirisi olarak bile değerlendirilebilir. Özgüvenini yitirmiş bireyin, farklı psikolojik ruh halinde, sistem içindeki varolma çabasını, okuyucuya düş ve gerçek ikileminde, zaman zaman da işin içine gizem katarak anlatılması olarak yorumlayabilirim. Hala kafamda oturmayan kısımlar var. Arkadaşlarımın tavsiyesine uyarak zamana bırakıyorum...
Profile Image for S̶e̶a̶n̶.
978 reviews581 followers
December 18, 2015

A man once comfortably situated with grand future prospects suddenly loses his position and finds himself working a low-level job as an advertising artist. Out of frustration at the ignominious nature of his work he searches the classifieds and finds an ad posted by his former patron, a powerful man known only as the Adminstrator, who once employed him to catalogue his personal library. Recalling with fondness the genial relationship he'd formed with this man, he eagerly applies for the position. In the days that follow he experiences a growing sense of a second dreamlike existence in parallel to so-called reality. When he finally receives a response from the Administrator he immediately quits his job and travels a great distance to the Administrator's secretive, heavily fortified estate. Thus begins a confusing, shadowy period of time wherein the narrator struggles to identify the true reason for his presence at the estate, as the line between reality and the second dream existence increasingly shifts and blurs, culminating in a crippling derealization. His encounters with estate staff and citizens of the nearby town only serve to heighten the mystery, thus fueling his anxiety and existential questioning. His fear of abandonment by his patron, increasing isolation from other people, and accompanying retreat into a private, inner world swirl in the powerful centrifuge of Kavan's prose, leaving the reader with a incisive portrait of a character haunted by loss and personal failure. An exemplary piece of modernist fiction, Eagles' Nest falls squarely in line with earlier work by Kafka, Blanchot (Aminadab, in particular), and Hans Henny Jahnn, and ranks as one of Anna Kavan's strongest, most focused novels. Why it has not been reprinted is a mystery rivaling the elusive nature of the Administrator himself.
Profile Image for Tülay .
235 reviews14 followers
November 9, 2023
Demek ki nihai ifşaat buydu: gerçek zannettiğim her şeyin reddedilmesi. Kartal Yuvası Anna Kavan.
Basarili bir iş geçmişi olan ve işten çıkarılmasıyla bulduğu iste de memnun olmayan adamın, gazetede bir iş ilanı görmesiyle değişen hayatının anlatıldığı düşselbir metin Kartal Yuvası. Yeni bulduğu kütüphane isi icin görüşmeye giden roman karakteri, bir türlü yönetici ile görüşemez ve işe başlayamaz. Kartal Yuvası denilen ve is verenin kaldığı yer oldukça tekinsiz, grotesk bir mekandır
Anna Kavan bu tekinsizligi okuyucuya metnin ilk başında hissettiriyor ve görüşmeye kadar işveren hep flu. Bu tekinsizsizlik ve belirsizlik bana Kafka'nin Dava romanındaki Josef K. karakterini hatırlattı. J. K'da absürd bir durumla suçlanmış ve kendisini yargilayanlarini görememiştir. Bu bakımdan Anna Kavan'nin dili grotesk ve Kafkavari bir etkiye sahip. Metnin altında modern insanın yalnızlığı anlatılsa da herkesin sevebileceği bir metın olduğunu dusunmuyorum. Aslında Kavan okuyucuya yaşadıklarımız düş mü yoksa gerçek mi sorusunu sorduruyor. Yaşadığımız evren simülasyon ise bu grotesk dünyanın icinde insan nerede sorusunu soruyor aslında yazar. Zor bir metın. Okuması da dikkat istiyor. Meraklısı okuyabilir . Keyifli okumalar 📚🍀
Profile Image for B..
165 reviews79 followers
November 12, 2020
A paranoid allegory in search of life's meaning; despondency in reality never meeting expectations; the tug between self-mastery and fitting in with the hustle and bustle; the frustration with bureaucracy and conformity; a futile predetermined world without hope of fulfilling your dreams; being expendable and insignificant to the point where anyone can toss you aside at any moment despite previously-held esteem.

These are the themes that make up Kavan's Eagles' Nest. Yet despite all that, I found it dragged a little and didn't really have much of an impact. If you're a fan of unrelenting Kafkaesque paranoia, then you may enjoy this more than I did, though it didn't amount to much for me. This book is also a rarity for Kavan in that the narrator is male instead of female.
Profile Image for Mustafa Şahin.
454 reviews106 followers
May 11, 2017
Düş ile gerçeğin kafa karıştırıcı bir şekilde iç içe geçtiği, karanlık bir eser. Kafkaesk bir havası var demek de mümkün. Hayatı devam ettirmek için çalışmak, para kazanmak zorunda olmak gibi konulara çok güzel bir eleştirel bakış açısı sunuyor. Muhakkak bir şans vermek lazım.
Profile Image for Spotlightkido.
23 reviews2 followers
April 16, 2019
Açıkçası Kafka benzetmelerine kitabı okuduktan sonra anlam veremedim. Zaten oldum olası benzetmeleri ve sınıflandırmayı sevmemişimdir. Anna Kavan dışa vurumcu bir yazar. Mükemmel kurgular yaratıp, şaşırtmayı biliyor insanı. Bunu yaparken de oldukça naif, hatta o kadar doğal ki, karakterin sanki kendisi olduğuna ikna ediyor sizi. Bu bağlamda illa birine benzetilecekse Zweig'a daha çok benziyor. Tabi gerçeküstücülüğü ve bilinç akışını da eklememiz gerekiyor. Buralardan yola çıkarak Virginia Volf'a kadar gidersiniz. Gördüğünüz gibi benzetme doğru değil. Her yazar kendine hastır. Uyuşturucu ile yakın arkadaşlığına girmeyeceğim. Zira yazılarında bu kadar iyi rüya tasfirleri yapmasını buna belki bağlarız. Ancak bu da umurumda değil. Netice itibariyle Anna Kavan müthiş bir yazar. Kültür dünyamıza katkıları yadsınamaz. Kartal Yuvasını da oldukça beğendim. Maalesef çok az eseri Türkçe'ye kazandırılmış. Umarım devamı gelir.
Profile Image for JeanduChas.
4 reviews5 followers
August 7, 2019
Başarısız bir kafkaesk evren tahayyülü bu.
John Updike: Yazarların neler yapmak istediğini anlamaya çalışın, denemedikleri şeyleri başaramadıkları içinse onları suçlamayın, demiş.

