Jump to ratings and reviews
Rate this book

Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar #4

Devlet-i Aliyye - Ayanlar, Tanzimat, Meşrutiyet

Rate this book
Devlet-i 'Aliyye'nin birinci cildi Osmanlı Devleti'nin bir beylikten Balkanlar ve Ortadoğu'ya hükmeden güçlü bir imparatorluğu dönüşümünü konu alır. İkinci cilt padişah otoritesinin zayıfladığı ve yok olduğu 17. yüzyılın ilk yarısındaki iktidar mücadelesini inceler. Üçüncü cilt ise merkezi devlet otoritesinin yeniden kurulduğu Köprülüler dönemini, Orta- Avrupa'da Habsburglarla süren uzun iktidar mücadelesini, mali ve siyasi bunalıma karşı çözüm arayışlarını ayrıntılarıyla ele alır.

Devlet-i 'Aliyye'nin dördüncü cildi, Osmanlı Devleti'nin geçirdiği askeri ve mali dönüşümü mercek altına alarak başlıyor. 18. yüzyılda güç kazanan âyânların kurduğu düzene karşı merkezi otoritenin yeni yöntem arayışlarıyla devam ediyor.

584 pages, Paperback

First published August 1, 2019

18 people are currently reading
438 people want to read

About the author

Halil İnalcık

98 books319 followers
He was born in Istanbul to a Crimean Tatar family, which left Crimea for Constantinople in 1905. His birthday is unknown but İnalcık chose 26 May 1916 for his birthday. He attended Balıkesir Teacher Training School, and then Ankara University, Faculty of Language, History and Geography, Department of History where he graduated from in 1940. He completed his PhD in 1943 in the same department. His PhD thesis was on the Bulgarian question in the late Ottoman Empire.

He entered the same school as an assistant, then he became assistant professor in 1946 and after his return from lecturing in the University of London for a while, he became a professor in the same department in 1952. He lectured in various universities in the United States as a guest professor. In 1972, he was invited by the University of Chicago. Between 1972 and 1993 he taught Ottoman history at the University of Chicago. In 1994, he returned to Turkey and founded history department at Bilkent University where he is still teaching.

In 1993, he donated his valuable collection of books, journals and off-prints on the history of Ottoman Empire to the library of Bilkent University.

He has been member president of many international foundations. He is a member of the Serbian Academy of Sciences and Arts in Department of Historical Sciences. He is also a member of the Institute of Turkish Studies.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
76 (62%)
4 stars
37 (30%)
3 stars
7 (5%)
2 stars
0 (0%)
1 star
1 (<1%)
Displaying 1 - 12 of 12 reviews
Profile Image for Fatih.
618 reviews36 followers
March 17, 2017
2 aylık uzun bir maraton kolay olmadı tabii, zira oturup sakince sindirerek okumak gerekiyor. Velakin ayanlar ve toprak reformu ile ilgili bilgimi biraz geliştirmek dışında çok da bir şey kattı diyemeyeceğim ne yazık ki, kavramsal kurgu oturmamış, sürekli bir oradan bir buradan çorbaya dönüyor bir süre sonra, bu kadar çalışmayı bir arada toplamak yerine bir dönem ya da hususi bir konuya eğilinseydi daha faydalı olurdu kanaatindeyim.

Son bölümde objektif tarih ansızın subjektife dönüşüyor ve ithamlar, iddia ve varsayımlar gırla gidiyor.
"Tazminat zamanla taassubu yumuşatmıştır." sözünü kalkıp Cyrus Hamlin'in (Robert Kolej'in Kurucusu) "Moslems treat Chrstians with a respect he never did before." sözüyle desteklemeye çalışması gülünç.
Profile Image for Caterina.
1,197 reviews61 followers
April 25, 2017
Devlet-i Aliyye serisinin okumaktan en keyif aldığım kitabı buydu sanırım. Şöyle ki bizlere tarih kitabı diye verilenlerde bahsedilmemiş, bahsedilse bile üstün körü değinilip detayına inilmemiş pek çok konusuna açıklık getirilmiş. Lale Devri ve Patrona Halil isyanını örnek verebilirim...

