Klasikler, olumsuz olduklar? için de?il surekli okunduklar? için de de?erlidirler. Bizim klasiklerimiz ba?lang?çta baz? eksiklik ve acemilikler ta??salar bile bu onlar?n kurucu olma ozelliklerini de?i?tirmez. Dil kadar hayat da yeniden kurulur onlarda. Dunku nesiller taraf?ndan a??r aksak da olsa okunan, sevilen, hayat?m?z?n bir parças?na donu?en bu eserler bir kez daha ve gunun zevkleri ve tercihleri gozetilerek ç?k?yor gun yuzune. Okundukça sevilecek bu eserler dunu selamlad??? kadar gelece?i kurmaya da aday. A?k, dil, kurgu butun safl???yla goz k?rp?yor. Sayfalar?m aç?yor. Yeniden...?ntibahta, modern Turk edebiyat?n?n kurucular?ndan say?lan Nam?k Kemal, Ali Bey'in maceras? e?li?inde kad?n ve erke?e bamba?ka bir aç?dan yakla??yor. Madden ve manen e?it olmayan insanlar aras?ndaki ili?kileri kendi roman anlay??? çerçevesine oturtuyor ve 'insan do?as?n?n yonlendirmesi' meselesini i?liyor. Ali Bey ve Mehpeyker, bu roman?n kahramanlar? olman?n otesinde atomik ki?ilikler olarak sonsuza de?in parçalan?yorlar.Yine ?stanbul'da, ?stanbul içinde.
Türk milliyetçiliğinin öncülerinden, Genç Osmanlı hareketi mensubu, ünlü Türk yazar, gazeteci, devlet adamı, şairdir.
Yurtseverlik, hürriyet, millet kavramlarına bağlı bir Tanzimat Devri aydınıdır. Bu kavramları Türk fikir hayatına ve edebiyatına sokan kişi kabul edilir. Heyecanlı, kavgacı kişiliği, akıcı, parlak üslubu nedeniyle devrinin diğer yazarlarından daha fazla tanındı .“Vatan Şairi” ve “Hürriyet Şairi” olarak anılan Namık Kemal, şiirin yanı sıra tenkit, biyografi, tiyatro, roman, târih ve makale türlerinde eserler verdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü eserleri ve fikirleriyle etkiledi.
Hem kitabı hem de Osmanlı'daki ahlakı şöyle özetleyebiliriz:
Bir kadının fahişelik yapması ✖ Fahişelik yapan bir kadının aşık olması ✖ Fahişelik yapan bir kadına aşık olmak ✖ Fahişelik yapan kadını unutturması için oğluna "helal süt emmiş" bir cariye satın almak. ✓ Cariyenin efendisine -sahibine- tam bir bağlılık sergilemesi, ona kendini adaması ✓
Namık Kemal'e bu ahlaksal yapıyı uzun uzun romanlaştırıp gelecek nesillere aktardığı için teşekkür ederim.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Edebiyat öyle hızlı bir şekilde gelişiyor ve değişiyor ki başyapıt dediğimiz eserler gerek yazım teknikleri gerek konusu itibariyle çok ilerleyen zamanlarda okunduğunda çok sıradan gelebiliyor. Ama bu durum İntibah için geçerli değil. Muhteşem bir anlatım. Gördüğüm en sağlam Femme Fatale karakteri barındırıyor eser.
"Doğu'ya özgü hayallerle fazla haşır neşir olmaktan mıdır, nedir, ben gülden söz ettikçe bülbülü bir türlü unutamam. Gerçi güle âşık olmadığını bilirim. Fakat zavallı kuşun sevdalı hallerine bakılırsa o ufacık gönlünde ne büyük bir aşkın izi hissedilir.
O aşk da varsa kendi özgürlüğünedir, tutulup da kafese hapsedilince şakıması şöyle dursun, çoğu zaman yaşaması bile mümkün olamıyor."
