Sıcak Kafa

by Afşin Kum

Dünyayı pençesine almış bir delilik salgını...
Konuşma yoluyla, zihinden zihne bulaşarak yayılan bir hastalık...
Yıkılmanın eşiğine gelmiş uygarlık...

Vaktiyle bu amansız hastalık üzerine çalışmış eski dilbilimci Murat Siyavuş, umutsuzluk içinde annesinin evine sığınmıştır. Acımasız bir devlet kurumunun peşine düştüğünü öğrenince, evden çıkıp hayata karışmak ve salgının dönüştürdüğü dünyayla yüzleşmek zorunda kalır.

Afşin Kum'un ilk romanı; akıl, dil, uygarlık, hayatın doğası ve boşlukta anlam arayışımız üzerine çarpıcı bir düşünce deneyi.

"Meraklandıran, sürükleyen, çokça güldüren ve nihayet elinizden tutup uçuran bir hikâye.
Türkiye'nin dünya bilimkurgu literatürüne armağanı."
-Alper Canıgüz-

Genres: Audiobook, Turkish Literature, Fiction, Turkish, Science Fiction, Dystopia, Roman

188 pages, Paperback

First published November 1, 2016

About the author

1972 İzmir doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi'nde bilgisayar mühendisliği, Bilgi Üniversitesi'nde sinema-televizyon öğrenimi gördü. Çeşitli kurumlarda yazılımcı ve yönetici olarak çalıştı. Doksanlı yıllardan itibaren müzik ve senaryo çalışmalarında bulundu. Afili Filintalar sitesinde ve Ot dergisinde deneme ve öyküleri yayınlandı. 2016 yılı Kasım ayında ilk romanı Sıcak Kafa, 2020 Şubat ayında da ikinci romanı Kübra okurla buluştu.

Reviews

[Hazal Çamur]

Kitap harika başlıyor. Hiç otobüs geçmeyecek bir durakta oturup kitap okumanın anlatımı ve geçen diyaloglar gerçekten çok güzeldi. Ancak sonrasında o mest eden giriş yerini daha durgun cümlelere bırakıyor.
Afşin Kum tam bir Afili Filinta. Zaten bir üyesi olmasının yanı sıra, dili ve başkarakterin hayatına giren kadının gelişi/giriş şekli de tamamıyla onları andırıyor. Başkarakterin hayatına giren kadın unsuru nedense Afili Filintalar'da büyük oranda benzer şekillerde oluyor.

Bu kitap bir kıyamet kurgusu. Sözel virüs unsuru beni heyecanlandıran bir kurgu ögesiydi. Güzel de işlenmişti. Dil, beklediğim gibi gayet güzeldi. Zaman zaman karşıma çıkan tespitler ve kitaba adını veren Sıcak Kafa'nın açıklanması hep tatmin ediciydi. Yer yer bilimkurguya da kayıyordu kurgu ve yazar bunun altından güzelce kalkıyordu.

Peki bu kitaba neden yıldız vermedim? Çünkü başlangıcındaki o etkileyici giriş aynı şekilde devam etmedi. Ben işim yüzünden yavaş okusam da 1 günde okunabilecek bir akıcılığa sahipti. Fakat kitapta bir şeyler eksikti. Adını koyamıyorum ama şöyle anlatayım: Kitap akıcı, kurgu güzel, dil gayet hoş fakat dokuda bir boşluk var. O boşluğu kitsp boyunca hissettim. Acaba karakterlerle duygusal bağ kuramamak mıydı bu? Kurgusal bir eksik miydi? Hızlı mı geçiliyordu olaylar? Duygusal bağ kuramamak var. Hızlı da geçiliyor bazı şeyler. Mekandan mekana çok hızlı hareket ediyoruz. Ama kurgusal bir eksik görmedim. Neyse, kitabın dokusunda bir eksik var ve okurken sürekli onu hissettim.

Güzel bir okuma seyriydi. Yazarın ilk romanı olduğunu düşünürsek ilerledikçe bize nasıl kurgular sunacak, merak ediyorum.

[Murat Dural · Rating 4 out of 5]

Çok beğendim. Kurgusunun basit, yalın ama güçlü örgüsü, akıcı, sürükleyici dili, bir taraftan meraka, korkuya sürüklerken diğer taraftan dalgacı diyebileceğimiz sesi gerçekten iyi. Afşin Kum beni şaşırtan, diğer eserlerini de merak etmemi sağlayan bir yazar oldu. Apokalips, kıyamet senaryosunda bilimkurgu tadı var. Bu arada ciddi anlamda düşündüren, kafayı açan bir tarzı olduğunu da belirtmeliyim.

