Jump to ratings and reviews
Rate this book

Hovarda Âlemi: Taşrada Eğlence ve Erkeklik

Rate this book
“Abi şimdi diyelim kadın benim yanımda oturuyor, vol söylemezsen kalkar. Kalksa misal ortamda bir sürü orospu çocuğu oturuyor, onlar hele aran birileriyle bozuksa, belki adamın niyeti o değil ama gider oraya oturur diye düşünürsün, kalkmasın dersin. Kadın bunu bilir, garson senin aran kiminle bozuk bunu bilir, zaten garson dediğin adam orospu çocuğunun önde gideni, bir dönüm içinde kırk tazı yakalayamaz. Şimdi kadın bir de senin masana oturunca, hele sen iki üç akşam oraya gidip, bir şeyler söylemişsen, yani yatırım yapmışsan, vazgeçemezsin.”

Taşrada gece hayatının bir panoraması… Ekonomi-politik dinamiğinden eğlence kültürüne, davranış kodlarına, raconlarına… Osman Özarslan, taşrada bir modernlik deneyiminin de mekânı olan gazino ortamının derin bir analizini yapıyor.

Analizin odağında, erkeklik var. Erkekliğin inşasında, gece hayatı ve eğlence kültürünün işlevini anlatıyor kitap. Kadın bedeni üzerinden ve parayla/harcamayla “kanıtlanan” bir erkeklik performansının zengin –ve acıklı- bir tasviriyle karşılaşıyoruz. Cömertlik jestleriyle, yakışıklı veya “belalı” imgesiyle ve türlü marifet sergileyerek gerçekleştirilen o performansı, yazar bir “erkeklik müzayedesine” de benzetiyor. Garsonların, fedailerin yanı sıra konsomatrislerin dünyası da yansıyor çalışmaya. Onların bu erkeklik inşasındaki rolleri yanında, kendi stratejileri var.

Sadece konusuyla değil, çok yönlü ve ince bakışıyla da renkli bir çalışma.