Bu kitap, Türkiye Edebiyatı tarihi göz önünde bulundurulmadan, çağının koşulları dışında değerlendirilmemeli. Dolayısıyla "ilk roman" yok "ilk yerli roman", "ilk edebi roman" gibi yüzeysel sınıflandırmaların dışında; metnin kendi içinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunu da edebiyat uzmanlarına ve tarihçilerine bırakmak gerekir. Bu bakımdan Mahpeyker karakteri ve onun yazarı arasındaki "itiş kakış" kitabın en dikkat çekici bulduğum yönüydü. Zira, Mahpeyker; yazarına baş kaldıran bir karakterdir.
intibah, günümüz için oldukça basit ve tahmin edilebilir bir kurgu; yeşilçam filmi veya pembe dizi tadında. kurgusunun ve karakter tahlillerinin basitliğine rağmen olay örgüsü akıcı ve meraklandırıcıydı. her bölümün başındaki dizelerle, konuya kısa bir özet vermesi sanki namık kemal'in de romana karşı bazı kaygılarının olduğu ve türk edebiyatının yavaş yavaş geçiş aşamasında olduğu hissini veriyor.
Nabizade Nazım'ın Karabibik'i sonrasında beklentilerim çok yüksek değildi ilk edebi romanımız olarak kabul edilen İntibah'tan.
Şunu söylemeden geçemeyeceğim. İstersen ağdalı diyin, isterseniz anlaşılmaz, duygular eski Türkçeyle çok daha güzel ve anlaşılır bir şekilde aktarılıyor.
Mükemmel bir eğitimle yetiştirilmiş Ali Bey, talihin cilvesi babasını kaybettikten sonra hayatında boşluk yaşar, bu boşluğun neticesinde uğrar olduğu Firdevs cennetinin yeryüzündeki bir parçası Çamlıca'da hayatının kararacağını nereden bilebilirdi ki?
Masumiyet rengiyle süslenmiş bir güzellik olan Dilaşub bile, Ali Bey'in ar damarı çatlamış olan Mahpeyker'den kurtulmasını sağlayamaz ve yetmezmiş gibi o da bedbaht olur.
Kitabın özeti şu iki cümlede gizli:
"Dünyanın sonu dertle bitmeyen hiçbir zevk yoktur." "Son pişmanlık fayda etmez."
Kitap okumak dâhil hiçbir şey yapmak istemediğim bir dönemden hemen önce intibah’ı okumaya başlamıştım. Hal böyle olunca da yaklaşık iki haftalık bir süreçte ancak bitirebildim.
İntibah’ı “puanlamak” doğru mu, emin değilim. Edebiyatımızda “ilk”leri nasıl yorumlayabilirim, yorumlamak bana düşer mi ondan da emin değilim. Konusu bir “Yeşilçam filmi” tadında, dramı, tesadüfü, entrikası bol; ancak bir ilk olmasına rağmen bence çok ilginç bir şeye, bir karaktere sahip: Mahpeyker. Baktığınızda saf bir kötü; ama insan Namık Kemal başka bir dönemde başka bir anlayışla bu karakteri ele alabilseydi ne yaratırdı diye düşünmeden edemiyor insan. Okurken aklımın bir köşesinde hep Euripides’in “Medea”sı vardı -ki benim çook sevdiğim oyunlardandır-, hep onu anımsadım.
İntibah’ı farklı ve yepyeni bir düzenlemeyle ikinci kez okuma fırsatı buldum. Ve yine ilk okuduğumdaki gibi Mahpeyker ve onun gibi içi hasetle dolu karakterler beni fazlasıyla sinirlendirdi. Hazır dile getirmişken kapağın Mahpeyker ile bütünleştiğini söylemeden geçemeyeceğim. Bunun yanısıra kurgu dönemini tam yansıtan türden. Namık Kemal’i daha çok okumak dileğiyle.
Not: İş Bankası Kültür Yayınları’nın Türk Klasikleri dizisi kitapları Türk Klasikleri’ne tam anlamıyla giriş nezdinde. Özellikle günümüz Türkçesine uyarlanması okurlara kolaylık yaratıyor. Bu yüzden meraklılarına tavsiye edilir.
Hem konusu hem de anlatımı zayıf bir kitap. Okurken çok sıkıldım. Türk edebiyatındaki yerini ve önemini bildiğim için yarıda bırakmak istemedim ve tamamladım.
