What do you think?
Rate this book
İçimizdeki Çocuk
İçimizdeki Çocuk, yaşamımıza yön veren güçlü bir varlıktır. İçimizdeki Çocuk ve İçimizdeki Ana-Baba, duygu, düşünüş ve davranışlarımızı sürekli yönlendirdiği halde, çoğu kez onların varlığından bile haberdar olmayız.
Bu kitap, içinde yetiştiğiniz ailenin ve yakın çevrenin sizin iç dünyanızı ve şimdiki duygu, düşünüş ve davranışınızı nasıl etkilediğini incelemektedir.
Bu kitap, içinde yetiştiğiniz ailenin ve yakın çevrenin sizin iç dünyanızı ve şimdiki duygu, düşünüş ve davranışınızı nasıl etkilediğini incelemektedir.
254 pages, Paperback
First published January 1, 2008
77 people are currently reading
781 people want to read
About the author
Doğan Cüceloğlu
27 books298 followersDoğan Cüceloğlu, kırktan fazla bilimsel makalesi yayınlanan bir psikolog ve çeşitli topluluklara bilimsel psikoloji çerçevesinde gelişim seminerleri sunan bir iletişim psikolojisi uzmanıdır. Çok sayıdaki kişisel gelişim kitabı ile Türk insanının düşünce, duygu ve davranışlarını inceler.
Mersin'in Silifke kasabasında 11 çocuklu bir ailenin 11. çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve ortaokulu orada bitirmiştir. Ankara ve Kırklareli'de liseyi bitirip İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olmuştur. ABD'de Illinois Üniversitesi'nde Bilişsel Psikoloji doktorasını yapmıştır.
Türkiye'de Hacettepe ve Boğaziçi üniversitelerinde çalışmış, Fulbright bursu ile Berkeley'deki California Üniversitesi'nde ziyaretçi öğretim üyesi olarak bir sene görev almıştır.
1980-1996 yılları arasında ABD'deki Fullerton şehrinde California Eyalet Üniversitesi'nde görev yapmıştır. 1996'dan bu yana Türkiye'de üniversite öğrencilerine, öğretmenlere, anababalara ve işadamlarına yönelik seminerler, konferanslar ve atölye çalışmaları düzenlemektedir.Psikoloji üzerine bir çok kitap yazmıştır ve bunların hepsi eğitici kitaplardır.
Mersin'in Silifke kasabasında 11 çocuklu bir ailenin 11. çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve ortaokulu orada bitirmiştir. Ankara ve Kırklareli'de liseyi bitirip İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olmuştur. ABD'de Illinois Üniversitesi'nde Bilişsel Psikoloji doktorasını yapmıştır.
Türkiye'de Hacettepe ve Boğaziçi üniversitelerinde çalışmış, Fulbright bursu ile Berkeley'deki California Üniversitesi'nde ziyaretçi öğretim üyesi olarak bir sene görev almıştır.
1980-1996 yılları arasında ABD'deki Fullerton şehrinde California Eyalet Üniversitesi'nde görev yapmıştır. 1996'dan bu yana Türkiye'de üniversite öğrencilerine, öğretmenlere, anababalara ve işadamlarına yönelik seminerler, konferanslar ve atölye çalışmaları düzenlemektedir.Psikoloji üzerine bir çok kitap yazmıştır ve bunların hepsi eğitici kitaplardır.
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 30 of 41 reviews
February 9, 2019
İçimizdeki Çocuk |4/5|
Basit bir örnekle açıklamam gerekirse; bir pastane önünden geçerken gördüğünüz bir tatlıyı almak istediniz ancak içinizden bir ses, hem o paraya değmeyeceğini hem de kilo almanın sırası olmadığını mı söyledi, işte o zaman içinizdeki Ana-Baba’nın ve içinizdeki çocuğun ufak bir tartışmasına şahit olmuşsunuz. Yani, gördüğünüz kitabın yazarı olan Doğan Cüceloğlu’na göre öyle tabi.
Doğan Cüceloğlu’nu bilmeyenlere anlatmak gerekirse, kendisi iletişim psikologu ve geçen yıllar içinde birçok farklı kitap yazmayı başarmış önemli bir kişilik. Kendisinden okuduğum ilk kitaptı ve oldukça beğendim.
Kitap içerisinde iki farklı kısım var diyebiliriz. İlk kısmı iç çocuk ile iç ana-babanın tanımını yaptıktan sonra bir çocuğun büyüyeceği hangi ortamlar sağlıklı hangileri sağlıksız ve sağlıksız ortamlarda büyüyen çocuklar ne gibi özelliklere sahip olur, ne gibi özelliklere sahip olamazlar sorularını cevaplandırıyor. İçimizdeki çocuğu okumayı beklerken, toplumumuzun içindeki çocuğu okudum ilk perde boyunca. Tabi ki okumaktan mutluluk duyduğum ama bir anlığına nereye geldiğimi şaşırmadım değil.
Yine de her zaman tekrarlanması gereken şeyler olduğu için bu kitapta da bahsi geçmesinden mutluluk duydum. Üstelik sadece çocukla alakalı değil, aynı mikrokozmoz içinde oldukları için anne ve babanın birbirleri arasındaki iletişimin de nasıl olması gerektiğine dair bir şeyler söylüyor kitap. Söylüyor çünkü insanın içindeki iç çocuğun, kişinin ailesiyle olan geçmişi bir kenara, ailedeki bireylerin de birbirleri arasındaki iletişimden etkilenmiş olduğunu anlatmak istiyor.
Bu alanda onlarca farklı kitap okumadığım için söylediklerinin doğruluğunu teyit edecek düzeyde olmadığımı belirtmek isterim. Ancak okuduklarım bana mantıklı ve inanılası geldi. Pek konuşkan olmayan bir adamın, çocukluğunda konuşulmasına hiç izin verilmemiş olması ihtimali oldukça yakın geliyor insana.
Bir de, kitabın interaktif bir yanı da var. Kitabın başında size ufak bir test veriyor kitap ve en son kısımda hangi soruya evet veya hayır dediyseniz, ona göre içinizdeki çocuğu genel bir şekilde yorumluyor. İnandırıcı bulmayabilirsiniz veya ‘Benim içimdeki çocuk yalnızca bana özel sorulacak sorularla bilinebilir’ tavırlara girip sırt da dönebilirsiniz orası size kalmış tabi. Ben, benim için büyük oranda doğru çıktığını onaylayarak tercihi size bırakıyorum.
