Jump to ratings and reviews
Rate this book

D'un extrême l'autre

Rate this book

" Hakan Günday, culotté ! Emballés, émus, choqués aussi. " – Marie-Madeleine Rigopoulos, " Cosmopolitaine ", France Inter






Derdâ a onze ans quand sa mère choisit de lui faire quitter l'école et la vend. Arrachée à son village d'Anatolie, la gamine est mariée à un islamiste du nom de Bezir. Elle le suit à Istanbul, où, le temps d'un regard, elle croise la route d'un jeune garçon de onze ans, qui porte presque le même prénom, Derda, et qui est lui aussi avec un destin extrêmement difficile. Puis elle est emmenée de force à Londres, où elle est séquestrée pendant cinq ans, battue et abusée.



Pour échapper à sa prison, elle choisit de devenir l'esclave sexuelle d'un anglais, Stanley, qui l'oblige à pratiquer des relations sado-masochistes et à participer à des films pornographiques. Sous son tchador, elle ne laisse voir que ses yeux et fait fantasmer le marché clandestin de Londres, devenant ainsi une icône du milieu pornographique.



Puis tout bascule. Impliquée dans le marché de la drogue, Derdâ devient accro à l'héroïne jusqu'au moment où, devenue le point d'intersection du milieu turc clandestin de Londres, entre mafia des trafiquants de drogue et organisation d'islamistes radicaux, elle est récupérée in extremis et confiée à un centre de désintoxication.



Elle y rencontre Anne et commence une nouvelle vie, plus prometteuse.



Et il y a Derda aussi, le jeune garçon qui, du haut de ses 11 ans, a croisé le regard de Derdâ dans un cimetière stambouliote. C'est là que, plus tard, vivant seul en observant le monde, témoin de bien des trafics, il fait une autre rencontre qui change aussi sa vie. Ayant reçu la mission de prendre soin de la tombe d'un écrivain, il découvre son œuvre et décide d'y consacrer sa vie – et de le venger, ce qui l'amènera à croiser à nouveau la route de Derdâ.



De l'Anatolie à Londres, de l'innocence à toutes les formes de violence, de la recherche de liberté à l'accomplissement, Hakan Günday imagine l'histoire de Derdâ et Derda, deux personnages aussi éloignés que les deux lettres de l'alphabet A et Z, deux personnages en miroir, qui sont enfermés et qui font tout pour sortir de leur prison et se libérer, se croisent et finissent par s'unir, se perdre et se retrouver, pour toujours. D'un extrême l'autre, dans une critique implacable et décalée des dérives et des travers de nos sociétés, Hakan Günday nous offre, non sans humour et non sans suspens, ce magnifique conte cruel, sublimé par l'amour et la littérature.



D'un extrême l'autre constitue l'un des livres les plus singuliers et les plus percutants de la littérature turque contemporaine.



Prix France-Turquie 2014

Prix Médicis étranger 2015

477 pages, Kindle Edition

First published January 1, 2011

147 people are currently reading
3355 people want to read

About the author

Hakan Günday

24 books1,200 followers
Hakan Günday was born in Rhodes in 1976. He finished his primary education in Brussels. After attending Ankara Tevfik Fikret High School, he studied at the Department of French Translator in the Faculty of Literature of Hacettepe University. He then transferred to Université Libre de Bruxelles. Günday continued his study in the Faculty of Political Sciences at Ankara University. He published his first novel, Kinyas ve Kayra, in 2000.

He is also a playwright and working in cooperation with DOT company- İstanbul (http://go-dot.org/).

His play Mandrel did its premiere at the 17th International İstanbul Theatre Festival (2010). (http://tiyatro.iksv.org/en/program/27)

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
2,716 (40%)
4 stars
2,293 (34%)
3 stars
1,152 (17%)
2 stars
351 (5%)
1 star
150 (2%)
Displaying 1 - 30 of 418 reviews
Profile Image for Ümit Mutlu.
Author 66 books368 followers
May 5, 2015
Kinyas ve Kayra'dan sonra ilaç gibi gelen bir kitap.

"Belki de hayat, yanlış anlayınca güzeldi. Sadece yanlış anlayınca. Ama her şeyi..."
Profile Image for Naile Berna.
61 reviews22 followers
December 23, 2012
Bu kadar tesaduflere
dayali kitaplari sevemiyorum. Yazarin dili, hikayenin siradisiligi oldukca etkileyici. Kara carsafli kadin goruntusunden "torturer" yaratmak oyle cuk oturmus ki yerine. Cok basarili.