Namık Kemal'in İstanbul'u anlatan, dönemin sosyal hayatını yansıtan betimlemelerini ve döneme ışık tutan bilgiler içeren cümlelerini okumak bu kitapta beni en çok keyiflendiren şey oldu diyebilirim.
Zamanına göre çok iyi. Sürükleyici bir hikayesi var. Karakterler tek yönlü olsa da güçlü kalıyor. En azından mehpeyker öyle. Dilaşub fazla silik kalmış mesela.
Türk romanının tarihi gelişimini anlamak veya Namık Kemal hakkında bir çalışma yapmak için okunabilecek bir kitap. Bugün zaman geçirmek için okunacak nitelikte değil maalesef. Günümüzdeki ve hatta kendisini izleyen birkaç on yıldaki hikayelerle karşılaştırıldığında kötü bir tekniğe yapay karakterlere sahip olduğunu görmemek mümkün değil. Tragedya arabesk film karışımı siyah beyaz karakter ve olaylar içeriyor.
"Mahcubiyet korkusuyla ikiyüzlülüğe razı olmak insan için ne garip eksikliktir!" •
Türk klasikleri okurken beni en çok üzen şeylerden biri şu: Hani çoğu insanın bahsini ettiği bir eskiye özlem, eski zamanlarda yaşama hayali vardır ya? İşte o hayalin gerçekleşse aslında çok da aradığımız gibi olmayacağını görmek.
İntibah başlangıcıyla beni büyüleyen, gittikçe biraz modumu düşürse de severek okuduğum bir kitap oldu. İyi yetişmiş bir genç olan Ali Beyin, ilk aşkının etkisiyle yaşadığı değişimi okuyor, bir yandan da dönemin üzücü (bence) ve bizden pek de farklı olmayan hallerini görüyoruz.
Yazıldığı yılları düşünürsek kullanılan cesur ifadelere, değinilen hassas değerlere ve yapılan eleştirilere bir hayli hayran kaldığımı itiraf etmeliyim. Aynı zamanda sürekli ayılıp bayılmacalar, tekrarlar ve banal kötü karakterler olması da bu zamanda okurken biraz yormuş olabilir. Yeşilçam sever misiniz bilmiyorum ama ben kendimi bilmezden evvel bile ısınamıyordum kendisine. İntibah'ın sonlara doğru o meşhur filmleri anımsayıp göz devirdiğimi söylersem halimi anlayacağınızı umuyorum.
Toparlamam gerekirse İntibah'ı keyifle okudum ve elbette tavsiye ederim.
جميل ، كئيب، مأساوي ، درامي لم يكن مِنَ الكُتب ذا السرد المذهل لدرجة خيالية، لكن أحداثه المُحزنة و السيئة جعلتني لا اتركه. علي الذي مثل لنا مضطرب الشخصية ،المهووس بالشيء الذي يريده و قرارته الذي دمرت حياته حرفياً. بين قوسين ارى انه يستحق جداً. انه معتوه.
ماهبيكار العاهرة الذي عانت من ماضي مأساوي دفعها لأفعالها، لم يكن لديها احد يقودها للطريق الصحيح حتى ، من اقرب الناس اليها الذي هُم أهلها. و بسببهم لم تعش اقل حقوقها كطفلة حتى ، ألومهم هم بالمقام الاول. لكن علي الذي لم يمتلك ضبط للنفس حتى لا استطيع ان اقول انه افضل، لقد بدء بتغيير طباعه بشكل جذري من اجلها، كذبت عليه و قالت له إنني تركت مهنتي وهو لم يتأكد حتى، حدسياً كان يَشُك، لكن لان الجُملة خرجت مِن فم معشوقَتِه لم يُرد ضمان على صِحته حتى.
ديلاشوب الجارية الذي مثلت النُقي و العفة و الطهارة و البراءة، و الذي بقت تُحب علي لآخر لحظة لها و أنقذته من موته، وهو كان السبب في موتها، اعتبره ضعيف شخصية جداً وفاشل ،
انه غبي كفاية ليصدق افترائات لا يُعرف قائلها ولا كاتِبُها ليصُب جام غضبه على ديلاشوب الذي لم ينتظر حتى ان يسألها او ان تشرح له. انه فقط مُضطرب نفسي.