[huzeyfe · Rating 4 out of 5]

Afşin Kum, Afilli Filintalar'da zaman zaman okuduğum ve kitabını sabırsızlıkla beklediğim bir yazardı ve kısmet bugüne denkmış. Bir bilemediniz iki oturusta rahatlıkla bitirebileceğiniz akıcı bir yerli bilim kurgu kitabı.

Kitap gerçekten çok iyi başlıyor ve temposunu hiç yitirmeden devam ediyor. Bazı yerlede sesli güldüğüm oldu. Arada çok güzel aforizmalar özenle yerleşitirilmiş kitaba ancak böyle edebi olarak daha lezzetli olması için bir tık daha lazım geldi sanki. Ama ilk kitap için bence enfes bir başlangıç. Diğer kitapları sabırsızlıkla bekliyorum.

[Seher Andaç · Rating 4 out of 5]

“Önümde, yolu tamamen kapatacak şekilde yan yatmış bir gemi duruyordu.”
Benim için kitap bu cümleyle bile bitebilirdi. Gündemden kopuk olunca arkadaş tavsiyesi ile diziyi izledim. Görüntü, hikayenin akışı ve müzikler beni ekrana bağladı. Hoşuma gitti. Seriyi başlayıp bitirenlerden değilim, fasılalı günlerle izledim. Baktım uyarlandığı kitap belediyenin kütüphanesinde okunmak için beni bekliyor. Aldım okudum. Ayrıca bir yazarın başına gelebilecek en güzel şeyin de, kitabının kütüphanede raflarında yer almasıdır diye düşünüyorum.
Dizinin etkisi üzerimden kalkınca, kitabı tekrar okudum. Kesinlikle çok keyifli bir ikinci okuma oldu.
Derli toplu bir kurgu ki çok önemli. Okur ve izleyici yani bunların tüketicisi olunca ben de artık zamanımı harcarken, saygıyı hissetmek istiyorum. Bu kitapta hissettim. Kumral kalorifer böceği Murat Siyavuş’u sevdim.
Abuklayanların hayatı, yaşadıkları da anlatılsaydı beş yıldızdı.

[Sahra · Rating 4 out of 5]

dizisinden sonra kitabı okumak istedim, storytel’de bulunca hemen başladım. betimlemeleri oldukça güzeldi, kurgu çok iyiydi. sonu beklediğimden oldukça farklı bitti, biraz da sonuçsuz kaldığını düşünüyorum. farklı bitmesi sorun değil de bir yere ulaşmamış olması puan kırdırdı bana. belki de beklentimin dışında kalmış olması da etkilidir dürüst olmak gerekirse. çünkü sonunu da oldukça beğendim. yazarın diline diyecek bir şeyim yok. chef’s kiss 🤌🏼 ama bu yorumu yazarken fark ettim ki aksiyon eksiği vardı kitapta, fantastik bir kitaptan beklenilenin aksine. bütün bunlara rağmen türkiye’de fantastik kitapların gelişimine katkısı olacağını düşünüyorum. çoluk çocuğun yazdığı kitapların aksine gerçekten düzgün bir fantastik romandı. umarım yazarın başka kitapları da gelir. bu güzel anlatımı, farklı kurgularda okumayı çok isterim.

[İlhanCa · Rating 4 out of 5]

Distopya sever ve dizisini de izlemiş biri olarak kitabı da okuyayım dedim..pek sarmasa da bitirdim sonuç olarak..
Salgının konu olarak işlendiği kitabın sanki dizisini daha çok sevdim. Normalde film mi kitap mı diye sorduklarında genelde elbette ki kitap diyorum..ama bu kitap istisna oldu sanırım..
Salgının bahanesiyle insanların özgürlüklerinin, hayat şartlarının, yaşama haklarının daha doğrusu insanların tüm haklarının kısıtlandığı bir ülke imajı çizilmiş..sanki günümüz Türkiyesini aktarmış bize..keyfi tutuklamalar, gözaltılar vs vs..