Bu inceleme kendi bireysel görüşlerimi de içereceğinden altına gelip fikirlerini saygı dışı şekilde belirtmeye kalkacak olanlara karşı kibar olmayacağımı belirtip notlarımı derlemeye geçeyim.

Bu 4 ciltlik seri İnalcık Hoca'nın 1950 yılından beri yaptığı araştırmaların sonucu, bir kitabı okumaya başlamadan önce GR'da benden önce okumuş olanların incelemelerine bakmak gibi bir huyum var. Bir kullanıcının yazdığı ergence yoruma "tebessüm etme" sebebim de bu. Yaşı kitabın araştırma süresi kadar bile olmayan insanların acımasız eleştirilerine tahammül edemiyorum. Oysa saygıyla paylaşılan fikirler üzerinde düşünmeyi ne çok severdi rahmetli hocamız. Konuya dönelim. Eserin kaleme alınması 10 yıl sürmüş. 1699 Karlofça Antlaşması sonrası süreci çeşitli boyutlardan anlatmış. Bu antlaşmanın önemi, Osmanlı'nın batıyı küçümsemeyi bırakıp üstünlüğünü kabul etmesi. Bu da Islahatların başlaması anlamına geliyor. Bu döneme dair aldığım notlar arasında daha önce askeri kumandanlar arasından seçilen vezirlerin artık reisülküttablardan yani diplomatik tecrübesi olanlar içinden seçilmesi.

Osmanlı'nın gerilemesine dair ilk tespiti Katip Çlebi yapmış. Eserinde Osmanlı'nın ihtiyarladığını, artık savaşmayıp dikkatli olması gerektiğini söylemiş.

Karlofça Müzakerelerini yürüten Rami Mehmet Paşa ( Reisülküttab ve sonrasında sadrazam) ilk batıcı idarecidir. Batılılaşma fikrini yakın arkadaşı Dimitri Kantemir'den almıştır.

Kendime Not: Dimitri Kantemir'i araştır.

Rami Mehmet Paşa'nın batılılaşma yolunda attığı adımlara Şeyhülislam Feyzullah Efendi'nin müdahalesi gecikmemiş ve rüşvetçilelerin yüzünden fazlaca dayanamamış. Bundan sonra gelişen olaylarda da hep dini bağlamda yeniliği kabul etmyenlerle, değişmeleri yüzünden çıkarları tehlikeye girenlerin karşı durmaları var... Okurken epey sövdüğümü itiraf derim. Pasarofça'dan sonra gerilik iyice ortaya çıkınca Damat İbrahim Paşa, Yirmisekiz Mehmet Çelebi'ye "Avrupadaki keşifleri öğren ve onları bize bildir" diyerek yeniliklre yeniden kapı açmış. Sonrası Lale Devri ve Patrona...

Lale devri deyince akla 3 isim geliyor. 3. Ahmet, Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa ve Nedim...

Kendime Not: Araştır, Jean Babtiste Van Mour

Lale Devri'nde batıya gönderilen elçiler giyim ve yaşam tarzları ile batıda bir Türk modası (Turquerie) başlatmışlar. :)

