19. Yüzyıl modernizm tartışmaları içinde, yapılara dayalı kuramlar arasında bambaşka bir kulvara sapan Tarde; kendinden sonra gelecek eleştirel teorilere en fazla ilham vermiş ama adı pek fazla anılmamış özgün isimlerden biridir. Ekonomik Psikoloji, Tarde'ın mikro sosyoloji ve duygular sosyolojisine kapı açan en önemli metinlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Gözden geçirilmiş bu yeni edisyon, Ulus Baker'in sunuş metniyle birlikte okurlara sunuluyor.
Tarde'a göre Adam Smith'den Marx'a ekonomi-politik, Comte'un "düzen" fikrinden Durkheim'ın kolektif tasavvurlarına sosyoloji bir "aşkınlık" yanılsaması içindedir: belli bir noktada "yukarıdan gelen bir el" vardır sanki - ve işlere müdahale etmekte, düzene koymaktadır. Walter Benjamin bu bozukluğun en muhteşem tarifini yapmıştı: şeylere dokunmaya çabalayıp müdahale edemeyen bir meleğin kısırdöngüsü...
Adam Smith bir "görünmez el" tanımlamıştı - onun ekonomi-politiğine karşı çıkarken Marx da Sermaye'yi tanrısal, tüm mistifikasyonların, dolayısıyla metalar fetişizminin kaynağı olan ideolojik bir mefhum olarak tartışma sürecine dahil etti; en kötüsü Durkheim Tanrı = Toplum özdeşliğini dayattı. İnsanlar bu "aşkın" realitelerin altında toplanıp birbirlerine "benziyorlardı". Oysa tam aksine Tarde bu "benzeyişin nasıl gerçekleştiğini açıklamak gerektiğini" vurgular... Başka bir deyişle ekonomi-politiğin açıklamaya başlamasından önce açıklanması gerekir... -Ulus Baker- (Tanıtım Bülteninden)
Doğu Batı Yayınları’nın yeni baskısından Özcan Doğan çevirisiyle okudum. Kötü diyemem ama çok iyi bir çeviri olduğunu düşünmüyorum. Bir miktar katır kutur olmuş çeviri. Şöyle ki çoğu yerde İngilizce cümle yapısı birebir Türkçe çeviriye taşınmış. Türkçede öyle bir cümle yapısı ya da kullanımı yok. Kimi zaman kelimeler doğru sıralanmamış hissi yoğun. Kitaba gelirsek uzun mu uzun bir giriş bölümüne sahip. 140 sayfayı buluyor. Bence burada konu çerçevesi bir miktar dağılıyor. Sonra Ekonomik Tekrar bölümüne geçiliyor. Bu Birinci Kitap diye adlandırılıyor. Önsözden anlaşıldığı kadarıyla bir de İkinci Kitap var, o henüz çevrilmemiş. Ekonomik Tekrar bölümünde önce arzunun sonra da inancın ekonomik rolünden bahsediliyor. Ardından temel ekonomik meseleler ele alınıyor; ihtiyaçlar, çalışma, para ve sermaye. Kitabın son kısmı olan Sermaye başlığına kadar genel okura hitap eden kitap bence bu son kısımda iktisat alanında okuyan ve çalışanların anlayabileceği bir yapıya bürünüyor. Bolca Marx göndermesiyle sermaye meselesinin anlatımı karmaşıklaşıyor önceki bölümlere göre. Yazarın temel derdi, kitabın adından da anlaşılacağı üzere, kapitalistler tarafından oldukça ihmal edilen ekonominin psikolojik yanı; burada taklit, tekrar, adaptasyon gibi kavramları öne çıkarıyor. Bunlar üzerinden özel mülkiyet ve toplumsal mülkiyet üzerine söyledikleri ilginç. Yani yazardan nasibini sadece Kapitalistler almıyor. Yazarın sonlara doğru para hususunda yazdıkları çok etkileyici ve 125 yıl önce yazmasına rağmen bence hâlâ geçerliliğini koruyor.