176 pages, Paperback

First published January 1, 2016

6 people are currently reading
130 people want to read

About the author

Osman Özarslan

6 books1 follower

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
37 (29%)
4 stars
50 (39%)
3 stars
32 (25%)
2 stars
5 (3%)
1 star
2 (1%)
Displaying 1 - 22 of 22 reviews
Profile Image for Duygu.
203 reviews105 followers
February 20, 2017
Kitabın bir phd değil master tezi olduğunu hesaba katınca, teorik kısmının zayıf olduğunu düşünmüyorum. Tarih arkaplanlı bir sosyoloji tezi olarak, modernleşme, taşra, aile, erkeklik kavramları çevresinde argümanını açıklamaya girişmiş. Konu bir tez olmasına rağmen keyifle okutacak kadar ilgi çekici. Kullanılan dil oldukça güzel ve akıcı bir Türkçe. Hele ki bunun aslen İngilizce yazılıp yazar tarafından sonradan Türkçe'ye çevrildiğini düşünürsek kitabın dili ve üslubu için Osman Özarslan tebriği ayrıca hak ediyor.
Kitabın argümanı temelde, pavyon kültürünün cinsellik ve cinselliğin metalaşması üzerine değil, erkeğin hegemonyasını yeni bir av alanı inşa ederek kurmaya çalışması ve bunun Türk modernleşmesinin nevi şahsına münhasır oluşumuyla paslaşarak nasıl ortaya çıktığı üzerine.
Bu tezin mülakat aşamasını da düşünüyorum da (yazarın çeşitli gazetelere verdiği röportajları okumuştum), Türkiye'de kabul edilen sosyoloji yüksek lisans tezlerinin mülakat kısımlarında, yanında polisle giden araştırmacılar olduğunu hesaba katarsak, akademik etiğe riayet etmek için araştırmacının ne kadar dikkatli ve gayretli olduğunu görüyoruz. Kitabın sonunda yazar, çalışmayı bir master tezi olarak sunmak için kırptığı-yer vermediği kısımlardan bahsediyor ve tezin başarılı bir kritiğini yapıyor.
9 reviews9 followers
February 4, 2019
Yorumlardan anladığım kadarıyla, kitabın arkasında yazanları okuyup başlayanlar kendilerince mağdur olmuş. Aşırı keyiflendirdi bu olay beni, belki bu kötü alışkanlıktan kurtulmaya başlar insanlar. Kitap bir yüksek lisans tezi ve pavyon anılarından oluşmuyor. Taşra ve sıkıntı tanımları, erkeklik rolleri, konsomatrislerin gece hayatının asıl yön verenleri olmasıyla ilgili tespitler (yani neredeyse kitabın tamamı) çok hoşuma gitti.
Profile Image for Su Polat.
9 reviews
September 17, 2019
Yazarın veri toplama sürecinde gösterdiği eforu çok takdir edilesi buldum. Çalışmanın genelinde beni en çok etkileyen nokta pavyonlardaki arzu diyalektiğinin genelev gibi cinsel talebin doğrudan karşılandığı ‘alemlerden’ farkının anlatılması oldu. Bu arzu diyalektiği üzerinden üretilen kültürle tanıştırılmak kesinlikle farklı bir deneyimdi. Fakat, bazı önemli eksikliklerin de olduğunu düşünüyorum. Örneğin, kişilerin direkt söylemlerine pek az erişim vardı. Bazı noktalarda direkt söylemlere yer vererek okuyucunun kendi fikrini oluşturmasına alan açmak yerine yazarın kalın filtreleriyle baş başa bırakıldığı izlenimini edindim. Ayrıca, çalışmanın tartışma kısımlarını takdir etmekle beraber bir parça kısır buldum. Yer geldiğinde fazlaca uzun olabilen bu kısımlar hep aynı yazarların 4-5 (önemli, yerinde fakat metinde fazlaca tekrar edilmiş) fikrine indirgenmiş gibi duruyordu. Özetle, çalışmanın en büyük eksikliğinin oldukça kıymetli ( ve belli ki edinilmesi standart bir araştırma ın içereceği zahmetlerin çok ötesine geçen) verilerin ele alınış biçimi olduğunu düşünüyorum.
Fakat yine de büyük resime bakıldığında kitabın göz önüne serdiği pek bilinmeyen kültürü okumanın ve üzerine düşünme fırsatı bulmanın verdiği keyif eksiklikleri gölgede bırakıyor.
Profile Image for Renin.
105 reviews62 followers
December 20, 2017
Akademisyen olmadığım için, sosyal bilimlerde araştırma yöntemlerini falan da bilmiyorum. Yani bu kitaba yöneltilen olumsuz eleştirilerin (bilimsellikten uzaklaşma, tutarsızlık vs.) doğru olup olmadığını bilemeyeceğim. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, dikkatli ve sosyoloji ile ilgili iyi bir okur olarak beni rahatsız eden bir şey gözüme çarpmadı. Aksine, bu kitap benim için bir hazine değerinde oldu. Çok şey öğrendim ve bu sırada gerçekten çok, çok eğlendim.

Kendi aşırı sıkıcı yüksek lisans tezimi düşünüyorum da.. Iyh!
Profile Image for Wehappyfew.
134 reviews
February 21, 2017
Başka okurların da dediği gibi ilk 45 - 50 sayfası biraz yavaş okunabiliyor ama geri kalan kısmı ve bütünü için konuşacak olursam kitap iyi bir iş yapmış. herkes gibi ben de kitabı bir tez olduğunu bilmeden okudum ve beklentim hovarda alemine dair "belgesel" gibi bir kitap olduğuydu. ama kitapta bu yok daha fazlası var. erkeklerin bu gibi yerlerde neden bulunduğuna dair nedenleri çok güzel açıklamış. o yüzden yeni bir bakış açısı kazandırdığı için beğendim.
Profile Image for Emre Yavuz.
Author 119 books25 followers
March 26, 2017
Kitap ekinde görüp merak etmiştim, arka kapak yazısı da oldukça iddialıydı ama içi hiç de öyle çıkmadı. Çeşitli illerden pavyon, gazino hikayeleri olmasını beklerken bir kitap dolusu toplumsal analiz çıktı.
Vaat ettiği şeyle alakası olmadığı için büyük hayal kırıklığı.
Profile Image for Mehmet Koç.
Author 27 books90 followers
October 14, 2018
Anadolu taşrası ve gazino-pavyon kültürü üzerine sağlam teorik temelli, zengin bir saha çalışması...
Profile Image for Erman Celik.
105 reviews2 followers
December 6, 2020
feminizmle ilgili bir iki şey okudum ama erkeklik üzerine okuduğum tek yazılı eser bu olsa gerek daha fazla okumalıyım tabi.