Bazılarımız iç çocuk ve iç ana-baba terimlerini kendine yakıştırmayabileceği için veya anlamayabileceği için şöyle bir kez daha üstünden geçeyim. Bu kitabın anlatımına göre iç çocuk, sizin içinizdeki hazzın, enerjinin ve ansızın geliveren o saçma diye niteleyeceğiniz isteklerin kaynağı. İç ana-babanız ise bu kitabın anlatımına göre iç çocuğunuzun isteklerini kontrol eden, yargılayan ve işte o ansızın gelen fikirleri ‘saçma’ bulan tarafınız. Aslında çizgi filmlerde kullanılan solda kötü melek sağda iyi melek tasvirinden çok da uzak değil.
Eğer içsel bir takım sıkıntılar yaşıyorsanız, özellikle bu kitap olmak zorunda değil, Doğan Cüceloğlu’nun diğer kitaplarına da bakabilirsiniz. Hepsini okumadım tabi ama hepsinde ele aldığı konular bir şekilde birbirine bağlanıyor.
Peki, bu kitabı almalı mısınız? Bence bir kişisel gelişim kitabı almak gibi bir planınız varsa bunu alın. Tabi ki bu psikoloji rafında duran bir kitap, kişisel gelişim rafında durmuyor ancak kişisel gelişim kitaplarından daha çok geliştirecektir sizi, eminim.
Güzel çocukların yetişeceği ve insanların kendi içlerindeki iki tarafı birbiriyle barıştırıp kendisiyle barışabileceği güzel günler dileğiyle. Kendinize iyi bakın.
Basit bir örnekle açıklamam gerekirse; bir pastane önünden geçerken gördüğünüz bir tatlıyı almak istediniz ancak içinizden bir ses, hem o paraya değmeyeceğini hem de kilo almanın sırası olmadığını mı söyledi, işte o zaman içinizdeki Ana-Baba’nın ve içinizdeki çocuğun ufak bir tartışmasına şahit olmuşsunuz. Yani, gördüğünüz kitabın yazarı olan Doğan Cüceloğlu’na göre öyle tabi.
Doğan Cüceloğlu’nu bilmeyenlere anlatmak gerekirse, kendisi iletişim psikologu ve geçen yıllar içinde birçok farklı kitap yazmayı başarmış önemli bir kişilik. Kendisinden okuduğum ilk kitaptı ve oldukça beğendim.
Kitap içerisinde iki farklı kısım var diyebiliriz. İlk kısmı iç çocuk ile iç ana-babanın tanımını yaptıktan sonra bir çocuğun büyüyeceği hangi ortamlar sağlıklı hangileri sağlıksız ve sağlıksız ortamlarda büyüyen çocuklar ne gibi özelliklere sahip olur, ne gibi özelliklere sahip olamazlar sorularını cevaplandırıyor. İçimizdeki çocuğu okumayı beklerken, toplumumuzun içindeki çocuğu okudum ilk perde boyunca. Tabi ki okumaktan mutluluk duyduğum ama bir anlığına nereye geldiğimi şaşırmadım değil.
Yine de her zaman tekrarlanması gereken şeyler olduğu için bu kitapta da bahsi geçmesinden mutluluk duydum. Üstelik sadece çocukla alakalı değil, aynı mikrokozmoz içinde oldukları için anne ve babanın birbirleri arasındaki iletişimin de nasıl olması gerektiğine dair bir şeyler söylüyor kitap. Söylüyor çünkü insanın içindeki iç çocuğun, kişinin ailesiyle olan geçmişi bir kenara, ailedeki bireylerin de birbirleri arasındaki iletişimden etkilenmiş olduğunu anlatmak istiyor.
Bu alanda onlarca farklı kitap okumadığım için söylediklerinin doğruluğunu teyit edecek düzeyde olmadığımı belirtmek isterim. Ancak okuduklarım bana mantıklı ve inanılası geldi. Pek konuşkan olmayan bir adamın, çocukluğunda konuşulmasına hiç izin verilmemiş olması ihtimali oldukça yakın geliyor insana.
Bir de, kitabın interaktif bir yanı da var. Kitabın başında size ufak bir test veriyor kitap ve en son kısımda hangi soruya evet veya hayır dediyseniz, ona göre içinizdeki çocuğu genel bir şekilde yorumluyor. İnandırıcı bulmayabilirsiniz veya ‘Benim içimdeki çocuk yalnızca bana özel sorulacak sorularla bilinebilir’ tavırlara girip sırt da dönebilirsiniz orası size kalmış tabi. Ben, benim için büyük oranda doğru çıktığını onaylayarak tercihi size bırakıyorum.
Bazılarımız iç çocuk ve iç ana-baba terimlerini kendine yakıştırmayabileceği için veya anlamayabileceği için şöyle bir kez daha üstünden geçeyim. Bu kitabın anlatımına göre iç çocuk, sizin içinizdeki hazzın, enerjinin ve ansızın geliveren o saçma diye niteleyeceğiniz isteklerin kaynağı. İç ana-babanız ise bu kitabın anlatımına göre iç çocuğunuzun isteklerini kontrol eden, yargılayan ve işte o ansızın gelen fikirleri ‘saçma’ bulan tarafınız. Aslında çizgi filmlerde kullanılan solda kötü melek sağda iyi melek tasvirinden çok da uzak değil.
Eğer içsel bir takım sıkıntılar yaşıyorsanız, özellikle bu kitap olmak zorunda değil, Doğan Cüceloğlu’nun diğer kitaplarına da bakabilirsiniz. Hepsini okumadım tabi ama hepsinde ele aldığı konular bir şekilde birbirine bağlanıyor.
Peki, bu kitabı almalı mısınız? Bence bir kişisel gelişim kitabı almak gibi bir planınız varsa bunu alın. Tabi ki bu psikoloji rafında duran bir kitap, kişisel gelişim rafında durmuyor ancak kişisel gelişim kitaplarından daha çok geliştirecektir sizi, eminim.
Güzel çocukların yetişeceği ve insanların kendi içlerindeki iki tarafı birbiriyle barıştırıp kendisiyle barışabileceği güzel günler dileğiyle. Kendinize iyi bakın.
November 28, 2021
Çok faydalıydı tavsiye ederim.
December 7, 2014
Üniversite yıllarımda okumuş olduğum Doğan Cüceloğlu serisinin kişisel gelişimime olumlu etki yaptığını söyleyebilirim. Alanında usta bir yazar olan yazarımızın tüm kitaplarını öneririm.
March 27, 2018
Sadece kişisel gelişim ile ilgilenenlerin değil herkesin okuması gereken bir kitap. Doğan Cüceloğlunun sade güzel anlatımı ve vermiş olduğu bilgiler inanılmaz derecede doğru bu yönüyle içimizdeki çocuk gerçek bir başucu kitabı niteliğinde. Okurken sorgulayıcı bir bakış açısı kazandırıyor çocuk yetiştirme tutumunun ne denli önemli olduğunu başarılı bir şekilde aktarmış. Kısacası insanı önemseyen herkes okumalı. Kalemine sağlık Doğan Hocanın.
