Jump to ratings and reviews
Rate this book

Beni Ödülle Cezalandırma

Rate this book
Çocuk Eğitiminde Doğru Bildiğimiz Yanlışlar! Acaba ödülle ilgili tüm bildiklerimiz yanlış mı?

- Ödül, neden motivasyonu düşürür?
- Ödülle değerler neden öğretilemez?
- Ödül, yaratıcılığı neden olumsuz etkiler?
- Ödül, yapay sevginin bir göstergesi midir?
- Ödülle büyüyen çocukları ne tür tehlikeler bekler?
- Mutlu ve başarılı bir çocuk gerçekte nasıl yetiştirilir?

Bunun gibi merak edilen birçok sorunun yanıtını eğitim bilimci Dr. Özgür Bolat, son 70 yılda yapılan bilimsel araştırma ve gerçek vakalarla net bir şekilde ortaya koyuyor.

Dr. Özgür Bolat, sadece ödülün görünmeyen gizli zararlarını anlatmıyor; bizlere bir model, pratik çözümler ve uygulamalar öneriyor.

Kılavuz niteliğindeki bu kitabı okuduğunuzda mutlu, özgüvenli, sorumluluk sahibi ve başarılı bir çocuk yetiştirmek için önemli bir adım atmış olacak, çocuğunuzla ilişkinizde anlamlı değişiklikler yaşayacaksınız.
Dr. Özgür bolat
Eğitim Bilimci
(Tanıtım Bülteninden)

248 pages, Paperback

First published September 1, 2016

114 people are currently reading
891 people want to read

About the author

Özgür Bolat

4 books57 followers
Dr. Özgür BOLAT, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun oldu. Fulbright ve Türk Eğitim Vakfı bursu ile Harvard Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı. Türkiye’ye dönüşünde Boğaziçi Üniversitesi’nde iki yıl öğretim görevliliği yaptı. Doktora derecesini Cambridge Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden aldı. 2007-2008 yılını MIT Sloan School of Management’ta liderlik alanında dersler alarak ve araştırma yaparak geçirdi.
2007 yılında Yeni Zelanda’da yapılan uluslararası bir konferansta ‘En İyi Genç Araştırmacı’ ödülünü aldı. Dr. Özgür BOLAT, şu anda okullara ve şirketlere danışmanlık, hürriyet.com.tr’de köşe Yazarlığı ve TEV’de Danışmanlık yapmaktadır. Aynı zamanda ÖRAV, FODER, TEVİTÖL ve Para Durumu Platformu’nda Yönetim Kurulu ve Danışman Kurulu Üyesidir.
Özgür Bolat, 2008’de okullarda Öğretmen Liderliği Projesini başlatmıştır. Proje 100’den fazla devlet okulunda ve özel okulda uygulanmaktadır. Aynı zamanda kurmuş olduğu Gelişen Aile Akademisi bünyesinde kurmuş olduğu Anne Baba Okulu ‘le ebeveynlere mutlu ve başarılı çocuk yetiştirmenin prensiplerini öğretmektedir.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
456 (42%)
4 stars
408 (38%)
3 stars
159 (14%)
2 stars
27 (2%)
1 star
12 (1%)
Displaying 1 - 30 of 121 reviews
Profile Image for Hasan Başusta.
10 reviews153 followers
October 3, 2016
Aslında notum: 3,5/5. Kitabı Türkiye standartları açısından mı, Özgür Bolat'ın standartları açısından mı değerlendireceğime tam karar veremedim. Türkçe yazılan kitapları ölçü olarak alırsak gayet iyi bir kitap. Yalnız, yazarın köşe yazıları ve sunumlarındaki bilgi yoğunluğu kitabında seyreltilmiş bir hale dönüşüyor. Yazar, son 70 senenin literatür taramasını yaparak müthiş bir efor sarf etmiş ama bu efor kitabın düzeltme (edit) kısmında bir tık zayıf kalmış gibi geldi bana. Artık kitaptan sıkılmış da "Aman, bu haliyle çıkaralım" demiş gibi. Köşe yazılarındaki standartı devam ettirmesini hatta onun üstüne çıkmasını beklerdim. Son olarak da çocuk eğitimi oldukça geniş bir konu. Ödül, bu büyük resmin içinde nispeten küçük kalıyor. Güçlü bilimsel araştırmaların da yardımı ile kitabı okurken: "Anladık abi, ödül yanlıştır." sonucuna 1 bilemedin 2. bölümde geliyorsunuz. Böylesi niş bir konu daha kısa anlatılabilirdi.
Profile Image for Rukinobe Okurami.
31 reviews2 followers
June 10, 2019
Akşamları uyumadan önce oğlumla beraber kitap okuma rutinini oturtmaya çalışıyoruz. Yanyana kitaplarımızı okurken, kitabımın ne anlattığını merak etti. Kısaca özetledim. Ceza olmamasını içtenlikle destekledi, malesef alıştığı ödüllerden vazgeçmek istemedi elbette. Kitapta anlatılan deneylerden bahsettim, çok ilgisini çekti, bütün deneyleri anlatmamı istedi. Kısa sohbetimizin sonunda, ödül için değil, yaptığı şeyleri içtenlikle yapmasının daha güzel olacağı konusunda hemfikir gibiydik. Ama bugün elindeki 223 sayfalık çizgi romanı okurken bunu bitirirsem ne kadar tablet hakkı verirsin diye sordu. Ben de tablet için değil, yeni şeyler öğrenmek için okumalısın, kitabı bitirdiğinde ödül vermeyeceğim, 223 sayfalık bir kitabı bitirmiş olman artik daha hızlı okuyabildiğini gösteriyor diyerek, abartılı övgüden uzak durum tespiti yapacağımı söyledim :)
Profile Image for Jefi Sevilay.
794 reviews93 followers
June 1, 2020
Beni Ödülle Cezalandırma, tipik bir makale. Bakın kitap demiyorum, makale. Özgür Bolat, sizin de ilgi alanınızdaysa rahatlıkla yapabileceğiniz gibi "övgü ve ..." şeklinde bir makale taraması yapmış ve çıkan tüm sonuçları bir kitapta bir araya getirmiş. "..." kısmına ne yazarsanız yazın, övgü "..."yi düşürür veya azaltır. Artık öyle bir hale geliyor ki tüm başlıklar aynı kapıya çıkıyor. Ödül kötüdür.