Oguz Atay'in tek bir kitabini, "Tutunamayanlar" i okumaya calistim, ve bitiremedim. Stream of consciousness turu yazilari sevmiyorum. O kadar karisik bir dunyayi anlasilabilir bir kaliba oturtabilmekte bence meziyet. Ya da bunu anlayabilecek edebi olgunluga erisemedim hala. Gerci Oguz Atay'in yasarken pek takdir gormemis, ve genc yasta olmus bir yazar oldugunu bilmek icin de butun kitaplarini okumaya gerek yok. Bu kitabi bitirdikten sonra biraz daha Oguz Atay okumam gerektigine karar verdim.

Kitaptaki tesaduflerin gercek olma ihtimalerinin bir hayli dusuk olusunu buyuk bir cabayla gozardi edersek, kapanisi cok begendim. Follie, ve son sayfadaki 5 dize nota butun kitaba, ve ozellikle kitabin sonundaki o sahneye cok yakismis.
Profile Image for Beyza Alımcı.
56 reviews16 followers
November 25, 2021
Kaç yıldız versem kitabın bendeki etkisini anlatır bilmiyorum. Bir kitabı okuduktan sonra tüyleriniz diken diken oldu mu hiç? Sanırım benim ilk defa, Az kitabıyla oldu. Beğendiğim, çok çok etkilendiğim onlarca kitap var belki de ancak tüylerimi diken diken (gerçek anlamda) eden bir kitap daha önce okumamıştım.

Hakan Günday ile aslında kitapları aracılığıyla değil, Şahsiyet dizisiyle tanıştım ben. Hayatımda izlediğim en iyi dizilerde ilk 3'e girer sanırım, hayranıyım dizinin. O diziyi izledikten sonra dedim ki "ben kesinlikle bir Hakan Günday kitabı okumalıyım". Uzun süredir elimde olan Az'ı da biraz önce bitirdim.

Karakter analizleri, kitaptaki kurgu, insanların iç dünyası ve hayatın akışı o kadar gerçekçi ki sanki karakterleri gerçek yaşamda tanımışım gibi ama diğer bir taraftan da her şey aynı zamanda ütopyaymış gibi. Aşırı tesadüflere dayalı hikayeleri genelde çok sevmem ancak Hakan Günday tesadüfleri o kadar güzel bağlamış ki, tesadüflerin o klişe havası dağılmış ve gerçekten de bir şeyler olması gerektiği için olmuş gibi hissediyorsunuz.

Bu kitabı çok beğendim, beğenmenin ötesinde inanılmaz etkilendim. Kaliteli bir kurgu okumak istiyorsanız şiddetle tavsiye ederim.

Bir gün Hakan Günday'la tanışıp onun büyüleyici zihnine tanık olmayı çok istedim bu kitaptan sonra...Kitabı bu denli sevmemin Oğuz Atay'ı da sevmemle bir ilgisi var mı bilemeyeceğim, ancak en yakın zamanda Oğuz Atay'ı tekrar okuyacağımı biliyorum :)
Profile Image for Dagio_maya .
1,105 reviews350 followers
December 16, 2017
“Perché la vita è un ciclo violento, il mondo è violento e tutto ciò che merita sono pugni in faccia”

Una mano che ti graffia e ti lascia segni brucianti.
Un pugno in pancia che ti sorprende e ti toglie il respiro.
Questa lettura mi ha disgustata ed irritata per la violenza alla “pulp fiction” e per le scene che sfiorano il grottesco.
Questa lettura mi ha travolta per l'audacia dell'autore.

Incontri, coincidenze, legami che portano ad unire la A con la Zeta.
Due esseri apparentemente lontani.
Un viaggio tra oriente ed occidente che ben rispecchia l'oscillante condizione della Turchia contemporanea.
Una visione della vita dove si può reagire, dove l'impossibile diventa possibile e si può dare un significato al proprio esistere.

[E chi l'ha detto che solo gli americani possono scrivere romanzi sconvolgenti??]
- Aprile 2015-


Update 1- La casa editrice Marcos y Marcos ha pubblicato anche il seguente "Ancóra"
Update 2- Letto e commentato: https://www.goodreads.com/review/show...
Profile Image for Özgür Baltat.
184 reviews18 followers
April 17, 2022
AZ, çok etkileyici tespitleri olan, ama kurgusu abartılmış, gerçek olamayacak tesadüfler içeren karanlık bir kitap. Yazarın, kitaptaki marjinal mekan ve olayları bu kadar hakim anlatması, karakterlerinden söylettiği derin yaşam sözleri, kitabın akıcılığı ve basit, güçlü dili başarılı yanları. Ancak insanların, tek bir motivasyonla, tek bir hedefle, yıllarca değişmeden kalması hikayenin sahiciliğini azaltıyor.
Profile Image for Oguz Akturk.
290 reviews736 followers
March 6, 2021
YouTube kitap kanalımda Hakan Günday'ın bütün kitapları ve kitaplarını okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
https://youtu.be/uqCotb6in_0

Mies van der Rohe'nin mimarlıkta başlattığı "Less is more" denen bir akım vardır, bilir misiniz? Bu akıma göre, az çoktur. Yine aynı mimarın bir sözüne göre de "Tanrı detaylarda gizlidir."