April 1, 2022
Sevgili Doğan Cüceloğlu,
Senin kitaplarını okudukça dünyaya olan sevgim artıyor. Zorlandığım şeyleri bile severek yapmayı öğreniyorum, sonucu ne olursa olsun, iyi ya da kötü bitsin.
İyi ki sensin, iyi ki kendi yolculuğunu benle paylaştın. Çok teşekkür ederim... Umarım sevgim sana da ulaşır...
Senin kitaplarını okudukça dünyaya olan sevgim artıyor. Zorlandığım şeyleri bile severek yapmayı öğreniyorum, sonucu ne olursa olsun, iyi ya da kötü bitsin.
İyi ki sensin, iyi ki kendi yolculuğunu benle paylaştın. Çok teşekkür ederim... Umarım sevgim sana da ulaşır...
August 3, 2015
Doğan Bey'in sade diliyle ve zengin içerik bilgisiyle buna ek olarak Türk insanın yaşantılarını örnek olay niyetine göstermesi anlam katmış.
İnsan okudukça ne kadar da kötü yetiştirildiğinin ve aynı hal ve tavırları devam etmeye devam edişinin farkına varmakla kalmıyor; eğer isterse şayet değişme içine bürünebilir.
Dr. Adem Güneş'in Çoçukluk Sırrı İsimli kitabını da okursanız faydalı olur
Köpek Gibi Büyütülmüş Çoçuk
Duygusal İlk Yardım Videosunu izleyin bence
Duygusal İlk Yardım Kitabı
İnsan okudukça ne kadar da kötü yetiştirildiğinin ve aynı hal ve tavırları devam etmeye devam edişinin farkına varmakla kalmıyor; eğer isterse şayet değişme içine bürünebilir.
Dr. Adem Güneş'in Çoçukluk Sırrı İsimli kitabını da okursanız faydalı olur
Köpek Gibi Büyütülmüş Çoçuk
Duygusal İlk Yardım Videosunu izleyin bence
Duygusal İlk Yardım Kitabı
March 25, 2022
İçindeki Çocuk’a ulaşıp onu sağlıklı büyütene kadar hayat yarım.
“…, onurlu bir mutsuzluk. Anlamsal derinliği olan, belirli bir değeri yaşamında tutma çabasıyla yüceleşen bir mutsuzluk.” (15)
“Bağnaz, belirli bir düşünce ya da inanç sistemine körü körüne bağlanır; cahil yobaz olduğu gibi, aydın yobaz da vardır.” (16)
“İnsan davranışıyla ilgili anlatım ve açıklamalar, insanın içinde yetiştiği toplum ve kültürün özelliklerini göz ardı ederse, ya yüzeyselleşir ya da ilişkinliğini kaybeder.” (16)
“Birey bedenen büyür, fakat İçimizdeki Çocuk, psikolojik anlamda sağlıksız ve cılız kalır.” (22)
“…psikolojik gelişmesi yıllar önce durmuş bir insan… Bu tür insanlara psikolojide, “yetişkin çocuklar” (adult children) adı verilir.” (25)
İç Çocuk Özellikleri
Duygusal / Bireyci / Hayalci / Saf / Açık, oyun sevecen, şakacı / Şevkli, heyecanlı, enerji dolu/ Sürece yönelik / Yapmak istediği faaliyetten alacağı coşku önemli
İç Ana-Baba Özellikleri
Mantıksal, zihinsel / Sosyal / Gerçekçi / Deneyimli / Kapalı, ciddi / Durgun, ağırbaşlı / Sonuca yönelik / Başkasının ne diyeceği önemli (30)
İç Diyalog
Büyürken çocuğun çevresinde yer alan dış konuşmanın zamanla içleşmiş halidir,
İç Çocuğun ve İç Ana-Babanın kendilerine özgü bir üslup ve iletişim tarzları vardır,
Derindir,
Her zaman, her yerde ve her durumda devam eder,
Farkına varabilmek için iyi gözlemci olmak gerekir; çünkü belli belirsiz bir enerji düzeyinde yer alır. (30)
İçindeki Çocuğu sağlıklı geliştirebilmiş bireylerin kişiliği “gerçek”tir; çünkü bu kişilik, bireyin kendine özgü düşünce, duygu ve davranışını belirtir.” (31)
“…ailenin, ailenin de içinde yer aldığı toplum ve kültürün İçimizdeki Çocuğu yaralayarak kişiyi nasıl bağlaşık kıldığını…” (39)
“Olgun insan şu özelliklere sahiptir: (1) İyi belirlenmiş benlik sınırları vardır; (2) kendini değerli bulur; (3) yaşamının değişik yönleri arasında denge kurar; (4) duygularını tanır ve ifade eder.” (42)
Temel Aile Gereksinmeleri
(1) Değerli olma duygusu
(2) Güven ortamı
(3) Yakınlık ve dayanışma duygusu
(4) Sorumluluk duygusu
(5) Zorluklarla mücadele ederek onların üstesinden gelmeyi öğrenme
(6) Mutluluk ve kendini gerçekleştirme ortamı
(7) Sağlıklı manevi yaşamın temellerini oluşturma ortamı (53-56)
“Sağlıklı aile düzeni içinde, ana-baba da dahil, herkes duygusal ve bilinçlenme yönünden sürekli bir gelişim içindedir. Aile, kendi üyelerini değerli bulur ve aile üyeleri benlik değerlerini olumlu yönde geliştirir. Aile, toplumla ilişkisini dengelemiştir; ne toplumdan kopar, ne de toplumun baskısına tümüyle boyun eğer. Kısacası, sağlıklı aile, insanların psikososyal yönden olgunlaşmasını temin eden temel sosyal bağlamı oluşturur.” (58)
“Türk sosyal yaşamı, psikoloji biliminin tanımladığı anlamda “olgun insan” yetişmesine pek olanak vermemektedir.” (59)
Beş Özgürlük
(1) Şimdi ve burada olanı duyma ve görme (algılama) özgürlüğü
(2) Kendi düşündüğünü olduğu gibi ifade edebilme özgürlüğü
(3) Kendi duygularını olduğu gibi ifade edebilme özgürlüğü
(4) Kendi arzularına göre bir şeyi isteme ya da reddetme özgürlüğü
(5) Olmak istediği yönde gelişerek kendi özünü gerçekleştirme özgürlüğü (63-66)
İletişimi Baltalayan Alışkanlıklar
(1) Genelleme
(2) Yaygın tutumlar
(3) Neden-sonuç ilişkilerinde bozukluk
(4) Aklından geçenleri bilme (68-69)
“Çatışma, uzun süreli ilişki içinde olan kişiler arasında doğal olarak ortaya çıkar. Önemli olan çatışmanın çıkmasını önlemek değil, çatışma çıktığı zaman kişilerin birbirleriyle nasıl etkileşim kuracağının bilinmesidir.” (71)