Hatta iki üç konu da ben ekleyeyim. "Ödül ve lahmacun" Ödül, lahmacundan aldığınız zevki azaltır. "Ödül ve benzin tüketimi". Ödül, araç kullanmaktan aldığınız zevki azaltırken, aracınızın benzin tüketimini artırır. "Ödül ve elektrik faturası" Ödül, kısa vadede evinizin elektriğe duyduğu ihtiyacı azaltırken, ay sonunda gelecek faturada, yani orta vadede tüketimi artırır. Bununla ilgili Trafo ve arkadaşlarının bir çalışması var. Çalışmada katılımcılar iki gruba ayrılıyor... (Aynı konuyu ele alan 8 makaleden sonra) ... Ödül kötüdür. Hatta size söylemediğim üçüncü bir grup var. Onlar da...

Yılda en az 60-70 makale çevirisi yapıyorum ve öyle iyi bir biliyorum ki her tezin aksini savunan da bir çalışma var. Oysa bu kitaptakiler hep ödülün kötü olduğu üzerine. Ödül iyi birşeydir demiyorum. Sadece bakış açısı hep taraflı. Zaten 166. sayfada yazar bunu kendisi de söylüyor. Bir de "bu konuyu ileride irdeleceğiz" şeklinde hep bir "az sonra!" durumu sözkonusu. 200 sayfalık kitabın 165. sayfasında hala bu konuyu ileride irdeleyeceğiz diyor. Kitabın bitmesine 70 sayfa kalmış irdele artık, irdele!

Kitabın ikinci bölümü denilen son 70 sayfası ise gayet yerinde ve aslında okuyucunun aradığı kısım. Özgür Hoca'nın makale taraması değil, kendi görüş ve önerileri.

Bu yüzden ilk 165 sayfayı ben size özetleyeyim, ödül yanına ne koyarsanız koyun, her açıdan kötüdür. Kalan 70 sayfayı ise siz okuyun ve kendinize dersler çıkarın.

Kitap ile ilgili en güzel dokunuş, Halil Cibran'ın sondaki şiiri:
Çocuklar sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen
Hayatın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da, sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır.
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez,
Dünle de bir alışverişi yoktur.

Siz yaysınız, çocuklarınız ise,
Sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür.
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek,
Okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin.
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar,
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.