Eğer sizin de babanız alemci ise bu kitabı okumanızı öneriyorum.

Kitaba başlamıştım sevmiştim ama yarıda kalmıştı şimdi başlayıp bitiriverdim çok da hacimli olmayan eseri.


bir sefer dedemin hasat sonrası paraları ankara pavyonlarında tükettiği ve babannemin onu ankaradan köye geri getirdiği rivayet edilir, gerçek mi bilmiyorum.

babamın da huyu ne yazık ki dedeme çekmiş olacak ki hayatı kahve-kumar-gece hayatı-alemler-rakılar- sıfırı tüketme evi arabayı iç etme şeklinde ilerledi.

peki babam boşanmadan sonra annem ben ve abimi annemin tek maaşıyla cırmalayarak yaşamaya iterken başından nasıl olaylar geçti, 56 bölümlük bir türk dizisinin senaryosunu dolduracak olaylar yaşanırken ben küçüktüm payvon ortamlarında da hiç bulunmadım, o yüzden bu kitap bana babamın anlatmadığı şeyleri kafamda canlandırma fırsatı verdi ilk olarak.

bir kere pavyondaki olayın seks değilde avlanmalı bir erkek performansı olduğunu ileri sürmesi çok ilginç geldi. Kafamda erkekliğe dair bir ampül yaktı diyebilirim. Ve yazarın hipotezini farklı erkek dominasyonlu alanlar için düşündüğümde mantıklı geldi.

örneğin çalıştığım reklam camiasında ya da akademide bilmem ne bilim kongrelerinde ya da mensubu olduğum sosyalist gruplarda ya da tiyatro topluluklarında ya da sinemacı şu bu entellektüel ortamlarda, beyaz yakalı yurtdışına "satış" toplantılarına giden arkadaşlarda genel olarak "avlanan" erkeklerin derdi seks skor değil de erkeklik performansı, statü derdi gibi geldi yazarın gözüyle baktığımda tabi emin değilim.


Hediye, ısmarlama, ağalık yapma gibi şeylerin erkeklerin statü elde etmek için yapması geçmişte gördüğüm pozların sebebini açıkladı biraz.


sıkıntı(taşra) ve eğlence(şehir) kavramlarına da çok güzel değinmiş yazar.

modern eğlence kavramının pariste ortaya çıktığını söyleyince biraz şaşırdım. 3 yıldır gözlemleme şansı buluduğum gudubet paris halkının pek eğlenceli olduğunu söyleyemeyebilirim, belki de benim karamsarlığımdır.


en önemli ve en gerçek kısım olan konsomatrisler kitabın sonunda yeralıyor, çok çarpıcı.

akademi genel olarak dışındaki biri olarak bana hep garip görünüyor hani tıp fizik literatüründe bir yere kadar yapılabiliyor ama sosyal bilimler olunca çok fazla eğme bükme vızıltı dırıltı olabiliyor. Yazar öyle biri değil sanırım bir derdi olduğu satırlarda anlaşılıyor, kitabı ithaf ettiği insana bakılırsa az çok aynı dertten müzdaribiz.
içeriden gözlemlerini aktaran ve kıymetli tezi hazırlamış yazara teşekkür ediyorum.