“Mükemmeliyetçilik kuralı, kişinin kendi gerçeğinin hiçbir değeri olmadığını, kendi düşünüş ve değerlendirişinin önemsiz olduğunu ifade eder.” (79)
Sağlıksız Ailede Gizli Kurallar
Denetleme
Mükemmeliyetçilik
Suçlama
Beş temel özgürlüğün inkârı
Konuşmak yaşak
Küskünlük ve kırgınlıkların sürdürülmesi
Kimseye güvenememe
“Kişilerin konuşmalarını yasaklamak, önemli gördükleri bir konuda iletişimlerini engellemek, insanların en temel süreci olan iletişim olacağını ortadan kaldıracağından, onların insanlığını reddetmek anlamına gelecektir.” (78-80)
“Kendini özdeşleştirmek ve kendi dışında kendinden daha güçlü ve büyük bir kudretli ilişki içine girmek insanoğlunun doğuştan getirdiği doğal bir eğilimdir.” (92)
“John Bradshaw (1988, 1990), “utanca boğarak yetiştirmenin en olumsuz etkilerinden biri de, kişinin manevi yaşamının temellerini yitirmesidir,” der. Ona göre, manevi yaşam, kişiyi hiç olmaktan kurtaran, evrenle ilişki haline sokan ve özbenliğinin kutsallığına ve yüceliğine inanmasına yol açan önemli bir boyuttur.” (97-98)
“Çocuk yedi sekiz yaşına kadar ben-merkezli (egocentric) bir algılama ve düşünme mekanizmasına sahiptir; çevresinde olup biten her şeyin kendisi için olduğunu ya da kendisinin bu olaylara neden olduğunu düşünür.” (101)
“Psikolojik sınırların, bir ailenin, bir ülkenin sınırları gibi korunması gerekir.” (124)
“Açık seçik düşünemeyen kişi belirli bir konuda nasıl karar vereceğini bilemez; bir tür zihinsel felce uğrar. Kapasitesinin altında çalışır ve üretir; iç çatışmalar kişinin doyumlu ve verimli bir yaşam sürmesini engeller.” (163)
“İçindeki sağlıksız çocuğunun sesi güçlü olan kimsede sorumluluk duygusu gelişmemiştir; davranışlarının sonuçlarından kendisini değil, başkalarını sorumlu tutar.” (170)
“…, İç Çocuğumuz duygu, heyecan, enerji ve şevk kaynağımızdır. Onsuz zihinsel güç, olgunluk ve tecrübe boş, anlamsız bir kalıptan ibaret kalır.” (172)
“İç çatışma içinde olduğunuzu kafanızın karışıklığından, durgunluk ve isteksizliğinizden anlarsınız.” (179)
“Şimdiye kadar sağ kalabilmeniz yaşam gücünüzün ve uyum yeteneğinizin bir kanıtıdır.” (190)
“Kötü alışkanlıkları, korkuları, bağlantıları bırakıp daha özgür, daha bilinçli ve daha gerçekçi olma yoluna girdiğimiz zaman yaşamımızın olumsuz yönlerini olumluya dönüştürmeye başlarız.” (225)
“Kişi, kendine özgü bilinçaltı ve bilinçüstü çabalarıyla farkında olarak ya da olmayarak zamanla kendi manevi yaşamını düzenler.” (237)
“…, onurlu bir mutsuzluk. Anlamsal derinliği olan, belirli bir değeri yaşamında tutma çabasıyla yüceleşen bir mutsuzluk.” (15)
“Bağnaz, belirli bir düşünce ya da inanç sistemine körü körüne bağlanır; cahil yobaz olduğu gibi, aydın yobaz da vardır.” (16)
“İnsan davranışıyla ilgili anlatım ve açıklamalar, insanın içinde yetiştiği toplum ve kültürün özelliklerini göz ardı ederse, ya yüzeyselleşir ya da ilişkinliğini kaybeder.” (16)
“Birey bedenen büyür, fakat İçimizdeki Çocuk, psikolojik anlamda sağlıksız ve cılız kalır.” (22)
“…psikolojik gelişmesi yıllar önce durmuş bir insan… Bu tür insanlara psikolojide, “yetişkin çocuklar” (adult children) adı verilir.” (25)
İç Çocuk Özellikleri
Duygusal / Bireyci / Hayalci / Saf / Açık, oyun sevecen, şakacı / Şevkli, heyecanlı, enerji dolu/ Sürece yönelik / Yapmak istediği faaliyetten alacağı coşku önemli
İç Ana-Baba Özellikleri
Mantıksal, zihinsel / Sosyal / Gerçekçi / Deneyimli / Kapalı, ciddi / Durgun, ağırbaşlı / Sonuca yönelik / Başkasının ne diyeceği önemli (30)
İç Diyalog
Büyürken çocuğun çevresinde yer alan dış konuşmanın zamanla içleşmiş halidir,
İç Çocuğun ve İç Ana-Babanın kendilerine özgü bir üslup ve iletişim tarzları vardır,
Derindir,
Her zaman, her yerde ve her durumda devam eder,
Farkına varabilmek için iyi gözlemci olmak gerekir; çünkü belli belirsiz bir enerji düzeyinde yer alır. (30)
İçindeki Çocuğu sağlıklı geliştirebilmiş bireylerin kişiliği “gerçek”tir; çünkü bu kişilik, bireyin kendine özgü düşünce, duygu ve davranışını belirtir.” (31)
“…ailenin, ailenin de içinde yer aldığı toplum ve kültürün İçimizdeki Çocuğu yaralayarak kişiyi nasıl bağlaşık kıldığını…” (39)
“Olgun insan şu özelliklere sahiptir: (1) İyi belirlenmiş benlik sınırları vardır; (2) kendini değerli bulur; (3) yaşamının değişik yönleri arasında denge kurar; (4) duygularını tanır ve ifade eder.” (42)
Temel Aile Gereksinmeleri
(1) Değerli olma duygusu
(2) Güven ortamı
(3) Yakınlık ve dayanışma duygusu
(4) Sorumluluk duygusu
(5) Zorluklarla mücadele ederek onların üstesinden gelmeyi öğrenme
(6) Mutluluk ve kendini gerçekleştirme ortamı
(7) Sağlıklı manevi yaşamın temellerini oluşturma ortamı (53-56)
“Sağlıklı aile düzeni içinde, ana-baba da dahil, herkes duygusal ve bilinçlenme yönünden sürekli bir gelişim içindedir. Aile, kendi üyelerini değerli bulur ve aile üyeleri benlik değerlerini olumlu yönde geliştirir. Aile, toplumla ilişkisini dengelemiştir; ne toplumdan kopar, ne de toplumun baskısına tümüyle boyun eğer. Kısacası, sağlıklı aile, insanların psikososyal yönden olgunlaşmasını temin eden temel sosyal bağlamı oluşturur.” (58)