Aslında hepimiz A'dan Z'ye bütün tatları yaşayabileceğimiz hayatlarımızın olmasını isteriz. Fakat o kadar harfin arasında işte tam da bu iki harfin değerini unuturuz. Çünkü zaten bugüne kadar yazılmış ve çizilmiş bütün eserler, denilmiş bütün sözler bu iki harfin arasındadır. Bunun A’dan Z’ye magazin gibi olmasını da istemeyiz, çünkü bir hayat, magazin olamayacak kadar düşünmeye ve yeraltına konu olmaya değerdir.

Derdâ'nın, içinde doğup doğmamayı seçemediği Yatırca Köyü, kendi isteğinin dışında hiç tanımadığı birilerine satılması, birileriyle evlendirilmesi, cinsel tercihleri ve tarikatler arasında sıkışıp kalması, uyuşturucu bağımlılığı ve kafasını kazıtması gibi olaylar bize kişisel hayatlarımızın noktalığı içerisinde çok gelse de evrenin tarihi için aslında ne kadar da azdır.

Derda'nın mezarlık sulama işiyle büyüyüp Oğuz Atay tutkusuyla birlikte bir Tourette sendromlusuna dönüşen halleri uzaktan bakılınca çok karmaşık gözükse de Tanrı'nın detaylarda gizli olması gibi keşfe muhtaçtır. Detaylar genelde azdır fakat bu detaylar keşfedenler için esas çokluktur.

Az kelimesi, Günday'ın da dediği gibi ne kadar küçücük bir kelime olarak gözükse de, aralarında koca bir alfabenin olduğu, birisine söylemek isteyip de yazamadığımız bütün cümleleri kapsayan, başlangıç ile son arafında kalmış bir kelime.

1 puanı romanın bazı yerlerinin önüne geçmiş tesadüflüklerden dolayı kırdım. Bu kadar gerçekçiliğin üstüne bu kadar tesadüfün olması beklenemez. Gerçek hayat, tesadüflere yer vermeyecek kadar gerçektir, acıdır.
Profile Image for Özlem Güzelharcan.
Author 5 books346 followers
January 28, 2025
Arkadaşım kitabı elime tutuşturunca neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Kitapta hazmı zor konulardan bahsedildiğini duymuştum, evet, ama böylesine etkili bir anlatım ve ilginç bir kurguyla karşılaşacağımı, kitabı soluksuz okuyacağımı, hatta karakterlerin uykularımı bölecek derecede canlı olduklarını tahmin etmiyordum. Şaşırmak iyidir.

Hakan Günday için son, benim içinse bir ilk roman Az. Nevzat Çelik’e ithaf edilen, şairin dizeleriyle başlayan bir roman:

Çok olmadığımız kesin
Çok olan tarafta değiliz

Nevzat Çelik dizeleriyle başlayan bir romandan ne beklersiniz? Benim aklıma gelen kelimeler şunlar olmuştu; acı, umut, direniş. Ve haksız çıkmadım, Hakan Günday kitap boyunca bu kelimelerin içini dolduran her şeyi ve daha fazlasını bana tek tek, beynime kazıyarak anlattı.

Biliyorum ki ben yalnız değilim. Biliyorum ki sizin de pis huylarınız var. Bazılarınızınki zararsız. Bazılarınızın huyları ise daha kirli, daha çok kokuyor, farkındayım. Çünkü temelde hepimiz insan olmanın garipliğiyle yaşamaya çalşıyor, hayat denen oyuncağı elimizde bükerek, kırarak, elimizden geldiğince temiz tutmaya çalışarak avunuyoruz. Az’ın karakterleri de bu şekilde yaşamlarına devam ediyorlar. Oyuncağı porno endüstrisi olan karakterler de var, kendisine işkence etmeyi hobi edinmiş, Sadizm ve Mozoşizm’in tehlikeli semalarında gezinenler de. Şiddeti hayatının her alanında kullanan, tecavüz eden, kadın döven, küfürsüz konuşamayan, öldüren, insan pazarlayan karakterler de. Hakan Günday bütün bu karakterleri öyle yalın bir dille ve öyle anlaşılır şekilde anlatıyor ki, okurken içinizde bir şeyler yer değiştiriyor sanki. Nefessiz kalıyorsunuz. A’dan Z’ye şiddetin ve cehaletin her türlüsüne şahit oluyorsunuz. Bütün bunları ağdalı sözcüklerle ve uzun cümleleler değil, az az okuyorsunuz.

Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi.

Yatırca’da başlayan, Londra sokaklarına uzanan, yolu Istanbul’dan geçen, geçerken de yanına Oğuz Atay’ı, Reggea müziğini, gotizmi, Sade’ı, İslam’ı ve çeşitli sembolleri alan bir kitap bu. Bazılarımızın hiç duymadığı, bilmediği, çoğumuzun da bildiği ama görmezden geldiği gerçek hikayelerin anlatıldığı bir yolculuk. Yolculuk boyunca karakterler birbirinden ilginç tesadüflerle karşılaşıp okuru şok etmeyi kendilerine amaç edinmiş gibiler. Bu tesadüfler bazen sizi gülümsetecek, bazense gözlerinizin dolmasına sebep olacak.

Kitap iki ana bölümden oluşuyor. Biri başlangıç, biri son. ÇOKlarına AZınlık görünen iki ana karakterin hayatları anlatılıyor bu bölümlerde. Bu iki karakterin arasına giren de onlarca farklı, ilginç kişilikler var ki onlar da bence en az baş kahramanlar kadar etkileyici. Farklı coğrafyalarda yaşayan ergenler, onların öfkesi, kimlik edinme çabaları, çocuklukları, aileleri.. Birine masum gelen bir şey, diğer karaktere tamamen farklı şeyler ifade edebiliyor. Bu şey bezen bir kitap olabiliyor, bazen bir şarkı, bazen bir film, bazen bir söz, bir sembol, bazen koskaca bir din! Bazen karakterler birbirilerini yanlış anlayabiliyorlar. Kitabın -bence- derindeki mesajı ise aslında ortada yanlış diye bir şeyin değil, sadece farklı algılama biçimlerinin olması. Okur, sonunda bütün karakterleri fazlasıyla anlıyor. Belki de yanlış anlıyor.

Belki de hayat yanlış anlayınca güzeldi. Sadece yanlış anlayınca. Ama her şeyi.

Ben bir insanın müzik dinlediği anı kulaklığını takarak hayatı Slayer ile kesti ile ya da bir coğrafyanın siyasi durumunu on bir yaşındaki bir ilkokul öğrencisinin gözünden maddenin hallerinden biri de olağanüstü olandır diye anlatan bir yazara yalnızca hayranlık besleyebilirim. Net. Mide bulandırıcı yaşanmışlıkları anlatırken bile gülümsetmeyi başaran, kelime oyunlarından ustalıkla galip çıkan, okudukça düşündüren, sorgulatan, üstüne üstlük içinde Oğuz Atay ve Tutunamayanlar birlikteliğine bel dayayan bir yazar bence fazlasıyla yeteneklidir. Korkutur.

Ve korkuyu beklemek, korkudan beterdi. Bir zamanlar birinin yazdığı gibi.

Tıpkı kitaptaki ana karakter gibi Tutunamayanlar‘ı on altı yaşında keşfeden, ardından Korkuyu Beklerken ve Günlük‘ü de aynı duyarlılıkta okumuş bir Türk Edebiyatı aşığı (bkz. liseli Martı) içinse kitap ayrıca lezzetlidir ve bu okur iddia eder ki gerçek edebiyat tutkunlarının bu romanı sevmemesine imkan yoktur. Net.

Adı az, kendisi çok bir kitap. Belki de az coktan fazladir. Belki de az hayat ve olum kadardir. Belki de seni az taniyorum demek seni kendimden cok biliyorum demektir. Bilmesem de ogrenmek icin her seyi yaparim demektir. Belki de az her sey demektir.
Profile Image for Bülent Ö. .
294 reviews139 followers
July 7, 2017
Müthiş bir hızı var bu kitabın, okuru hiç bırakmıyor, tam yavaşladığınızı hissettiğiniz anda Hakan Günday, hikayenin yoğunluğunu yükseltiyor.

Aşırı hesaplanmış, yapılmış bir kitap ama. Bu beni rahatsız etti, her cümle etkilemesi için düşünülmüş, her olay ince ince kurgulanmış. Gerçekçilikten bir hayli uzak bu haliyle; ama sevdim.