Profile Image for Cagri Cetinkaya.
14 reviews
May 6, 2023
“Hesabı görüyoruz, paramı alıyorum, otele gidiyorum… Sonra diyorum ki Allah bizi bugün de unuttu”
-Japon

Konusu ve incelikli bakış açısı itibariyle oldukça renkli olan Hovarda Alemi’nin bir yüksek lisans tezi olduğunu hatırlatmak isterim. Akıcı ancak yer yer durup sindirerek ilerlemek gerekiyor.

Yazar, kısa bir taşra incelemesi ile başlıyor. Modernite bizleri bir sıkıntı ve eğlence düalitesine sürüklemekte. Sıkıntının üretici ve arındırıcı anlamları ise, eğlence satmak adına ortadan kaldırılmış durumda. Modern taşra, eğlencenin metalaştırılıp paketler halinde sunulduğu “ışıltılı” şehirli tecrübesinden farklı. Belirleyici unsuru sürekli bir modern sıkıntı hali. (Demirkubuz ve NBC severler, burada mıyız?).

Taşra’daki gece hayatı ise bir şehir eğlencesi simülasyonu ve söz konusu sıkıntıdan (tabi sadece erkekler için) kaçış yolu.

Gece hayatındaki erkekler “paralı”, “belalı” ve “yakışıklı” olarak üç arketipe ayrılmış. Erkekler, kendine has kuralları olan bu ortamda, maddi kaynakları (paralı) veya çile çekmeye, ölmeye öldürmeye müsait bedenleri (belalı) vasıtasıyla birbirleri üstünde bir hegemonya kurma peşindeler.

Özellikle “paralı” arketipi, doğrudan para karşılığı elde edilen bir cinsellikten ziyade sürekli bir ulaşılamaz av heyecanını kovalıyor. Hem egemenlik kurmak hem de bu avın sürekli devam etmesi için mallarını yağmalatan kabile şefleri gibi sürekli ve daha fazla maddi kaynak tüketmesi gerekiyor. Sonuç genellikle iflas.

Yakışıklı, konsomatrislerin genellikle silik ve parasız tiplerden seçilen sevgilileri (misal kaldığı oteldeki kapı görevlisi). Konsomatrisler “tabula rasa” olarak gördükleri ve finanse ettikleri bu erkekleri kendi ideallerindeki gibi şekillendirmeye çalışıyor. Aynı zamanda gece hayatındaki diğer erkeklerden bir nevi intikam da almış oluyorlar. Bununla beraber sonuç yine hüsran – erkeklik “raconunu” ve sömürüyü öğrenen yakışıklı arketipi konsomatrisi maddi ve manevi iflasa sürükleyebiliyor.

Son olarak taşra gece hayatı ekosisteminin belki en önemli öğesi olan konsomatrisler incelenmiş. Ahlak tartışmalarının ötesinde bu kadınlar bir yoksulluk paydasında birleşiyorlar. Kadınların iş gücüne en fazla katılımının olduğu tarım ekonomisinin çökmesi, hane halkı sorumluluğu yerine bireysel borçlanmanın egemenliği (kredi kartı, bireysel krediler, babanın kızına nasıl para yediysen öyle öde diyebilmesi vs.) bu kayıt dışı mesleğin popülerliği artıran önemli etkenler olarak sayılmış.

Kısa süreli ve borçlarını ödemek amacıyla gece hayatına dahil olan kadınlar, zamanla bazı imkanlara alışıp takılı kalıyorlar. Kazandıkları para ile başta aileleri olmak üzere (hepsinin haberi var ve bu kadınlardan faydalanılıyor) belirli bir patronaj ilişkisi kurabilen konsomatrislerin zamanları gençlik ve güzellikleriyle sınırlı. Sonrası yine (istisnalar dışında) yıkıcı bir yoksulluk. (Kredi ilişkilerinin yoksul kadınlar üzerindeki köleleştirici etkisi bakımından kısaca David Graeber’i de analım)