“Türk sosyal yaşamı, psikoloji biliminin tanımladığı anlamda “olgun insan” yetişmesine pek olanak vermemektedir.” (59)
Beş Özgürlük
(1) Şimdi ve burada olanı duyma ve görme (algılama) özgürlüğü
(2) Kendi düşündüğünü olduğu gibi ifade edebilme özgürlüğü
(3) Kendi duygularını olduğu gibi ifade edebilme özgürlüğü
(4) Kendi arzularına göre bir şeyi isteme ya da reddetme özgürlüğü
(5) Olmak istediği yönde gelişerek kendi özünü gerçekleştirme özgürlüğü (63-66)
İletişimi Baltalayan Alışkanlıklar
(1) Genelleme
(2) Yaygın tutumlar
(3) Neden-sonuç ilişkilerinde bozukluk
(4) Aklından geçenleri bilme (68-69)
“Çatışma, uzun süreli ilişki içinde olan kişiler arasında doğal olarak ortaya çıkar. Önemli olan çatışmanın çıkmasını önlemek değil, çatışma çıktığı zaman kişilerin birbirleriyle nasıl etkileşim kuracağının bilinmesidir.” (71)
“Mükemmeliyetçilik kuralı, kişinin kendi gerçeğinin hiçbir değeri olmadığını, kendi düşünüş ve değerlendirişinin önemsiz olduğunu ifade eder.” (79)
Sağlıksız Ailede Gizli Kurallar
Denetleme
Mükemmeliyetçilik
Suçlama
Beş temel özgürlüğün inkârı
Konuşmak yaşak
Küskünlük ve kırgınlıkların sürdürülmesi
Kimseye güvenememe
“Kişilerin konuşmalarını yasaklamak, önemli gördükleri bir konuda iletişimlerini engellemek, insanların en temel süreci olan iletişim olacağını ortadan kaldıracağından, onların insanlığını reddetmek anlamına gelecektir.” (78-80)
“Kendini özdeşleştirmek ve kendi dışında kendinden daha güçlü ve büyük bir kudretli ilişki içine girmek insanoğlunun doğuştan getirdiği doğal bir eğilimdir.” (92)
“John Bradshaw (1988, 1990), “utanca boğarak yetiştirmenin en olumsuz etkilerinden biri de, kişinin manevi yaşamının temellerini yitirmesidir,” der. Ona göre, manevi yaşam, kişiyi hiç olmaktan kurtaran, evrenle ilişki haline sokan ve özbenliğinin kutsallığına ve yüceliğine inanmasına yol açan önemli bir boyuttur.” (97-98)
“Çocuk yedi sekiz yaşına kadar ben-merkezli (egocentric) bir algılama ve düşünme mekanizmasına sahiptir; çevresinde olup biten her şeyin kendisi için olduğunu ya da kendisinin bu olaylara neden olduğunu düşünür.” (101)
“Psikolojik sınırların, bir ailenin, bir ülkenin sınırları gibi korunması gerekir.” (124)
“Açık seçik düşünemeyen kişi belirli bir konuda nasıl karar vereceğini bilemez; bir tür zihinsel felce uğrar. Kapasitesinin altında çalışır ve üretir; iç çatışmalar kişinin doyumlu ve verimli bir yaşam sürmesini engeller.” (163)
“İçindeki sağlıksız çocuğunun sesi güçlü olan kimsede sorumluluk duygusu gelişmemiştir; davranışlarının sonuçlarından kendisini değil, başkalarını sorumlu tutar.” (170)
“…, İç Çocuğumuz duygu, heyecan, enerji ve şevk kaynağımızdır. Onsuz zihinsel güç, olgunluk ve tecrübe boş, anlamsız bir kalıptan ibaret kalır.” (172)
“İç çatışma içinde olduğunuzu kafanızın karışıklığından, durgunluk ve isteksizliğinizden anlarsınız.” (179)
“Şimdiye kadar sağ kalabilmeniz yaşam gücünüzün ve uyum yeteneğinizin bir kanıtıdır.” (190)
“Kötü alışkanlıkları, korkuları, bağlantıları bırakıp daha özgür, daha bilinçli ve daha gerçekçi olma yoluna girdiğimiz zaman yaşamımızın olumsuz yönlerini olumluya dönüştürmeye başlarız.” (225)
“Kişi, kendine özgü bilinçaltı ve bilinçüstü çabalarıyla farkında olarak ya da olmayarak zamanla kendi manevi yaşamını düzenler.” (237)
December 1, 2020
Nasıl bir ailenin içine doğup yetiştirildiysek İçimizdeki Çocuk da o kadar sağlıklı ya da sağlıksız olarak gelişiyor. Bu nedenle ancak İçimizdeki Çocuk ile yeniden bir sevgi bağı kurduğumuz zaman gerçek mutluluğa ulaşabiliyoruz.
Bu kitap anlaşılır bir dille İç Çocuğumuzu etkileyen dinamikleri anlatıyor. Sadece anlatmak ile kalmıyor, 6 haftalık bir içgörü yolculuğuna davet ediyor.
Hayatımda okuduğum en aydınlatıcı kitaplar arasında yer alıyor; mutlaka okunup uygulanmalı!
Bu kitap anlaşılır bir dille İç Çocuğumuzu etkileyen dinamikleri anlatıyor. Sadece anlatmak ile kalmıyor, 6 haftalık bir içgörü yolculuğuna davet ediyor.
Hayatımda okuduğum en aydınlatıcı kitaplar arasında yer alıyor; mutlaka okunup uygulanmalı!
December 2, 2016
Psikolojiye merakli ve bu konuda elinden geldigince okumaya, dinlemeye, izlemeye zaman ayirmaya calisan biri olarak bu kitabin ufkumu inanilmaz derecede actigini ifade etmeliyim. Cocukluk doneminde ne yasadigimizin, nasil yetistirildigimizin hayatimiza nasil yon verdigi ile ilgili bir cok soruma oldukca nitelikli cevaplar buldum. Kesinlikle tavsiye ederim.
September 29, 2017
Cuceloglu'nun kalemi cok saglam.Iletisim Donanimlari ve Icimizdeki Biz harikaydi.Aslinda olumsuz huylar gordugumuz kisilerin gecmisinde kotu,asagilanmis,hor gorulmus bir ortamdan geldiginden dolayi bu sekilde olduklarini anlatiyor.Cogumuz icimizdeki cocugu ihmal ediyoruz ve onu unuttugumuz surece tam mutlu hissedemiyoruz asla.Mutlaka okunmali.
