“Cinsellik nerede?” diye sorarak başlıyor kitaba Fransız seksolog Dr. Ghislaine Paris. Bir danışman karakteri yardımıyla tüm danışanlarının hikâyesinden bu sorunun cevabına giden ve herkes için özel olan o yolun haritasını nasıl çizeceğimizi açıklıyor. Modern yaşantılarımızda cinselliğe hak ettiği değeri veriyor muyuz? Cinselliğimizin ne kadarı bize, ne kadarı topluma ait? Toplumsal normlardan, tabulardan; din ve ahlak kurallarından kendini kurtarmış bir cinsellik mümkün mü? Özgür olduğumuzu sanarken gerçekten özgür müyüz? Cinsel özgürlük bir rüya mı? Sınırları olmadığında nasıl olurdu? Dr. G. Paris’in soruları bizi cinsellikle ilgili düşüncelerimizi yeniden gözden geçirmeye, kendi cinsel yaşantımızı değerlendirmeye davet ediyor. Bu kitabı okuduktan sonra cinsellik söz konusu olduğunda bizim için de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı söylenebilir. Şimdi cinselliğinizi nasılsa öyle görmeye ve aslında nasıl olması gerektiğini bilmeye hazır mısınız? Bu soruyu yanıtlayın ve cevabınız “evet” ise derin bir nefes alıp elinizdeki kitabı okumaya başlayın. Zira bu hayatınızda bir gün mutlaka yapmanız gereken ve ne kadar erken yaparsanız o kadar faydalı olacak bir yüzleşme.
Mevzu derin. Geçiştirilmeyecek derecede ciddi ve önemli. Bilinçlenmeli velhasıl; utanç, suçluluk ve endişe dolu bir yaşama set çekmek için. Mevzu ile ilgili çocuklukta ve gençlikte yapılan hatalar tüm yaşamı etkiliyor nitekim.
Mesele vaka analizi üzerinden verildiği için anlatım hikaye tadında olmuş. Bu da kurmaca olmayan metne umulmadık bir sürükleyicilik bağşetmiş ister istemez...
I can describe the most valuable thing that adds originality to the French school of thought as the analysis of the facts that are in front of our eyes but that we did not/we could not analyze and define correctly.
Ghislaine Paris has officially crowned that originality once again with this work. In this book, Paris gets in touch with the main character, Karine, and discusses her sexual life problems one by one. Karine is a smart and successful business woman. Looking for an emotional relationship in her private life, Karine experimented with sexuality at the insistence of her boyfriend Jeremy, but unsuccessfully took responsibility for it, and then Ghislaine went to Paris and began to talk about her problems. After this point, the main part of the book is passed.
After this section, our writer Ghislaine Paris discusses Karine's experiences, both the pressures and manipulations of the system, society, and religion on sexuality, and in Karine's particular, her childhood and adolescence period, where she deals with the problem in the context of family, patriarchy and power.
Because we know well that every emotional state that is suppressed and prohibited during childhood and adolescence emerges as a case in maturity.
There is also a critique of Freud. This part really caught my attention.
However, the masculine discourse, which finds strength with the developing perception, gives rise to violence against women. and bombarding readers with intense questions about sexuality.
How much of your sexuality belongs to you and how much to society? Is a sexuality that can free itself from rules, pressures and norms possible? When we think we are free, are we really free?
As long as you don't question yourself after reading this book, I don't think it will add anything to you. Therefore, unlike the concept of sex, I say do not be afraid to think and question about sexuality.
In her book, The Importance of Sexuality, Ghislaine Paris examines the value of sexuality in our modern lives. Compared to Foucault's The History of Sexuality, Paris's book is more superficial and focused on the private sphere. In it, she questions whether a form of sexuality is possible that has freed itself from societal norms, taboos, and the rules of religion and morality. She shares her thoughts with you on the sexual interactions between men and women and the role that love plays in them.
TR: Ghislaine Paris'in modern yaşantımızda cinselliğin değerini ele aldığı kitabı "Cinselliğin Önemi" Foucault'nun Cinselliğin Tarihi adlı kitabına nazaran daha yüzeysel ve daha özele indirgenmiş bir kitaptır. Paris, toplumsal normlardan, tabulardan; din ve ahlak kurallarından kendini kurtarmış bir cinselliğin mümkün olup olmadığını sorguluyor bu kitabında. Kadın ve erkeğin cinsellikteki paylaşımlarını ve aşkın nasıl bir etkisi olduğunu sizlerle paylaşıyor.
Ben birazcık yetersiz ve derinliksiz buldum kitabı açıkçası. Tam bir yerlere dokunucak diyorum, başka bir bağlama geçiyor, öncesinde okuduğum psikanalitik okumaların etkisi midir bilmem, ama hiçbir şeyin nedenini pek de açıklamıyor gibi geldi bana, söyledikleri hep havada kaldı. Kalmış ki konu cinsellik. Belki de bu nedenle de, yani basitliği nedeniyle, okuması oldukça kolay, ben ki yavaş okurum yavaş anlarım, iki günde üçer saatten bitti kitap. Okuyalım evet, belki bir başlangıç, ama asla bir kaynak değil. Sevgilimiz değil de friends with benefit gibi :))
Çevirinin eksikliğinden mi, konunun bütünlükten uzak bir şekilde işlenmesinden midir bilemiyorum, ergenlik ve suçluluğun açıklandığı yerler haricinde ben bir türlü stabil rotada okuyamadım kitabı. Bazı cümleleri anlayamadım bile. Kitabın beni daha çok aydınlatmasını ve bilgilendirmesini, bunu daha sistematik biçimde yapmasını isterdim fakat olmadı. Okumak zaman kaybı mıydı, hayır. Beni tatmin etti mi, hayır.
Örnek vakalarla kavramların açıklanarak ana izlekte sürekli atıfta bulunulan danışanın üzerinden birtakım kıymetli bilgiler veriliyor; fakat çeviride bir gariplik vardı ya da daha doğrusu biraz eksikti. Çok daha kapsamlı ve bilgilendirici olabileceğini zannetmiştim kitabın lakin belli kavramları ve fikirleri sürekli ısıtıp ısıtıp önümüze sunmuş yazar, “tamam anladık orayı neden beş yüz kere söylüyorsun,” diyerek okudum çoğu zaman. Yine de kapılar açtı, mersi Paris.
Kitabın çevirisinde mi yoksa yazılış şeklinde midir bilinmez biraz kopukluk vardı ve bütünlüğünü tam olarak hissedemedim. Ama buna rağmen bazı konularda yüzeysel de olsa aydınlatıcı bir kitap. Tam anlamıyla bir derinlik beklemeyin, ders notlarının özetini okuyormuş tadı aldım.