Herkese keyifli okumalar!
Profile Image for Orhan Aksu.
24 reviews3 followers
March 9, 2017
Kesinlikle okunası bir kitap. Kitap kurgusu ve konusu çok başarılı. Yazılar akıcı ve tekrar yok. Güzel çalışılmış. Devamı gelir inşallah.
"sahip olmak istediğiniz değil sahip olduğumuz çocukları yetiştirmeliyiz" mottosunu çok beğendim.
Profile Image for Deniz.
5 reviews
October 25, 2016
10 numara 5 yıldız bir kitap. Ben çok şey öğrendim. Tüm ebeveynler okumalı.
Profile Image for Selma Dalbastı.
162 reviews31 followers
October 2, 2019
Muazzam bir kitap. Çocuklara, öğrencilere, çalışanlara içten gelen motivasyonla yapmaları gereken işleri yaptırmak için ödül vererek onları nasıl yaraladığımızı, kaş yaparken göz çıkardığımızı deneylerle üstüne basa basa anlatmış. Her anne baba, her öğretmen okumalı.
Profile Image for Gulce8.
39 reviews9 followers
October 23, 2016
Anlaşılır, açık ve basit bir dille yazılmış, bilimsel araştırmaların temel alındığı akıcı bir kitap. Son bölümde konuyla ilgili daha fazla örnek verilmesini tercih ederdim.
Profile Image for Demet Çıkrıkcı.
13 reviews1 follower
August 3, 2017
Çocuğu olan her ailenin okuması gereken kesinlikle yol gösterici bir kitap.
Profile Image for Gülay Akbal.
589 reviews23 followers
February 28, 2019
Son sayfaları da bugün bitirdim. Şimdi bazı yerlere evet katılıyorum ama bazı yerlere katılmadığımi belirtmek isterim. Çocuklar çok değişken özelliklere sahip özellikle zamanımız daki çocuklar. Kendi doğruları doğrultusunda hareket etme eğilimi içindeler. Hal böyle olunca kural koymak yada konuşmak bazen çıkar yol değil.
Profile Image for Yesil.
5 reviews
December 8, 2016
Yalnizca ebeveynlerin degil herkesin okumasi gereken bir kitap olmus. Ozgur Bolat' in kose yazilarini hic kacirmadan okuyan biri olarak kitabi da gayet basarili buldum. Her satirin altini cize cize okudum. Ozellikle son bolumleri cocuk yetistirmede ve insan iliskilerinde rehber niteliginde. Kitapta bazi arastirmalar fazla tekrarlanmis ama buna ragmen sikilmadan okunacak surukleyici bir kitap olmus.
Profile Image for Annegazetesi.
162 reviews20 followers
November 16, 2018
Neden ödül-ceza yöntemi kullanmamamız gerektiğini, destekleyici çalışmalarla çok güzel anlatmış. Okurken "eee, peki tamam da n'aapıcaz onun yerine!!" diye bir tepki ile okuyor insan, ister istemez. Fakat ikinci bölümde bunu o kadar yalın ve güzel şekilde anlatmış ki. Ben çok çok beğendim. Kütüphaneden alıp okumuştum ama altını çizip notlar alamadığım için, kendi kitaplığıma da bir tane alacağım.
Profile Image for Bilge.
13 reviews10 followers
March 13, 2020
Konu güzel açıklanmış olsa da çok fazla tekrar var, aynı sonuca hizmet eden çok fazla örnek verilmiş, bu fazla örnekler yüzünden "peki ne yapmalı " bölümüne bir türlü gelemiyor, okumanın tadı kaçıyor.
Profile Image for Melih Örnekbaş.
46 reviews2 followers
May 25, 2020
Ödülün cezadan bir farkı yoktur.
Ödül hava kaçıran bir lastiğe dışarından sürekli hava vermeye benzer.
Ödüllerin sonuç vermesi için ödülün büyümesi gerekmektedir.
Eğer tablet almak istiyorsanız harçlıklarını biriktirsin ve alsın.
Çocuk severek yaptığı işte ödül alırsa o işten soğur. İlgisi azalıyor.
Şirkette bir çok kişi bu projede çalışmak istiyor ama ben seni uygun gördüm.
Çocuğun sorumluluk bilincini öldürür.
Eğitim sistemindeki not ve sınav iç motivasyonu tamamen öldürmektedir.
Okulun hapishane ile benzer tanımı s: 49
Ceza ile ödül aynı şeydir tam tersi ödül olmaktadır. Ceza suçu bile ortadan kaldırmaz eğer öyle olsaydı idam olan ülkelerde suç işlenmezdi.
Ödülü olan bir ödev mekanik bir görev gibi kabul edilir. Ödevi yapar fakat öğrenme gerçekleşmez.
Ödül işin kalitesini düşürür. Ayrıca ödül stres yaratır.
Ödül verilmeyen çocuklarda yaratıcılık artar.
Ödül vererek çocuğunuza kısa zamanda bir çok işi yaptırabilirsiniz. Fakat yaratıcı ve eleştirel düşünmesini sağlayamazsınız.
**Aptal Puma sendromu : Enerji hesabına göre hareket
İyi not alırsan hediye kötü not alabilmeyi meşrulaştırır.
Kan bağışlarında paralı ödül olunca bağışlar düşüyor, Ben para için yapmam bu işi duygusu oluşuyor.
Ödül olmayan sınıflarda işbirliği oluyor. Birbirine güveniyor ve daha mutlu oluyor.
Çocuğa ÖDÜL veren aile aslında kendine ödül veriyordur. Tablet veren aile çocuk için değil kendi için ÖDÜL alır.
Çocuk kulaktan değil, gözden eğitilir. Çocuklar yetişkinleri model alır. Şiddet varsa onda da olur.
4 yaş öncesi soyut düşünce yoktur. Ailede ne görüyorsa çocuk sadece onu yapar. Rol model olmalıyız.
Çoçuğa geri bildirimde bulunurken aferin yerine ANLAT BAKALIM NE ÇİZDİN ?
BEDEL ödemesi ceza değildir. Yemek saatini kaçıran bir çocuğa biz yemeğimizi yedik şu an sohbet ediyoruz. Diğer yemek saatine kadar bekleyebilirsin yada kendin hazırlayabilirsin.
Profile Image for aslı.
214 reviews26 followers
December 29, 2020
Öncelikle kitabın adını ele alalım: "Beni Ödülle Cezalandırma". Buradan anlıyoruz ki bu kitap bize ödül mekanizması üzerine bir güzelleme sunmayacak aksine "ödülün neden negatif yönleri olabilir"i gösterecek. Ki kitap bunu ilk bölümünde başarılı şekilde yapıyor. İlk bölüm için başarılı dememin iki sebebi var:

1) Size bir argüman sunulduğunda genellikle "Evet ama..." diye devem eden cümleler oluştururken bulursunuz kendinizi, eğer eleştirel düşüme yeteneğini etkin kullanıyorsanız. Özgür Bolat bu noktada tüm "Evet ama..." ları hesaplayıp hepsi için ayrı ayrı bölüm oluşturmuş ve bu sebeple kimi okuyucuya "sıkıcı" ya da "uzatmış" dedirtiyor. Oysa yazar "ben bu fikre sahibim ve aksi olabilecek fikirler üzerine de düşünüp onları çürüte bilecek argümanlar sunabilirim." diyor. Bu sebeple, ödülü eğitici, öğrenci, aile, şirket, karakter eğitimi gibi çeşitli açılardan ele alıyor ve ödülün efektif bir yönü olmadığına okuyucuyu net şekilde ikna etmeye çalışıyor. Ayrıca bunu yaparken, yine net olarak "problem tespiti" yapıyor. Ki ikinci bölümde de çözümlerini verecek.

2) Yazar "ben böyle düşünüyorum aksi katiyen doğru değildir" de demiyor. Dikkatli okunursa, kitabın iki yerinde ödül mekanizmasının işe yaradığı yerlerden de bahsediyor. Biri mekanik işler çünkü bilişsel bir durumu yok. Diğeri ilk kez deneyimlenecek aktivitelere dikkat çekmek için diyor ancak bunu da sadece 1-2 kez kullanabilirsiniz ve kullandığınız zamanlarda içsel motivasyonu sağlayabilmek için fırsat olarak görmelisiniz, uzun vadeye yaymak ödül sistemini kontrol sistemine dönüştüreceğinden sakıncalıdır diyor.

Genel olarak kitapta bir diğer beğendiğim kısım, ciddiyetle ders planı hazırlayanlara tanıdık gelecek olan, alanda "smooth transition" diye bilinen, bir olay ya da konudan bir diğerine geçerken bağlam bakımından anlamlı adımları atabilme durumu. Yazar her bölümde ödülü neden eleştirdiğini elindeki çalışmalardan yola çıkarak bize sunuyor ve bitirirken akılda oluşabilecek soruları bizden önce kendisi soruyor ve diyor ki "gelin gelecek bölümde bunun cevabını birlikte bulalım". Bu okuyucuyu, aslında konunun gidiş yönü değişecek olsada kitaptan koparmıyor. Verilen bilgiyle oluşturduğunuz zihin şemasını yeni geleceklerle ilintilendirmek için size fırsat sunuyor ki bu da yeni bilginin kalıcılığını arttırıyor.

Kitabın ikinci bölümünde "tamam, ödül mekanizmasının işe yaramadığını tespit ettik şimdide çözüm yollarına bakalım" diyor. Yani sadece şikayet edip bırakmıyor, tıpkı proje teklifi yazımında olduğu gibi ihtiyaç analizini yaptık,, sizi de bu durumun değişmesi gerektiğine inandırdım şimdi çözüm yollarına bakalım diyor ve yine burada yaptığı literatür taraması sonucunda kullanmaya başladığı yöntemleri bize aktarıyor.

Alanla içli dışlı olanların, çocuksu meraklarını da kaybettilerse genel olarak, kitaptan pek alabilecekleri bir şey olduğunu sanmıyorum ama "çocuksu merakı" kaybeden kişilerin genel olarak hiçbir şeyden bir şey edinebileceklerini de sanmıyorum. Ben okurken, "aa bak bu kısım bizde Krashen'ın i+1'a denk geliyor, burada Vygotsky'e, Bloom'a gönderme yapmış..." vb. çıkarımlarda bulunup teyit etmek için kaynakçaya koşup orada bulamayınca kaynakçanın kaynakçasını elden geçirip aklımdaki bilgiyi netleştirme yolunu buldum, hem pasım silindi hem de eğlendim:)

Kitabın dili herkesin rahatlıkla anlayabileceği gibi. Yani, örneğin, mühendis bir ebeveyn fazla terim ve teori kullanılmadığından ne anlatılmak istediğine kolayca vakıf olabiliyor. Ayrıca yazar kimi sayısalcıların "psikoloji bilim değildir nicel veri yoktur, hep yorum yaparak bir yere varamazsınız" deyişlerini de fMRI makineleri kullanılarak yapılan bazı çalışmaları kitaba katarak göğüsleyip, onları kısmen ikna etme yoluna gitmiştir.

Kitabın ilk bölümü her ne kadar ödülü farklı konseptlerde ele alıyor olsa da kimi okuyucuya sıkıcı gelebilir. Özgür Bolat bunun farkında olacak ki her bölüm sonunda 1 sayfalık özetler koymuş. Tabii benim gibi "ama neden, bunu neye dayandırarak söylüyorsun" diyenlerdenseniz o özet sizi doyurmaz, satır satır okumalısınız ama "bize çözüm gerek olayı anladık" diyenlere yetecektir. Ardından ikinci bölümü okuyarak aradığınıza erişebilirsiniz.