Yazar Osman Özarslan’ın ilkokuldan sonra işçilik, esnaflık ve cezaevi tecrübeleri sonrasında akademiye yönelmiş olmasının ve kendisinin de uzun süredir taşrada (Burdur - Çavdır) bir gazino işletmeciliği yapmasının, kitabın ayaklarının yere basmasında derin bir katkısı olduğu açık.
Profile Image for Gülay.
104 reviews4 followers
July 24, 2016
Yüksek Lisans tezi olan bu çalışma sıklıkla bilimsel üslubunu kaybediyor. Bir tezde beklenen tekrarlar ne yazık ki sınırları aşmış vaziyette. Ama en can sıkıcı nokta Atatürk-rakı sofrası- çakırkeyif arkadaşlar Cumhuriyet kurma ile ilgili belirtilmiş yersiz dipnottur. Bu dipnot hem yanlış kullanılmış hem de yazarın keyfi eleştirisini barındırmıştır. Konu ilgi çekici olmasına rağmen tekrarlar nedeniyle keyifli bir okuma yapılamamıştır.
6 reviews
February 1, 2024
"Taşralı kimliğini oluşturan temel duygulanım sıkıntı."

Pavyon hayatına dair kafamdaki bir çok soru işaretini giderdi bu kitap. Pavyondan 'kaldıramayacağı' kadınlara paralar döken erkeklerin motivasyonu, erkekler için bir av sahası ve hegemonya mücadelesine dönüşme mekanikleri, orada kimin, neyi aradığına dair kafamı açan tespitler var. Örneğin, konsomatrislerin hemen hepsinin aileleriyle kurdukları patronaj ilişkisi gerçekten ilginç. Pavyondan kazandıkları parayla ailelerinden 'meşruiyetlerini' satın alıyor bu kadınlar. Ki bu da aslında sağlıksız bir aile yapısının bir başka tatsız neticesi gibi. Ama kitabın kadınların konsomatrisliğe itilmesine dair kök neden tespiti, neoliberal dönüşümle beraber daralan kırsal istihdam, neticesinde varılan borçluluğa dayalı derin bir yoksulluk ve neticede enformel sektörlere itilmeleri olarak açıklıyor. Bu tespite katılmıyorum, zira kırsal istihdam daralmasından önce de kısıtlı sayıda kadının benzer mesleklere yönelmek zorunda kaldığı çok çok fazla örnek bulunabilir. Konsomatrislik, ya da hayat kadınlığı neoliberal döneme ait bir olgu değil.

Bir başka notum da sıkıntı üzerine. Genelde sıkıntı, özelde taşra sıkıntısı üzerine güzel bir çözümleme yapmış, hiç üzerine düşünmediğim bir alanda ufkumu açtı. Bir kaç alıntıyı da buraya not ediyorum.

"Modern hayatın eğlence teknolojileri ve piyasalaştırılmış endüstriyel eğlenceler, taşra hayatını sıkıcılığa tahvil ederek orayı zaten ahlaki açmazlarından ve ruhani sıkıntılarından dolayı intihar edecek olan Madam Bovary'lere terk etmişlerdir."

"Sıkıntı bütün felsefi-sosyolojik varoluş bağlamlarından ve imkanlarından kopartılarak eğlencesizlikle eşitlenmiştir."

"Eğer uyku fiziksel rahatlamanın doruğuysa, sıkıntı da zihinsel rahatlamanın doruğudur. Sıkıntı, deneyimin yumurtasını çatlatan rüya kuşudur, yaprakların arasında bir hışırtıdır alıp götüren." Walter Benjamin

"Modern dünyanın kent imgesi eğlenceyi kolonize etmiş. Güncel olarak, kendisi ya da kendisine öykünen taşralı mekanlar dışında yer bırakmamış. Bu bakımdan modern kentlerin taşraya biçtiği rolün bir parçası olarak, taşra da kent ve kentli eğlencelerini taklit etmeye çalışıyor."