Özellikle sonu çok etkileyiciydi.
Profile Image for kagit kiz.
60 reviews
March 10, 2012
Sevdim mi sevmedim mi bi türlü karar veremedim.

Hikayenin iki kahramanın adı da Derda, birbirlerine hazırlanmaları 40 yıllarını alıyor birbirlerine kavuştuktan sonrası iki sayfa bişey ister istemez o kadar hayatlarını okuduk birazcıkta birlikteliklerini okusak dedim ama sanırım ben biraz olaya duygusal yaklaştım neyse kitap hakkında birazcık bilgi vermek gerekirse iki bölümden oluşuyor ilki 11 yaşında evlendirilip Londra ya giden orda kocasından sadistçe muamele gören eroin,porno yıldızı olmak gibi her türlü pisliğe maruz kalan Derda, ikinci kısım ise 11 yaşında annesinin cesedini onu yurda götürmemeleri için saklayıp parçalayan ve 5 farklı mezarlığa gömen Oğuz Atay uğruna cinayet işleyen 40 yaşında cezaevinden çıkan ama hala çocuk olan biri. Kitabın sonunda kitabın başından beri olan her olayın birbirlerine kavuşmaları için bir basamak oluşturdugu tesadüfler zinciriyle kavuşuyorlar. Kitap kesinlikle argo dili yüzünden +18. Tavsiye eder miyim bilemiyorum ama yazarın diğer kitaplarınada bakacağım kesin.

Derda ismi dert, tasa, sıkıntı gibi manalar taşıyormuş okurken merak edip bakmıştım.

Not: Oğuz Atay Tutunamayanlar ne zamandır okumak istedigim bir kitaptı bu kitaptan sonra listede üst sıralara yükseldi alır almaz okuyacağım.
Profile Image for huzeyfe.
568 reviews86 followers
February 22, 2016
Şimdilik AZ bir şey yazayım. İlk bölümünde cok zorlandım devam etmek icin. Yarım bıraktığım cok az kitap vardır. Bu onlardan birisi olmasın istedim.

İkinci bölüm okumaya devam etmemin ödülü gibiydi. Hem daha akıcı hem de oradaki ifadeleri daha güzel buldum.

Neticede içinde anlatılanlar cok iç acıcı seyler olmasa da Hakan Günday'ın kalemi hakkinda güzel fikir veren bir kitap.
Profile Image for Melek Guler.
93 reviews
July 29, 2017
Başıma bir şey gelmeyecekse iki satır yorum yapacağım kitap ve yazarı hakkında. Yıllardır nedense yazara karşı hep bi ön yargım vardı ve uzak durdum kitaplarından. Oysa ne kadar öngörülü bi insanmışım... Tatilde hiç kitabım kalmadığı için konakladigim yerde pek alternatifim olmadığından haydi okuyayım madem dedim ve bir günüm çöpe gitti bence. Bundan sonrası biraz spoiler içerebilir kitap hakkında. Bir kadına 52 erkekle birlikte porno çektirecek ve henüz 11 yaşındaki bir erkek çocuğuna, ölmüş annesini baltayla 13 parçaya ayırtacak kadar nasıl kadına ve kadın bedenine düşman bir yazar çıkmış ortaya merak ettim doğrusu. Kadınlarla ilgili ne yaşamış olabilir diye düşünüyor insan. Kitabın ilk bölümüne biraz Irvine Welsh tarzı bir şeyler serpiştireyim, biraz 11 yaşında satılan bir kız çocuğu, aaa dur bir de cemaat (ha bir de bütün cemaat liderleri vs de nedense hep aynı oluyor: aglayarak vaaz veren yasli adam. lan oglum sen yazarsin az biraz yaratıcı ol!) olsun içinde ki karışık bir çorba çıksın ortaya. En başında 3-5 karakter belirleyeyim ve bunları çeşitli tesaduflerle karsilastirayim. Ilk bölüm tamam oldu gibi, himm, ikinci bölüme de ne yazsam ne yazsam, aaa dur yahu iki satır Oğuz Atay serpiştireyim, çok gideri var şu sıralar... Bravo cinyıss şahane bir kitap çıkmış ortaya, hele o her şeyi bildiğini sanarak yazdigin üstten bakan cümlelerin var ya beni benden aldı ama en beğendiğim tespitin şöyleydi: Maddenin bir hali de olağanüstü olandır (ohal göndermeli, müthiş).
Profile Image for Yasemin.
79 reviews7 followers
November 2, 2022
Herkese gore degil Hakan Gunday kitaplari…

Okumaya devam edip etmemekte tereddut edip, gucluk cektigim bolumler yine vardi, ayrıca dilini ve detaylarini rahatsiz edici buldugum kisimlar da bulunuyordu kitapta.