[Quike · Rating 5 out of 5]

'' Hayatta atacağımız bir sonraki adıma karar verirken, öncelikle hafızamızda kalan tecrübelerden yola çıkıyorsak ; en çok yaşadığımız travmalara, yediğimiz darbelere göre karar veriyoruz demektir. Bu kadar korkak olmamızın nedeni bu olmalı.''
s: 179

[Paprika · Rating 4 out of 5]

'Acquired Reasoning Deficiency Syndrome' yani abuklama pandemisini anlatıyor. Konu çok ilginç ve güzel kurgulanmış; bitirmeden bırakamadığın kitaplardan. Yer yer sesli güldürdüğü de oldu.
Sonunun buraya bağlanması hiç beklemiyordum ne yalan söyleyeyim.
Diğer abuklardan farklı olduğuna işaret edilen Haluk hocanın kullandığı 'armut' kelimesinin 'Murat'ın anagramı olması ana karakter Murat'ın dikkatini çekiyor ve Haluk'un bütün abuklamalarının ardında gerçekten bir mana olabileceğine inanıyor bir an için. İşte hastalık Murat'ta bu şekilde tekrar nüksediyor.
Keşke daha uzun olsaydı ve daha ayrıntılı işlenseydi. Özgür karakterinin hikayeye tekrar katılmasını isterdim.

Ha bir de salgın ilk ortaya çıktığında Kuzey Kore yetkilileri halka hiçbir açıklama yapmayıp günlerce televizyonda doğa görüntüleri ve müzik paylaşmışlar sadece. Akıllara penguenleri getiriyor:))

"Oysa herkes biliyor ki bu hastalık hakkında salgın ilk ortaya çıktığındaki bilgimiz neyse şimdi de o.
Ama söylenen yalana inanmak vicdanlara daha kolay geliyor. Birilerinin konuya hakim ve olayla ilgileniyor olduğuna inanmak istiyoruz çünkü bizim kendimizden başka bir şeyle ilgilenmeye mecalimiz yok."

"Ortada daha basit bir açıklama olduğu sürede komplo teorilerine itibar etmem ama burada sanki açıklanmaya ihtiyaç duran bir durum var.
Düşünürseniz bir büyük tehlikeye karşı güvenliği birinci öncelik haline getirmiş bir devlet, güvenliği sağlamak için elinin altında bulunan araçları iktidarın konumunun sorgulanması engellemek için kullanmaya, dolayısıyla en genel anlamıyla yolsuzluğa son derede açıktır. Güvenlik konusunda elde ettikleri sorgulanamazlık konumunu başka alanlara da kolaylıkla yararlar çünkü güvenlik öncelikli olduğunda her şey güvenlikle ilgilidir. Bu noktadan itibaren bir yolsuzluk düzeninin kurulmasının önünde kalan tek engel yöneticilerin kişisel ahlaklarıdır. Bu da sömürülecek kaynağın büyüklüğüyle karşılaştırıldığında çok zayıf kalır."

"Bir yerde, çok az risk ve çabayla, rekabetle karşılaşmadan elde edilebilecek bir besin varsa, ondan beslenecek bir hayvan türü eninde sonunda ortaya çıkacaktır."

[Melda]

Twitter’da flood okuyormuşum gibi bi his vermeseydi düşük bi ihtimalle de olsa iyi olduğunu düşünebilirdim. Fikir çok iyi de… bu cümle nasıl tamamlanır biliyorsunuz

[Zeynep · Rating 2 out of 5]

Kısa bir değerlendirme yapayım ki yıllar sonra aklımda neden 2 yıldız verdiğim hakkında soru işaretleri kalmasın. Sıcak Kafa, Afili Filintalar'dan takip ettiğimiz Afşin Kum'un ilk kitabı. Konu seçimi gerçekten çok başarılı, sonuçta dünyada böyle bir akım var, önemli olan bu akımı kendi üslubun ile anlatabilmek, üslubunu okuyucuya sevdirebilmek.. Bende sanırım burası biraz eksik kaldı.. Kitap ana karakterin ağzından mı yoksa yazarın ağzından mı yazılıyor bence önce buna karar verilmeli ki kitap kendine daha çok bağlasın. Yazara nacizane tavsiyemdir :)

[Hande Kılıçoğlu · Rating 5 out of 5]

Eğlenceli bir kitap, düşündürücü de, abuklama kısımları komik geldi, hastalığın çıkış sebebinin dönüşümsellenmesi ise oldukça iştah açıcıydı.