November 3, 2015
Şimdiye kadar okuduğum ilk kişisel gelişim kitabı. Çok beğendim. Cüceloğlu hocanın tüm kitaplarını okumayı düşünüyorum.
July 30, 2025
İçimizdeki Çocuk, iç dünyanıza doğru bir yolculuk gibi kademeli olarak ilerleyen altı bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm, “Liste A” (spontane arzularınız, umutlarınız, hayalleriniz) ve “Liste B” (sorumluluk sahibi, gerçekçi benliğiniz) olmak üzere iki alıştırma aracılığıyla içsel çocuğunuzla tanışmaya davet ediyor ve özgürlük ile disiplin, duygu ile sorumluluk arasındaki gerilimi düşünmeye teşvik ediyor. İkinci bölümde yazar, bir sistem olarak ailenin kritik etkisini araştırıyor ve içsel çocuğunuzun sağlıklı mı yoksa yaralı mı olacağını belirleyen konuşulmamış kuralların, gizli rollerin ve çocukluk deneyimlerinin nasıl şekillendirdiğini ayrıntılı olarak anlatıyor. Değerli, güvende, bağlı, sorumlu ve zorlukları yönetebilen hissetmek gibi temel ihtiyaçları tanımlıyor. Üçüncü bölüm utanç ve suçluluk duygusuna odaklanarak, alçakgönüllülüğün sağlıklı olabileceğini, ancak kronik utanç duygusunun zehirli olduğunu fark etmenizi sağlar ve bu duyguların aile kültürünüzde nereden kaynaklandığını ve bugün özgüveninizi ve davranışlarınızı nasıl etkilediğini araştırmanızı teşvik eder. Dördüncü bölümde, başlangıçtaki sorulara geri dönerek kendi cevaplarınızı yorumlarsınız: kendinizi ifade ettikten sonra pişmanlık duyma veya başkaları tarafından terk edilme korkusu gibi kalıpları keşfederek, içselleştirilmiş kurallarınızın içsel çocuğunuzu nasıl bastırdığını ortaya çıkarırsınız. Beşinci bölümde iç sesler tanıtılır — iç ebeveyn ve iç çocuk — ve bunların çatışmasının iç çatışmaya nasıl yol açtığı gösterilir; sağlıklı bir “iç ebeveyn”in “iç çocuğu” susturmak veya kontrol etmek yerine, kazan-kazan diyaloğu ile nasıl müzakere edebileceğini öğrenirsiniz. Son olarak, altıncı bölüm içsel çocuğunuzla yeniden bağlantı kurmak için bir program sunar: günlük güvenli zaman, sabır, şefkat, yargılamaktan vazgeçmek, içsel iyileşmenin zaman aldığını kabul etmek ve içsel çocuğunuzu güven ve tutarlılıkla beslemek.
Kitabı okumak derin bir iç gözlem sürecini tetikledi: Kendi ihtiyaçlarımı dile getirdikten sonra sık sık suçluluk duyduğumu fark ettim — bu, bastırılmış iç sınırların bir işaretiydi. Reddedilme korkusundan dolayı insanları memnun etmeye çalıştığımı gördüm ve “başkalarının beklentilerini karşılamak için kendimden vazgeçmeliyim” veya “duygularımı gösterirsem sorun çıkarırım” gibi çocukluk döneminden kalma mesajları fark ettim. Kitap bana şu soruyu sordurdu: Hangi sesi dinliyorum? Otoriter içsel ebeveyn mi, yoksa spontanlık ve neşeye özlem duyan eğlenceli, samimi içsel çocuk mu? Yazar, içsel diyalogumu gözlemlememi ve küçük şefkat ritüelleri uygulamamı sağlayarak, içsel çocuğu özgürleştirmeye başlamam için bana araçlar verdi. Bu süreç, alışkanlık haline gelmiş davranışlarımı sorgulamaya itti — neden değişime direniyorum, erteliyorum, çatışmalardan kaçınıyorum — ve bunların kaynağını aile kalıplarına kadar izlemeye başladım. Yavaş yavaş, duygularımı — eski korkularımı, sessiz öfkelerimi, kendimi yargılamamı — kusurlar olarak değil, tanınmak isteyen yaralı bir çocuğun mesajları olarak görmeye başladım. O yüzden bu kitabı tanıdığım herkese önerebilirim.
Kitabı okumak derin bir iç gözlem sürecini tetikledi: Kendi ihtiyaçlarımı dile getirdikten sonra sık sık suçluluk duyduğumu fark ettim — bu, bastırılmış iç sınırların bir işaretiydi. Reddedilme korkusundan dolayı insanları memnun etmeye çalıştığımı gördüm ve “başkalarının beklentilerini karşılamak için kendimden vazgeçmeliyim” veya “duygularımı gösterirsem sorun çıkarırım” gibi çocukluk döneminden kalma mesajları fark ettim. Kitap bana şu soruyu sordurdu: Hangi sesi dinliyorum? Otoriter içsel ebeveyn mi, yoksa spontanlık ve neşeye özlem duyan eğlenceli, samimi içsel çocuk mu? Yazar, içsel diyalogumu gözlemlememi ve küçük şefkat ritüelleri uygulamamı sağlayarak, içsel çocuğu özgürleştirmeye başlamam için bana araçlar verdi. Bu süreç, alışkanlık haline gelmiş davranışlarımı sorgulamaya itti — neden değişime direniyorum, erteliyorum, çatışmalardan kaçınıyorum — ve bunların kaynağını aile kalıplarına kadar izlemeye başladım. Yavaş yavaş, duygularımı — eski korkularımı, sessiz öfkelerimi, kendimi yargılamamı — kusurlar olarak değil, tanınmak isteyen yaralı bir çocuğun mesajları olarak görmeye başladım. O yüzden bu kitabı tanıdığım herkese önerebilirim.
January 29, 2025
- Kitap bir akış içerisinde çeşitli bölümlere ayrılmış olmasına rağmen bunca fazla başlığa, alt başlığa gerçekten gerek var mıydı emin değilim ki kitabın çok kıymetli ana fikirleri çeşitli başlıklar altında birçok kez tekrarlıyorken... Bu yönü kitaba bence biraz özensizlik katmış.
- Yazar olumsuz kişisel özelliklerin, psikolojik sorunların hemen tamamını çocuk üzerindeki ebeveyn başta olmak üzere çevre etkisine bağlamış. Hiç tartışmaya açmaksızın her sorunun özünde bu çarpıklığı net bir şekilde adres göstermek ne denli doğru bilemedim. Mesela kişinin genlerinin, mizacının bu tür sorunlarda hiç payı olmaz mı? Psikolojik açıdan olabildiğince sağlıklı bir ortamda büyümüş kişi; sinirli, mükemmelliyetçi, kırılgan, pesimist vb olamaz mı?
