"Mayakovski, " Şiir Nasıl Yapılır?" adlı metni 1926 yılının Mart ayında yazdı. Metin iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde şair, kendisine kadarki yazarların aynı konuda yazdıklarını eleştirir. İkinci bölümde somut bir örnek üzerinden şiir hakkındaki görüşlerini ortaya koyar.
1925 yılında Sergey Yesenin intihar etmiş ve ardından okuyanları çok etkileyen bir veda şiiri bırakmıştır (Bu şiir, Türkçe'de Azer Yaran çevirisiyle okunabilir). Yesenin'in intiharının insanları özendirmesi tehlikesine karşı Mayakovski, "Sergey Yesenin'e" adlı bir şiir yazar. Metnin ikinci bölümünde Mayakovski bu şiiri nasıl "yaptığını" anlatmaktadır.
Mayakovski, metnin yalnızca bir yerinde Rus Biçimcileri'ni anar, bu da muhtemelen dönemin baskıcı ortamı yüzündendir. Ancak savunduğu fikirler Rus Biçimcileri, özellikle Viktor Şklovski ve Roman Yakobson ile tamamen örtüşmektedir. Tıpkı Şklovski'nin "Don Kişot Nasıl Yapıldı?" adlı yazısında kurgunun "yapıldığını" savunması gibi Mayakovski de şiirin yapıldığını savunur ve yine Şklovski gibi "yöntem tekniği" (Rusça "priyom") kavramını kullanır. Biçimciler başta anlamın olmadığını, şiirin anlamsız nağmelerle başladığını düşünür ki paralel görüşlere Mayakovski'de de rastlarız. Mayakovski, şiirselliği ses akışmalarında görür. Roman Yakobson da Amerika Birleşik Devletleri'nde çalıştığı sırada verdiği "I like Ike" örneği ile şiirselliği ses akışmalarında bulmaktadır. Sonuç olarak Mayakovki'nin "Şiir Nasıl Yapılır?" adlı kitabı Biçimci bir çalışmadır.
Metni çevirirken Mayakovski'nin yaptığı şiir alıntılarında yazarın anlam aktarmak istediği yerlerde anlam çevirisi yaptım ama ses özelliklerini aktarmak istediği yerlerde çeviriyazı ile yetindim. Mayakovski, dönemin edebiyat ortamına hitaben yazdığı için pek çok kapalı gönderme yapıyor; metni anlaşılır kılmak adına bu göndermeler hakkında dipnotlar koydum. Son olarak; Mayakovski'nin devrik ve uzun, bileşik cümlelerden oluşan tarzını elden geldiğince korumaya çalıştım ama anlamayı güçleştirdiği yerlerde onun devrik cümlelerini düz olarak aktardım.
Okuyacağınız çeviri V.V. Mayakovski'nin toplu eserlerini içeren Soçineniya (Moskova, 1988, PRAVDA Yayınevi) adlı eserin ikinci cildinde (sayfa 664-697) yer alan Kak Delat Stihi? adlı metne aittir.
Vladimir Mayakovsky (Владимир Владимирович Маяковский) was born the last of three children in Baghdati, Russian Empire (now in Georgia) where his father worked as a forest ranger. His father was of Ukrainian Cossack descent and his mother was of Ukrainian descent. Although Mayakovsky spoke Georgian at school and with friends, his family spoke primarily Russian at home. At the age of 14 Mayakovsky took part in socialist demonstrations at the town of Kutaisi, where he attended the local grammar school. After the sudden and premature death of his father in 1906, the family — Mayakovsky, his mother, and his two sisters — moved to Moscow, where he attended School No. 5.
In Moscow, Mayakovsky developed a passion for Marxist literature and took part in numerous activities of the Russian Social Democratic Labour Party; he was to later become an RSDLP (Bolshevik) member. In 1908, he was dismissed from the grammar school because his mother was no longer able to afford the tuition fees.
Around this time, Mayakovsky was imprisoned on three occasions for subversive political activities but, being underage, he avoided transportation. During a period of solitary confinement in Butyrka prison in 1909, he began to write poetry, but his poems were confiscated. On his release from prison, he continued working within the socialist movement, and in 1911 he joined the Moscow Art School where he became acquainted with members of the Russian Futurist movement. He became a leading spokesman for the group Gileas (Гилея), and a close friend of David Burlyuk, whom he saw as his mentor.
The 1912 Futurist publication A Slap in the Face of Public Taste (Пощёчина общественному вкусу) contained Mayakovsky's first published poems: Night (Ночь) and Morning (Утро). Because of their political activities, Burlyuk and Mayakovsky were expelled from the Moscow Art School in 1914. His work continued in the Futurist vein until 1914. His artistic development then shifted increasingly in the direction of narrative and it was this work, published during the period immediately preceding the Russian Revolution, which was to establish his reputation as a poet in Russia and abroad.