Bu kitabin ozelinde kurgu biraz zorlanmis gibi, tum dunyada salt kitap karakteri var da herkesin yolu ulkeler arasinda bile birbirine sip diye denk geliyormus gibi. Kimi yerindeki derin tespitleri bile, bence, olumsuz etkileyecek oranda tesadufler…

“AZ”, Amazon logosu gibi iyi baglanmis ama hikaye detaylarla ve hareket noktasi olan vurgulanacak mesaj kaygilarina cok bogulmus gibi.
Profile Image for Renklikalem.
531 reviews171 followers
January 10, 2018
az, benim ilk hakan gunday okumam oldu. kitabin ilk sayfalari su gibi akti. ilginc bir konu, cok akici ve surukleyici, bu sebeple elimden birakamadim. bazi yerleriyse oldukca rahatsiz edici; resmen okumakta zorlandim diyebilirim.
ama ismiyle tezat kitapta fazla fazla bulunan tesadufler zinciri beni epeyi rahatsiz etti.
bir hakan gunday kitabiyla daha sansimi muhakkak deneyecegim.
Profile Image for Hatice.
178 reviews30 followers
July 4, 2016
Aşırı sıcak ve beynime üşüşen düşünceler yüzünden uykusuz geceler geçiriyorum. Henüz şirazem kaymadı ama yakındır. Neyse ki, okumak için elime aldığım kitaplar bana iyi yoldaşlık ediyor. Bu kitaba da dün başlamıştım, bugün bitirdim. Hem uykusuzluktan yorulan gözlerim, hem de ruhum isyanlarda.
Ben geçenlerde Otomatik Portakal'ı okuduydum da, “bu ne kadar karanlık, ne kadar rahatsız edici bir kitap” dediydim. Tabi o zaman yeraltı edebiyatıyla ve Hakan Günday'la tanışmamıştım. Az, öyle bir kitap ki, hem dünyanın binbir türlü derdi üzerinize çöreklenmiş gibi oluyor, bırakmak istiyorsunuz, hem de meraktan sayfaları ardı ardına çeviriyorsunuz. Aslında eser bir tesadüfler silsilesi. Sürekli “Bu kadar da rastlantı olmaz” diyorsunuz. Fakat Bay Günday'ın bu tesadüfler yoluyla, kötülerin işlediği hiçbir suçu cezasız bırakmadığını görüyorsunuz.
Kitabın ilk yarısı daha heyecanlı, ikinci yarısını özetlemek içinse “Oğuz Atay” desem yeterli olur sanırım. Tıpkı yaşarken kıymeti bilinmemiş ama ileriki dönemlerde hakkı teslim edilmiş tüm yazarlar ya da sanatçılar gibi Oğuz Atay'ın ismi de çoğu köşe başında karşıma çıkıyor. Ne desem bilemedim.
113 reviews1 follower
February 21, 2021
Mükemmel. 10/10. 2020 de dahil, okuduğum (dinlediğim) en güzel kitap.

Uzun zamandır beni bu kadar duygu yoğunluğuna sürükleyen, boğazımda bir yumru ile bu kadar uzun süre okutan bir kitap olmamıştı. Mükemmel. Kitap biteli 1-2 saat oluyor ama sanki hala okuyorum, hala kafamın içinde olaylar oluyor. Bir sürü şey yazmak istiyorum ama hiçbir şey yazamıyorum. Kitabı resmen özümsedim, tıpkı Derda’nın meşhur romanı ilk okumasında özümsemesi gibi.

Eleştiri olarak da belki bu kadar olayın ve kişinin birbiri ile bağlantısı ve karşılaşılan rastlantılar söylenebilir, biraz abartı denebilecek seviyede idi ama sanırım o da yazarın bilinçli bir tercihi.

Sevmeyenlerin de neden sevmediklerini anlayabiliyorum. Herkese göre değil, depresif bir kitap. Argo’dan kaçınmaması, yaşanan olayların şiddeti bazı okuyucuları rahatsız edebilir. Yine de bence mutlaka bir şans vermek lazım.

