2011’de Arap Baharı diye etiketlenen isyan dalgasıyla birlikte Suriyeli Kürtler bölgedeki önemli aktörlerden biri olarak sahnedeki yerini aldı. PYD’nin örgütlediği Kürtler, Temmuz 2012’de kritik bir dönemde Suriye güçlerinin çekilmesiyle Kobani, Afrin ve Cezire bölgesinde kontrolü ele geçirdi. Askerî alanda organize edilen birlikler ve kadınlardan müteşekkil silahlı güçler bir yandan düzeni sağlarken diğer yandan Suriye yönetimini devirmeye yönelik çok boyutlu savaşı kendi şehirlerinden uzak tutmaya çalıştı. PYD farklı etnik ve dinî kesimleri sürece katarak özerklik tesis etmeye koyuldu. Bunu yaparken rakip partileri dışlamak ve gücü tekeline almakla da suçlandı. Kürt hareketi, Rojava’da ‘demokratik özerklik’ uygulamalarının yarattığı heyecan ve Selefi cihatçı gruplara karşı direnişin yol açtığı ilgi sayesinde uluslararası alanda meşruiyet zemini buldu.
Fehim Taştekin, Rojava: Kürtlerin Zamanı’nda bu tarihsel dönemin özgünlüğünü, Kürtler ve diğer etnik-mezhebî topluluklar arasındaki ilişkileri; Suriye, Türkiye, Irak ve İran’da bulunan Kürtlerin yaşanan süreçte oldukça önem kazanan siyasi ve sosyal etkileşimlerini; farklı çizgilerdeki Kürt hareketleri arasındaki mücadele ve müzakereleri, bölgeyi yakından tanıyan bir gazetecinin ustalığıyla ele alıyor. Yıllara yayılan kapsamlı araştırmaların, olgulara dayalı izahların ve insani hassasiyetleri ihmal etmeyen bir bakışın yetkinliğiyle...
1972’de Oltu’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Enstitüsü’nde uluslararası ilişkiler dalında mastır programına katıldı ama tamamlayamadı. Londra’da Evendine College ve Southampton’da Lewis School’da İngilizce eğitimi gördü. Gazeteciliğe 1994’te Yeni Şafak’ta muhabir olarak başladı. 1996-1997’de Hürriyet Grubu’nda Son Çağrı ve Yeni Ufuk gazetelerinde editör olarak çalıştı. 1997-1999 arası Yeni Şafak’ta istihbarat şefi ve haber araştırma müdürü olarak görev aldıktan sonra 2000’de Ajans Kafkas’ı kurup iki farklı dönem halinde toplam 6 yıl editörlüğünü yürüttü. 2003’te bir süre Tercüman gazetesinde çalıştıktan sonra Radikal gazetesine geçti. 2003’te çalışmaya başladığı Radikal Gazetesi Dış Haberler Servisi’nde editör, müdür ve yazar olarak görev yaptı. Radikal gazetesinde yazarlık ve Hürriyet gazetesinde kıdemli muhabirliğin yanı sıra uluslararası analiz sitesi Al Monitor’a haftada bir yazı yazıyor. İMC TV'de haftalık dış politika programı yapıyor. Evli ve iki çocuk babası.
“Ezcümle bölgesel aktörlerin oyun düzenine baktığımızda Kürtler oyunun en kıymetli aktörüydü. PKK ile sorunlarına rağmen İran, Rojava karşıtı bir duruştan kaçınıyordu, hatta fırsatını bulunca gülücük atıyordu. Rusya ise siyasi çözüm çabalarında PYD’ye yer açmak için uğraşıyordu. Beşşar El Esad ise günün sonunda Kürtleri kazanabileceğini düşünüyordu. 16 Eylül 2015’te yayımlanan demecinde ‘Teröristleri yenilgiye uğrattıktan sonra Kürtlerin taleplerini ulusal düzeyde tartışabiliriz. Bunda sorun yok. Suriye’nin birliği çerçevesinde olduğu sürece herhangi bir taleple ilgili vetomuz yok,’ diyerek açık kapı bıraktı. Türkiye’nin Rojava’daki özerkliği boğma siyaseti ise Kürtleri, Ankara’nın yıkmak için elinden geleni yaptığı Suriye rejimine itiyordu. Rojava’nın geleceğine şimdiden yatırım yapan ABD de Kürtlerin Şam’a kaymasını istemiyordu. Kürtler hiç bu kadar aynı zamanda hem aranan hem vurulan aktör olmamıştı. Yani ‘Kürtlerin zamanı’ diyebileceğimiz bir süreç yaşanıyordu!”(s.313)
Suriye Savaşı'nın en netameli ve dış etkiye açık cephesi olan Kuzey Suriye'de olan bitenlere ilişkin olarak, Fehim Taştekin'in kitabı sahadaki gerçeklerden yola çıkan iyi bir alan araştırması... Zaman zaman objektifliği koruyamasa da kaliteli bir belgesel kitap...