- Ailenin çocuk gelişimi üzerinde bu denli etkileyici ve belirleyici olduğu iddiası biraz korkutucu değil mi? Bu kitabı okuyan ebeveynin "Aman tanrım! Bir şeyler yapmalıyım." hezeyanı ile çocuk üzerinde istemsizce kontrol mekanizması tesis etmesi (Mevcut kontrol deliliğini artırması) bana çok olası geldi. "Madem bu kadar belirleyiciyim, o zaman aksiyon almalıyım" diyen ebeveynin kitapta yapılan yönlendirmeleri doğru ve eksiksiz uygulamak yerine durumu daha kötü hale getirirse şaşırmam. Aile, şüphesiz çocuk gelişiminde belirleyici bir faktördür ama kitaptan anladığım kadarı ile değil. Olmamalı...
- Kötü aile mirasının kuşaklarca birbirine aktarımı hususunda oluşan fasit dairenin kitabın son kısımlarında verilen "içimizdeki çocuk ile sohbet" ederek aşılması çok gerçekçi gelmedi bana. Bu fasit dairenin kırılamayacağını düşünmüyorum. Sadece, kitabın bu konuda iyi bir kılavuz görevi görmediğini düşünüyorum.
- Kitapta, tüm faturanın aileye kesilmiş olması ve bu cendereden ikna edici bir kaçış yolunun gösterilmemiş olmasının son olumsuz etkisi; psikolojisi bozuk olan bireyin, mağduriyetini ön plana alarak sürekli ailesini suçlaması ve bunu ortadan kaldırmak için kasıtlı/kasıtsız bir çözüm yolu bulmaması... Yetişkin ve mutsuz olan, mutsuzluğunun yegane sebebinin ise çocukluğunda maruz kaldığı toksik ortam olduğunu düşünen birey ebeveynlerini suçlayarak kalan hayatını geçirebilir. Aşılması zor bu sorunu çözmek büyük emek, adanmışlık ve para gerektirebilir. Bunları sarf etmek yerine ebeveynlerini lanetleyip, kadere isyan etmek daha kolay fakat sonuç yaratmayan bir yola götürecektir.
Tüm bu olumsuz görüşlerime rağmen kitaba 5 yıldız verdim ve çocuk yetiştiren herkese bu kitabı okumasını öneriyorum. Bunun sebebi, kitapta verilen bazı örneklerin bizim evin salonundan, oğlumla yaşadığım diyaloglardan ve yaşanan sinir harplerinden alınmışçasına anlatılanların beni sarsması oldu. Oğluma yaptığım haksızlıkları ve onun minik kalbinde açtığım yaraları daha iyi göremezdim sanıyorum. Umarım bu kitap oğlumla olan ilişkimi ve onun geleceğini olumlu yönde etkiler. Eğer bu olmaz ise sebebi muhtemelen yine benim tutumum olacaktır. Onun için dönüp dönüp tekrar okuyacağım bir kitap olması muhtemel...
- Yazar olumsuz kişisel özelliklerin, psikolojik sorunların hemen tamamını çocuk üzerindeki ebeveyn başta olmak üzere çevre etkisine bağlamış. Hiç tartışmaya açmaksızın her sorunun özünde bu çarpıklığı net bir şekilde adres göstermek ne denli doğru bilemedim. Mesela kişinin genlerinin, mizacının bu tür sorunlarda hiç payı olmaz mı? Psikolojik açıdan olabildiğince sağlıklı bir ortamda büyümüş kişi; sinirli, mükemmelliyetçi, kırılgan, pesimist vb olamaz mı?
- Ailenin çocuk gelişimi üzerinde bu denli etkileyici ve belirleyici olduğu iddiası biraz korkutucu değil mi? Bu kitabı okuyan ebeveynin "Aman tanrım! Bir şeyler yapmalıyım." hezeyanı ile çocuk üzerinde istemsizce kontrol mekanizması tesis etmesi (Mevcut kontrol deliliğini artırması) bana çok olası geldi. "Madem bu kadar belirleyiciyim, o zaman aksiyon almalıyım" diyen ebeveynin kitapta yapılan yönlendirmeleri doğru ve eksiksiz uygulamak yerine durumu daha kötü hale getirirse şaşırmam. Aile, şüphesiz çocuk gelişiminde belirleyici bir faktördür ama kitaptan anladığım kadarı ile değil. Olmamalı...
- Kötü aile mirasının kuşaklarca birbirine aktarımı hususunda oluşan fasit dairenin kitabın son kısımlarında verilen "içimizdeki çocuk ile sohbet" ederek aşılması çok gerçekçi gelmedi bana. Bu fasit dairenin kırılamayacağını düşünmüyorum. Sadece, kitabın bu konuda iyi bir kılavuz görevi görmediğini düşünüyorum.
- Kitapta, tüm faturanın aileye kesilmiş olması ve bu cendereden ikna edici bir kaçış yolunun gösterilmemiş olmasının son olumsuz etkisi; psikolojisi bozuk olan bireyin, mağduriyetini ön plana alarak sürekli ailesini suçlaması ve bunu ortadan kaldırmak için kasıtlı/kasıtsız bir çözüm yolu bulmaması... Yetişkin ve mutsuz olan, mutsuzluğunun yegane sebebinin ise çocukluğunda maruz kaldığı toksik ortam olduğunu düşünen birey ebeveynlerini suçlayarak kalan hayatını geçirebilir. Aşılması zor bu sorunu çözmek büyük emek, adanmışlık ve para gerektirebilir. Bunları sarf etmek yerine ebeveynlerini lanetleyip, kadere isyan etmek daha kolay fakat sonuç yaratmayan bir yola götürecektir.
Tüm bu olumsuz görüşlerime rağmen kitaba 5 yıldız verdim ve çocuk yetiştiren herkese bu kitabı okumasını öneriyorum. Bunun sebebi, kitapta verilen bazı örneklerin bizim evin salonundan, oğlumla yaşadığım diyaloglardan ve yaşanan sinir harplerinden alınmışçasına anlatılanların beni sarsması oldu. Oğluma yaptığım haksızlıkları ve onun minik kalbinde açtığım yaraları daha iyi göremezdim sanıyorum. Umarım bu kitap oğlumla olan ilişkimi ve onun geleceğini olumlu yönde etkiler. Eğer bu olmaz ise sebebi muhtemelen yine benim tutumum olacaktır. Onun için dönüp dönüp tekrar okuyacağım bir kitap olması muhtemel...