Araştırmadım ama eğer yoksa keşke İngilizce’ye çevrilip yurt dışına da açılsa. Çok ses getireceğine eminim.
Profile Image for Valentina.
65 reviews
February 17, 2016
Slučajno sam posudila ovu knjigu u knjižnici jer se pojavila na polici novih izdanja,a i što volim čitati turske pisce.Ali nisam očekivala da će me ovoliko potresti. Sudbina gotovo svakog lika u ovom romanu je tužna.Priča je to o preživljavanju i borbi za život,nasilju i potrazi za ljubavlju. No mogu li je oni,koji ljubav nikada nisu ni osjetili,doista pronaći i pružiti, makar "malo"?! Jednostavne,ošte i brutalne rečenice koje su me na trenutke šokirale. Priča koju mi je na trenutke bilo mučno čitati. Životi i ljudske sudbine u svom najsurovijem obliku.Smisao i razumijevanje ne vrijedi tražiti,jer to je život, stvaran kakav je.
Profile Image for Büşra Arlı.
102 reviews2 followers
May 28, 2017
" Sadece hayalde kalacağı için kurmaya cesaret ettiği tek hayali gerçek olmuştu. Sonra başka bir şey düşündü: Kim seçiyor acaba, dedi içinden. Hangi hayalin gerçek olacağını? O hayali kuran mı, yoksa o hayali kurduran mı? " Yüreğimi parçaladın resmen Hakan Günday. Çok memnun oldum yine de seninle tanıştığıma. Her ne kadar okumak için çok geç kalsamda. 🙁😩😞
Profile Image for süveyda.
155 reviews36 followers
October 5, 2022
Hakan Günday Bey'e teşekkürlerimi sunuyorum çünkü cidden hayatımı mahvetti. Keşke okumasaydım, keşke o dünyaya hiç girmeseydim. Anlatımı ve hikayesi çok etkileyiciydi. Ama uzuuun süre daha mental sağlığımı korumak adına yazarın diğer kitaplarını okumayı düşünmüyorum.

Bir de keşke ikinci hikaye olmasaymış ya da keşke yazar ikisini bir araya getirmeseymiş.
Profile Image for Aslı E..
43 reviews
November 2, 2017
bana kalsa tek yıldız, çünkü oğlan çocuğu edebiyatı gerçekten sevmiyorum. diğer yıldız hediye edenin hatırasına, talihsiz bir hediye olsa da...
Profile Image for Eda.
42 reviews2 followers
June 17, 2015
okurken kaç kere mide bulantısı ile kenara bıraktığımı hatırlamıyorum, bünyem bu kadar herkesce bilindik lakin yine de kendi içinde gizli saklı işleri bu kadar çarpıcı ve acımasız bir dil ile özetlenmesine alışık değilmiş demekki. eğer bu kitabı okumadan önce Oğuz Atay'ı tanımamışsanız ve özellikle tutunamayanları okumamışsanız elinize almayın derim, çünkü eğer ben daha önce okumamış olsaydım, kendimi hem çok suçlu hem de çok kötü hissederdim. hikayenin tamamı tesadüflere dayalı olmasaydı daha güzel olurmuş diye düşündüm bir de.
Profile Image for Fatih Dönmez.
131 reviews17 followers
July 30, 2018
Maalesef Az'ı da beğenmedim. Dili ne kadar sert olursa olsun, tasvirler ne kadar can yakıcı olursa olsun tam anlamıyla basit. Belki yaşım gereği belki diğer okuduğum kitaplardan sonra basit geliyor bu tür kitaplar.

Oğuz Atay'a bağlaması çok zorlamaydı. Karakterler birbirlerinin kopyası gibi. Üzerine çok fazla tesadüf var. Bir yerden sonra "Arabesk" filminin parodileştirdiği filmlerin tadını alıyorsunuz. Birkaç ufak aforizma iki üç şarkı ismi falan yazınca olmuyor sanırım. Ya da artık beni tatmin etmiyor.