وبالمناسبه كان هذا الكاتب يكتب بنهج ستبقى فيه الشخصية الجيده جيدة للنهاية و السيئة سيئة للنهاية. لهذا لم تكن هناك فرصة ان تتوب ماهبيكار عن خطاياها او ان تكره ديلاشوب علي على الرغم انها الأحق بهذا من ماهبيكار !
İntibah okuduğum ilk Türk klasiğiydi. İyi ki de bu kitapla başlamışım, çok beğendim ve beni daha çok Türk klasiği okumaya teşvik etti. Onlar nasıl karakterler, nasıl bir olay örgüsü, o nasıl bir son! Bu kitabın hala dizisinin çekilmediğine inanmıyorum çünkü ikinci bir Aşk-ı Memnu vakası olurdu bu kitap. Saf, temiz bir delikanlı Ali Bey, kötü kadın rolünde Mehpeyker ve gözü aşktan kör olan cariye Dilaşub arasındaki aşk üçgenini okuyoruz. Kitap tam bir Türk filmi havasında ilerliyor, bir tık tahmin edilebiliyor olaylar ama o kadar hoştu ki hiç önemli değildi benim için. Kitabın başındaki Çamlıca betimlemesi ayrı bir güzeldi. Hiç Çamlıca'ya gitmemiştim, bu kitabı okuduktan sonra ilk defa gittim. Tabi aradan yüz yıldan fazla geçince, aradığımı bulamayıp hayal kırıklığına uğradım... Son olarak diyorum ki Namık Kemal sen nasıl bir kralsın, bu kitabı nasıl yazabildin o zamanlarda. Mutlaka ve mutlaka diğer eserlerini de okuyacağım.
Türk edebiyatının ilk romanı. İntibah. Ali Bey'in Macerası, insanı üzen, kıran, yıkan bir kitap. Söylenecek çok söz var ama ben fazla bir detaya girmeyeceğim.
Bu kitabın en büyük karakteri Dilaşub'dur. Kitabın beyaz tarafıdır. Zıddı Mahpeyker ise tam bir "femme fatale" olarak karşımıza çıkar. Ali Bey sen de ne bahtsızsın ki Mahpeyker gibi bir manipülatöre denk geldin.
Bu tarz kitaplar iz bıraktığı gibi okurken insan gerçekten kötü hissediyor. Dili ise çok hoşuma gitti. Bir ilk romana göre oldukça metodlu bir yazım usulü var. Namık Kemal dünya edebiyatını iyi incelemiş.
edebiyatımızdaki yeri sebebiyle mutlaka okunması gereken zaten başlanılsa 2-3 saat içerisinde bitirebilecek sürükleyiciliğe sahip fakat karakterlerin karikatürize edilmesi sebebiyle gerçekçiliğini tamamen yitirmiş bir roman intibah, mahpeykerlerin şerefine diyelim...
İntibah kelime anlamı ile uyanış demektir. Bence adıyla son derece uyumlu bir hikâye okuduk. Son ana kadar karakterin uyanmasını istiyoruz, bir şeyler yapmasını istiyorsunuz. Ben de öyle okudum çünkü kitapta ki çoğu karakter sinirimi bozdu. Hele başkarakter Ali Bey. Kendisi bir çok yabancı dil bilen, çok iyi eğitim almış Ali Bey’in ilk aşık oluşunu ve sonrasında hayatının ne denli değiştiğini okuyoruz. Ali Bey babasını kaybettikten sonra annesi ile yalnız kalır. Annesi oğlunu evlendirmek isteyen, oğluna cariye alan o dönemleri sadece yüzüne bakarak okuyabileceğimiz bir kadın bence. Oğluna bu kadar düşkün olup başka bir şey düşünmeyen anneler beni korkutuyor hep. Ali Bey Çamlıca da yaptığı gezi sıralarında bir kadına aşık olur. Adı Mehpeyker. Fakat Mehpeyker bir hayat kadınıdır. Ali Bey gerçekleri öğrenince tüm ilişkilerini kesmeye karar verir fakat bunu başaramaz. Şimdi ise inişli çıkışlı yollar başlar. Ali Bey aşırı saf ama bir o kadar vicdansız bir adam bence. Yeni gelen karakter Dilaşub ise Ali Bey için cennettir. Bir tarafta cehennem diğer tarafta cennet var. Konu