100 küsür makalenin okuyucuya sıkıcı gelmeyecek şekilde yapılandırılmasıyla oluşturulmuş bir kitap. Konu üzerine yeni çalışmaya başlayacaklar içinde zamandan kazandırıcı bir literatür taraması mahiyetinde.

Son olarak yazarın "kontrol etmeye çalışmak her türlü güzelliği öldürür" (tabii bu benim anladığım belki yazarın mesajı bu değildir:)) gibi verilmiş olan mesajına itirazı olanlar da çok olacaktır. Büyük sınıflı okullarda, bu kadar zaman kısıtı yaşayan ailelerde bu işlemez denecektir. O zaman da BBOM okullarına bir göz atın derim. 21. yüzyılda hala illa hiyerarşi olsun diyorsanız bu bakış açısı size çok ters gelecektir ancak düşünsenize: Her kesin herkese doğası gereği, sadece insan olduğu için saygı duyduğu bir ortam yaratmak... Ödül almak ya da sevap kazanmak yerine içten geldiği için karşılığı beklenmeden bir şeylerin yapılabileceğini hayal edebilmek... Güzel olmaz mıydı? İmkansız değil bu ama kitapta da dediği gibi kolay olan ile doğru olanı yapmak arasında seçim yapıp bu minvalde davranabilmek gerek. Ne kadar zor olsa da elimden geldiğince doğru olanı yapacağım böyle umut veren kitaplar ve kurumlar olduğu sürece:)

Yazara tek sorum neden Türkiye'de uygulanmış bir çalışmaya kitapta yer verilmediği olabilirdi. 100 küsur sayılı kaynaktan ancak 10 kadarına bakabilmişimdir ki Türkiye bazlı bir çalışma göremedim, olsa görmekten mutlu olurdum sonuçta öğrenme kültürü diye de coğrafyadan coğrafyaya fark eden bir durum var :)
Profile Image for Hakan Karabas.
100 reviews5 followers
May 23, 2020
Ülke olarak,

- orta gelir tuzağından kurtulup, gelişmiş ülkeler kategorisine girmenin,
- refaha ve muhasır medeniyet seviyesine kavuşmanın

anahtarının, bu kitapta (özellikle 2. bölümünde) anlatılanlar olduğuna inanıyorum.

Sadece kendiniz okumakla kalmayın, lütfen başkalarının okumasına ve hayatlarında uygulamasına vesile olun.
Profile Image for Kıvanç Oktaş.
77 reviews1 follower
December 3, 2019
Bu kitabı okumaya başlarken daha çok kızım ve onunla ilişkime yönelik öğrenme hedeflerim vardı. Kitabı okuduktan sonra içeriğin sadece çocuk yetiştirmek isteyen ebeveynlere yönelik olmadığının altını çizebilirim. Nasıl motive oluruz ve ödül motivasyonu nasıl etkiler sorusları tüm yönleriyle ele alınmış, çözüm önerileri getirilmiş. Yazar, her bölüm başlangıcında çok net bir şekilde ana fikrini ortaya koyup sizi etkiledikten sonra bunu tekrar tekrar örneklerle uzatıyor bence. Tek yıldızı da bu yüzden kırdım.
Profile Image for Günnur Saraç Ekinci.
26 reviews
April 10, 2019
Yazarın müthiş bir bilgi birikimiyle kitabı yazdığı aşikar. Ancak “ödül yanlıştır” bölümünü yani 1.bölümü daha kısa tutup ödül yerine ne olmalıdır kısmını yani 2.bölümü daha uzun tutmasını tercih ederdim. Kitap bu haliyle ben de çözüme değil de soruna odaklanılmış hissi verdi. 2.kısımı okurken çok daha hevesli ve bir çırpıda okudum keşke daha uzun olsaydı.
97 reviews3 followers
June 27, 2020
Bariz zayıf ve kötü kitap.

Yazar, okula giden her çocuğun okulu sevme ve okumayı sorumluluk olarak görme potansiyeli olduğunu varsayıyor. Yani önüne davul koyduğunuz her çocuğun, siz onu bir ödülle cezalandırmadığınız sürece davul çalmaya ilgisinin süreceğini varsayıyor. Ödül vermediğiniz çocukların önüne onuncu kez davul koyduğunuzda ne olacağının, ne örneklediği deneylerde ne de kendi çıkarsamalarında bir cevabı var.
Tam buradan kalkarak, ödülle zorunluluğu aynı şey olarak ele alıyor. Kendi başına bırakılırsa herkesin dersi isteyerek, iç dinamiklerle işleme, izleme ihtimali olduğunu varsayıyor.

Hiç düşünülmemiş paket yorumlar var. Türkiye’de çoğu sporcu kontrol altında spor yaptığı için profesyonel hayatı bitince sporu bırakır. Burada da hiçbir bilimsel veri yok. Yazar, Fatih Terim’le Sergen Yalçın’ın kilolarına bakarak bir karar vermiş gibi.