January 31, 2022
🪁"Varlık" ve "yokluk" seçeneğiyle karşı karşıya kalan çocuk, ne kadar acı verici de olsa, çoğu kere "var olmayı" seçer ve normal yollardan karşılanmayan gereksinmelerini normaldışı yollardan elde etmeye kalkar.》
^^
🪁Yaşamını sürdürebilmek için İçinizdeki Çocuk kendi doğal haklarını bazen bilmemezlikten geldi, diğerlerinden sakladı, kendisini bir başkasına bağımlı kıldı ve onların gereksinimlerini karşılamaya çabaladı. Ama yaşamayı başardı. Şimdi içinizde, bırakıldığı yerde, unutulmuş duruyor.》
^^
🪁Yaşamını sürdürebilmek için İçinizdeki Çocuk kendi doğal haklarını bazen bilmemezlikten geldi, diğerlerinden sakladı, kendisini bir başkasına bağımlı kıldı ve onların gereksinimlerini karşılamaya çabaladı. Ama yaşamayı başardı. Şimdi içinizde, bırakıldığı yerde, unutulmuş duruyor.》
July 3, 2023
insanın iç dünyasını, duygusal zekayı ve iletişim becerilerini anlatan önemli bir eser olabilir ,kitapta yetişkinlerin çocukluk dönemlerinde yaşadıkları deneyimlerin, kişiliğin şekillenmesinde ve iç dünyanın oluşumunda ne kadar etkili olduğunu vurguluyor. Kitap, okuyuculara iç dünyalarını keşfetmeleri, duygusal zekalarını geliştirmeleri ve daha sağlıklı ilişkiler kurmaları konusunda rehberlik ediyor.Kitap, her yaştan insanın kendi iç çocuğunu keşfetmesine ve yaşatmasına belki yardımcı olabilir.
This entire review has been hidden because of spoilers.
June 23, 2025
Büyümemize rağmen içimizdeki çocuk bizi terk etmiyor. Büyüdüğümüz aile ve ortam bu çocuğun sağlıklı veya sağlıksız olgunlaşmasına sebep olmaktadır. Şimdiki duygu, düşünce ve davranışlarımız bebeklik ve çocukluk dönemindeki şartlara bağlıdır.
Böyle bir kitap okuyoruz diye ebeveynlik müessesesi çok sağlıklı işleyecektir şeklinde iddialı konuşamayız. Ama toplumda olumlu etkisi olacaktır. Doğan hocamızın kitabı hem bilgilendirici hem ikna edici. Kitap 33 sene önce yazılmış olmasına rağmen güncelliğini yitirmiştir diye düşünmeyin. Bilakis günümüz Türkiyesi'nde daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
Böyle bir kitap okuyoruz diye ebeveynlik müessesesi çok sağlıklı işleyecektir şeklinde iddialı konuşamayız. Ama toplumda olumlu etkisi olacaktır. Doğan hocamızın kitabı hem bilgilendirici hem ikna edici. Kitap 33 sene önce yazılmış olmasına rağmen güncelliğini yitirmiştir diye düşünmeyin. Bilakis günümüz Türkiyesi'nde daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
May 6, 2022
Muhteşem ötesi kitap. Okuduğum kitaplar arasında en aydınlatıcı olan kitaplardan. İnsanın yıllarca nedenini bulamadığı sorunlarının nedenini yüzüne çarpıyor ve ailenin, özellikle evebeynlerin insan hayatını ne kadar derinden etkilediğini gözler önüne seriyor.
Kendisini geliştirme, sorunlarının nedenini bulma eğiliminde olan her kesin okumasını tavsiye ederim.
Mekanınız Cennet olsun, değerli Doğan hoca!
Kendisini geliştirme, sorunlarının nedenini bulma eğiliminde olan her kesin okumasını tavsiye ederim.
Mekanınız Cennet olsun, değerli Doğan hoca!
January 28, 2024
Cüceloğlu'nun yalın bir dil kullanmasına rağmen, kendi içsel düşüncelerimize derinlemesine daldırdığı için kitap biraz yavaş ilerliyor. Genel olarak, çoğu zaman iç sesimiz diye adlandırdığımız baskılanan içimizdeki çocuğu ortaya çıkarmak, onunla ilgilenmek ve onun sesini duymaya kendimizi geliştirmek üzerine odaklanan bir eser. Kitabın beni etkileyen en önemli yönü ise ikilemlerimizin kökenini bulmaya yardımcı olması oldu.
July 25, 2018
Kendi içine doğru yolculuğa çık ve kendini tanı. Icindeki çocuğu keşfet. Iyi ve kotu yonlerini keşfet. Bu hayattan zevk almanı engelleyen içindeki yanlısları bul ve kendi içinde dengeyi bul. Aydınlatıcı bir kitap. Sorunlara sıkıntılara farklı bir gözle bakmanı sağlayacaktır. Iyi ki 10 sene sonra bu kitabı tekrar okumuşum
August 12, 2022
Hayatında bir şeylerin yanlış gittiğini hissedenler için harika bir başlangıç kitabı. Psikoterapiye erişmek çeşitli nedenlerle oldukça güç, "İçimizdeki Çocuk" kendine yardım etmek isteyenler için bu boşluğu giderebilir.
December 3, 2022
Bilinçli, bilimsel veriler ile öğretilen bilgiler ile büyüdüğümüzü mü düşünüyorsunuz? Herkesten farklı olduğunuzu mu? Aslında, ne kadar benzer problemler ile büyüdük her birimiz. Kendimizi anlayabilmemiz için çok kıymetli bir kitap.
August 21, 2023
Çok sıkıldım kitabı okurken çok tekrar çok bilindik kısımlar geldi.Belki bu kitabı okuyana kadar okuduklarımdan belki öğretmen olduğum için formasyon da öğrendiklerimiz olduğu için de belki de 35 yaşımda değil de 20 li yaşlarımda okumam gerektiği için de olabilir bilemiyorum.
January 10, 2019
başucu kitabı
February 16, 2021
Büyük üstat...Allah rahmet eylesin.
February 21, 2021
It makes me realize how silent my inner child is for years. A starting point to get knowledge about your relationship with yourself.
February 24, 2021
Kitapta içinde yetiştiğimiz ailenin ve yakın çevrenin bizim iç dünyamızı ve şimdiki duygu, düşünüş ve davranışımızı nasıl etkilediğini anlatılmaktadır.
January 2, 2022
Daha bir Doğam Cüceloğlu fərqi, özümüzü, uşaqlığımızı bizə göstərən kitab.
November 5, 2022
Terapistimin önerisiyle okudum. Ben kendimden çok şey buldum. Özellikle çocukluk dönemde yaşanılan olayların bugüne nasıl yansıdığını gayet güzel açıklayan bir kitap. İlgilisi için ufuk açıcı.
November 21, 2022
Çok derin ve güzel bir kitab… sindire sindire okudum
November 2, 2023
İç dünyasını dengelemek isteyenlere tavsiye edebilirim. Pratik uygulamalar da yer alıyor, ben uygulamadım ama ihtiyaç duyan biri için faydalı olabileceğini düşünüyorum.
Displaying 1 - 30 of 41 reviews