Though slavery was almost extinct in the Ottoman military, agriculture, and industry by the 1880s, Erdem (history, Bagazici U., Istanbul) claims that as late as the 1860s its demise was no sure thing, its fortunes were being buoyed by the immigration of Circassian tribes and better contact with slave recruitment areas in Africa. He examines how pressure from the west, especially Britain, ended the trade in black slaves, and the Ottoman's own interests dried it up in white slaves. Annotation c. by Book News, Inc., Portland, Or.
Y. HAKAN ERDEM, 1962’de Oltu’da doğdu. Altı yaşında iken ailesiyle birlikte Yalova’ya taşındı. Boğaziçi ve Oxford üniversitelerinde öğrenim gördü. 1993-2002 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesinde öğretim üyeliği yapan Erdem, akademik yaşamını halen Sabancı Üniversitesinde sürdürüyor. 1996’da İngiltere ve ABD’de yayımlanan Slavery in the Ottoman Empire and its Demise adlı çalışması, Osmanlıda Köleliğin Sonu, 1800-1909 adıyla Kitap Yayınevi tarafından 2004 yılında Türkiye’de de yayımlandı. 2002’de Israel Gershoni ve Ursula Woköck ile Histories of the Modern Middle East adlı çalışmayı yayımlayan Erdem, şu sıralar Yunan Bağımsızlık Savaşı’nın Osmanlı İmparatorluğu’nda algılanışı ve Osmanlı siyasi dilinin dönüşümü gibi konularla ilgileniyor. Kanat Kitap’tan üç romanı yayımlandı: Kitab-ı Duvduvani; Unomastica alla Turca; Zaman Çöktü.
pek fazla üzerinde düşünmediğimiz ve konuşmadığımız sosyal bir konu olması itibariyle oldukça ilginç bir kitap. siyasetten kopup toplumun sosyal işleyişini merak edenler için tavsiye edilir. tabi ki siyasetten tamamen ayrı bir toplum işleyişi olduğunu iddia etmek anlamsız, nitekim kölelik üzerinde de siyasetin etkilerini görmek mümkün, ama önemli olan herşeyi siyasete ve "dış güçler"e bağlamadan, zamanın ruhunun sosyal yapı üzerindeki yansımaları da farkedebilmek. Erdem bunu oldukça objektif bir şekilde yapmaya çalışmış...