"Kimse taşra ve eğlence kelimelerini yan yana düşünemiyor. Taşra ya nostaljik bir şamata ya da sıkıntılı bir çıkışsızlık."

"Bataille, Lanetli Pay isimli kitabında bütün toplumların ihtiyacı olandan daha fazla (enerji) biriktirdiğini ve bu fazla enerjinin ise tehir edilmeden ve ivedilikle tüketilmesi gerektiğini söyler. Eğer toplumun biriktirdiği fazla enerji bir şekilde tüketilmezse, bu fazlalık toplumu bir bütün olarak yıkıma sürükleme potansiyeline sahip lanetli paya dönüşür."
Profile Image for Caglar Tukel.
107 reviews2 followers
May 31, 2024
Anadolu'da kasabalardan geçerseniz kasabaların girişinde ya da çıkışında tarlalar içerisinde ışıltılı müzikhol ya da eğlence mekanları görür ne alaka dersiniz. Ben de nasıl bir hayat yaşanıyor orada diye merak etmişimdir. Osman Özarslan'ın tezinden yazdığı bu kitap tamda işte bu hayatlara Denizli'nin Çavdır ilçesinden bakıyor. Büyükşehirlerin renkli ve ışıltılı hayatlarından uzak taşrada insanlar sıkılıyorlar ve modernlik deneyimi isteğiyle gündüz normal hayat devam ettirirken bir de gece hayatı yaşıyorlar bu mekanlarda. Bu mekanlara giden yörenin erkekleri, çalışan konsomatris kadınlar, sosya-ekonomi yapıdaki değişiklikler çok güzel bir anlatımla kitap içerisinde yer almış. Mekana giden erkekler sonuçta parayı bitiriyor, çalışan kadınlarda çaptan düşerek zaten fakir ve sefil bir hayattan gelip daha da kötü bir hayata gidiyorlarmış. Türkiye'de neoliberal politikalar tarafından pompalanan tüketim ve sonucunda kontrolsüz kredi kartı kullanımı sorucunda daha da borçlanan yoksul kesimin genç kadınları kendini böyle mekanda buluyorlarlar. Taşrada sıkılan ve renkli bir hayat arzusuyla elindekileri burada tüketen erkeklerde daha da fakirleşiyorlar. Kitap zaman zaman ayrıntılı sosyolojik referanslara başvursa da kısa ama bilmediğimiz bir hayatdan bir kesit sunuyor bize.
Profile Image for Ertuğrul.
Author 7 books22 followers
December 2, 2017
İç Ege’de gece aleminin, daha doğrusu pavyon aleminin başlıca roller, ilişkileri, bu ilişkilerin nasıl kurulduğunu “paralı”, “belalı”, “çapkın” gibi tiplemeler üzerinden anlatan harika bir kitap. Yazar hem etrafını, hem de araştırma gereği röportaj yaptığı insanları akademik bir çalışma yaptığına inandırmak için hayli zaman ve emek harcamış, kitabı okuyunca neden olduğu anlaşılıyor.
Pavyon deyip geçtiğimiz, kibar genelev olarak görülen mekanın içinde nice farklı öykü varmış meğer. Gözden ırak ortamlara, memleketin farklı bir yüzüne bir pencere açan bu kitap mutlaka okunmalı.
Profile Image for Cemre.
724 reviews562 followers
August 28, 2022
Bir yüksek lisans tezi olduğunu bilmeden aldığım, okurken bir yüksek lisans tezi olmasına açıkçası biraz şaşırdığım bir eser oldu. Farklı bir branşa mensup olduğumdan mı bilmiyorum; ancak hâlihazırda doktora tezi yazmakta olan bana üslup akademik üsluptan oldukça uzak geldi. Ayrıca okumayı düşünenler için belirtmekte fayda var, genel olarak tüm Türkiye'yi kapsayan bir çalışma elbette değil. Böylesi, bir yüksek lisans tezinin sınırlarını oldukça aşardı diye düşünüyorum. Yazar, Burdur'un bir ilçesini ele almış. Bence ilginç bir çalışma olmuş, merakla okudum.
Profile Image for Nalan.
7 reviews1 follower
December 28, 2019
Kitap taşradan dışlanmış "kirli" kadınların sıradanlaşan hayat öykülerine bir bakış sunuyor. Aynı zamanda inşa edilmiş erkeklik rolleri üzerine düşündürüyor. Çoğu yerde subjektif ve yüzeysel yorumlar içerip tekrara düşse de okunulduğuna pişman edecek bir eser değil. Ayrıca yazarın dili ve yer yer sinemaya yaptığı atıflar okumayı keyifli hale getiriyor.
Profile Image for Tayfun Sen.
90 reviews1 follower
July 7, 2024
Sadece günümüzün popüler konusu "gazino" üzerine bir kitap değil, erkekliği, erkek egemen kültürü, toplumun dayatmalarini anlamak için de çok iyi bir kitap. Oldukça geniş bir kaynakça listesi ve akademik referanslar var.
Profile Image for Murat.
65 reviews
October 22, 2017
Konu olarak bir dğnyaya açılan ilk kapı. başucu eseri sayılacak kadar doygun içerikli olmasa da, güzel tespitler içeren ve okumanın pişmanlık getirmeyeceği bir kitap.
Profile Image for Kaya  Heyse.
93 reviews4 followers
January 20, 2018
Taşrada eğlence kültürü hakkında ne biliyoruz? Gazinolar, pavyonlar… Kahramanlarımız, bu mekânların aktörleri: İşletmeciler, fedailer, garsonlar, müdavimler, zamparalar ve tabii kadınlar… Osman Özarslan’ın Hovarda Âlemi: Taşrada Eğlence ve Erkeklik kitabı, derin Anadolu’yu anlatıyor bize bir yanıyla. Keşke insan öyküleri daha ön planda olsaydı… Ayrıntılı değerlendirmemi Pulbiber'de okuyabilirsiniz:

http://pulbiberdergi.com/2018/01/20/h...
Profile Image for Doğan Çelik.
1 review6 followers
June 13, 2016
Türkiye'de son dönemde akademide var olan "yatarak ilim" ve buna bağlı olarak gelişen teorisizm hastalığı 2000 sonrası yeni bir memuriyet formunu yükseköğretim alanında geliştirmişken; Osman Özarslan'ın bu çalışması -hemi de yüksek lisans tezi- araştırmacının çeşitli saiklerden ötürü imtina ettiği ve/ya "tehlikeli" gördüğü alanlarda kulaç atıyor. Olgusal bilgi açısından da zengin bir çalışma. Okunası...
Profile Image for Gökhan Akay.
2 reviews
June 11, 2016
Öncelikle belirtmek gerekir ki bu kitap öyle agirlikli olarak ilginc gazino hikayeleri anlatan bir tatil kitabi degil (tanitiminda oldugu gibi), bir yüksek lisans tezi. Kitabi eglence amacli almis olanlar özellikle ilk 60 sayfasinda sikilacaklardir. Bunun haricinde, kitap hayli ilginc bir konuyu islemekte ve oldukca aydinlatici. Tavsiye ederim.
Profile Image for Pharmacopola__.
8 reviews10 followers
Read
August 10, 2016
Bir sosyal bilimci değilim ancak kitabın teorik kısmının gerçekten zayıf olduğunu görmek için alanla özel ilgileniyor olmaya da gerek yok gibi.. teoride zayıf, bilimsel açıdan kötü, konu açısından ilgi çekici bir tez çalışması.

okunabilir ama eğlencelik tatil kitabı formu beklememek lazım. en nihayetinde bir yüksek lisans tezi.
Profile Image for Defne Seymen.
7 reviews2 followers
June 10, 2025
Okuması çok eğlenceli ve insanın içinde sosyolojide yüksek yapıp tez yazma isteği getiren bir kitap.
Displaying 1 - 22 of 22 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.