Patrona Halil ile ilgili anlatacak çok şey var, etrafındaki Arnavutlarla başlattığı isyan çok sayıda değerimizi yitirmmiz sebep olmuş. İstanbul'un yangınları da başka bir mevzu. Mimarimize sahip çıkılmayışına hep üzülmüşümdür. Sonrasında vergilerin toplanması sistmind yapılmaya çalışılan değişiklikler var. Adem-i Merkeziyetçilik... Vergi toplama işinin teklif verenler arasından devlete en uygun gelene verilmesiyle kurulu sitemde toplayıcı konumundaki mültezimler bu sürede belirlenen vergiyi "kist" denilen taksitlerle merkeze öderlerdi. Zamanla bu sistem dönemler halinde olmaktan çıkıp mültezimlerin bölgeyi tanıması sebebiyle Malikane-i Mukata'a adıyla ömür boyu olacak şkilde düzenlendi. Bu durum da nüfuzlu ayanların ortaya çıkmasına sebep oldu. Bunlara yerel askeri kuvvetleri toplama yetkisi de verilince iyice kuvvetlendiler. Sekban-sarıca denen bu askerlerin savaş dışı zamanlarda reayayı haraca kesmesi de ayrıca bir konu. Yine bu dönemde merkez görevlilerinin halktan toplamakla yükümlü oldukları vergiler dışında kendileri ve maiyetleri için topladıkları çeşitli para-iaşeler, kadıların harç, resim ücreti gibi aldıkları çeşitli paralar ahalinin belini bükmüştür.

1839 Gülhane Hatt-ü Humayunu ile resmen açılan Tanzimat devrinin esas amacı hukuk eşitliği ilkesiyle, Hristiyan tebaayı Osmanlı uyrukluğuyla devlete bağlamak, imparatorluğun birliğini koruyup sağlamlaştırmak olmuştur. Buu dönemde Reayanın durumunu düzeltmek için yapılmaya çalışılan reformlar ayanlar ve beylerin karşı çıkması yüzünden başarıya ulaşmamıştır. Kanun-i esaside padişah meclis-i mebusan karşısında üstünlüğünü koruduğundan başarıya ulaşmamıştır. Bu dönemde batılı devletlerin işlerini meclis yerine Yıldız ile görüşerek halletmesi de bu durumun sonucudur zira batılı devletlerce osmanlı devletinin gayrümüslim halk ile meclis çatısı altında kaynaşması kendi siyasi manevraları için engeldir. 2. Meşrutiyet ve bu dönemde gelişen fikir hareketleri bugünki Türkiye'nin temellerini oluşturmuştur. Buradaki bölümleri okurken Ziya Gökalp ile ilgili çok eksiğim olduğunu fark ettim. Bu konunun üzerinden de ayrıca geçmem lazım. Osmanlı'nın çöküşü, Kurtuluş Savaşı, Meclis, ve Lozan gibi konuları okurken bilgilerimi tekrar etme şansı bulmuş oldum. Kitap normalde 375'te bitiyor. Kalan bölüm ekleri içeriyor. Eklerin ilk bölümünde verilen Osmanlı Kronolojisi acil durumlarda açıp bakılacak önemli bir kaynak. Sonra belgeler sunulmuş. Berlin Antlaşması, hakkında bilgi verilip orjinal metnin tamamı eklere konulmuş. Bu antlaşma Osmanlı Devleti'nin dağılma sürecini hızlandırması bakımından önemli. Ki Ermeni meselesinin ilk defa uluslararası bir antlaşmada yer alması bağlamında da önemi var. Ermeni meselesi, Ermenilerin değil, Osmanlı devletini parçalamak isteyen devletlerin meselesi olarak ortaya çıkmıştır Berlin Antlaşması Ermeni Meselesi'nin başlangıcı olarak kabul edilmektedir.


Bir süre sonra tüm seriyi yeniden okumam gerek diyerek, tavsiye edip kaçayım. :)

This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for barisborazan.
44 reviews
June 12, 2024
Bu ciltte, Osmanlı'nın Cumhuriyet'in kuruluşuna kadar süren modernizasyon faaliyetleri üzerine odaklanılmış. Özellikle Fatih Sultan Mehmet'le özdeşleşmiş batıda veya doğuda bürokrasinin ve ordunun işine yarayabilecek herhangi bir teknolojinin kabulü evresinden; Osmanlı'nın kudretini kimsenin geçemeyeceği inancıyla muhafazakar cepheye dönen zihniyetin, Mukaddes İttifak ile büyük savaş sonrası bürokratik cephe tarafından tekrar ıslahatlara dönülmeye çalışıldığını görüyoruz.