Mayakovsky was rejected as a volunteer at the beginning of WWI, and during 1915-1917 worked at the Petrograd Military Automobile School as a draftsman. At the onset of the Russian Revolution, Mayakovsky was in Smolny, Petrograd. There he witnessed the October Revolution.
After moving back to Moscow, Mayakovsky worked for the Russian State Telegraph Agency (ROSTA) creating — both graphic and text — satirical Agitprop posters. In 1919, he published his first collection of poems Collected Works 1909-1919 (Все сочиненное Владимиром Маяковским). In the cultural climate of the early Soviet Union, his popularity grew rapidly. As one of the few Soviet writers who were allowed to travel freely, his voyages to Latvia, Britain, Germany, the United States, Mexico and Cuba influenced works like My Discovery of America (Мое открытие Америки, 1925). He also travelled extensively throughout the Soviet Union.
The relevance of Mayakovsky's influence cannot be limited to Soviet poetry. While for years he was considered the Soviet poet par excellence, he also changed the perceptions of poetry in wider 20th century culture. His political activism as a propagandistic agitator was rarely understood and often looked upon unfavourably by contemporaries, even close friends like Boris Pasternak. Near the end of the 1920s, Mayakovsky became increasingly disillusioned with the course the Soviet Union was taking under Joseph Stalin: his satirical plays The Bedbug (Клоп, 1929) and The Bathhouse (Баня, 1930), which deal with the Soviet philistinism and bureaucracy, illustrate this development.
On the evening of April 14, 1930, Mayakovsky shot himself.
Şiirin nasıl yazılmayacağını gösteren yegane kitap..Şengeli ‘Şiir Nasıl Yazılır’ adlı çalışmasına karşı kaleme almış V.V.Mayakovski ‘Şiir Nasıl Yapılır’ adlı eserini. Mayakovski’nin kendi şiir tarzını ve eleştiri oklarını yönlendirdiği isimlerin tarzlarını az da olsa seziyorsunuz. Ve içerisinde şiir yazımıyla ilgili delici ve ufak notlar kesinlikle barındırıyor. ***Şair denen adam tam olarak kendi poetik kaidelerini ortaya koyan kişidir. *Dönemin editörlerine yönelttiği eleştiri bugün içinde kesinlikle geçerli kanımca.''Editörlerimiz tarafından kafiyeli saçmalıkların yüzde sekseninin yayımlanma nedeni, editörün eski şiir hakkında hiçbir fikrinin olmaması ya da şiirin ne için gerekli olduğunu bilmemesi…'' *Sergey Yesenin'e …Sözcükler yönlendirir insanoğlunun güçlerini. Yürüyün! Arkamızda zaman patlasın bir mayın gibi. Bizim geçmişe sunacağımız yanlızca bukleleri Rüzgarda geriye savrulan saçlarımızın. Eğlenceye ayrılacak yeri yok gezegenimizin. Yarınlardan koparıp almalıdır mutluluğu insan. Şu yaşamda en kolay iştir ölmek Asıl güç olan yepyeni bir yaşama başlamak. (1926) Vladimir Vladimiroviç Mayakovski Sevdiğim kısmı alıntılamak istedim. Kitapta bu şiiri nasıl duygularla ve ne şekilde oluşturduğunu anlatıyor aynı zamanda. Silip baştan yazmalar, kafiyeler vs. şeklindeki döngüsünü bizlere aktarıyor. * *Ayrıca kitapta da geçen ‘Hard Hearted Hannah’ (1924) şarkısını Ella Fitzgerald sesiyle dinlemenizi öneririm. ( Mayakovski hoşuna giden kısımları alıntılayıp harmanlayıp kendi tarzıyla kaleme döktüğüne değiniyor.) -Kısaca,Mayakovski ve Yesenin ile şiir sayesinde tanışıyorsunuz. Ve bunun yanında; İvan İvanoviç Doronin,Aleksandr Blok,Zinayda Nikolayevna Gippius gibi şairlerle de tanışıyorsunuz. Şiir severlerin okuyabileceği bir kitap olmasına rağmen araştırma yönü ağır, okunanların hazmedilmesi gereken ve şairlerin şiirlerine göz atarak karşılaştırmalarla okuma yapılması gereken bir eser olduğu bence kesinlikle ortada.Kısa sunuma karşılık derin bir kuyu...
Şiir yazma serüvenimin henüz başlarında şans eseri karşılaştığım ve büyülendiğim bir kitap oldu. Mayakovski’nin öngördüğü bu yazım stilini(ki bunu bir “stil” olarak adlandırmak doğru olmayacak, daha iyi bir kavramın şuan aklıma gelmemesinden dolayı bununla yetineceğim) son 20-30 yılın şairlerinin birçoğunda görebiliyoruz. Onun öncüsü olduğu bu akımdan da çok, yazdığı şiirleri keşfettiğimde kelimelere sığdırılamayacak bir etki altında kaldığımı da eklemeliyim. Mayakovski’ye ve onun eserlerini/şiirlerini çeviren güzel insanlara içten teşekkürlerimi sunuyorum.