Bir iki deneyi, dolaylı ve yüzeysel bir kanıta dönüştürdükten sonra bir yığın keyfi iddiaya başvuruyor. Rekabet iç motivasyonu öldürür diyor. Rekabetin iç motivasyonu artırdığını gösteren, rekabet olmazsa rağbet de olmayacağı bilinen ve insanların rekabete dayalı yığınla başarı ve mutluluk hikâyesi varken hem de.

Forma ya da oyuncak alma şartıyla bir takıma deli gibi bağlanmış milyonlarca çocuğun olduğu bir ülkede ödül her daim geçici bir motivasyon oluşturur diyemezsiniz mesela. Sınırlı ve birbirinin aynısı deneylerle bir sonuca ulaşmaya çalışması da sorunlu.

Yanlı bakış açısı sebebiyle bariz şeyleri göremiyor. Bir yerde

“Ödüle ulaşamayan üç kere üzülür” diyor. Takdir alamadığı için, ailesini sevindiremediği için ve tablet almadığı için. Aynı örneği kullanarak, “ödüle ulaşan da üç kere sevinir” diyemiyor mesela.

Hele bir piyango örneği var ki evlere şenlik. Yazar, insanların piyangodan çıkan paraya sevinmelerini, bu ödülün “beklenmedik” oluşuna bağlıyor. Sanki aynı insanların, aynı parayı, aynı kolaylıkla başka bir yerden kazandıklarında yeterince sevinmedikleri farklı deneylerle kanıtlanmış gibi.

Ödülün “ilk etapta” yol açtığı sorunlar irdeleniyor, uzun vadede yararlarını ya da zararlarını neredeyse hiç dikkate almıyor.
Bir noktadan sonra “ödül” üzerinden örnekler tükenince “kontrol” üzerine konuşmaya başlıyor. Bunu da ödül hakkındaki iddialarına kaynak yapmak isterken sırıtıyor.

Karne hediyesi “okulda başarılı olmak kendi içerisinde değersizdir” mesajı verir, diyor yazar. Burada temel bir gerçeği gözden kaçırıyor. Okulda başarılı olmak çocuk tarafından sahiden de kendi içerisinde değersiz görülebilir. Ya da sadece bir süre için öyle görebilir çocuk. Bu arada da olan olur. Ödül bu aşamada, çocuğun okulu değersiz gördüğü süreçlerde kayıplarını ödül yöntemiyle azaltmaktır ki bu da akla yatan bir sebep.

Kavramları o kadar bulanıklaştırıyor ki, bir ara “yardım” ile “ödül”ü aynı şey saymaya kadar götürüyor. Ödül kötüdür demek için, kişilerin karşılığında bir şey aldığı neredeyse her şeyi “gerektiğinde” ödül sayıyor.

Ödülün bir motivasyonun kalıcı olmasını engellediğini belirtiyor. Bazı sporcuların kendilerini potansiyellerini gerçekleştirmeye zorlamadığını hatırlatıyor. Kendi dünya rekorlarını kıran sporculardansa hiç bahsetmiyor.

Yazılacak çok şey var. Yazdıkça da sinirim bozuluyor. En iyisi burada durmak.
Profile Image for Bülent Ünlü.
14 reviews
March 23, 2017
Bazen hayatınızda bazı eksiklikler olduğunu bilirsiniz ama tarif edemezsiniz. Gün gelir bir şeyle karşılaşırsınız ve evet eksikliğini hissettiğim şey işte bu dersiniz. Bu kitabın ilk bölümünü okurken çalıştığım işyerinde uygulanmaya başlayan performans yönetim sistemine karşı içten içe geliştirdiğim direncin nedenlerini bu kitapla anladım. Kitabın ikinci bölümü ise bir çok kitapta anlatılan demokratik ebeveynliği basit bir dille kısaca anlatıyor. Hem ebevenler hem de yöneticiler için başucu kitabı olacak.
Profile Image for Cansu.
70 reviews
April 20, 2022
Ödülle ilgili tüm bildiklerinizi değiştirecek harika bir kitap. Özgür Bolat 70 yıldır yapılan birçok araştırmayla görüşlerini destekleyerek ödülün neden zararlı olduğunu, ilişkileri ve motivasyonu neden olumsuz etkilediğini çok açık şekilde anlatmış. Ayrıca ödülle kontrol edilen çocuklar değil, özgüveni yüksek çocuklar yetiştirebilmek için ailelere rehberlik edecek birçok faydalı bilgiyi de paylaşıyor.
Profile Image for Sevinc Abbaszada.
30 reviews25 followers
January 28, 2020
5 ulduza layiq olan, uşaq tərbiyəsində bir çox nöqtəni beynimdə aydınlatan bir kitab oldu.
Profile Image for Melike Sevindik.
105 reviews5 followers
July 27, 2018
Çok fazla örnek olduğundan sıkıcı bulduğum çok yer vardı. Ancak araştırılmış, emek verilmiş. Öğretmen anne babaya sahip olduğumdan mentaliteyi çok iyi biliyordum - many thanks to them-Yine de ne öğrensem kardır diye okudum.
Profile Image for Fadime Yilmaz A.
2 reviews
March 13, 2020
Başta öğretmenler olmak üzere daha sonra ebeveynlerin yani aslında herkesin okuması gereken bir kitap düşünüyorum. Ödülü basit görmeyelim, ceza denilenin de aslında ödül olduğunu bilelim. #iyikikitaplarvar
Profile Image for Pozan.
388 reviews16 followers
January 2, 2019
Beni Ödülle Cezalandırma |4/5|