[Emek Akman · Rating 2 out of 5]

"Kitap nasıl değerlendirilir" diye şahsıma sorduğumda konu, anlatı, karakterler ve final başlıklarını dikkate aldığımı görüyorum. Bu eserde konu çok güzel, karantina günlerinde karşıma çıkması da ne hoş bir tesadüf oldu. Bir dilbilimcinin başrolde olması ayrıca heyecan vericiydi. Öyküde anlamadığım zıplamalar vardı ve konunun açılmasına neden olan ve ilerlediğini bize gösteren bir "örgü" ben bulamadım. Her yeni adımda "e madem böyle olacaktı bundan önceki şu şu bu adımlara ne gerek vardı" dedirtti. Kişiler, karakterden ziyade var olan insanlar. Tabii herkesle ilgili her şeyi bilmemize gerek yok, bize anlatılmadan kurulmuş bir sahneye yalnızca o an için dahil olabiliriz ancak öyküden çıkardığınızda eksiklik hissettirmeyecek kadar "anlık" olmaları da esere bağlanmamı engelledi. Final deseniz yok gibi bir şey ya da benim süper anlamadığım acayip bir şey, bilmiyorum.

Bunların dışında Gökçe karakterine ilişkin yorumlara ayrıca takıldım. Olaylarla hiçbir ilgisi olmayan, neden defalarca vurgulandığını anlamadığım bu "bilgi" yazarın, genellemekte sakınca görmediği şu görüşüne ulaştırıyor:

"cinsiyet meselelerinde ne kadar açık görüşlü olsanız da birini bildik genetik kategorilerden birine yerleştiremediğinizde rahat edemiyorsunuz, içinize dert oluyor."

yayına hazırlıkta "kendinizi ne kadar açık görüşlü zannetseniz de" kısmı yanlışlıkla "açık görüşlü olsanız da" diye yazılmadıysa eğer, kendimce yazarın derdine derman önermek isterim:

cinsiyet konusunu "mesele" saymayı bıraktığınız zaman kişinin hangi organ kümesiyle doğduğunu ya da "taşak-al yanak" kombinini dert etmekle de vakit kaybetmiyorsunuz.

[Aslıhan Çelik Tufan · Rating 3 out of 5]

Kübra kitabını almak için kitapçıya gittiğimde, ilk kitabının Sıcak Kafa olduğunu gördüm baya kendimden utandım çünkü Afili Filintalar döneminden tanıdığım yazarın ilk eserinden bi haberdim!
Geç olsun güç olmasın ilk kitabı okudum!
İlk eser olmasının günahını okurken hissediyorsunuz.
Özellikle içinde bulunduğumuz pandemi dönemiyle empati kurabileceğiniz karakterleri çok net anlayıp hissedebileceğiniz şahane bi distopya!
Kitabın ilerleyişi, öykünün bağlanışı, diyalogların ilişkisi bi nebze tempodan kopuk.
Yine de okutuyor kendini, özellikle yakında Netflix te bir diziye dönüşecek olması daha da merak uyandıracaktır.
Distopya sevenlere, yerli bir okuma için tavsiye ediyorum.
Keyifli okumalar!

[Bulent Erdemir · Rating 4 out of 5]

**spoiler içerir** Çok beğendim. Hikayesi sürükleyici, dili güzel. Bırakmak istemiyorsunuz. Yerli bilim kurgu pek fazla bulunmuyor. Yabancı bilim kurgu kitapları da ayrı kültürlere ait olduğu için çoğunlukla hikayeyi uzaktan izliyorsunuz. Kendi ülkemde, kendi ortamımda geçen üstelik sürükleyici bir hikaye kurgulamak epey zor olmalı. Yazarın ilk kitabı. Çok iyi bir iş başarmış. Keyifle okudum. Sonu mutlu bitseydi beş yıldız verirdim. :)

[Avşar · Rating 2 out of 5]

Güzel bir fikir, yeterince olgunlaştırılmadan kitaplaştırılınca ortaya aslında okunmak ve devam edilmek istenen ancak her acemice ifadede, her karakter falsosunda bırakılmak istenen ve sonuna gelmeden bırakılan bir eser çıkmış. Yine de ilk romanlığına veriyorum.

[Deniz]

Sanırım Türkiye twitterına alışık olduğumdan abuklar çok da abuk gelmedi

[Selin Saracoglu Bayraklı]

Aslında fikri çok sevmiştim ama kitabı sevemedim.