artık bir yerden sonra bu iki kadının arasında gidip gelmeye başlıyor. Mehpeyker’in saçma sapan kıskançlıkları yüzünden başka bir kadının hayatının nasıl yok olduğunu okuyoruz. Ali Bey’in ise ne duyarsa hemen inanıp hesap sormaya başlaması beni çok yordu. Sonunda kitabın adını da alan o uyanış gerçekleştiğinde her şey için çok geçtir. Aslında bu günümüzde de çok yaşadığımız bir problem ama şimdi buna değinip uzun uzun konuşmayacağım. Genel olarak bu kitaba 3 vermemin sebebi beklentimin altında olması ve okurken sıkılmamdı. Çevirisi çok güzel, hemen okunuyor. Her bölüm başında yer alan küçük dizeler kitabı daha hoş yapmış ama dediğim gibi ben okurken sıkıldım. Hatta kitap biraz daha uzun olsaydı okumam çok uzun sürerdi bence. Yoksa bu denli kısa kitapları bir günde bitiriyorum ama bu kitapta öyle olması. Betimlemelere ve İstanbul’u anlatan her yere bayıldım. Edebiyatımız için önemli bir eser. Namık Kemal’in okuduğum ilk kitabı ve ilk edebi roman özelliğini taşıyor. Lisede bunları ezberledik o zaman hep okumak istemiştim ama iyi ki o zaman okumamışım yoksa bir şey anlamazdım. Kısacası diğer kitaplarını da okumak isterim çünkü sadece bununla sınırlı kalıp bir kalıba sokmayacağım. Diğer kitaplarını da okuyunca hakkında uzun uzun yazabilirim.
"Taşınma esnasında kitaplığı yerleştirirken şu cümleyi okuduğumdan beridir kendime geldim ama kendimde değilim. Hüznümü ve acımı hep hatırlardım ben, hatırlatırdım kendime. Gaflete düşüp unutmak ne kötücül. Bir şey gerek ama ne, diye kıvranırken, araman değil hatırlaman gerektiğini fark edememek ne kötücül.
Her seferinde acısının ve hüznünün daha kuvvetlisini hissettirmeli insan kendine. Yabana atmak yerine evlat edinmeli. Yapmalı ki zerre kadar acıtamasınlar ve üzemesinler. Çünkü acıya sahip olmakla canının acıması ayrı şeyler, çünkü hüzün ile üzüntü bambaşka şeyler.
İyi perşembeler, tabii öyle bir şey mümkünse.
Ayrıca İntibah'ı ortaokulda okumuştum. Annem kırtasiyeden almıştı, o zamanlar öyleydi, aş gibi, önüme konan neyse oydu. Edebiyat alanındaki yeri bi yana, ki umrumda değil, en sevdiğim romanlardandır. Ali Bey ise -basiretsiz ama- ilk bookboyfriend'lerimden :))). Ne?"
Türk edebiyatının ilk romanlarından bir tanesi olan eser maalesef beklenenleri vermekten uzaktır. Karakterler gerçekçi olmaktan uzak, tasvirlerin zayıf ve hikayenin zayıf olduğunda sanırım herkes hemfikir olacaktır. Lakin, yine de Türk edebiyatı için bir mihenk taşı olan eserin 1-2 gün eforla okunması gerektiğini düşünüyorum.
Duygu tasvirlerini son derece güzel yapmasının yanı sıra bölümün başına koyduğu dizelerle bize durumu daha iyi anlatmıştır.İlk edebi roman olması sebebiyle sanki düz yazıya karşı bir güvensizlik var bu sebepten de koymuş olabilir dizeleri.Onun dışında konu bakımından son derece içi dolu bir konu.Ve romantizmin etkilerini yeteri derecede hissediyoruz
Betimlemeler yer yer hikayeden kopmama sebep olsada çok güzel bir kitaptı.Tanzimat döneminden okuduğum en güzel kitaplardan biriydi.Merak uyandıran bir aşk öyküsü.Akıcı gitti asla sıkmadı.Ali Bey karakterine söylene söylene okudum kitabı sürekli.