Çocuklara bir şeyin ödülle yaptırılmasına neredeyse her yerde rastlayabilirsiniz. Mesela okullarda. Bu konulara çalış, yüz puanı al gibi ödülle yaptırılan işler mesela. Ancak şimdilik konumuz okul değil aile. Okuldan önce aileye bakalım ve ailede ödülle nasıl işler yaptırılıyor onu düşünelim.
En klasiği “Ödevini yap oyun oynadır.” Benim için öyleydi en azından. Ben ne yaptım peki? Ödevim olduğunu söylemedim ve ödevleri yapmadım. Öğretmenler kontrol edeceği zaman da okulda yaptım ödevleri. Ya ödevin verildiği gün ya da kontrol edileceği gün.

Beni Ödülle Cezalandırma, Özgür Bolat isimli yazarımızın bizlerle buluşturduğu bir çocuk gelişim kitabı. Kendisi, davranış bilimcilerin usüllerine tamamen karşı çıkarak, ödüllerin ve pekiştireçlerin en az cezalar kadar yıkıcı ve bloke edici olduğunu savunuyor. İki bölüme ayrılan kitapta; ilk bölümde ödülün tam olarak nelere zarar verdiğini anlatırken daha kısa olan ikinci bölümde ailenin bu duruma karşı nasıl çözümler getireceğini, ödül vermek yerine neler yapılabileceği anlatılıyor.
Açıkçası kitaba karşı bir hayal kırıklığına uğradım. Hemen belirteyim. Evet, kitap ödülün neden zararlı olduğunu açıklıyor. Bunun çözümlerini de kimine göre mantıklı kimine göre mantıksız olacak şekilde sunuyor ama ilk kısımda, ödülün zararlarını açıklarken bir gariplik var.

Bu gariplik tabi ki de kitabın tekrar etmesi. Ödülün zararları anlatılıyor ama şu şekilde bir zarar anlatımı söz konusu: Mesela ben size elma insan vücudu için sağlıklıdır, diyorum. Ardından vücuda yararlarını sayıyorum. Sonra armut da sizin için yararlıdır, diyorum ve az önce anlattığım aynı paragrafı sadece meyvenin adını değiştirerek tekrar anlatıyorum.

Anlayacağınız şu ki, bir bölümünde ödülün iç motivasyonu öldürerek gelişimi durdurduğunu söyleyen yazar, diğer bir bölüm de ödülün iç motivasyonu öldürerek kişinin yaparken keyif almakta olduğu işlerden de soğuduğunu söylüyor. Kitap bir süre boyunca size aynı paragrafları okuyormuşsunuz hissi uyandırıyor. Yazar bunu altını çizmek için mi yapmış bilmiyorum. Ancak altı çizili manayı anlamış olan kişinin de sıkılmasına neden oluyor bu şekilde.

Demek istediğim, bölümler kendi içinde toplanıp daha kısa bölümler halinde olabilirdi. Ödülün zararlarının anlatıldığı bu on altı bölüm belki dört bölüm olsa ve aynı grup altında toplanan sayfalardan da biraz kısılsa daha hoş olurdu.

Bir diğer sorun, çok fazla araştırmadan bahis açılması. Bu tam olarak bir sorun değil aslında. Ancak kitabın ilerleyen safhalarında benim için bir soruna dönüştü. Bir noktadan sonra yapılan araştırmaları okumamaya başladım. Çünkü araştırmadan çıkacak anlamın bölümün başlığındaki anlama bağlanılacağını fark ettim.

Tahminimce yazar “herkese,” kitabını yazdığı için böyle bir karar almış. Yani çocuğuna oklavayla dürtmek ve bağırmak dışında çocuk büyütmek konusunda bilgisi olmayan bir adam/kadın’dan çocuğunu geliştirebilmek için kendini geliştirmek isteyen vefâkar kadın/adam’lara kadar geniş bir spektrum gözetilerek yazılmış olmalı.

Bu kadar açıklayıcı olmasının kitabın okunabilirliğini zedelediğini düşünüyorum. Ki aynı tutum yazım tarzında da geçerli. Çocuğa anlatır gibi bir anlatım tarzı benimsenmiş, bu da beni yeteri kadar

karşıyalamadı tabi. Araştırmalardan bahsedilmediği noktalarda yazarın bu üslubuna takıldım ve okumam yine zorlandı.

Ancak şu noktaya gelmek isterim. Bu kitabın birçok ebeveyne karşı yardımcı olacağını da düşünüyorum. Dört puanı verme nedenim de o yüzdendir. Sadece kendi açımdan değerlendirirsem kitaba üç puanı yakıştırmak zorundayım. Lakin bir ebeveynin bu kitaptan öğrenebileceği ve bilmiyorsa öğrenmesinin gerektiği dersler var.