Kitapta maalesef ama belki de haklı olarak pek çok önemli dönemin üstinkörü geçildiğini görüyoruz. O dönem zorunda kalınan Adem-i Merkiziyetçilik etkilerinin günümüze kadar sürdüğü görülebilir. Vergi problemleri, tanzimatın ileri görüşlülüğü fakat uygulamadaki problemleri, kanuni esasi, Balkan Savaşı ile Osmanlıcılık'ın çöküşü, İslamcılık/Türkçülük sentezleri ve Ziya Gökalp görüşlerinin Atatürk'e etkisi gibi önemli hususlar farklı bakış açılarıyla aktarılmış.

Kapitülasyonlar hakkında da detaylı bilgiler verilmiş ve diplomaside çokça alet olarak kullanıldığını görüyoruz. Eklerde de pek çok kullanışlı doküman var.

Eğer beşinci ciltte de son dönem hakkında detaylı bilgi yoksa, maalesef hayal kırıklığıdır.
Profile Image for Can.
59 reviews
March 12, 2024
İlk üç cildin hatırına bitirebildim
kopuk kopuk ve bilhassa son bölümler epey subjektif
Profile Image for Tuncay Özdemir.
287 reviews54 followers
April 9, 2022
Bu ciltte ise artık Batı'nın üstünlüğünü kabul ederek kendini yenilemeye çalışan bir Osmanlı görüyoruz. Ve bu çabalar, Türkiye'nin modernleşme çabası olarak bizi 1700'lerden cumhuriyete kadar getiriyor. Dikkatimi çeken birkaç nokta var:

* Tanzimat olsun, Islahat olsun... Hareket noktası halk üzerindeki baskı unsurları olan ağaların/ayanların nüfuzunu kırmak gibi hareketler anlaşılmaz şekilde hep ters tepiyor. 19. yy aşağı yukarı içerde şöyle geçiyor: Merkezi idare halka birtakım haklar tanıyor. Bir zaman sonra halk bu hakkı korumak ya da daha fazlasını almak için ayaklanıyor. Reelde bunu engelleyecek faktör olarak duran ama verilen haklardan doğal olarak rahatsız olan ayanlar / ağalar da yol veriyor ve olaylar gelişiyor. Bu bana günümüz Türkiye'sini çok hatırlattı. İşçi/öğrenci sınıfının kendisine haklar tanıyan ve onu ciddiye alan yönetimlere karşı haklarını daha büyük bir iştahla savunmaya çalışması ancak her durumda şiddete başvuran baskıcı yönetimlere karşı daha uysal davranması gibi.

* Almanya'nın siyasal birliğini tamamlayarak Avrupa'da bir güç olarak çıkmasının bizim açımızdan olumsuz etkilerini hiç düşünmemiştim. Kitap çok güzel bir açıklama ve bağlam sunuyor.