[Muhsin Dogan · Rating 4 out of 5]

Türkçe yazılmış en iyi bilim kurgu metinlerinden. Edebiyat açısından umut veren bir gelişme. Gerçekten muazzamdı👌🏻

[Can Küçükyılmaz · Rating 5 out of 5]

Distopik tarzda Türk bir yazar tarafından yazılan roman olur da, okunmaz mı? Dizi ile birebir örtüşmüyor, zaten dizi de yarım kalmıştı belki finali benzerdi bilinmez. Dediğim gibi türün Türk Edebiyatı'ndaki nadir örneklerinden olduğu için 5 yıldız veriyorum, hep destek, tam destek :)

[Ebru · Rating 5 out of 5]

Kitap, yerli edebiyatta pek rastlamadığımız bilim kurgu türünden. Dili çok becerikli ve akıcı. Bulaşıcı bir zihin hastalığıyla ikiye bölünen toplum üzerinden düzen üzerine bir tartışma. Toplum düzenine dair daha fazla soru sorduran ya da belli bir tip düzene dair iddiası olan bir kitap olasıymış.

Afşin Kum teknik konulardan (tıp, bilgisayar, linguistik) ve onun sosyal düzen / felsefe ile ilişkisinden anlayıp edebiyata sokan az sayıda yazardan. Hatta başka örneğini bilmiyorum. Okunası

[Nihan Küçükural · Rating 4 out of 5]

Çok sevdim bu kitabı, bitince niye daha yavaş okumadım diye üzüldüm. Konusu, öyküsü çok zevkli. Kadın karaktere pek ısınamadım ama çok da dert etmedim doğrusu. Bunun aynısından bir tane daha yok mu, mümkünse yine İstanbul'da geçen?

[Neli Krasimirova]

Dağınık ama kendi dizisiyle karşılaştırdığımda diziden daha başarılı.
Burada doğaüstü bir kahraman değil Sıcak Kafa.

[beril♡༄ · Rating 4 out of 5]

ilk ciktigi donemde dizisini izleyip begendigim icin kitabini almistim ancak elim hic bu kitaba gitmediginden oturu okumamistim. keske daha onceden okusaydim cunku oldukca keyifli bir okumaydi. kitabin dili cok akici tek oturusta bitirilebilecek bir kitap. 1 yildiz kirdim cunku eglenceli ve zaman oldurmelik bir kitap ama boyle hayat degistiren herkesin kesinlikle okumasi gereken bir kitap degil ayrica anlatim kurgu goz onunde bulunduruldugunda biraz fazla sade ve basit kalmis.

[Ege Eren · Rating 1 out of 5]

allah göstermesin

[Ilham Akbarli · Rating 3 out of 5]

Bu yaxınlarda Netflix-in bu kitabın hüquqlarını aldığını gördüm və maraqlı gəldi. Üstəlik “April” nəşriyyatından çıxan bir neçə maraqlı kitab oxumuşdum. Kitabın mövzusu da bu günlərə çox uyğun düşdü. Hekayəyə görə dünyaya virus yayılıb və İstanbul da karantin rejimindədir. Virus isə söznən yayılır, insanlar sayıqlamağa başlayır və bunu eşidənlərə də virus keçir və s. Məncə müəllif çox maraqlı mövzunu yaxşı başlayıb daha sonrakı mərhələlərə keçirə bilməyib. Əla yox, yaxşı idi.

[Lütfi Öner · Rating 3 out of 5]

Cok guclu bir konu, cok guclu bir yazar ama hikayenin devamliligi ve detaylarini istedigim gibi alamadim.
Pandemi oncesi okusaydim guzelliginden aklimi kaybedecegim bir metin olurdu muhtemelen. Ama yasadigimiz pandemiden ve Saramago'nun Korluk saheserinden sonra kitaba objektif yaklasmak cok zor oldu.

[T. · Rating 2 out of 5]