Bu kitapta neyin denendiğini anlamadım. Kitabın anlamsız olma çabasını anlayamadım. Anlatıcının, okura sürekli giriştiği eylemlerin ve paranoyasının mantığını anlatmasını anlayamadım -ki Buz'da bundan vazgeçilmiştir. Belki sonlara doğru romanın işleyişine dair dehşetli ifşa ile onu bütünlüklü bir anlama kavuşturuyordur. Bilemiyorum. O kadar sabredemedim.

Bu kitaptan on yıl sonra yazılmış olan Buz'da, Kavan, Kartal Yuvası'nda kusurlu bulduğum bu paranoyaya ikna etme çabasından vazgeçer ve paranoyayı eylemlere döker. Böylece kafkaesk evrenini işler hale getirir. Kartal yuvası ve buz -bence- bir romanın nasıl hatalardan arındırıldığını görmek için peş peşe okunabilir.
Tahammül sınırı: 70 sayfa.
Profile Image for Emre.
290 reviews41 followers
January 15, 2019
Diğer bütün insanların hakkı olan bir mutluluğu benim paylaşmam niye yasak? Sf:14

Kapı kulbunun döndüğünü görünce, son dakikada sıvışmak üzere aceleyle harekete geçtim. Tabii çok geç kalmıştım. Ama dışarıdaki su duvarı beni rahatlattı; Penny'nin yanında kalmakla, görünür bir başlangıç noktası da, varış noktası da olmayan yolculuğuma tek başıma çıkmak arasında pek az fark olduğunu düşündürdü. Fark etmezdi, çünkü bir başka hayatla ne kadar yakın ilişkide olsam da, kendi dünyam daima gizli, ulaşılmaz ve kapalı kalacaktı, hatta beni kimse görmeyecekti; dünyanın geçit vermeyen, yarı saydam duvarlarının ardından, bulanık, değişken, titrek bir gölge olarak göreceklerdi sadece. Sf:145
Profile Image for Bahadır Eren.
155 reviews7 followers
January 21, 2019
Kartal Yuvası’nı büyük umutlarla okumaya başladım ama benim için tam bir hüsran oldu... Birçok yerde düzen karşıtı harika bir roman vb. yorumlar okudum... Ama ana karakteri işçileri aşağılayan, onlar gibi olmak istemeyen bencil bir küçük burjuva çıktı... Ama sahte solun işçi sınıfını son derece net olarak yansıtan bu bakış açısına övgüler düzelmesini de anlamak lazım... Ne de olsa onların sınıfsal konumlanışlarını çok net ortaya koymuş...
Profile Image for Orçun Güzer.
Author 1 book56 followers
February 8, 2025
Anna Cavan'ın neden Kafka'ya hayran olduğunu derinden kavrıyorsunuz bu romanda - ve bence Kafka'nın gerçek halefi. "Buz" favorilerim arasındaydı, bunu da favorilerime ekliyorum. Kâbusvari, absürd, klostrofobik ve belirsizliklerle dolu. Üslubu biraz polisiyeyi andırdığı için sürpriz final veya büyük çözüm beklentisi içine girmenizi tavsiye etmem. Diken üstünde gelişen, kafa karıştıran bir anlatı.
Profile Image for Fen.
422 reviews
December 1, 2021
Ice is one of my favorite books of all time, and I also enjoyed Sleep Has His House and Asylum Piece, but when I manage to track down one of Kavan's out-of-print works, I find myself disappointed. I could not get into Eagles' Nest at all. Like Ice, this 1957 novel has a disturbed male narrator and surreal imagery. But unlike Ice, I could not make much headway in interpreting the text.

The crux of it, I suppose, is that the events in the book are dreamed up by the narrator in order to escape his disappointing life. This is a common theme in Kavan's works. What is strange, though, is that the narrator in this one is unreliable even in his own dream existence (?). He is prone to sudden fits and hallucinations, most of which never amount to anything. I also find myself disappointed by how Kavan employs surrealism in this book. The imagery of Eagles' Nest, while interesting, is nowhere near as pervasive as it feels like it should be. In Ice, the reader really feels swept up in a world of ice; in Eagles' Nest the titular complex is described when the narrator arrives there, but the imagery of being suspended high above the forest is not really extended throughout. The central, bizarre relationship occurs between the narrator and a secretary, which is amusing at times but not terribly memorable. Otherwise a lot of what occurs feels like nonsequitur. Perhaps it is like Asylum Piece, where the narrator has a limited ability to understand the world, and thus things that feel arbitrary to him (and, therefore, to the reader) would not be arbitrary from another viewpoint.

Without being swept up in the imagery or being able to satisfactorily interpret the themes, for me the book never gained any momentum, and just felt tedious. I like plotless novels, but I need to get into a groove with the writing, and that never happened with this one.
Displaying 1 - 18 of 18 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.