* Kitabın kapanışında Türkiye'nin bir türlü modernleş(eme)mesi hakkında Halil İnalcık'ın 1963'te yaptığı bir tespit var ki tarih belirtilmese bugün yazılmış sanırsınız. Adeta Türk'ün demokrasi ile imtihanı: "Eğitim nimetlerinde yoksun, mistik zihniyete sahip, gelenekçiliğin hakim olduğu toplumda, modernleşmeye karşı bir direnme kendini göstermiş ve kitlenin oy sahibi olduğu siyasi iktidar mücadelesi devrinde ise siyasetçiler sadece bu akımdan yararlanmayı denemişlerdir. Gelenekçilik teşvik olunmuş ve kitlenin muhafazakar duyguları aydınlara karşı bir düşmanlık haline getirilmeye çalışılmıştır. "
Profile Image for Ali Gül.
80 reviews31 followers
February 9, 2022
İnalcık'ın bu serisi, genel olarak insana yaşamdaki ve siyasal düzendeki devamlılığı ve benzerliği çok açık bir şekilde gösteriyor. Osmanlı tarihine dair biraz bilgim olduğunu zannederdim, bu seriyi okuyana kadar. Burada yer alan bazı bilgileri farklı farklı kaynaklarda daha önce okumuş olsam da, özellikle Osmanlı'nın toprak ve idare yapısı, ayanlar, askeri ve bürokratik elit, padişah ve saray gibi hususlarda kitap ufkum dört beş altı katına çıkardı. İçine düştüğümüz bu curcunanın geçmişine dair sağlam bir fikir edinmek için kesinlikle bu serinin okunması gerektiğini düşünüyorum.
Profile Image for Cm P..
31 reviews1 follower
September 28, 2019
İlk bolumler acikcasi tam bir akademik kaynak ayrintisinda ilerlediginden kolay akıcı olmadi okurken fakat ilerleyen bolumler modern Turkiye'yi olusturan elementlerin doğum surecini anlama oldukca onemli ve detayliydi
Profile Image for Atrona Grizel (Sov8840).
551 reviews3 followers
Read
October 2, 2025
Where is our general?

He was last seen by our eyes in the smoke of war.
Once again he surrendered himself to the clash.
He disappeared into that mist.

Does he watch us now?
Where is he watching us from?
We send a plume of smoke into the sky.
Behind the front, beyond the trenches, deep in the forest.
So maybe you give us a sign.
If you mean to extinguish it, blow upon it.

Every trace you left is a riddle.
Yet this struggle will not end here.
Perhaps you have forgotten us.
Yet our hearts do not sleep without you, our guiding forebear.
Profile Image for Efe Can.
104 reviews
March 5, 2025
Herkesin okuması gereken bir seri. Bu kitap, Ayanlar, Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerine odaklanarak Osmanlı'daki siyasi ve toplumsal dönüşümleri ele alıyor. Türkiye'nin kuruluşuna kadar uzanan süreci anlaşılır bir dille anlatıyor. Özellikle ekler bölümünde yer alan Osmanlı Tarihi Kronolojisi ve 1914 Anadolu'daki etnik gruplar bölümleri, kitabın güzel kısımlarından biri. Bu bölümlere tekrar tekrar döneceğimi düşünüyorum. Osmanlı tarihine ilgi duyan herkes için önemli bir kaynak.
Profile Image for Hakan Kaysı.
56 reviews6 followers
January 16, 2020
Serinin diğer ilk cildi kadar derli toplu değildi. Daha çok farklı tarihlerde yayımlanmış makalelerin biraraya toplanması ile oluşturulmuş. Ama o makalelerde gayet değerli görüşler vardı. En ilgiyle okuduğum ve beğendiğim kısım Ziya Gökalp ile ilgili olan makale oldu.
Profile Image for Çaylak D..
48 reviews
October 24, 2024
İlk bölümler fazlaca, sıkacak kadar, detay içeriyor. Sonra konular makalelerle anlatılıyor. Daha sonra epey öznellik hatasına düşülüyor. Çoğunlukla aynı görüşlerde olsam da bu öznel yaklaşım ekşi bir tat verdi.
70 reviews1 follower
Read
December 1, 2018
Atatürk diyor ki: “Dünyada her şey için, maddiyat için maneviyat için muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendır. İlim ve fennin dışında bir mürşit aramak gaflettir, cehalettir, delalettir.” “Memleketler muhteliftir, fakat medeniyet birdir ve bir milletin terakkisi için de bu yegane medeniyete iştirak etmesi lazımdır.” (Devlet-i Aliyye IV. Cilt s.372.)
Displaying 1 - 12 of 12 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.