Fazla soğutmadan Daha'yı da okuyup bitirmiş olacağım bütün kitaplarını.
Profile Image for Tuğçe Çoban.
16 reviews10 followers
October 27, 2019
okuduğum beşinci ve tartışmasız en muhteşem Hakan Günday kitabıydı. kitabın ilk sayfalarında Derdâ oldum, ortasında Derda oldum. bazı yerlerinde bu acıların gerçekten çok da uzak olmayan yerlerde yaşandığı "tokat gibi" suratıma çarpınca kendimi suçlu hissettim. çok az kitabı uykumda bile düşünürüm ve bu onlardan biri oldu. eğer herkesin gözünü yummayı tercih ettiği bir sürü şiddetle ve kendinizle yüzleşmeye cesaretiniz yoksa boşuna başlamayın derim.
Profile Image for Cihan.
135 reviews14 followers
August 30, 2022
Derda ve Derdâ. Keşke sadece isimleriniz aynı olsaydı. Neler yaşadınız siz öyle ve nerelerden nerelere geldiniz. Hakan Günday, fikrinizle hissedişlerinizin harmanlandığı bu eşsiz eser için sonsuz teşekkürler. Saygımı her geçen gün başka bir boyuta taşıyorsunuz. Nicelerine dünyamızı döndürmeniz dileğiyle.
Profile Image for Sedaca.
200 reviews18 followers
January 20, 2019
İçinize bir taş, boğazınıza bir düğüm yerleşiyor okurken. Kurgu olduğunu bilsenizde Yatırcalı Derda'nin ülkemizin acı gerçeklerinden olduğunu içten içe biliyorsunuz. Sarsan, içinizi burkan, birşeyler yapmak istemenize neden olan bu kitabı kötü bir gününüzde yada kötü bir ruh halinizdeyken okumayın. Daha da kötü yapabilir.. Tabiki okumamak bilmemek 11 yaşında kız çocuklarının oyun oynayacakları yaşta evlendirilmelerini değiştirmiyor. Yazacak o kadar AZ ama çok şey var ki..
Profile Image for Calzean.
2,770 reviews1 follower
May 21, 2020
DNF as I CNF. An 11 year old Turkish girl gets married off to a brute and they move to London. At 16 after never leaving the flat she finds she has an S&M power over her neighbour. She escapes her husband. She avoids being murdered. She becomes a heroin addict and appears in a porno. London is remarkably small as she the very few people she knows keep bumping into her. By this point I gave up.
Profile Image for Orhan Aksu.
24 reviews3 followers
March 16, 2016
şiir gibi kurgulanmış bir kitap...
her alt hikaye ayrı ayrı tasarlanmış...
zihinsel blok kıracak şekilde şiddetin her türlüsü var...
yine de güzel bitmiş...
Bu kitabı "AZ" sevdim.
Profile Image for Donaam.
569 reviews31 followers
September 3, 2024
Książkę wzięłam w ciemno w bibliotece, nie wiedziałam nawet o czym będzie. Byłam ciekawa, gdyż nigdy wcześniej nie czytałam nic z literatury tureckiej.

To co zastałam w środku totalnie mnie zaskoczyło, w pewnym momencie pomyślałam „ale że w Turcji zgodzili się wydać tę historię?”.

Wiem, że Turcja jako kraj muzułmański jest jednym z najbardziej otwartych krajów porównując ją do tych z Bliskiego Wschodu na różne tematy. Turcy mają nieco inne poglądy, inna kultura, inne obyczaje itp., ale łączy ich Islam.
Pierwsza historia(Derdy 11 letniej dziewczynki) jest kontrowersyjna i totalnie byłam zdębiała, że otrzymałam taką historię.

1 część z Derdą (dziewczyna) bardzo mnie wciągnęła, ale 2 część z Derdą (chłopiec) po jakimś czasie zaczęła mi się dłużyć i była nieco mniej angażująca, choć tak samo kontrowersyjna jak 1.

Jestem zadowolona, że książka wzięta w ciemno okazała się być dobra. Chętnie sięgnę po inne książki autora.
Jest to taka historia, że ciężko będzie ją komuś polecić mimo iż fabuła jest niczego sobie .
Początkowo chciałam dać 5, ale są pewne rzeczy do których mam uwagi. 🤭
Profile Image for Kadir Kılıç.
388 reviews19 followers
October 28, 2022
Az'ı okudum. Kitabın konusunu okuduğumda genel olarak beğeneceğimi ama hayran bırakacak bir eser olmayacağını düşünmüştüm. Kitabın ilk yarısında da bu düşüncemi doğrulamıştım ama ikinci yarısında Hakan Günday beni tekrar yanıltmayı başardı ve kitaba hayran kaldım.

Kitapla ilgili çok fazla şey yazmak istiyorum ama spoiler vermeden anlatmakta zorlanacağım için anlatmamayı tercih ediyorum. Kitapla ilgili söyleyebileceğim tek şey bu kitaptan tam anlamıyla keyif alabilmek için Oğuz Atay'ın eserlerini ve hayatını hatmetmiş olmak gerekiyor çünkü yazar bu kitabını adeta Oğuz Atay'a olan hayranlığını ve sevgisini göstermek için yazmış.

Not: Kitapta, Oğuz Atay'ın hayatından ve eserlerinden bahsedilse de eserlerine dair spoiler yer almamaktadır.
Displaying 1 - 30 of 418 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.