O derslerden biri de, Ahmet Naç’ın kitabında da olan çocuğu bir birey olarak görmek ve kararlarına saygı göstermek. Tabi ikisi bu noktaya farklı yollardan geldiği için, bu noktayı geçtikten sonra devam ettikleri yollar da farklı oluyor.

Demem odur ki, eğer çocuğa bir ödül vererek bir davranışı kazandırmak yerine asıl yapılması gerekeni bilmiyorsanız bu kitap size yardımcı olacak. Ancak aslında cevap herkesin bildiği ama pek işine gelmeyen, üşenildiği için görmeden gelinen bir şey.

Buraya kadar okuyanlar için güzellik yapayım hadi. Kitabın içinde her bölüm sonunda bölümde anlatılanların özeti var. Sadece o özetleri okursanız dahi bir şeyler öğrenebilirsiniz. Bu öğrendikleriniz sonucunda da kitaba para verip vermemek size kalmış.

Evet, ödül vermek yanlış bir davranış olabilir. Ancak bunun tamamen kalkması bana ütopik geliyor. Bir çocuğu yetiştirdiğiniz sırada hiç ödül vermemek, fazla mükemmel. Buradaki amaç ödülü sıfıra indirmek değil de en aza indirgemek olmalı. Ebeveynler de insan, hatasız olamaz ama yaptıkları hatalar çocuğun gelişimine engel olacak kadar fazla ve ağır olmamalı.
Her ebeveynin çocuklarını bir birey olarak göreceği güzel günler dileğiyle. Kendinize ve çocuklarımıza iyi bakın.


Profile Image for Alaettin Zubaroglu.
2 reviews
June 26, 2024
Çocuklarla ilgilenen herkesin, özellikle eğitimcilerin mutlaka okumasi gereken bir kitap.
Profile Image for Sevinç Alptekin.
23 reviews
July 7, 2019
Bir Çocuk Gelişimci ve Eğitimci olarak çocuğa dokunan herkese önerebileceğim bir kitap.
Gelişim ve iç motivasyon, sorumluluk ve özerklik günümüzde hala anlaşılamayan, göz ardı edilen konular. Kontrol mekanizmalarının olmadığı bir ailede yetişmek, bir okulda okumak ya da bir yerde çalışmak ütopya gibi geliyor. Fakat mutlu ve başarılı bir birey ve toplum adına sahip olunması gereken birtakım beceriler var ve bu becerilerin ödül ve ceza ile kazanılamayacağı gün gibi ortada.

Kitapta en sevdiğim paragraflardan biri:
"Gelişim olmadan başarı insanda özgüven oluşturmaz ama gelişim oluşturur. Maalesef günümüzde gelişimin yerini başarı almış durumda. Aynı şekilde öğrenmenin yerini not, keşfetmenin yerini ödev, eğitimin yerini diploma, bilgeliğin yerini bilgi, okumanın yerini okul, düşünmenin yerini bilmek, oyunun yerini oyuncak, oynamanın yerini yarışmak almıştır."
Profile Image for Emre.
2 reviews
April 30, 2020
Yazarın bu alanda kendi yaptığı çalışmalar yerine başkaları tarafından yapılmış çalışmaları derlemesinden ibaret bir kitap. Beni en rahatsız eden kitabın kapağında gecen "Çocuk eğitimi anlayışını değiştiren kitap" yazması. Çünkü günümüzde bütün sistem "kısa sürede zengin olmak, 5 dakikada karşındakini ikna et" gibi hayatın sırrını verirmiş gibi yapmak üzerine. Ben bunu imkan dahilinde bulmuyorum, o yüzden bir kitapla anlayışı tamamen değiştirmek tamamen pazarlama taktiği olmuş. Kitap dil olarak herkese hitap etmek üzerine olduğundan hafif üslubu var, okuması kolay. Bir diğer nokta ise kitabın birinci bölümünde her konu üzerine en az 3-4 araştırma örneği vermesi. Araştırmaları sıralamaktan görüş belirtememiş sanki. Eğer eğitim bilimleri konusunda bir akademik geçmişiniz varsa kitap size çok da bir şey katmıyor.
Profile Image for Emre Gizlenci.
69 reviews
April 19, 2018
Bilimsel araştırmaların temel alındığı, anlaşılır bir dil ve gerçek hayattan örneklerle zenginleştirilen faydalı bir eser. Kitap sadece çocuk sahibi olanlar için değil, iş hayatına da ışık tutan bir rehber.

Özellikle çocuk yetiştirmede; çocuğun değil kendi düşünce yapımızın değiştirmesi gerektiğini görüyoruz. Çocukların kontrol edilmesi gereken küçük insanlar değil, güvenilmesi gereken iç dünyası geniş bireyler olduklarını anlıyoruz. Ödül ve ceza sisteminin çocukla aramızda kuracağımız güvenli ilişkinin en büyük iki düşmanı olduğunu anlıyoruz.

Okuması son derece zevkli bir kitap. Yazar Özgür Bolat daha nice değerli eserler üreteceğinin güçlü sinyallerini vermiş.

8/10

İyi okumalar...
Displaying 1 - 30 of 121 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.