Özetle konuşarak insandan insana bulaşan ve kişinin saçmalaması sağlayan bir hastalığın hüküm sürdüğü bir gelecek zamanda geçen bu kitabın konusunu çok beğendim. Ama.. Bir ama var ne yazık ki.
.
Hikaye akışı için gerekli tüm detayları ve diyalogları baştan savma ve atlanarak yazılmış. Geri plan ve kurgu boşkuklarla dolu ve bu boşluklar göze batıyor. Anlatım da doğal olarak eksik ve çok hatalı olmuş. Zaten kullanılan Türkçe de iyi değil bana kalırsa. Edebi bir kaygı ya da ufak da olsa bir çaba görmedim. 😬 Bazen kimin konuştuğu veya bir eylemi yaptığı bile anlaşılmıyordu.
.
Karakterlerin konuşmalarını esas karakterimizin dilinden rivayeten - miş/-muş şeklinde okumamız bana göre büyük bir hataydı. Aynı zamanda tüm hisler de kelimelerden ibaretti ve bana geçmedi.
.
Olayları kesip sayfalarca açıklama yapması ve iç konuşmaları uzun uzadıya yazması da bir problemdi bence. Ayrıca uzun ve yersiz felsefe yapması da gereksizce ama bolca aralara serpiştirilmişti. Yazarın okuyucuya bir şeyler empoze etme çabası mı bilinmez ama bu çok rahatsız ediciydi.
.
Özetle bu kitap ancak çok daha uzun bir romanın taslağı olabilirdi bana göre. Bizse sanki kaza eseri baskıya gönderilmiş halini okuduk. Ya da asıl kitabı okuyan birinin yaptığı fazla uzun bir özeti dinledik.
.
Muhtemelen dizisi bu eksik ve hataları içermeyecektir. Ama gerek ve alakası yokken bile cinsellik içeren sahne yazan yazarın hikayesini Netflix'e satması beni şaşırtmadı. Netflix sever böyle şeyleri. Ben tavsiye etmiyorum.

[Anılbey · Rating 5 out of 5]

Gayet güzeldi. Yazarın bilgisayar mühendisi olduğu çok net anlaşılıyor.

Herşeyden önce yazılımcılık özünde insanın düşüncelerini düzenleyebilme disiplinidir. Bunun illa bir bilgisayar programı şeklinde icra edilmesi gerekmez. Sözlü veya yazılı metinler halinde de bu disiplin uygulanabilir. Bir yazılımcının yazdığı kitap da işte böyle kendini belli eder.

Çok iyi düşünülmüş tanımlamaları var. Mantığı tertemiz. Özellikle bazı yerlerde olası her durum düşünülmüş. Test driven development yapılmış. Unit testler yazılmış.

Bu kitaptaki bazı tanımlamaları simülasyon veya oyun olarak kodlamak kolay olur. En azından koşullu ifadeleri düşünmeniz gerekmez. Yazar bunları sizin için zaten düşünmüş. If belli else belli else if belli.

Mesela kitapta tanımlanan "güvenlik - güvenilirlik" metriklerinin birbiriyle çelişkisi direk bir bilgisayar oyunu veya simülasyon haline getirilebilir.

Derleyiciye verseniz derleyici bu kitabı derler. ;)

Bu kitap dilimiz için büyük bir kazanımdır. Umarım böyle kitaplar yazılmaya devam eder.

[Elif Can · Rating 3 out of 5]

Harika seçilmiş bir konuyu, Haziran 2020 pandemi günlerinde, çok doğru bir zamanda okuduğumu düşünmüştüm. Gelin görün ki bu durum bile kitabın içine girmeme yetmedi. Karakterler arası diyaloglar önceden kenara kitabın bir yerinde kullanmak üzere not edilmiş, hızlı baktığınızda derinlikli görülen ama üzerine biraz düşündüğünüzde o iki kişi konuşurken rastgele orada kullanılmış, ne hikayeye ne karakterin içine girmeye en ufak faydası olmayan serpiştirmelere benziyor.
Kendime “bugün tüm dünyada zaten bilimkurgunun âlâsını yaşıyoruz diye mi bu kitap senin üzerinde yemek üstüne alınan hafif bir tatlı etkisi yarattı?” diye sordum. Hayır ama öyle değil. Çok zekice bulunmuş bir konu, eksik bir kurguyla sınanmış.

[Selen · Rating 2 out of 5]

diziyi izledikten sonra ikinci sezonu beklemeye tahammülüm olmadığı için okudum. öncelikle siz de benim gibi diziden gelenlerdenseniz başta belirtmekte fayda var, dizinin kitapla pek bir alakası yok. yani dizideki karakterlerin çoğu elbette var ama dizideki hikayede kapladıkları yer ile kitaptaki birbirine denk değil. romanla ilgili fazla bir yorumum yok. hızlı okunuyor ama temposu düşük. bazı yerlerde hızlansa da sonrasında yine düşüyor. karakter derinliği pek yok. gerçi derinlik kazanacak süreklilikte karşınıza çıkan karakter de yok. dizinin temposuna ve kurduğu dünyaya alışan okurların sevmesi zor olabilir.